Odabaşı: ''Her türlü dışlayıcılıkla mücadelede kamusal dayanışma önemli''
Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, Fransa’da düzenlenen Avrupa Irkçılık Karşıtı Kentler Ağı –ECCAR’ın genel kurulunda konuşma yaptı. Odabaşı, konuşmasında her türlü dışlayıcılıkla mücadelede kamusal dayanışmanın önemini ve bunun sadece yerelde kalmaması gerektiğini vurguladı ve katılımcılara Kadıköy'deki çalışmalara ilişkin bilgi verdi.
Kadıköy Belediyesi, UNESCO tarafından kentlerin ırkçılık, ayrımcılık ve yabancı düşmanlığı ile mücadele politikalarını iyileştirmek amacıyla kurulan Avrupa Irkçılık Karşıtı Kentler Ağı’na 2019 yılında oy birliğiyle kabul edildi. ECCAR’ın Fransa’da düzenlenen genel kuruluna katılan ve bir konuşma yapan Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, konuşmasında her türlü dışlayıcılıkla mücadelede kamusal dayanışmanın önemini ve bunun sadece yerelde kalmaması gerektiğini vurguladı. Odabaşı’nın konuşmasından satır başları şöyle:
“KADIKÖY ÖZGÜRLÜĞE KAÇIŞ MEKANI”
“Kadıköy, kendisini dışlanmış hisseden farklı kimlikler ve değerlerden bütün insanları kucaklayan bir kent. Her farklı köken, inanç, kimlik ve yönelimden kentliler için ama özellikle de yeni kuşak genç kitle için Kadıköy, son yıllarda her türlü baskıdan, dışlanmışlıktan, kutuplaştırılmadan, nefret nesnesi haline getirilmekten uzak bir ‘özgürlüğe kaçış mekânı’ olarak ön plana çıkıyor. Kadıköy; özgürlüğün, eşitliğin ve kardeşliğin yanı sıra dayanışmanın, sosyal adaletin, laikliğin, kısacası sosyal demokrat değerler bütününün Türkiye siyasetindeki köklü temsilcisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin en güçlü olduğu kentlerin başında gelmektedir. Bizler de sosyal demokrat ve toplumcu değerleri korumak ve yaşatmak adına her kesime el uzatarak Toplumsal Eşitlik Birimimiz öncülüğünde çocuk, genç, kadın, engelli, yaşlı, sığınmacı, mülteci ve LGBTİ+’lara dair çalışmalar yapmakta; bu alanlarda sayısız rehberlik, danışmanlık, savunuculuk, izleme ve değerlendirme faaliyetlerinde bulunmaktayız.”
"ÜZERİNDE DURULMASI GEREKEN BİR AYRIMCILIK: YAŞÇILIK"
“Covid-19 salgını, fiziksel sağlıkla birlikle ekonomik, psikolojik ve toplumsal birtakım eş zamanlı ve kitlesel sorunlara da yol açtı. Sosyal bilimciler, bu gibi olağanüstü dönemlerde kimi zaman popülist politikacılar eliyle yaygınlaştırılan ayrımcı söylemlerin kalıcı olma potansiyelinden bahsetmektedirler. Covid-19 salgını süresince bir kez daha gündeme gelen fakat özellikle başarılı aşı uygulamaları sonrasında bugün yeterince üzerinde durulmadığını düşündüğümüz bir ayrımcılık türü ise “yaşçılık”. Kadıköy’de 65 yaş üstü yaklaşık 100 bin vatandaş yaşamaktadır. Bu demografik dağılımın öneminin farkında olan Belediyemizde hali hazırda iki adet Alzheimer merkezinden, her talep karşısında hizmet sunmaya hazır evde temizlik ve kişisel bakım hizmetlerine dek yaşlılara özel geniş bir uygulamalar bütünü mevcut. Nitekim bizler de Covid-19 salgınıyla birlikte, kimi sosyal kısıtlama ve ayrımcılıklara maruz kalan yaşlıların bu süreçteki mağduriyetleri üzerine odaklanmayı önceliğimiz olarak belirledik."
UNESCO’NUN ÖRNEK GÖSTERDİĞİ KAMPANYA: KOMŞULUK GİBİSİ YOK
"Kısıtlamaya maruz kalan yurttaşlarımızın ihtiyaçlarını gidermeye yönelik oluşturulan Kriz Masası ile yoksul, engelli ve kronik rahatsızlığı olan yaşlı vatandaşlarımızın taleplerini eksiksiz bir şekilde karşılamaya odaklandık. 'Komşuluk Gibisi Yok' adını verdiğimiz bu kampanya ile Türkiye’nin ünlü şefleri, aşçıları ve beslenme uzmanları ile birlikte hazırlanan yemekler, hergün evlere servis edildi. Bugüne dek yaklaşık 350 bin öğün sıcak yemek desteği sağlanan ve hâlâ devam eden kampanyamız, geçen sene UNESCO tarafından yeni koronavirüsle mücadele sürecinde başarılı kampanyalar arasında gösterilmişti. Tüm bunlar bize gösteriyor ki kimlikle ilintili olan bütün dışlayıcı kavramlar aslında güncel gelişmeler doğrultusunda şekillenme potansiyeline sahip. Bu sebeple her türlü dışlayıcılıkla mücadelenin de dinamik ve pro-aktif bir kamusal dayanışma ağının kurulmasında yattığını söyleyebilirim. Bu noktada, dayanışmanın sadece yerelde kalmamasını; dünyaya benzer yerlerden baktığımız ve benzer değer yargılarına sahip olduğumuz kurumları birleştiren ve bir araya getiren ECCAR’ın önemini bir kez daha vurgulamak isterim.”