İşte ABD'nin yeni ortağı

İşte ABD'nin yeni ortağı
Güncelleme:

500 milyon dolarlık eğit-donat projesinde başarılı olamayan ABD, Suriye Demokratik Güçleri'ne yöneldi.

Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) mensuplarına yönelik eğit-donat programı iflas eden ABD, yüzünü Suriye'deki yeni bir oluşuma çevirdi.

Terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD'nin silahlı kanadı YPG ile bazı ılımlı muhalif Arapların oluşturduğu gruplar ve Süryani Askeri Konseyi'nin bir araya gelerek oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adlı bu şemsiye yapı, uzmanlara göre ABD'nin yeni ortak adayı. Yaklaşık bir yıldır YPG ile Suriye'de işbirliğini sürdüren ABD'nin, önceki gece de kargo uçaklarıyla 50 ton cephaneyi Suriye’de YPG’nin kontrolündeki Haseke bölgesine bırakması, bunun bir göstergesi.

"ABD'nin sahada Kürtlerden başka güvenilir olarak işbirliği yapabileceği fazla alternatif kalmadı" diyen Radikal yazarı Fehim Taştekin, ABD birkaç yönlü strateji izlediğini belirtti.

Taştekin, "Eğit-donat'ın sonuç vermeyeceğini pekala Obama yönetimi de biliyordu. Ancak müttefiklerini teskin etmek için beyhude bir çabanın içine girdiler. ABD birkaç yönlü strateji izliyor. IŞİD'e karşı saha unsuru olarak Kürtleri görüyor. Ekim 2014'ten itibaren Türkiye'ye rağmen tercihini net olarak YPG'den yana koyarken sözde ‘ılımlı’ muhalifleri de Esad’a karşı olası siyasi çözüm sürecinde güçlü kılacak bir takım ince ayarlamalar yapmayı denedi. Tabii Rusya’nın müdahalesi oyun planını bozdu. Rusya ‘ılımlı’ diye bahsedilen grupları da hedef tahtasına koyup ABD’nin siyasi süreçteki kartlarını zayıflatırken Kürtleri de IŞİD’le mücadelede gerçek güç olarak niteledi. Bu noktada Kürtler iki güç arasında rekabet unsuru olarak kıymete bindi" ifadesini kullandı.

"RUSYA DA KÜRTLERİ YANINDA GÖRMEK İSTİYOR"
Taştekin'e göre, "ABD, Türkiye’nin bütün kapıları kapattığı ve örtülü savaş yürüttüğü Suriyeli Kürtlerin günün sonunda Şam’a kaymasını istemiyor. Kürtlerle Ekim 2014’ten beri devam eden askeri işbirliğini yeni silah sevkiyatı ile pekiştiriyor. Yani eğit-donat’ı bir kenara bırakıp Kürtlerin liderliğindeki koalisyona ağırlık veriyor. Bu yol hem IŞİD’e karşı sonuç alıcı bir tercih hem de Rusya’nın daha fazla inisiyatif almasını önlemeye yönelik bir taktik. Çünkü Rusya da Kürtleri yanında görmek istiyor. Onlara yardım edeceğini söylüyor. Zaten Moskova’nın hem askeri hem sivil kanatla temasları oldu. Rusya şimdi Suriye, Irak ve İran’la birlikte oluşturduğu koalisyonda Kürtlere de yer açıyor. Hem Suriye hem Irak’taki Kürtleri bu koalisyonun önemli aktörü olarak görmek istiyor."

"KÜRTLER İKİLİ YOL İZLİYOR"
Taştekin görüşlerini şöyle sürdürüyor:

"Kürtler ise ikili yol izliyor: Bir taraftan ABD’nin yardımlarıyla IŞİD belasından kurtulup bu ittifakı Batı’da meşruiyet zemini olarak kullanmak istiyor. Diğer taraftan Suriye’nin geleceğinde Rojava’nın anayasal bir çerçevede kabul edilmesinde Rus etkisinin daha işlevsel olacağına inanıyor. Yani Kürtler iki küresel aktörün de kendilerine sunduğu ittifakın değerli olduğunu düşünüyor."

ABD'NİN SİLAH YARDIMI YAPTIĞI GRUPLAR
ABD’nin silah yardımı yaptığı grubun içinde YPG’nin yanı sıra Ceyş el-Suvar, Burkan el-Fırat, El-Sanadid ve El-Cezire Tugayları gibi ılımlı muhalif Arapların oluşturduğu gruplar ve Süryani Askeri Konseyi bulunuyor. Burkan el-Fırat, YPG ile birlikte Kobani’yi IŞİD’e karşı savunmuştu. Söz konusu grubun oluşturulma aşamasında New York Times Gazetesi’nde çıkan haberde ABD’li yetkililerin, SDG’ye katılacak Arap grupların komutanlarının radikal olmamasına dikkat ettiği ifade edilmişti. NYT, bu gücün kurulma amacının, IŞİD’in Suriye’deki merkezi Rakka’ya ilerleyip kentin bağlantısını kesmek olduğunu yazmıştı.

"YENİ ORTAK ADAYI"
AFP, ABD'nin eğit-donat projesinden vazgeçtiğini bildirmesinin ardından gelen açıklamayı, "Yeni oluşum IŞİD'e karşı mücadelede ABD için yeni bir ortak adayı olabilir" diye yorumladı.

BAZI SURİYELİ GRUPLAR RAHATSIZ
BBC Türkçe'nin haberine göre, AFP konuyla ilgili haber-yorumunda ayrıca, ABD'nin mali ve lojistik desteğini alabilmek için birbiriyle rekabet eden diğer bazı Suriyeli grupların YPG-ABD ilişkilerinden hoşnut olmadığını belirtti.

Ajans "Suriyeli muhalif grupların çoğu Kürtlere 2011'de ayaklanma başladığından bu yana temkinli bir hat izledikleri için kuşkuyla bakıyor. Kürtler, yıllarca Şam yönetiminin baskısı altında yaşamalarına rağmen, rejime karşı silaha sarılmaktan kaçındılar, onun yerine nüfusunun çoğu Kürt olan bölgelerde özerk yönetim oluşturmaya odaklandılar" yorumunda bulundu.