Mansur Yavaş: ''Tartışacak vaktimiz yok hakkımızı arayacağız''

ABB Başkanı Yavaş, iktidarın salgın döneminde CHP’li belediyelere yönelik kısıtlayıcı tutumuna ilişkin, “Tartışmalara ayıracak vaktimiz yok. Hukuken hakkımızı arayacağız ama hizmetlerden de geri kalmayacağız” dedi.

Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını, 160 binin üzerinde can kaybına yol açtı. Türkiye’de ilk vakanın tespit edildiği 11 Mart’tan bugüne vaka sayısı 90 bini, hayatını kaybeden sayısı ise 2 bini aştı. Salgının ülke ekonomisinde yarattığı tahribat nedeniyle çok sayıda yurttaş, ekonomik darboğazın içine düştü. Yerel yönetimler, salgının ilk gününden itibaren, yoksul yurttaşların yaşamını kolaylaştıracak adımlar attı. Ankara Büyükşehir Belediyesi de koronavirüs ile mücadele tedbirleri kapsamında en hızlı davranan yerel yönetimlerin başında yer aldı.

BirGün gazetesinden Mustafa Mert Bildircin'in sorularını yanıtlayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Toplum sağlığı ve gıda dışındaki tüm ihalelerimizi iptal ettik, kaynaklarımızı vatandaşlarımızın geçimine ayırdık” ifadesini kullandı. Yavaş, iktidarın belediyelere yönelik kısıtlayıcı yaklaşımına karşın ise “Hukuken hakkımızı arayacağız” dedi.

Koronavirüs nedeniyle ekonomik zorluk yaşayan yurttaşlara yardım için başlatılan bağış kampanyası kapsamında açılan banka hesabı İçişleri Bakanlığı’nın, ‘uyarısının’ ardından bloke edilen ABB, “İyilik hastalıktan daha bulaşıcıdır” sloganıyla yeni bir kampanya başlattı. Kampanya kapsamında, Ankara’da yüz bini aşkın yurttaşın bakkal ve manav borcu kapatıldı. ABB’nin, mülkiyeti belediyeye ait işyerlerinden alınan kira bedelini iki ay süreyle ertelemesi, şefkat evlerini günlük dezenfekte programına alması ve çocuğu olan belediye personelini idari izne çıkarması da koronavirüs salgınına ilişkin alınan önlemler arasında öne çıktı.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, koronavirüse karşı mücadele sürecinde atılan adımlara ve iktidarın yerel yönetimlere karşı tavrına ilişkin sorularımızı yanıtladı.

Ankara Büyükşehir Belediyesi, koronavirüse karşı tedbirleri kapsamında karar alırken nasıl bir yol izliyor?

Yönetim anlayışımızdaki en önemli özelliklerden biri, dışarıya fikren açık, ortak akla önem veren bir yapı ile hareket etmemiz. Vatandaşlarımız, öğrenciler, yaşlılar, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, Kent Konseyi’miz, bürokratlarımız fikirlerini bizim kanallarımıza rahatça iletebiliyor. Biz de hızla harekete geçiyoruz. Çünkü olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. İnsanlarımız bir yandan sağlığını korumaya çalışırken bir yandan da geçinmeye çalışıyor. Vatandaşlarımızı mağdur etmemek adına hızla karar almak kadar hızla uygulamanın da öneminin farkındayız.

İktidarın, koronavirüse karşı mücadele sürecinde yerel yönetimleri yalnız bıraktığını hatta daha ileri giderek engellediğini düşünüyor musunuz? Bağış kampanyasının engellenmesini ve kısıtlayıcı kararları nasıl değerlendiriyorsunuz?

İlk günden beri şunu belirttim, bu siyasi bir konu değildir. Dünyayı sarsan bir salgın dönemi yaşıyoruz. Bizim eşgüdümlü, birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmekten başka şansımız yok. Maalesef bu konuda daha çok kat etmemiz gereken mesafe var. Yaşananlara takılıp kalacak halimiz yok çünkü şu anda bizim buna ayıracak vaktimiz yok. Her gün yüzün üzerinde vatandaşımız pandemi nedeniyle hayatını kaybediyor. Bunlara vakti olanları milletimize havale ediyoruz. Biz önümüze bakacağız. Bir yandan hukuken hakkımızı aramaya devam edeceğiz ama bir yandan da yapacağımız hizmetlerden geri kalmayacağız.

4 Nisan’da, “İyilik hastalıktan daha bulaşıcıdır” sloganıyla yeni bir kampanya çağrısında bulundunuz ve durumu olanların vatandaşların bakkal borcunu kapatması tavsiyesinde bulundunuz. Kaç kişi bu çağrıya kulak verdi, kaç vatandaşın borcu kapatıldı?

Net bir sayı veremeyiz ama bugüne kadar çevremizden binlerce fotoğraf geldi. Ama bu sadece bize ulaşan kesim... Ankara’nın dört bir yanında mahallelerden böyle haberler geliyor. Bir süre sonra bu kampanyanın tüm Türkiye’ye yayıldığını gördük. Her gün basında farklı bir ilden gelen, ‘Borç kapama’ haberi okuyoruz. Bu bize şunu gösteriyor: Birlik ve beraberlik içinde olmamız, tarih boyunca tüm zorlukları aşmamız da milletimizin hep en önemli özelliği olmuştur. Biz bu birlik ve beraberliği sağlarsak, aşamayacağımız hiçbir güçlük yok. Bu yüzden, Ankara’da ve Türkiye’de veresiye defteri borçlarını ödeyen herkese çok teşekkür ediyorum. İyiliğin hastalıktan daha bulaşıcı olduğunu bir kez daha görmüş olduk.

PEK ÇOK İHALEYİ İPTAL ETTİK

Koronavirüs nedeniyle çok sayıda insan işini kaybetti. Bu süreçte kaç ihtiyaç sahibi belediyeye başvurdu ve bunlara yönelik hangi çalışmalar yapıldı?

Belediyemizin zaten düzenli olarak önceden sosyal yardım yaptığı 165 bin ihtiyaç sahibi ailemiz vardı. Bu yardımlar aynen devam ediyor. Bunun dışında koronavirüs döneminde bugüne kadar yaklaşık 280 bin ihtiyaç sahibi bizlerden destek talebinde bulundu, 72 bin vatandaşımız ise işini ya da gelirini kaybettiğini belirterek bizlere başvurdu. Biz kimlik sorgulamalarını yapıp, uygun başvuruların tamamına desteğimizi iletiyoruz. Bu süreçte acil konular, toplum sağlığı ve gıda dışındaki tüm ihalelerimizi iptal ederek tüm kaynaklarımızı vatandaşlarımızın geçimine ayırdık. Bu şehirde kimseyi aç ve açıkta bırakmayacağız diye sözümüz vardı.

Sonraki Haber