HAK-İŞ'ten İmamoğlu'na destek ziyareti: Sandıkla gelen sandıkla gider
HAK-İŞ Konfederasyonu üyesi yaklaşık 40 sendikacı, YSK üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla açılan davada hapis ve siyasi yasak cezası alan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na ziyarette bulundu. Hak-İş Disiplin Kurulu Başkanı ve Öz Güven-Sen Sendikası Genel Başkanı Yılmaz, İmamoğlu’na verilen cezaya “Demokrasiyle gelen demokrasiyle gider, sandıkla gelen sandıkla gider. Bu düşüncedeyiz” diyerek tepki gösterdi.
YSK üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla açılan davada 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasak cezası alan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek ziyaretleri sürüyor.
HAK-İŞ Disiplin Kurulu Başkanı ve Öz Güven-Sen Sendikası Genel Başkanı Ömer Yılmaz başkanlığındaki HAK-İŞ Konfederasyonu üyesi yaklaşık 40 sendikacı, bugün İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ziyarette bulundu. Hak-İş Disiplin Kurulu Başkanı ve Öz Güven-Sen Sendikası Genel Başkanı Yılmaz, İmamoğlu’na verilen cezaya tepki gösterdi. Yılmaz, “Demokrasiyle gelen demokrasiyle gider, sandıkla gelen sandıkla gider. Bu düşüncedeyiz” dedi.
İmamoğlu, “Dilerim, temenni ederim, geri dönsünler. Siyaseten bana sağladığı menfaatin de gramını istemiyorum. Ben, mertçe mücadeleyi seviyorum. Yani ‘Buradan elde ettiğim avantajla öne geçeyim’ diye bir arzum, talebim yok. Ben; marifetimle, ortaya koyacağım emeğimle, işimle mücadeleyi yapmayı isterim. Böyle bir mücadelede, öyle bir güzel yarışta da kim kazanırsa ona da saygı duyulur zaten. Dolayısıyla zaten yaptığımız mücadele bu. Siyaset meslek de değil ayrıca. Allah ne kadar nasip ederse... Bu kadar basit” dedi.
"BEĞENDİĞİ ZAMAN DEVAM ETTİRİRLER, BEĞENMEDİĞİ ZAMAN YOLLARLAR"
Toplandıkları İBB yerleşkesinin hem çalışanların hem de İstanbulluların evi olduğunu belirten İmamoğlu, “İnsanlar; eşitliğin, adaletin olmadığı yerde huzur bulamaz. Adalet, devletin esasıdır. Hatta ‘dinidir’ der Hazreti Ali. Çok önemli. Hava, su gibi bir şey. Adil olmayan bir ortamda hiç kimsenin huzuru bulması mümkün değil” dedi. Türkiye’nin adalet konusunda hiçbir yoksulluk yaşanmamasını dilediğini aktaran İmamoğlu, “Yönetme biçimi bakımından insanlarımız, kendisini yönetecek insanları seçerler. Beğenmediği zaman yollarlar. Beğendiği zaman devam ettirirler. Ya da yeni birisini seçerler. Bu boyutuyla hareket etmek lazım. Bunun, ‘A kişisine yapılırsa doğru, B kişisine yapılırsa yanlış’ diye bir anlayışı da olamaz. Kime yapılırsa yapılsın, yanlış yanlıştır” diye konuştu.
"MİLLİ İRADENİN ZARAR GÖRMEDİĞİ BİR BİÇİMDE SONUÇLANSIN"
Son süreçte kendisiyle ilgili verilen kararın ve hakkında başlatılan soruşturmaların milletin vicdanında kabul görmediğini bildiğini vurgulayan İmamoğlu, “Bizim için esas olan da budur. Ama böyle de olsun istemiyoruz. Adaletin, bize her zaman doğru istikameti göstermesini arzu ediyoruz. Bu bakımdan umuyorum ki milli iradenin zarar görmediği bir biçimde sonuçlansın. Ve bu yanlıştan geri dönülsün. Arzumuz budur” dedi.
"BU MEMLEKETİN HİSSEDARI, 86 MİLYON İNSANIMIZDIR"
Sendikaların kıymetli ve emeğin de kutsal olduğunun altını çizen İmamoğlu, “Buradaki istişare hukukunu, buradaki ihtiyaçları belirleme ve ona göre sürecin belirlenmesi konusundaki ortak akıl masasını da önemsiyoruz. Bu zamana kadar da bu konuda iyi olan bir sınav verdiğimizi düşünüyorum” diye konuştu. İnsanlarının huzurunun paylaşarak ve bölüşerek büyüyeceğine dikkat çeken İmamoğlu, “Sağlıklı bir bölüşme ve paylaşma olmadığı zaman, orada bir ekonomik refahtan bahsedemeyiz. O bakımdan, bütün bu temel duygular üzerinden sendikacılığın da daha iyi günlere erişmesini diliyorum. Ne güzel konular bunlar: Hak, hukuk, özgürlük, eşitlik, adalet, paylaşmak, bölüşmek, nimetin kutsallığı, o nimetin aynı zamanda bütün toprak sahip olan 86 milyon insan tarafından özgün bir şekilde paylaşılması. Memleketimizi evimiz gibi görüyorum. Bir evin hissedarı, o evin bireyleridir. Bu memleketin de hissedarı, 86 milyon insanımızdır. Hiçbir hisse sahibi, bir başkasından daha fazla hisse hakkına sahip değildir” diye konuştu.
"HEPİNİZLE EŞİT HAK SAHİBİ BİRİSİYİM; TEK FARKIM, SİZ BENİ YETKİLENDİRDİNİZ"
“Ayrışmak, uzaklaştırmak, çarpıştırmak, kavga ettirmek, okunamayacak-ölçülemeyecek şeyleri okumaya gayret etmek, ölçmeye gayret etmek; inanç gibi, milliyetçilik gibi. Bu tür hususların siyasetin meselesi olmaması gerektiğini düşünenlerdenim. O bakımdan, inşallah bu erdemli zaman dilimine hep beraber erişiriz. Çünkü bunun faydalanacağı kişiler, gerçekten bu ülkenin insanlardır. Bugün İBB Başkanı olarak, benim buradaki bütün İstanbullu hemşerilerimden bir gram fazla hakkım yoktur bu şehirle alakalı. Hepinizle eşit hak sahibi birisiyim ben. Tek farkım, siz beni yetkilendirdiniz. ‘İstanbul'u siz yönetin. Görevinizin sonrasında da bakarız; doğruysa, iyiyse, daha iyisi varsa ona devrederiz. Daha iyisi yoksa ya da ‘Senin daha iyi yaptığına inanıyoruz’ derseniz devam ettiririz. Mesele bundan ibarettir.
"UMARIM HİÇ KİMSE HUKUKSUZLUĞU, ADALETSİZLİĞİ YAŞAMASIN"
Dilerim, temenni ederim, geri dönsünler. Siyaseten bana sağladığı menfaatin de gramını istemiyorum. Ben, mertçe mücadeleyi seviyorum. Yani ‘Buradan elde ettiğim avantajla öne geçeyim’ diye bir arzum, talebim yok. Ben; marifetimle, ortaya koyacağım emeğimle, işimle mücadeleyi yapmayı isterim. Böyle bir mücadelede, öyle bir güzel yarışta da kim kazanırsa ona da saygı duyulur zaten. Dolayısıyla zaten yaptığımız mücadele bu. Siyaset meslek de değil ayrıca. Allah ne kadar nasip ederse… Bu kadar basit. Ziyaretiniz benim için çok kıymetliydi. Teşekkür ediyorum. Hepinizden Allah razı olsun. Umarım hiç kimse de hukuksuzluğu, adaletsizliği yaşamasın.”
"SANDIKLA GELEN SANDIKLA GİDER"
Hak-İş Disiplin Kurulu Başkanı ve Öz Güven-Sen Sendikası Genel Başkanı Yılmaz da İmamoğlu’na verilen cezaya tepki gösterdi. “Demokrasiyle gelen demokrasiyle gider, sandıkla gelen sandıkla gider. Bu düşüncedeyiz” diyen Yılmaz, şunları söyledi:
"BİZİ YALNIZLAŞTIRMADINIZ, ÖTELEŞTİRMEDİNİZ"
“Onun için, Başkan’ıma geçmiş olsun diyoruz. Ayrıca yeni Umre’den geldi. Onun için de Allah kabul etsin. Büyükşehir Belediye Başkanı’mızın başarılarının devamını diliyoruz. 4 yıla yaklaştık, burada örgütlenme döneminde. Hemen hemen sendikalarımızın hepsinde birinci dönemi tamamladık, ikinci döneme yeni sözleşmeye başladık. Onun için Sayın Başkan’ım, burada Yiğit Bey'e, Ali Bey'e, Erkut Abi’ye, -ben abi diyorum hocamız olduğu için- İSTGÜVEN’in Genel Müdürü’ne, böyle bir bürokrat atandığınız için size çok teşekkür ediyorum. İnanın -biraz övgü gibi olacak ama- kaliteleri yüksek. Bu da sizin bu insanlara verdiğiniz değeri gösteriyor. Arkadaşlarla bir araya geldiğimizde saygıda birbirimize kusur etmedik. Bizleri en iyi şekilde ağırladılar. En iyi şekilde de sözleşme yaptık. Bundan sonra ikinci dönemde de inşallah bu gayretleri bekliyoruz.
Ayrıca Mahmut Bey'in çok selamı var. Bir başka programı vardı, ondan dolayı da gelemedi, özür diledi. ‘Benim adıma Başkan’ıma çok selam söyle’ dedi. Allah sizlerden razı olsun. Her zaman bu süreçte yalnızlaştırmadınız bizi, öteleştirmediniz. İşçiler adına inanın çok memnunuz. İşçiler de memnun. Onun için de ayrıca teşekkür ediyorum.”
Öz Gıda İş Genel Başkan Yardımcısı Tevfik Ali Hançerlioğlu da şöyle konuştu:
"TABULARIMIZI YIKIYORUZ"
“Her şey için çok teşekkür ediyoruz sizlere. Hakikaten siz bizim kafamızdaki tabuları yıktınız. İkincisi; sizi ‘Bir böyle tarif et’ deseler, ‘Sayın Ekrem İmamoğlu kimdir, nasıl bir adamdır’ deseler ben şöyle derim: İyi insan analizi yapıyorum kendime göre. Derim ki örneğin, -çok özür dileyerek söylüyorum- ‘Ekrem İmamoğlu'nu vuracaksınız, gittiniz, selamünaleyküm dediniz, merhaba dediniz, hiç konuşturmadan Ekrem İmamoğlu’nu vurdunuz, vurdunuz. Vuramadınız. Silahınızı çekerseniz kendi kendinizi vurursunuz. Bazı gruplar, kendi kendilerine vuruyorlar ama farkında değiller. Allah yolunuzu açık eylesin. Burada diyecek hiçbir şeyimiz yok. Hakikaten samimi olarak söylüyorum. Biz, o ilk belediyenin değiştiği dönemde, burada çok şey değişeceğini düşünmüştük. Hem Halk Ekmek’in hem Hamidiye Su’yun genel müdürleri burada.
Biz, şimdi tabularımızı yıkıyoruz. Biz alışmıştık normal genel müdürlere. Sizleri gördük, kaliteyi gördük, değerliyi gördük, ilkeleri gördük, duruşu gördük, kişiliği gördük. Bilgiyi, beceriyi gördük. Artık biz, ‘Böyle genel müdürler de var mı’ diye bakmaya başladık. Sonuçta insanız; araştırıyoruz, eleştiriyoruz, görüyoruz, çalışıyoruz bir de. Hem konfederasyonum adına hem de Öz-Gıda-İş Sendikası adına canı gönülden sizlere teşekkür ediyorum.”