Duvarın öteki yanı
Duvarın öteki yanı
Sınırın Suriye tarafında bulunan ve fiili olarak güvenli bölge haline gelen Yamadi Kampı’nda korku dolu gözlerle bakan çocukların yanıtlanamayan sorusu: Neden bombalar patlıyor?YAMADİTürkmen Dağı ve Bayır Bucak Türkmenleri; Rus uçağının sınır ihlali nedeniyle düşürülmesinin ardından gözlerin biraz daha çevrildiği bölge.Türkiye’nin desteği ile varlık mücadelelerini sürdüren Türkmenlerin yaşamlarını Suriye’ye geçerek yakından görme imkanı bulduk. Rusların bombardımanı altındaki Türkmenlerin ayakta kalma mücadelelerine tanıklık ettik. Türkmen Dağı’na, Bayır Bucak Türkmenlerine yönelik yardımların yapıldığı Hatay’ın Yayladağı yakınlarındaki Arpalı insani yardım noktasından geçiyoruz. Burası sınır ihlali nedeniyle Rus uçağının düşürüldüğü alana da çok yakın bir bölge. Bombalardan kaçan Türkmenler de kontrollü olarak Türkiye’ye buradan geçebiliyor.
Kızılay 24 saat çalışıyorKızılay’ın buradaki varlığı hemen hissediliyor. Türkiye’ye giriş yapanları karşılayan sıcak çorba arabası hemen dikkati çekiyor. Çikolata ve su da veriliyor gelenlere.Kızılay’ın özel ekmeği açlığın hemen bastırılmasını sağlıyor. Kızılay Hatay Ekip Amiri Bora Atlıhan da gelen yardımları ulaştırmak için çabalıyor.Gelen yaralılara ilk yardımın yapıldığı seyyar Hastane kurulmuş bu alana. Hatay Valiliği, Türkmenlere yardım konusunda çok hassas. Tüm imkanlar seferber edilmiş. Ambulanslar bekliyor. İlk yardımın ardından ağır yaralılar hemen Yayladağı ve çevredeki hastanelere sevk ediliyor. Türkmen Dağı’na açılan kapı olarak karşımıza çıkan Yamadi köyü, buradan yaklaşık 5 km. içeride. Yamadi, Suriye rejiminin güçlü olduğu Lazkiye şehrine bağlı. Yamadi, stratejik önemi olan bölgede.Fiili güvenli bölgeYamadi’de Türkiye’nin sürekli göçü önleyeceğini belirterek gündeme getirdiği, “güvenli bölge” fiili olarak kurulmuş. Rus uçaklarının bombardımanından kaçan Türkmenler, Suriye tarafında bizim sınırımıza yakın çadır kentler oluşturmuş. Gittiğim yer dağlık bölge, düzlük yok denecek kadar az. Sınıra çok yakın olduğu için Türkmenler kendilerini daha güvende hissediyor. Bu bölgede dokuz çadır kent oluşturulmuş. Yaklaşık 8 bin Türkmen kalıyor. Bombalama sonrasında yaralılar güvenli olur diye buraya getiriliyor.
Bomba sesleri Türkmenler beni özel bir arabayla Yamadi’ye geçiriyorlar. Ancak fazla kalmamam gerektiğini vurguluyorlar. Birkaç gündür duran bombardımanın Sabah tekrar başladığını söylüyorlar. Sabahki bombalar üç kişinin ölümüne yol açmış. Özellikle Türkmen yaralıların getirildiği Yamadi’deki hastanenin bombalanacağına yönelik de duyumlar olduğu belirtiliyor. Yamadi’nin merkezi, sınırdan 5 km. içeride. Türkmenlerin ileri gelenlerinin de olduğu arabada giderken Rus uçağının bombaladığı yerleri görüyoruz. Bombalanan alanların bulunduğumuz noktaya 3 km uzakta olduğunu öğreniyoruz.Savaşı hissediyoruzSuriye topraklarına adım atar atmaz bombalar nedeniyle yaralanan bir Türkmen ile karşılaşıyoruz. Yardımların yapıldığı sıfır noktasına getirilen yaralı hemen Türkiye tarafına alınıyor ve ilkyardım yapılıyor. Bu görüntü, Suriye’de olduğumuzu bize bir kez daha hissettiriyor.Toprak ve dar yolda ilerlerken sırtlarında çantalarla çocukları görüyorum. İlk önce okula gitmek istediğimi söylüyorum hemen. Yamadi’de dört tane okul varmış. Ancak binada değiller. Binalar boşaltılmış. Çocuklar belli alanlarda yapılan prefabriklerde eğitim alıyormuş. Bunlardan birine gidiyoruz.Çocuklar korkuyorSınıflara girince çocukların bakışlarının çok farklı olduğunu hissediyorum. Bir korkuyla bakıyorlar bana. Çocuk gibi bakmıyorlar. O anda bomba sesleri geliyor. Çocuklar bu seslere alışmış, tepki vermiyorlar. Birkaç tanesi “bomba” diyor sadece. “Sesi duydunuz mu?” deyince bir çocuğun sorusu ise duygulandırıyor. “Neden bombalar patlıyor?” diyor. Yanıt veremiyoruz, ne anlatılabilir ki?Bu soğuk ortamı getirdiğim oyuncakları dağıtınca kırıyorum biraz. Çocuklar sanki çocukluklarını hatırlar gibi gülmeye başlıyorlar. Bu okulda altı sınıf olduğunu ve toplamda 135 öğrencinin eğitim gördüğü anlatılıyor.
Çocukların yüzleri Türkiye’den getirdiğim oyuncaklar sayesinde gülüyor.‘Bulgur kendi tarlamdan ye’Hastaneden fiili güvenli bölge olarak adlandırılan kamplara doğru gidiyorum. Dik yamaçlara çadırlar kurulmuş. Beni yabancı gören ilk önce tedirgin bakıyor. Ama Türkiye’den geldiğimi söyleyince gözlerde ışıltı görüyorum. “Türkiye arkamızda. Desteği sayesinde dik duruyoruz” diyorlar. Hemen çadırlarında misafir etmek istiyorlar. “Türkiye’ye dua ediyoruz” diyorlar. Bir çadıra giriyoruz. Fatma Teyze, sobalı ve iyi şekilde dizayn edilmiş çadırında bizi misafir ediyor. Pancar dolması yapıyor ayrıca. Bana da, “Suriye malı ye. Bulgur kendi tarlamdan” diyor, gülerek. Çadırların içi donanımlı, Türkiye’den gelen insani yardımlar tek tek listelenerek veriliyormuş. Ayrıca Kızılay yakından takip ediyormuş yardımların kimlere gittiğini.