Konyaaltı örnek oldu, fasulyede üretim arttı

Antalya’nın tarımdaki önemli değeri olan Çandır Fasulyesi’nin hasadında konuşan Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, 2 tona kadar düşen fasulyede bu sene 50 ton üretim beklediklerini kaydetti.

Konyaaltı Belediyesi, mülkiyeti kendisine ait olan 5 bin metrekarelik alanda ekimini yaptığı Çandır Fasulyesi’nin hasadını gerçekleştirdi. Yarbaşçandır Mahallesi’nde, Antalya’nın önemli bir değeri olan Çandır Fasulyesi’nin ülke genelinde bilinirliğini artırmak ve bölgede yaşayan çiftçileri üretime teşvik etmek amacıyla yapılan fasulye hasadı bu yıl da bereketle tamamlandı. Tohumdan fidana, fidandan hasada kadar olan bütün evreleri Konyaaltı Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğüne bağlı ekipler tarafından hazırlanan fasulye, öncelikle kökleriyle birlikte topraktan ayrılarak kurumaya bırakıldı. Bir gün güneş altında bekletilen mahsul, kabuklarından çıkarılmaya hazır hale getirildi. Traktör ile üstlerinden defalarca geçilerek kabuklarından ayrılan fasulye taneleri, rüzgar vasıtasıyla harman edilerek sofralara hazır hale getirildi. Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, belediyeye ait tarlada bu sene 1,5 ton üretim beklediklerini söyledi. Esen, “Bölgede 2 tona kadar düşen üretimi belediyenin çabasıyla 50 tona kadar ulaştı” diye konuştu.

ÜRÜNLER DEĞERİNDE SATILAMIYOR

Fasulye hasadını yerinde inceleyerek açıklamalarda bulunan Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, Konyaaltı denilince herkesin aklına çok güzel plajlar gelse de 39 mahalleden 25 tanesinin köy olduğunu ve önemli ölçüde tarımsal ve hayvansal faaliyetlerin olduğu bir ilçe olduğunu söyledi. Köylerdeki üretimin vatandaşı geçindiremez hale gelmesi nedeniyle insanların yavaş yavaş şehre göç ederek farklı ekonomik faaliyetlere yöneldiklerine vurgu yapan Başkan Esen, “İnsanların köylerinde kalmaları için, köylerin çekici hale gelmesi lazım” dedi. Köylerin yaşanabilir hale gelmesi için öncelikle ekonomik sorunların çözülmesi gerektiğini aktaran Esen, “Bunu tarımsal üretimle çözmek mümkün. Mesela yurdun değişik yerlerinde gerek fasulye, gerekse de birçok ürün var. Aslında çok da talep görüyor ama üretim ve pazar konusundaki yanlış uygulamalar nedeniyle çiftçi üretimden verim alamıyor. Ürününü değerinde satamıyor. Biz belediyeyiz, bizim böyle bir görevimiz yok diye düşünmemek lazım” dedi.

VATANDAŞI DİNLEMEK LAZIM

İlçe genelinde yaptıkları bütün işlerin hazırlık sürecinde vatandaşa kulak verdiklerini belirten Başkan Esen, “Biz birçok yerde sorunlardan bahsederken en sonunda bir yere bağlarız, hukuk devleti, demokratik kalite deriz. Aslında demokratik kalitenin en önemli unsuru, vatandaşı dinlemek. Katılımcı demokrasi bu zaten. Bu sadece seçimlerin, siyasi partilerin ve sandığın varlığıyla olmuyor. Vatandaşa gidiyorsunuz, dinliyorsunuz. Siz yüksek siyaset olarak Ankara’da saraylarda çok soyut kavramlar üzerinden halkı yakalamaya çalışırken, halk size fasulye diyor, keçi diyor, hayvanlarımın aşısı diyor. Aslında vatandaş size siyasetin konusunun ne olduğunu öğretiyor’’ dedi. Vatandaşı dinleyerek, onların taleplerine göre imkanları ölçüsünde çalıştıklarını aktaran Başkan Esen, “Yöneticilerin artık odalarından çıkıp vatandaşla konuşup, onlar ne diyor, bize ne görev veriyor bunu dinlemesi, buna göre hareket etmesi lazım. Bizim yaptığımız da bu. Vatandaşa kulak astık’’ şeklinde konuştu.

HALKIN DERDİ EKONOMİ

Tarımsal faaliyetlerin ve hayvancılığın öneminin önümüzdeki yıllarda daha belirgin bir şekilde anlaşılacağına dikkat çeken Başkan Esen, “İnşallah bunu üzülmeden anlarız ama eğer böyle giderse sağlıklı gıdaya ulaşmanın ne kadar hayati bir önemi olduğunu maalesef üzülerek anlayacağız” diye konuştu. Belediye olarak bu konuda asli görevli kurumlar olmadıklarını ifade eden Esen, gördükleri olası bir sorunu karınca kararınca, güçleri yettiğince ele aldıklarını aktardı. Bölge halkının her türlü siyasetten ve tartışmadan uzak kendi işlerine baktığına da değinen Başkan Esen, şöyle konuştu; “Bize lazım olan da bu. Bakın bugün buğday krizi yaşıyoruz. Ukrayna’dan bize buğday gelecek diye neredeyse bayram etmediğimiz kaldı. Aslında bunun tam tersini yapmak mümkündü. Dünyanın sağlıklı gıda ihtiyacının önemli bir kısmını biz hem kendimize yetip hem de artanıyla önemli bir kısmını sağlayabilirdik ama bu şekilde olursa zor. Bugün yerli buğday tohumumuz bile kalmadı. Dilerim merkezi hükümet tarım konusunda fasulyeyi dünyanın neresine satarız diyerek bir pazar arayışına girer. Üretilen elmayı biz hangi ülkeye satacağız, hangi dost ülkemize bunları pazarlayacağız diye uğraşır. Bunların tamamı toplandığı zaman zaten tarımsal üretimin artması gibi bir sonuç çıkacak’’ dedi.

Sonraki Haber