İmamoğlu: ''Vatanıma milletime bayrağıma olan tutkumu tartışacak kişi anasından doğmadı''
Güne Sultanbeyli’de başlayıp Denizli’ye geçen İBB Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, akşam saatlerinde Çorlu’da vatandaşlarla buluştu.
Güne Sultanbeyli’de başlayıp Denizli’ye geçen İBB Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, akşam saatlerinde Çorlu’da vatandaşlarla buluştu. Denizli’de yoğun bir ilgiyle karşılandıklarını aktaran İmamoğlu, “Denizli'ye girerken binanın cephelerinde ne gördüm biliyor musunuz? Efendim neymiş? ‘Milleti bölene oy vermeyin’ afişleri asmış bugünün hükümeti, ‘Devleti bölene oy vermeyin’ diye. Bu akıl ne biliyor musunuz? Bu akıl şu: ‘Bana oy veren milli ve yerli, bana oy vermeyenler vatan haini.’ Hadi oradan, hadi oradan, hadi oradan! Vatan namustur. Bayrak namustur. Milletin onuru, namustur. Bizim dirliğimiz, birliğimiz namustur. Bu vatandaşları, 86 milyon insanı birbirinden ayıran, bu millete hamilik yapamaz. Bu millete liderlik yapamaz. Benim milli duygularımı, vatanıma, milletime, bayrağıma olan tutkumu ölçecek, tartışacak kişi anasından doğmadı daha. Ne benim inancımı siyasete alet edenle işim olur ne de milli duygularımı siyasete alet edip, oy pazarlığı yapanlarla işim olur? Haydi güle güle. Haydi güle güle” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Sultanbeyli ve Denizli’nin ardından, Çorlu’da da vatandaşlarla buluştu. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ve Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt, Çorlu ziyaretinde İmamoğlu’na eşlik etti. Atatürk Meydanı’nı hınca hınç dolduran, evlerinin balkonlarından ve pencerelerinden bayrak sallayan vatandaşlar, cep telefonlarının ışıklarıyla görsel şölen yaşattı. “Hak, hukuk, adalet” sloganıyla alana giriş yapan İmamoğlu, Çorluluları, eşi Dr. Dilek İmamoğlu ile birlikte selamladı. Alanı dolduran coşkulu vatandaşların ellerindeki döviz ve pankartlardan pasajlar okuyan İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
“ÜLKENİN DENGESİNİ BOZANLARI 14 MAYIS'TA EVLERİNE YOLLAYACAĞIZ”
“’Balkon konuşmasında kalp yapan eller görmemize 10 gün kaldı.’ Bunu Genel Başkanıma, 13. Cumhurbaşkanım Kemal Kılıçdaroğlu’na götüreceğim. ‘Hak yiyen gidecek, Kemal amca gelecek.’, ‘İlk turda bitirelim.’, ‘Bizim sesimizi bir tek sizin yokluğunuz kısar.’ Sesinizi asla kıstırmayacağız. Çok önemli, çok tarihi bir seçime gidiyoruz. Bu ülkenin vatanseverleri olarak, bu seçimde Türkiye'nin dengesini yeniden sağlamak zorundayız hep beraber. Türkiye'nin dengesi, ne yazık ki tehlikeli bir şekilde bozuldu. Ne yazık ki, bunlara bıraksak bu memleketi, yere çakılmak üzere bir sürece doğru ilerliyorlar. Ülke olarak bir gün bile tahammülümüz kalmadı. Daha fazla bekleyemeyiz. Ülkenin dengesini bozanları 14 Mayıs'ta evlerine yollayacağız. 22 yıldır ülkemizin ekonomik dengesini kökünden bozanlar, ne yazık ki çok kazananlara daha çok kazandırırken, az kazananın elindeki bile gitti. Zengin daha çok zengin oldu. Fakir daha çok fakir oldu. Buradaki gençlerimiz, hak ettikleri halde kamuda iş bulamıyorlar. Hak etmeyenler, mülakat marifetiyle işe yerleştiriyorlar. Biz mülakatı, buruşturup çöpe atacağız.”
“‘ATI ALAN ÜSKÜDAR'I GEÇTİ’ DİYEREK GETİRDİKLERİ SİSTEM, DEVLETİMİZİ BOZDU”
“Haksız kazanç elde edenlere devletin kapıları sonuna kadar açıldı. Adalet terazisinin dengesini yerle bir ettiler. O terazi, ne yazık ki artık halktan yana değil, güçlüden yana tartmaya başladı. Adamına göre hukuk, adamına göre adalet dönemi başladı. Eğitimde ve sağlıkta ne yazık ki denge bozuldu. İyi okullara ve kaliteli sağlık hizmetine parası olan bile ulaşamıyor artık. Birliğimizi, kardeşliğimizi sağlayan her şeyi bertaraf ettiler. Sosyal dengeyi bozdular. Bir ülkede dengeyi kim sağlar biliyor musunuz? Devlet sağlar. Eğer bir ülkede denge bozulmuşsa, onun ayarını dengeleyen kurum, devlettir. Ama bunlar ne yaptı? ‘Atı alan Üsküdar'ı geçti’ diyerek getirdikleri bu sistem, ne yazık ki devletimizi bozdu. Devletimizi derinden sarstı. Devleti, millete değil, bir avuç insana hizmet eder bir hale getirdiler. Devleti milletin iradesine değil, tek bir kişinin iradesine tabi hale getirdiler. Biz tekrar kurum ve kuralları hakim kılmak ve devleti tekrar sahibine, millete vermeye geliyoruz.”
“MİLLET İTTİFAKI, BU BOZUK DÜZENİ DEĞİŞTİRMEYE GELİYOR”
“15 Mayıs'ta bu ülkeye bahar gelecek. Size söz Çorlu. Devlet de yüzünü size, millete dönecek. Devlet, millete hizmet edecek. Devlet, gücünü milletten alacak. Ama bu gücü, millete hizmet etmek için, şefkatini, vicdanını, güler yüzünü göstermek için kullanacak o gücünü, güler yüzünü. Artık millet yüzü asık yönetici istemiyor. Millet, döver gibi, söver gibi konuşanı istemiyor, istemiyor, istemiyor. Devlet, milleti için var. Devlet, herkesin işi gücü olsun, sağlığı yerinde olsun, kazancı yerinde olsun diye var. Devlet, çocuklar mutlu olsun, gençler mutlu olsun diye var. Devlet, kimse soğan ve patatesin derdini, fiyatını dert etsin diye değil, dert etmesin diye var. Devlet, bu ülkede tren kazalarıyla acılar yaşanmasın diye var. Devlet, adalet yerini bulsun diye var. Millet ittifakı, Türkiye'ye basit bir hükümet değişimi vadetmiyor. Millet İttifakı, ‘Ahmet kalksın, Mehmet otursun’ diye gelmiyor. Millet İttifakı, bu bozuk düzeni değiştirmeye geliyor. Devletimizin temellerini adalet üzerine sağlam bir biçimde oturtmaya geliyoruz. Devletin temelinde adalet olursa, bu topraklar üzerindeki her şey sağlam olur, güzel olur, güçlü olur. Devletin temelinde adalet olursa kardeşliğimiz, birliğimiz daim olur.”
“BANA OY VEREN MİLLİ VE YERLİ, BANA OY VERMEYENLER VATAN HAİNİ!’ HADİ ORADAN!”
“Bu milleti, en fazla da o birliğimiz ve beraberliğimiz üzerinden bozmaya çalışanlar var. Bugün Denizli'deydim. Çok coşkulu bir kalabalıkla oradaydık. Bütün Denizlili hemşehrilerime teşekkür ediyorum. Denizli'ye girerken binanın cephelerinde ne gördüm biliyor musunuz? Efendim neymiş? ‘Milleti bölene oy vermeyin’ afişleri asmış bugünün hükümeti, ‘Devleti bölene oy vermeyin’ diye. Bu akıl ne biliyor musunuz? Bu akıl şu: ‘Bana oy veren milli ve yerli, bana oy vermeyenler vatan haini.’ Hadi oradan, hadi oradan, hadi oradan! Bakın biraz dertleşelim mi? Herkes namusu için yaşar. Vatan namustur. Bayrak namustur. Milletin onuru, namustur. Bizim dirliğimiz, birliğimiz namustur. Bu vatandaşları, 86 milyon insanı birbirinden ayıran, bu millete hamilik yapamaz. Bu millete liderlik yapamaz. Ben her yerde söylüyorum. Çorlu'nun, meydanında da söyleyeceğim. Bu söylediklerimi sanki siz söylüyormuşuz gibi düşünün. Ben size bunu söylemiyorum. Siz kendi içinizden, ben söylüyormuşum gibi düşünün. Çocuğunun, vatandaşının sesini duymayan yönetici, bu milleti yönetemez. Ben diyorum ki; ‘Benim milli duygularımı, vatanıma, milletime, bayrağıma olan tutkumu ölçecek, tartışacak kişi anasından doğmadı daha. Bakın bu söz, herkesin sözü. 86 milyon insanın sözü. Bunların, bunların elinde bir cihaz var. Sana tutuyor ve anlıyor; inançlı mı inançsız mı? Utanmasalar -haşa- cennete mi gideceksin, cehenneme mi gideceksin, bugünden söyleyecekler. Haşa! Haşa! Utanmasalar bunu da yapacaklar. Bakın ne benim inancımı siyasete alet edenle işim olur ne de milli duygularımı siyasete alet edip, oy pazarlığı yapanlarla işim olur? Haydi güle güle. Haydi güle güle.”
“YENİ BİR DÖNEM BAŞLATIYORUZ”
“Yeni bir dönem başlatıyoruz. Bundan sonra iş, başka bir yere gidecek. Biz buradayız. Çünkü herkes için adalet istiyoruz. Bu ülkede adaleti getirmek için bir aradayız. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın sevgili dostlarım, mutlaka başaracağız. Ömrünü hak, hukuk, adalet mücadelesine adamış, 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'yla, Millet İttifakı'yla beraber bu işi başaracağız. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin birleştirici gücü ve bu sürecin teminatıdır. Birbirinden bu kadar farklı partiler, bu kadar farklı kesimler, Sayın Kılıçdaroğlu'nun etrafında toplandık. Çünkü biz, onun vicdanına, adalet duygusuna, devlet tecrübesine güveniyoruz. 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kılıçdaroğlu, devletin aklını ve milletin vicdanını temsil ediyor. Göreceksiniz, onun liderliğinde Türkiye'nin dengesini bozan bu düzeni hep birlikte değiştireceğiz. Bir kişinin, bir partinin, bir inanç ya da ideolojinin iktidarı değil bu iktidar. Ortak değerlerimizin, ortak hayallerimizin, ortak hedeflerimizin iktidarını kuruyoruz. Onun için her yerde diyorum. Bu seçim, sizin seçiminiz gençler. Bu seçim son olacak. Bu seçim milat olacak. Artık hiç kimse milleti ayrıştırarak siyaset yapmaya cesaret edemeyecek. Onun için, milleti ayrıştırıp siyaset yapanları, bu seçimde acilen emekli etmeliyiz. Onları tıpış tıpış evlerine yollayacağız.”
“EN TEPEYE BU ÜLKENİN SAHİPLERİ YAZILACAK: TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLARI”
“Geldikleri her makamı kendi tapulu malları gibi gördüler. 15 Mayıs sabahı devletin yönetim aklı, şeması, düzeni yeniden çizilecek. En tepeye, bu ülkenin sahipleri yazılacak. Kim biliyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bu ülkenin sahibi. Burada bulunan herkes, bu ülkenin eşit hissedarları. Bu ülkenin tapusuna, hep birlikte, aynı haklara sahibiz, eşitiz. Bunu unutmayın. Bu dönemin bakanları, yöneticileri ne olacak biliyor musunuz? Vatandaşlarının önünde hadlerini bilecekler. Yönetici, vatandaşların önünde haddini biliyorsa, o yönetim şeklinin adı Cumhuriyettir. Biz vatandaşa şöyle bakacağız: Bunun tersini yapan bizden değildir. Biz yemin etmişiz. Vatandaşın gözünün içine bakarak konuşacağız. Onunla sohbet ederken, onu dinleyeceğiz. Derdine derman olmak için onun bütün derdini dinleyeceğiz güzel annem. Onu dinleyeceğiz. Onun gözünün içine bakacağız. Benim gözlerim mavi değil ama, vatandaşa Atatürk'ün gözleri gibi bakacağız. 15 Mayıs sabahından itibaren işe başlayacağız. Çok çalışacağız. Yüzümüzü millete döneceğiz. Haddimizi bilerek çalışacağız. Ekonomiye hızla istikrar ve güven kazandıracağız. Herkes önünü görecek. Hesabını kitabını yapabilecek. Türkiye sağlıklı büyüyecek ve sosyal kalkınma yoluna girecek. Tek tek şehirlerin özel sorunlarına eğileceğiz. Yalnız Türkiye'nin değil, dünyanın büyük şehirlerinde bulunan bütün imkanları, Türkiye'nin her yerine yayacağız.”
“ARAMIZDA KALSIN; 14 MAYIS'TA KAZANIYORUZ”
“Memleketin her yöresine önemli hizmetler sunacağız. Memleketin her sorunu hakimiz. İstanbul'da gece gündüz çalıştık. Onların yapamadıkları metroları yaptık. Onların bitiremedikleri işleri biz bitirdik. Durdurdular. Bakın iktidar onlarda, belediye onlarda. Onların yaptığı ayrımcılığı biz yapmayacağız. Herkesle aynı masada çalışacağız. Milletle aynı masada çalışacağız. Siz de bize eşlik edin. 10 günümüz kaldı. Çok çalışacağız. Eşimizle, dostumuzla, akrabamızla konuşacağız. Onlara diyeceğiz ki, ‘Bu iktidarın tek derdi adalet. Bu yeni iktidarın, Millet İttifakı iktidarının tek derdi çocuklarımız, gençlerimiz, onların geleceği. Bu iktidarın tek derdi, bu milletin birlikte olması, bir olması iri olması, diri olması. Millet İttifakı’nın tek derdi, bu topraklardaki Hazreti Mevlana'nın, Hacı Bektaş-ı Veli'nin, Yunus Emre'nin o güzel felsefesinin ülkenin her sathına yayılması. İnsanlarının birbirini sevmesi, sayması. Teknolojiyi yakalayan, 21. yüzyılın en öndeki ülkelerinden biri olmasını sağlamak bu ittifakın tek derdi. Bunu anlatın. Aramızda kalsın. Bak aramızda kalsın. 14 Mayıs'ta kazanıyoruz, kazanıyoruz. Millet kazanıyor. Millet kazanıyor. Her şey çok güzel olacak.”
Çorluluların İmamoğlu’na gösterdiği yoğun ilgi, buluşma sonrasında da devam etti. İmamoğlu’nu taşıyan seçim otobüsü, vatandaşların sevgi gösterileri altında, zorlukla da olsa ilçeden ayrıldı.