Elazığlı depremzede isyanını İmamoğlu'yla paylaştı: ''Kendi ülkemde açım''
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Elazığ’ın Sivrice ve Maden ilçelerine ziyaretlerde bulundu. İmamoğlu’nun Sivrice ziyaretine, depremzede bir vatandaşın isyanı damga vurdu.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu 2 çocuğuyla konteynerde yaşam mücadelesi verdiğini belirten Gülbahar Yıldırım’ın, “Kendi ülkemde açım, kendi ülkemde geçinemiyorum. Suriyeliler çocuklarını koleje gönderiyor, ben oğluma kitap alamıyorum. Ben, merdiven silerek, aylık 500 lirayla 2 öğrenci okutuyorum. Nereye kadar sürecek? Bugün-yarın konteynerden çıkarsak, ben nereye gideceğim” sözlerine, “Bu sorunlarını bizim de ilgili kişilere anlatmak zorunluluğumuz var. Biz, İstanbul’da da olsak, sizi açta, açıkta bırakmayız. Ama şu an çözüm bulması gereken bakanlıklar ya da heyetlerin, ne yazık ki eksikleri var. Çok eksik davranıyorlar” oldu.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün, Elazığ merkezde gerçekleştirdiği ziyaretleri, bugün, kentin ilçelerine taşıdı. Eşi Dilek Kaya İmamoğlu ve CHP Elazığ milletvekili Gürsel Erol, İstanbul milletvekili Turan Aydoğan ile CHP Elazığ İlçe Başkanı Coşkun Çağlar Duran’ın eşlik ettiği İmamoğlu’nun ilk durağı, 24 Ocak 2020’deki depremde ağır hasar alan Sivrice ilçesi oldu. Vatandaşlar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın inşa ettiği deprem konutlarının inşası sırasında kendilerine danışılmadığını siteminde bulunarak, sorunlarını, İmamoğlu ve CHP milletvekilleri ile paylaştı. Çay eşliğinde gerçekleştirilen sohbete, 2 çocuğuyla birlikte konteynerde yaşadığını belirten Gülbahar Yıldırım adlı vatandaşın sözleri damga vurdu.
YILDIRIM: “NİYE BEN KENDİ ÜLKEME SIĞAMIYORUM”
“Kendi ülkemde açım, kendi ülkemde geçinemiyorum” diyen Yıldırım, isyanını, “Öyle duruma gelmişim ki, Suriyeliler çocuklarını koleje gönderiyor, ben oğluma kitap alamıyorum. Ben, merdiven silerek, aylık 500 lirayla 2 öğrenci okutuyorum. Nereye kadar sürecek? Bugün-yarın konteynerden çıkarsak, ben nereye gideceğim. Suriyelilere, Afganlılara verilen imkanlar niye bana verilmiyor. Niye benim çocuklarıma verilmiyor. Niye ben kendi ülkeme sığamıyorum, niye ben kendi ülkemde açım. Kendi ülkemde istediğim eğitimi aldıramıyorum çocuklarıma. Nereye kadar sürecek bu rezilliğimiz? Ben, Cumhurbaşkanı’yla da bizzat yüz yüze görüştüm. Yanındaki korumasına, ‘Hemen ablayla ilgilenin, bilgilerini alın’ dediler. Ama herhangi bir dönüş olmadı” sözleriyle dile getirdi. İmamoğlu’nun Yıldırım’a yanıtı, “Gülbahar, ne güzel anlatıyorsun sorununu. Tabi bu sorunlarını bizim de ilgili kişilere anlatmak zorunluluğumuz var. Ama bil ki; biz, İstanbul’da da olsak, -burada vekilimiz var, bizler varız- sizi açta, açıkta bırakmayız. Ama şu an çözüm bulması gereken bakanlıklar ya da heyetlerin, ne yazık ki eksikleri var. Çok eksik davranıyorlar” oldu.
“HER YERE ULAŞMAYA GAYRET EDEN BİR ANLAYIŞLA HAREKET EDECEĞİZ”
İmamoğlu, ikinci durağı olan Maden ilçesine bağlı Gezin Köyü’nde, köy kahvesinde buluştuğu vatandaşlara Yıldırım’ın isyanını aktardı. Sivrice’yi deprem sonrasında da eşiyle birlikte ziyaret ettiğini belirten İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Şimdi orada vatandaşlarımızı bir daha ziyaret ettik. Belediye tabii çalışmaya, orada emek vermeye gayret ediyor. Ama bir yandan büyük bir yapılaşma var. Belediye başkanıyla görüşemedik ama vatandaşın orada dile getirdiği bazı hususlar oldu. Vekilimiz ona mutlak bir rapor oluşturacaktır. İstanbul olarak; yeri yurdu, belediyesi, partisi, partisi ne olursa olsun, her yere ulaşmaya ve bir şekilde katkı sunmaya gayret eden bir anlayışla hareket edeceğiz. Biz yönetim anlayışımızla, ahlakımızla, demokrat duruşumuzla, mensubu bulduğum Cumhuriyet Halk Partisi'nin bize verdiği o sosyal demokrat anlayış kültürüyle 84 milyon insanımıza eşit bakarız. Buradaki hanımefendilerin, beyefendilerin siyasi anlayışı, yaşam biçimi neymiş, hiç ilgilendirmiyor. Benim için, benim yurttaşım, benim vatandaşım. Dolayısıyla bu nimetlerden eşit faydalanması gereken insanlarımız. O bakımdan topraklarımızın her yöresini, her karışını kalkındırmakla yükümlüyüz. Bu bağlamda biz, İstanbul'dan elimiz nereye değecekse, gücümüz nereye yetecekse ulaşmak, erişmek ve oraya katkı sunmakla mesulüz. Siyasetine, başka duygularına, başka anlayışlarına, başka pozisyon. asla bakmayız. Bu ahlakla buradayım.”
“BİZ YOKKEN DE BİZE ETTİĞİNİZ DUALARDAN BESLENİYORUZ”
“Eşimle sizi selamlamaktan büyük keyif duydum” diyen İmamoğlu, “İnşallah bu sıcaklığınız, bu güzelliğiniz hep daim olsun. İnşallah çok daha güzel günleri beraber, emek vererek yakalayalım. Ve ülkemizde olan bütün olumsuzlukları, bütün sıkıntılı halleri hep birlikte bertaraf edelim. Buna çok yakınız. Ben, sizlerin o güzel gözlerinden, güzel bakışlarından eminim ki içinizden hatta biz burada yokken bize ettiğiniz dualardan beslenerek İstanbul'umuza dönüyor olacağım. Allah’a emanet olun” ifadelerini kullandı. CHP Elazığ milletvekili Erol da konuşmasında, Gezin’in eskiden belde belediyesi konumunda olmasına vurgu yaparak, “Ama Gezin, şu anda bir muhtarlığa döndü. Bizim iktidarımızda, inşallah iktidar olduğumuzda ilk yapacağımız şey, kapatılan belde belediyelerini açmak olacak. Büyükşehir belediyeleri için belde belediyeleri çok önemi olmayabilir ama Gezin gibi, kendi başına lokal bir kültürü oluşmuş yerlerde, belde belediyeleri gerçekten çok anlamlı” dedi.
İmamoğlu, Elazığ ziyaretini, esnaf ziyaretleri gerçekleştirdiği Maden ilçesinde noktaladı. İlçe merkezinde esnafla çay içen İmamoğlu, vatandaşlardan gelen sorunları dinledi.