İmamoğlu'ndan Bakan Soylu'ya: ''Ne diyorsun sen Allah aşkına ya ?''

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul'daki yoğun kar yağışı sonrası yaşanan tartışmalara ilişkin açıklamalarda bulundu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun İmamoğlu için "Dedikodu değil, iyiliğin zamanı" ifadesine de cevap veren İmamoğlu, Güvencemiz devletimiz. Ne diyorsun sen Allah aşkına ya?" dedi.

FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programına katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB'nin karla mücadelesini anlattı.

 Bakanların İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik tavrını eleştiren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Bizimle yan yana gelmeye korkuyorlar" dedi.

İmamoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

"Bakan bey o da ne yazık ki bazı söylemlerin esiri olmuş 'bizi-sizi' sevenlerden sayın bakan, çok seviyor onu. İstanbul'dan dertlenmekten bahsediyor bana bunu en son anlatacak insanlardan biridir. Ne yapalım onlar da siyasetin esiri.

İstanbullu büyük oranda evine erişmiştir, öncekinden daha az sorun yaşandı. Hatamız olmaz olur mu? İnsanların hatası olur, eksiği olur. Sabah kalkıyorlar İmamoğlu, akşam İmamoğlu.

24 Ocak Pazartesi günü ve öncesinden Valilikle birlikte görev eşleştirmeleri yaptık. Pazartesi günü Vali'ye konuştuk. İnsanlar işe gitmekte zorlanabilir dedik. İdari izin yapıldı. Sürekli iletişim halindeydik. Ben kar sürecinde 2004 yılında 17 saat mahsur kaldık. Bu karın bir özelliği var. Son 20 yılda 8 saatte İstanbul'da böyle kar görülmedi. Mağduriyetin yaşandığı hatta metro olsaydı bu kadar olmazdı. D-100 karayolu akşam tıkandı, 7 saat içerisinde açtık. Basın ekspres ve TEM otoyolu tıkandı, ertesi gün öğlen ancak açıldı. TEM, 3. köprü yolu ve basın ekspres yolu en uzun sürede açılan yollar.

İNGİLİZ BÜYÜKELÇİSİYLE YEMEK AÇIKLAMASI

İmamoğlu açıklamalarına şöyle devam etti:

İstanbul tarihinde bu kadar yabancı ülke misyon şefleriyle bir araya gelen büyükşehir tarihinde yoktur diye düşünüyorum. İngiliz büyükelçi Aralık başında buraya geldi. Biz o gün bu görüşmeyi ayarladık. Balıkçıyı bile biz o gün belirledik. Kendisi balığı çok seviyormuş. 25 gün öncesinden restoranda rezervasyon yaptık. Ben o gün AKOM'daydım sayın büyükelçinin erken geldiğini öğrendik. Sonra kalkıp oraya gittik. Yemeği yedik kalktık. Ben tekrar AKOM'a geçtim eşimi de başka bir araçla eve gönderdim.

MOBESE TARTIŞMASI YARGIYA TAŞINDI
Ben eşimle bir temsiliyet yemeğine gidiyorum. Bugün de başka yerlere gideceğim bir sürü işim var. Güvencemiz devletimiz. Ne diyorsun sen Allah aşkına ya? 'Dedikoduyu bırak iyiliğin zamanı...' Çok ciddi ve hayati bir meseledir. Birileri fotoğrafımızı masanın altından çekmiş falan bunların hiçbir önemi yok. Bu benim memleketimin, şahsımın, ailemin herkesin güvenliği meselesidir. İçişleri Bakanı "İyiliğin zamanı..." Gırgır yapacak zamanı değil. Bu tarzı bu ülkede çok ağır şeylere sebep oluyor. 55 gün önce 557 terörist dedin, 20 gün önce ben valiliğe dilekçe yazdım. Yollayın bana gereğini yapayım diyorum. Her dediği lafın altı boş çıkıyor. İşin gücün başka. 

 MOBESE görüntüleriyle ilgili kendi şahsi başvurumu yaptım, kurumsal başvurumu yaptım. İstanbul Başsavcılığı'nı da göreve davet ediyorum.

Ben bu olayı yaşadığım akşam valimizi aradım. Kendisine mesaj attım bunu dilekçe kabul edebilirsiniz dedim. Valiye mesajımı attım. Söz uçar yazı kalır. Yetinmedim ertesi gün bir daha attım.

Sayın Bakan sen MOBESE kamerası için mi İstanbul'a geldin? İstanbul'a gelip MOBESE'de kestirilen kayıt ve bu süreci yönetmek için mi İstanbul'a geldin?

Bu nasıl bir İmamoğlu korkusu, bu nasıl İstanbul sevdası?

Sonraki Haber