''İçkime ilaç atıp dolandırdılar''

''İçkime ilaç atıp dolandırdılar''

Bir işadamı Beyoğlu 22. Noter Başkatibi aracılığıyla dolandırıldığı iddiasıyla 8 kişi hakkında şikayetçi oldu.

İş adamı U.Ö, Beyoğlu 22. Noter Başkatibi aracılığıyla dolandırıldığı, tehditle bono imzalatıldığı ve mal varlığının ele geçirilmeye çalışıldığı iddiasıyla 8 kişi hakkında şikayetçi oldu.

Demir ve çelik ticaretiyle uğraşan iş adamı U.Ö, avukatı Ali Zafer Kaya aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na, iş adamı Hüdai Osman Güreli ve Beyoğlu 22. Noteri Başkatibi İlknur Altınpark Göçmenli'nin de aralarında yer aldığı 8 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu.

Dilekçede, müşteki U.Ö'nün demir-çelik ticareti ile uğraştığı ve yaşamının büyük bölümünü yurt dışında sürdürdüğü belirtildi. U.Ö'nün 2013'te tanıştığı Güreli'nin güvenilir bir inşaat şirketi sahibi olduğu izlenimi vermesiyle dostluklarının geliştiği anlatılan dilekçede, iki iş adamı arasında U.Ö'ye ait Beşiktaş Bebek'teki taşınmazla ilgili inşaat yapma sözleşmesi imzalandığı ifade edildi.

BUGÜNE KADAR  5  MİLYON DOLAR

Dilekçede, müştekinin yatırım amacıyla kentsel dönüşüm alanındaki Fikirtepe bölgesinde hak sahipleriyle inşaat sözleşmesi yapmak için kurulan Suja adlı şirkete hissedar olduğu belirtildi. Bu süreçte kentsel dönüşüm hakkında bilgi birikimine sahip olduğu imajını çizen şüpheli Güreli'nin, Suja İnşaat'ın tüm hisselerinin emaneten kendisine devrinin yapılmasını sağladığı kaydedilen dilekçede, devir işleminin tamamlanmasından sonra projenin ilerlemesi bahanesiyle farklı zamanlarda nakit para talep eden şüphelinin, bugüne kadar U.Ö'den aldığı 5 milyon doların üzerinde parayla harcama yaptığı öne sürüldü.

Dilekçede, U.Ö'nün 26 Aralık sabahı Güreli'nin Nişantaşı'ndaki ofisine geldiği ifade edilerek, şüphelinin burada şüphelinin işlerle ilgili aldatıcı beyanlarda bulunduğu ve 'bazı ek sözleşmeler yapılması gerektiği için Beyoğlu 22. Noteri'nin de ofise geleceğini' söylediği dile getirildi.

170 BİNER DOLAR BEDELLİ BONO
İş adamı U.Ö'nün, "hiçbir sözleşme yapmayacağı, şimdiye kadar yapılan sözleşmelerin süresinin geçtiği, hiçbir ilerleme olmadığını ve büyük miktarda para ödediği" beyanı üzerine sinirlenen şüpheli Güreli'nin üstü örtülü bir şekilde tehditte bulunduğu anlatılan dilekçede, şu ifadeler yer aldı:

"Ofisi terk etmeye çalışan müvekkilin çevresini sararak, 'bu işi çözmeden gidemezsin' diye engellemişlerdir. Durumdan endişe eden müvekkil fenalaşmaya başlayınca Güreli söylem değiştirip, dost oldukları aldatmacası ile depresyon ilaçlarını kullandığı bilinen müvekkile sakinleştirme bahanesiyle içki ikram etmiş ve içine ilaç konduğundan da şüphelendiğimiz içeceği müvekkile vermiştir. Bu sırada kendisini noter olarak tanıtan şüpheli İlknur Altınpark Göçmenli de akşam geç saatlerde ofise gelmiştir. Müvekkil hiçbir belge düzenlenmeden ve imzalamadan, Kuruçeşme'deki bir otele gitmiştir. Kendisine ikram edilen içkinin etkisiyle kendinden geçen müvekkilin oteldeki odasına sabah 05.00-5.30 saatlerinde şüpheliler Güreli ve noter Göçmenli gelmiştir. Durumu kavrayamayan ve şaşkınlık içinde olan müvekkil, bu kişileri içeri almış, ısrarlarının etkisiyle iradesinin bulunmadığı bazı sözleşme ve belgeleri, algılama yeteneğinin yetersizliğinden ve gördüğü baskıya dayanamayarak imzalamak zorunda kalmıştır. Şüpheliler müvekkile, sahtecilikle o gece birkaç sözleşme ile varlığından sonradan haberdar olduğu iki farklı ödeme tarihli 170 biner dolar bedelli bonoları imzalatmışlardır."

"ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ OLARAK HAREKET ETTİLER"
"Şüpheliler, bu davranışları ile kamu kurumu olan noteri vasıta olarak kullanarak, hile ve desiseyle müvekkili aldatarak, üstü örtülü tehdit ederek kendilerine menfaat sağlamak suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlemişlerdir" denilen dilekçede, tüm şüphelilerin organize bir suç örgütü olarak hareket ettikleri ve fiillerinde, "nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, tehdit ve yağma" suçlarının unsurlarının oluştuğu iddia edildi.

Dilekçede, tüm şüpheliler hakkında, "tehdit, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik" suçlarından kamu davası açılması talep edildi.

ARAMA VE EL KONMA KARARI VERİLDİ
Suç duyurusu dilekçesini işleme koyan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 14 Temmuz'da müşteki U.Ö'nün ifadesine başvurdu. U.Ö, sözleşmelerin zor ve tehditle imzalatıldığını savunarak, "İçki içince bilincimi kaybettim. Bana ikram edilen içkinin içinde uyuşturucu olduğunu düşünüyorum. Ertesi gün de bilincim yerinde değildi. Ne yaptığımı dahi zor hatırlıyorum" beyanında bulundu.

Başsavcılık, İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliğinin verdiği 20 Temmuz tarihli arama-el koyma kararı gereği, dava konusu sözleşme ve bonolara el koydururken, şüphelilere ait adreslerde de arama yaptırdı.