Putin, ulusa seslendi: "Donbas Rusya'nın bir parçası"
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlRusya Devlet Başkanı Putin'in, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz'a, Ukrayna'nın doğusundaki bağımsızlık yanlılarının yönetimlerini tanınmasına yönelik kararı imzalayacağı bilgisini verdiği açıklandı. Kararın ardından bir açıklama yapan Putin, "Ülkelere SSCB’den ayrılma hakkı vermek, temeline döşenen bir mayındı. Donbas Bölgesi tarihsel olarak Rusya'nın bir parçası" dedi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'nın doğusundaki bağımsızlık yanlılarının yönetimlerinin resmen tanınması gündemiyle güvenlik konseyini olağanüstü topladı. Akşam saatlerinde konuya ilişkin Kremlin'den yapılan açıklamada, Putin'in, Ukrayna'nın doğusundaki bağımsızlık yanlılarının yönetimlerinin tanınmasına ilişkin kararname imzalayacağı bilgisini verdiği belirtildi.
AA'nın aktardığına göre, Kremlin Sarayı'nda basına açık olarak yapılan toplantı, aynı anda Rus devlet kanallarından yayınlandı. Toplantı esnasında Putin, Rusya Parlamentosunun alt kanadı Devlet Duması'nın Donbas'taki bağımsızlık yanlılarının yönetimlerinin tanınmasıyla ilgili çağrısı konusunda güvenlik konseyi üyelerinin hepsinin tek tek görüşünü aldı.
Konsey üyelerinin tamamı 'Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Halk Cumhuriyeti'nin tanınmasından yana görüş ifade etti.
Donbas'taki 'Donetsk Halk Cumhuriyeti ile Lugansk Halk Cumhuriyeti' yönetimlerinin tanınması konusunu önceden güvenlik konseyi üyeleri ile müzakere etmediğini belirten Putin, herkesin görüşlerini dinlediğini aktardı. Putin, "Karar bugün alınacak" dedi.
LAVROV: BAŞKA BİR YOL GÖREMİYORUM
Toplantı esnasında Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Donetsk ve Lugansk'taki bağımsızlık yanlısı yönetimlerin tanınması gerektiğini belirterek, "Başka bir yol göremiyorum. Batı'ya 2-3 gün süre verilmesi önerisinin ise bir şeyi değiştirmeyeceğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Lavrov, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile 24 Şubat'ta Cenevre'de bir görüşme gerçekleştireceğini de sözlerine ekledi.
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu da Donetsk ve Lugansk'taki yönetimlerin tanınmasını desteklediklerini belirterek, "Bize kesinlikle tanımaktan başka seçenek bırakmadılar" ifadesini kullandı.
Başbakan Mihail Mişustin de Rus hükümeti olarak bağımsızlık yanlısı yönetimlerin tanınmasıyla ilgili uzun süredir çalışmalar yürüttüklerine işaret ederek, "Olası tepkilere yönelik uzun süredir çalışma yürütüyoruz. Riskleri iyi çalıştık" diye konuştu.
KREMLİN, KARARI AÇIKLADI
Akşam saatlerinde konuya ilişkin Kremlin'den yapılan açıklamada, Vladimir Putin'in, Macron ve Scholz ile telefonda görüştüğü belirtildi.
Açıklamada, Putin'in, Macron ve Scholz'a, Ukrayna'nın doğusundaki bağımsızlık yanlılarının yönetimlerinin tanınmasına ilişkin kararname imzalayacağı bilgisini verdiği belirtildi.
Macron ve Scholz'un, söz konusu karar nedeniyle hayal kırıklıklarını ifade ettikleri aktarılan açıklamada, iki liderin temaslara devam etmeye hazır olduklarını söyledikleri kaydedildi.
PUTİN, KARARIN ARDINDAN ULUSA SESLENDİ
Putin, gerçekleştirdiği olağanüstü güvenlik konseyi sonrasında ulusa sesleniş konuşması yaptı. Konuşmasında, Donbas bölgesinin tarihsel olarak Rusya toprağı olduğunu kaydeden Putin, "SSCB'nin dağılmasının sorumlusu, farklı dönemlerde yaptıkları hatalar nedeniyle Bolşeviklerdir. Ülkelere SSCB’den ayrılma hakkı vermek, temeline döşenen bir mayındı" dedi.
Sovyetler Birliği'nin 1991'deki çöküşünün Rusya'yı zor bir pozisyonda bıraktığını belirten Putin, Kiev'in Sovyetler Birliği sonrası Rusya'ya yönelik tavrını eleştirdi. Putin, Rusya'nın Ukrayna ile her zaman açık işbirliği istediğini, Ukrayna liderlerinin ise herhangi bir yükümlülük altına girmeden Rusya'dan sadece iyi şeyleri talep ettiğini belirtti.
"Ukrayna'nın istikrarlı bir devlet olamadığını ve bu yüzden ABD gibi ülkelere sırtını yaslayıp yabancı devletler tarafından yönetildiğini söyleyen Putin, "Ukrayna şimdi dış güçler tarafından yönetiliyor. Kritik kararları Batılılar veriyor, halk soyuluyor" ifadelerini kullandı.
Putin'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Donbas bölgesi tarihsel olarak Rusya'nın bir parçası. Doğu Ukrayna'da durum kritik. Ben yalnızca mevcut politik gerçekler üzerinden konuşuyorum. Ne kadar faydalı olduklarının dışında konuşuyorum. Bu bir ulus inşasının bir parçası olmamalı. Ben kimseyi suçlamıyorum. Burada iç savaştan evvel çok kritik bir durum vardı.
Komünist partinin ulusallaşma süreci, devletleşme süreci bir formalitenin ötesine geçmedi. İlkeler deklare edildi ama kullanılmadı. Gerçekte Sovyet Cumhuriyetlerinin egemenlik hakları çok fazla yoktu. Lenin'in Sovyetleri inşa etme konusunda ilkeleri teknik olarak hesaba katılmadı. Devletin temelleri bu devrim tarafından ortaya çıkmıştı ve bunlar yıkıcı fantezilerin olması ötesine geçmedi. Komünist partinin liderleri güçlü bir hükümet sistemi kurduklarından gayet emindiler. Milliyetçilik bu topraklardan kaybolmadı. 1980'lerin ortasında artan sorunlara karşı milliyetçilik konusu bir fikir olmaktan çıktı ve mevcut liderlerin iştahla baktıkları bir şey haline geldi.
'UKRAYNA BATI'YA ŞANTAJ YAPTI'
Ukrayna yetkilileri Rusya ile ilişkilerini sürdürdüler; ancak yükümlülüklerini yerine getirmediler. Bu bir gerçek ortaklık, partnerlik değildi. Örneğin şantaj durumunu hatırlayın. Gaz taşınması açısından. Dolayısıyla Batı'ya şantaj uyguladılar. Rusya'ya yaklaşacağız dediler, neticesinde belli başlı imtiyazlar istiyorlardı. İlk adımlarından itibaren bizi bir araya getiren her şeyi yok etmeye çalıştılar. Tarihi anılarımızı silmeye çalıştılar. Hiç şaşırmıyoruz, Ukrayna toplumunun radikal milliyetçilik uygulaması konusunda Rusya korkusunu da attılar. Neonazi yönüne gittiler. 'Rusya'ya yönelik belli başlı toprakları elde etmemiz gerekiyor' dediler. Özel hizmetleri kullanarak hükümete milliyetçi kişileri getirdiler. 1991'den itibaren mekanik bir biçimde yabancı modelleri kopyalamaya başladılar.
2021'de tersanenin kapandığını gördük. 2016'dan itibaren tek bir uçak bile üretmediklerini görüyoruz. Geçmişte uçak üretimi yapan alanlar artık üretim yapmıyorlar. Gaz, taşımacılık için de aynı durum söz konusu. Sovyetler'den devraldıkları pek çok sektörün yok olduklarını görüyoruz. Bu fakirlik ve yıkıma yol açtı. Batı destekli seçimler yıllardır insanların kafasına sokuldu. Gerçek şu; Ukrayna ekonomisinin çöktüğünü halkın soyulduğunu görüyoruz. Ukrayna şimdi dış güçler tarafından yönetiliyor. Batıdan gelen kararlar doğrultusunda yönetilen bir ülke haline dönüştü."
Önemli kararlar üzerinde Batı söz sahibi. Devletten belediyeye kadar ana devlet kurumları, enerji şirketleri, taşımacılık tüm bu alanlar Batı tarafından yönetiliyor. Ukrayna'nın artık bağımsız bir sistemi bile söz konusu değil. Herhangi bir liman sisteminin bağımsız olduğunu söyleyemeyiz. Amerika'nın da aslında ulusal yolsuzlukla mücadele bürosunu yönettiğini görüyoruz. Bunun sonuçları nerede? Hala yolsuzluğun söz konusu olduğunu görüyoruz. Ukraynalılar ülkelerin koloni haline geldiğinin farkındalar. Artık kukla devleti haline geldiğinin farkında Ukrayna. Halkın çıkarlarına yöneticiler hizmet etmiyor. Tam tersine güç kullanarak Rusya'yı asimile etmeye çalışıyorlar, daha ayrılıkçı davranmaya çalışıyorlar. Kendilerini Rus olarak gören kişiler artık Ukrayna'ya ait değiliz diyorlar.
'KIRIM KENDİ KARARINI VERDİ'
Rus dilini okullardan, tüm kamu alanlarından sildiler. 'Biz burada temizlik yapıyoruz' dediler. Rus dilini yok ettiler. Kamu gücü, kolluk kuvvetleriyle konuşma özgürlüğünü yok etmeye çalıştılar. Ukrayna'da Batılı devletlerin daha da ötesine geçildi, kendi vatandaşlarını basın aracılığıyla baskı altına almaya çalışıldı. Kiev'de Rusya kiliselerinin de baskı altına alındığını gördük. Kiev'de ulusal politika aracı haline geldi kilise. Devlet halkın iradesini göz önünde bulundurmadı. Ukrayna ortodoks kilisesinin yeni yasaları söz konusu.
Kırım zaten kendi kararını verdi ve 'Biz Rusya'nın yanında yer alıyoruz' dedi. Ukrayna yetkilileri bu konuya hiçbir şekilde karışamaz. Bu nedenle radikal İslami kurumları kullanarak harekete geçmeye çalıştılar. Bizim kanıtlarımız var. Bu tür saldırgan eylemlere yabancı uzmanların desteği ile katılmaya çalıştılar. Bu belgeler Rusya'ya karşı çıkmalarını ortaya koymakta. Burada amaç yine Kırım'ı geri alabilmekti. Donbas'ta da benzer durum söz konusuydu.
'UKRAYNA'NIN NÜKLEER SİLAHI OLURSA AVRUPA'DA DURUM DEĞİŞİR'
Askeri destek almaya çalıştılar. 'Jeopolitik bir savaşla karşı karşıyayız' dediler. Belli başlı açıklamaları duyduk. Ukrayna kendi nükleer silahlarını oluşturmak istiyor. Ukrayna'nın bu tür silahları oluşturma gücü var. Zaten Rusya altında da böyle bir gücü vardı. Bunu artırabilirler. Nükleer silahlara ulaşmak aslında diğer devletlere kıyasla Ukrayna için çok daha kolay olacaktır. Teknolojik destek alırlarsa nükleer savaş güçlerini artırabilirler. Ukrayna bu tür silahlara sahip olura Avrupa'daki durum değişecektir. Biz bu gerçek tehdit karşısında tepki vereceğiz tabii ki.
Ukrayna'yı nasıl desteklediklerini görüyoruz. Amerika milyonlarca dolar yığdı Ukrayna'ya. Özellikle Ukrayna ordusunu eğitmek için para yağdı. Ukrayna ordusuna verilen destek yabancı danışmanlar eşliğinde gerçekleşiyor. Geçtiğimiz yıl NATO Ukrayna'ya yatırım yaptı. Bu da şu anlama geliyor; Ukrayna ordusu doğrudan NATO merkezi tarafından kontrol ediliyor. Gelecekte savaş alanı olarak görülüyor Ukrayna. Geçtiğimiz yıl 20 binden fazla asker desteklendi, teçhizat desteği yapıldı. Yabancı birlikler doğrudan Ukrayna sokaklarına girebiliyorlar. NATO birlikleri Ukrayna'yı destekliyor, belli başlı çalışmalar devam ediliyor."
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol