İmamoğlu: ''Her şeyi yapabilirler ama ben yargıya güvenmek istiyorum''

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, katıldığı canlı yayında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. YSK üyelerine 'hakaret ettiği' iddiasıyla yargılandığı davaya ilişkin konuşan İmamoğlu, "Siyasi yasak gelir mi?" sorusuna "Her şeyi yapabilirler ama ben Türkiye Cumhuriyeti yargısına güvenmek istiyorum. Görevden alma, her şeyi yapabilirler. Ekrem İmamoğlu'nu siyaseten cezalandıramazlar" yanıtını verdi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Halk TV canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Gündeme dair açıklamalarda bulunan İmamoğlu, Erdoğan'ın kendisi hakkında dile getirdiği 'metro projelerine çökme' iddiasıyla ilgili, "Çökme işinden anlamam. Sayın Cumhurbaşkanı çökme lafını çok kullanıyor. Bilen kullanır diye düşünüyorum" açıklaması yaptı. Togg'un açılışına davet edilmediğini dile getiren İmamoğlu, "Togg açılışına davet edilmedim, edilseydim giderdim" dedi.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusuna da değinen İmamoğlu, iktidarın sürekli olarak muhalefetin aday çıkarmadığı eleştirilerine tepki göstererek, "Bu ülke her akşam cumhurbaşkanı adayını konuşuyor. Kendi yalanlarını kapatmak için bizi tartıştırıyorlar. Ben altılı masanın en çalışkan neferiyim. Sayın Cumhurbaşkanı'nın bizim adayımız kim diye merak etmesi bizi ilgilendirmiyor biz işimize bakıyoruz. Altılı masa dimdik ayakta durmak zorunda. Aday olma meselesi detay benim için" şeklinde konuştu.

YSK üyelerine 'hakaret ettiği' iddiasıyla kendisine yönelik açılan dava hakkında da konuşan İmamoğlu, "Ceza karşılığı ağır ceza hakimliği teklif edildi mi açıklansın" diyerek, "Siyasi yasak gelir mi?" sorusunu, "Her şeyi yapabilirler ama ben Türkiye Cumhuriyeti yargısına güvenmek istiyorum. Görevden alma, her şeyi yapabilirler. Ekrem İmamoğlu'nu siyaseten cezalandıramazlar" diyerek yanıtladı.

İmamoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

 

"İstanbul'un bugününe ve yarınına dertleniyoruz. Biz İstanbul'un bütününe ezbere bakmıyoruz, günü kurtarmıyoruz, bir avuç insanın beklentisine odaklanmıyoruz. Bugünü, yarını önceleyen büyük bir değişim başlattık.

İBB'NİN METRO ADIMLARI

İstanbul metro açısından fukara bir kent durumunda aslında. Yani baktığınızda 16 milyon nüfusu olan bir kentin 230 kilometrelik bir raylı sisteme sahip olması fukara bir durumdur. Metro meselesi ciddiye alınmalı. 10 tane metro hattı, 12 tane metro hattına ihale yapılıyor. Toplam uzunluğu 141 kilometre. Bunun 7 tanesini 2017'de o dönemin belediye başkanı durduruyor. Üç hattın da ödeneği bittiği için durduruluyor. Biz Alibeyköy-Eminönü hattında yoğun bir çalışma ortaya koyduk. Mahmutbey-Mecidiyeköy hattını hizmete açtık. Alibeyköy-Eminönü hattının Cibali'ye kadar olan kısmını hizmete açtık.

"YAPILMAMIŞ METROYA YAPILMIŞIN 2 KATI PARA ÖDENMİŞ"

Unkapanı Köprüsü'nü yaptık, kavşak şu an hazır. Diğer bölümünün şu an kazıkları çakılıyor. Eminönü'nün meydan düzenlemesini yapıyoruz.

Yapılmamış metroya yapılmışın 2 katı kadar para ödenmiş şekilde devraldık. Metro yapacağız diyorlar daha aracın siparişi verilmemiş, tasarımı yapılmamış. İstanbul'u bir düzene kavuşturduk.

Biz öz kaynak ile süreci yönetiyoruz. Hem iş görerek hem sistemi kurtararak süreci nasıl bitirdiğimizin incelenmesini isterim. Çökme işinden anlamam. Sayın Cumhurbaşkanı çökme lafını çok kullanıyor. Bilen kullanır diye düşünüyorum.

Yanlışını düzelteyim, çöktü dediği proje bahsettiği proje değil. Bizden önce başlamış ama yüzde 75'ini biz tamamladık. Sayın Cumhurbaşkanı'nın benim projem dediği proje Dalan döneminde başlıyor, Sözen döneminde devam ediyor. Erdoğan 4 yılda bitiriyor.

TOGG AÇILIŞI

Togg açılışına davet edilmedim, edilseydim giderdim. Benim taahhüdüm de var, tarihi yarımadayı karbon salınımı sıfır hale getirmek istiyoruz. Burada kullanmak istediğimiz hizmet araçlarını Togg'dan almak istiyoruz diye başvurumuzu yapıyoruz. Togg'un yetkilisiyle bunu görüşmek istedim ama benimle henüz irtibat kurmadılar.

Çıkıyor Sayın Cumhurbaşkanı taa 1988'de açtığı atık su atık arıtma tesisi üzerinden benimle yarış yapıyorsa bunun anlamı ne biliyor musunuz; kendi 25 yıllık dönemini İmamoğlu'nun 3,5 yılını yarıştırıyorlar.

 

İSTANBUL'DA YENİ ZAMLAR OLACAK MI?

Enerji fiyatları özellikle elektrikle ilgili fiyt artışı, yakıtla ilgili artış. Şu anda İBB toplu taşımayı sübvansiyon rakamı 11 milyar liraya ulaştı yıllık. İSKİ'nin doğalgaz giderleri su gelirlerinin yüzde 2'siydi, bugün yüzde 8.

Metronun enerji tüketimi elektrik, öyle faturalar ödüyoruz ki, 750 milyona çıktı İSKİ'nin bir aylık faturası. Mazotun artışını söylemeyeyim zaten biliyorsunuz. Taksiyi ne için bulamıyoruz? Çünkü İstanbul'da yeterince taksi yok. Taksici zarar ediyor, yakıtı zamlandı. Türkiye'nin meselesi, gelir dağılımı meselesi. Gider artışlarını kurumların başına yığarsanız o kurumlar çöker.

İETT'nin akaryakıt giderleri toplam yolcu giderlerini aştı. 11 milyara doğru giden bir sübvansiyonla karşı karşıyayız. Zam kaçınılmaz. Sayın Erdoğan dedi ya "Faiz sebep enflasyon sonuç." Şimdi zam dediğiniz şey sonuçtur. Gelen maliyet artışlarını yansıtmamaya gayret ediyoruz. Kur farkının getirdiği maliyelter... Bütün bu sorunlar bizim zam yapmamıza sebep oluyor. Bu yılın sonuna kadar ekmeğe zam yapmayacağız dedik.

İETT'DE YAŞANAN KAZALAR VE KALABALIK

İstanbul'da şu anda 2,5 milyon mülteci var. Biz İstanbul'un 19 milyonu aşan nüfusa hizmet ettiğimizi görüyoruz. Toplu taşımada rakamlarımız rekor seviyelere ulaştı. Hiçbir istatistik bizim önceki dönemden daha kötü bir, otobüs kullanımı ya da kazada artış, yangın... İnanın en son 7-8 yılının daha iyi yıllarını yaşattık. Ancak kara propaganda yalan, ifitira tam bir karaktere dönüşmüş. Bir başka sorun var, özellikle otobüs filosu ihmal edildi. Neredeyse 2009'dan beri ihmal edildi. Gelir gelmez otobüs almalıyız dedik.

ADAYLIK AÇIKLAMASI

Anket tuzağına düşmeyelim. Bu ülke her akşam cumhurbaşkanı adayını konuşuyor. Bence gerçek konulardan bizi uzak tutuyorlar. Aslında konular zamlar. Bu ülkenin yüzde 75'i eğitimden rahatsız. Alt gelir grubu fakirleşiyor, üst gelir grubu zenginleşiyor. Kendi yalanlarını kapatmak için bizi tartıştırıyorlar. Cumhurbaşkanı adayı kim, sana ne! İktidara söylüyorum. Biz süreç yönetiyioruz, ben sürecin bir parçasıyım İstanbul'daki icraatlerimi sürecin en güçlü parçasıyım. İstanbul'da kazanırsanız Türkiye'de kazanırsınız diyoruz. Ben altılı masanın en çalışkan neferiyim, kurulduğundan beri. Bugünün iktidarı neyi kapatmak istiyor, adayı tartışrarak... Bir gerçeğin altını çizelim, 2023 ile ilgili. AK Parti'nin 'Hedef 2023' diye bir sayfası var, muhteşem. Şu anda bu siteye girsinler, ben girdim baktım üzüntüyle baktım, keşke başarabilselerdi.

Bütün gerçekleştiremedikleri hedeflerinden uzak tutmak için aday kim... Bu altılı masanın işi, halkıyla beraber düşünüp taşınıp karar verecek. Sayın Cumhurbaşkanı'nın bizim adayımız kim diye merak etmesi bizi ilgilendirmiyor biz işimize bakıyoruz. Altılı masa dimdik ayakta durmak zorunda. Aday olma meselesi detay benim için.

86 milyonun yüzü İstanbul'a bakıyor. Ben İstanbul'dan sadece 16 milyona değil Türkiye'nin her yerine moral vermekle yükümlüyüm. Benim bu dördüncü Cumhuriyet bayramımım. 4 bayramda da yaptığım konuşmalara bakın aynı kapsamdadır.

(İsminizin adaylık için geçmesinden mutlu musunuz) Bakınız ben İstanbul ile ilgili saatlerce hizmetlerimi konuşmaktan çok daha fazla mutlu oluyorum.

'SİYASİ YASAK' DAVASI

Madem ki bu hakim FETÖ'cü, 2020/2019, bu hakim hakkında HSK birinci dairenin verdiği karar FETÖ soruşturmasına gerek yoktur kararı vermiş. Ne kadar aşağılık bir durum. Utanmamışlar bir de benim davaya FETÖ'cü atamışlar. Mahkeme hakimi atayalı 1 yıl olmamış. Bu hakim neden Samsun'a atandı?

Üst yargı yetkilisi kişiler tarafından 'Gel sen İmamoğlu'na ceza ver seni ağır ceza reisi yapalım' denmiş midir? Tehdit edilmiş midir? Ya da denileni yaparsan da ödüllenirsin denmiş midir?

Hayatı yalanla iftirayla dolu şahsiyet 'sen bizi yurtdışına nasıl şikayet edersin ahmak' diyerek bana hakaret etti. Ben de sözünü iade ettim.

16 milyon insanı göz göre göre yargılama çabası içindeler. Acımasızca yargıyı lekeliyorlar. Yargıyı tehdit etme söylemleri var. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Bunu HSK en hızlı şekilde sorgular. Ben yargılanmayı bile zül görüyorum. Bunu yargılayan hakim, 'ne yargılaması ya?' diye düşünmeli. Bu siyasi bir yargılama.

(Siyasi yasak gelir mi?) Her şeyi yapabilirler ama ben Türkiye Cumhuriyeti yargısına güvenmek istiyorum. Görevden alma, her şeyi yapabilirler. Ekrem İmamoğlu'nu siyaseten cezalandıramazlar. Seçim iptal edilir mi dediler bana, dedim ki inşallah etmezler. Edilirse ne olur, fark atarız dedim. Ama Allah şahit ki istemiyorum dedim, bunun utancını taşıayamayız. Ben 13 bin oyla kazanmayı hala, 806 bin oyla kazanmaya tercih ederim.

"MİLLET GÖNDERMEKTEN BETER EDER"

İnanın ki, bir hukukçuyu karşıma alıp böyle ne olur diye sormadım. Ben, bu yola helalleşip çıktım annecim, babacım, sevgilim eşim çocuklarım... Bu yolun zorluğunu biliyorum. Ne yazık ki ahlak dışı, hukuk dışı, iftira dolu süreçlerin yolculuğun içerisinde olduğunu biliyorum. Bilerek çıktık yola. Onun için hiçbir hususi engel olarak görmüyorum. Bu tür olaylarla karşılacağımı bildiğim için zerre, endişe, telaş korku yok. Mücadeleye hazırım.

(Belediyeyi iktidara verebilirler mi?) Bunu düşünebilirler, iftira atan akıl bunu yapabilir. Şunu söylyeyim buradan fayda çıkmaz. Bir seçimi iptal ettiğinde halkın nasıl tokat attığını gördük. Böyle bir hamlenin ucunda bu millet zaten gönderecekler de, göndermekten beter ederler. Konuşacak hal bırakmazlar.

Güvenlik sorunu (Süleyman soylu). Bu dil nasıl bir dil. 'Ortalama 700' tane sandık görevlisi şimdi 550 terörist. Bilerek 2 defa 'bunu bizin listesini verin' diye yazı yolladım. Bir tek cevap alamadık. Ortada ne var? Hafızamızı yitirmeyeceğiz. Bu nasıl ucuz laf.

SÖZCÜ GAZETESİ GERİLİMİ

(Sözcü gazetesinde yapılan aleyhe habere öfklenilip, gazetenin sahibin annesinin evine zabıta gönderildiği iddiası)

Bu işlerin detayına girmeyi kendime yakıştırmam. Benim kişiliğimi, mücadelemi bilen o gazete içerisinde inanın kapıdaki bekçisinden en kıymetli köşe yazarlarına veya diğer kişiliklere kadar bilen çok insan var. O kurum hakkında bu konuda detaya girmek benim için zul olur. Ama şunun bilinmesi lazım İmamoğlu bir yere zabıta göndermeyle ilişkili bir belediye başkanıdır. Herhalde herkes kendi aklıyla benim aklımı karıştırıyor. Bazen kişi, kendinde bildiği şeyi başkasına yakıştırır. O zaman benim, basının yüzde 90'ı benim aleyhimde herkesin malı mülkü var İstanbul'da, kimin kapısına zabıta yollamışım veya baskı yapmışım. Yapsam herhalde kıyamet kopar, her gün gazeteler manşet olur. Böyle bir şey olabilir mi ya. Ekrem İmamoğlu'na 'ikinci Erdoğan' diye isim takacaksın.

Her yere zabıta gidebilir, benimle ne alakası var. Benim bir zabıtanın bir yere gitmesi gelmesiyle ne alakam olabilir. Ekrem İmamoğlu'nu kiminle karıştırıyorlar. Benim öyle bir derdim yok, inanın bu konunun detayına girmek istemiyorum.

Biz gereğini yaparız, sorgularız. Bakın ben mahkeme kurmam, onların bahsettiği gibi yönetici olmam. Kimseye düşmanlık yapmadım yapmam, küsmedim küsmem. Makamını kullanarak, bir kişi bile iddia edemez... Ekrem İmamoğlu makamını kullanarak bana zülum çektirdi diyemez. Benim hiçbir sorunum yok, onlara sorun. Eski dost düşman olmaz. Kendileri düşünsün...

Basın özgürlüğüne inanan gazeteciye ve gazetecilerin bilgi alma hakkına sonsuz saygı duyan belediyemizin her gazeteciye kapısı açık. İstanbul'da polis koleji meselesini anlamak için dosyalara bakmak lazım. O kadar çok şey var ki işin içerisinde. Bunları hukukçularımızla defalarca analiz ettik.

Zabıtanın gitme sebebi rutin kontrol. Sordum niye bu kadar kalabalık gittiniz, her yere biz kalabalık gidiyoruz dedi. Boğaziçi imar hassas bir yer. Genel Sekreter'in evine gidilmiş... Ben o kavramlara girmeyeceğim. Herkesin yolu açık olsun, kimseye benim düşmanlığım olmaz olmadı. Benim için bir detaydır ben işimi yapıyorum yapmaya devam edeceğim, onların işi medya onlar da herhalde aynaya bakacaklardır kendi yollarını çizeceklerdir.

(2. Erdoğan yorumu) Herkes kendinde gördüğünü başkasına yakıştırırmış, benimle ilgisi yok."

 
Sonraki Haber