Bodrum Belediye Başkanı Aras'tan 8 Mart mesajı
Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, 8 Mart Dünya Emekçi Kadın Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı
Başkan Aras mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Belediye başkanı olarak seçildiğimde Bodrum Kent Konseyi Genel Kurulu’nda bir konuşma yapmıştım; “Bu kenti, Kadın Meclisleri, Kadın örgütleri ve Bodrum kadınları ile birlikte yöneteceğim.”
Bunu söylemekteki hedefim, Bodrum’u dışarıdan izleyen ve kente katılabilmenin yollarını arayan yurttaşların yaşadığı bir Bodrum yerine, herkesin doğal bir şekilde içinde yer alabileceği, kendisini bulabileceği, kendi özgünlüğünü koruyabileceği, herkesin her koşulda var olma hakkını kullanabildiği bir kent yaratmaktı.
Bu amaçla 8 Mart 2020’de Avrupa Yerel Yaşamda Kadın Erkek Eşitliği Şartı’nı imzaladım. Akabinde Avrupa Yerel Yaşamda Kadın Erkek Eşitliği Şartı’nın olmazsa olmazlarından Yerel Eşitlik Eylem Planı hazırlıklarına başladık. Yerel Eşitlik Eylem Planı, Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini odağına alan, katılımcılığı sağlayan, çeşitliliği gören ve kurumsal düzenlemeleri de beraberinde getiren bir plan.
Bir kenti, kimsenin ayrımcılığa maruz kalmadığı bir yere dönüştürmek, herkesin kent hizmetlerinden eşit yararlanmasını sağlamakla, daha da önemlisi, hizmetleri herkesin katılımıyla planlamakla mümkün.
Biz de yerel eşitlik eylem planını Bodrumlularla ve Bodrum'un sivil toplum kuruluşlarıyla hazırlamak için yola çıktık. İki ayda 60’a yakın görüşme yaptık; odalarla, vakıflarla, sendikalarla, siyasi partilerle, kadın örgütleriyle ve çeşitli sivil toplum örgütleriyle görüştük, görüşmeye de devam ediyoruz. Özellikle “Bodrum’dan Türkiye’ye Kadınlar Eşitlikçi ve Şiddetsiz Kentini Yaratıyor Projesi” kapsamında oluşan Kadın Mahalle Meclisleri ile bir araya geldik. Kadınlara bu kentin kendileri için ne ifade ettiğini, nasıl bir Bodrum görmek istediklerini ve bunun için gerekenlerin yanı sıra, kentin her bir sokağını, her bir yaşam alanını etkin bir şekilde nasıl kullanabileceklerini sorduk. Bu görüşmeleri yaparken amacımız, sadece Bodrum’un sorunlarını tespit etmek değildi, çözüm önerilerini de duymaktı. Çünkü biliyoruz ki, çözümler de sorunlar gibi çeşitlilik gösteriyor. Tek bir kişiyi bile geride, dışarıda bırakmadan herkes için yaşanası bir Bodrum’u birlikte inşa etmenin yolunu döşemek istedik.
Bu görüşmelerde en temel husus; bizim kendimizi Belediye olarak dinleyen, birlikte konuşan ve birlikte çözüm üreten konumda tanımlamış olmamızdı. Avrupa Yerel Yaşamda Kadın Erkek Eşitliği Şartını ve şartın temeli olan Yerel Eşitlik Eylem Planını, kadın-erkek eşitliği üzerinden hayata geçirecek çözümleri birlikte hazırlamalıydık.
Bodrum’u bundan sonra, merkezinden en uzak köşesine kadar tüm Bodrumlularla birlikte dönüştüreceğiz ve yöneteceğiz. Buna talip oldum ve talip olduğum politikayı adım adım birlikte hayata geçiriyoruz
Burada ifade edilenler, oluşturmaya talip olduğumuz kent için gereken çalışmaları, hem belediyede hem kamuoyunda kendimizi de bağlayıcı adımlar atarak yapmak istiyoruz.
Şiddete karşı bir tutum belirlememiz ilk ve en gerekli adımdır. Şiddet sadece yargı ve kolluğun çözeceği bir mesele değil. Yerel Yönetim olarak, bizim de şiddet karşısında nasıl bir tutum aldığımızı beyan ederek kendimiz için bağlayıcı bir tavır geliştirmemiz gerekiyordu. Bu nedenle hem belediyede uygulanacak hem de kamuoyuna yönelik, şiddete karşı kararlılığımızı gösteren “Şiddet Tutum Belgesi”ni de bugün açıklıyoruz. Zira şiddete karşı kesin duruşumuzu ortaya koymadan, eşitlik politikalarımızın uygulamasını sağlayamazdık.
Katılımcılık, 56 mahallemizi kentin öznesi yaparak; yani sürece etkin bir şekilde dâhil ederek mümkün olabilir. Merkezde var olan her hizmeti, Bodrum’un en uzak mahallelerine de ulaştırmamız halinde her bir yurttaşımız için eşit hizmet üretiyoruz demektir.
Bodrum'un merkezinde yapılan parklar, kültür sanat etkinlikleri, sinema ve spor salonları ve kafelerine kadar ne varsa; Bodrum’un en uzak mahallesinde de bu olanakların ve hizmetlerin hayata geçirilmesi gerekir diye düşünüyoruz. Her mahalleye ulaşırsak, her mahallelinin belediyenin tüm hizmetlerine erişebilmesini sağlarsak bir kentte eşitlikten söz edebiliriz diyoruz.
Katılımcılığı sağlamanın bir diğer önemli halkası olarak, Bodrum’da yaşayan kadınların, çocukların, yaşlıların, gençlerin, herkesin; sesini, sözünü belediyeye ulaştırmalarını sağlayacak, belediyeyi yurttaşlarımızın belediyesi yapacak yollar açacağız.
Özellikle pandemide tüm Türkiye’de olduğu gibi, ekonomik krizin yol açtığı yoksullukla da karşı karşıyayız. Bodrum’un turizm kenti olması yoksulluğun ve yoksunluğun burada olmayacağı anlamına gelmiyor. Ayrımcılık ve şiddete karşı mücadeleyi temel politika olarak belirlerken ekonomik eşitsizlikle de mücadele edeceğimizi ifade ediyoruz. Bodrum’un yaşam biçiminden kaynaklanan turizm de dâhil ürettiği zenginlikleri, her bir Bodrum hanesinin zenginliğine dönüştürecek politikaya da ihtiyacımız var.
Yoksulluk, özellikle kadınların ağır şekilde karşı karşıya kaldığı bir durum. İşsiz kalanlar; yoksullukla mücadele eden, ayakta ve hayatta kalma yükünü üstlenenler önce kadınlar oluyor. Evlerdeki yoksulluk ve yoksunluğu dönüştürecek ekonomik politikaları oluşturmak, destek uygulamaları ve üretim alanlarında kadın istihdamının önünü açacak mekanizmaları hayata geçirmekle mümkün.
Bugün, Avrupa Kadın Lobisi Dış İlişkiler Koordinatörü Selma Acuner, Avrupa İnsan Hakları Kentleri Uzmanı Bahar Özden Coşgun, Bodrum Yerel Eşitlik Eylem Planı Danışmanımız ve 1990 yılından bu yana yerel yönetimlere danışmanlık yapan, oldukça önemli deneyim ve bilgi birikimine sahip İlknur Üstün ve Bodrum’un her yerinden gelen kadınlar Bodrum’da bir arada.
Bunu vurgulamak istememin nedeni ise, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras olarak ulusal ve uluslararası kadın ağları ve kuruluşları ile birlikte işbirliği süreçlerini başlattığımızı, bu kentin olması gereken şekilde, kadınlarla ve tüm yurttaşlarla birlikte ayrımcılık üretmeyen ve eşitlikçi bir kent olma yönünde dönüşümünü sağlamaktır.
Ayrıca bu dönüşüm bir “lütuf” gibi veya “şans” gibi algılanmamalıdır. Bugün kadın mücadelesi evrensel bir hak mücadelesidir, sadece Bodrum’u değil, ülkemizi değil, dünyayı ilgilendirir. Kadınlar ve ayrımcılığa uğrayan herkes var olma mücadelesi veriyor. Biz de belediye olarak buna katkı sunmak zorundayız, dayanışmak zorundayız. Üstelik İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmiş ve 6284 sayılı kanunu etkin bir şekilde uygulamazken. Kadınların ve her türlü şiddete uğrayan insanın hayatını, hayatı sürdürme biçimlerini, emeklerini, belki çocuklarını, belki çocuk sahibi olma haklarını, belki de çocuk istememe kararlarını, bedensel ve zihinsel özgürlüklerini… koruyan, kollayan bir sözleşmeden öylece çekilmek, kadınlarla ilgili her şeyin ne kadar politik olduğunu da gösteriyor. Ayrıca yine aynı yere getirip, birlikte dayanışmanın gerekliliğini de…
Gerici politikalar ve söylemlere, “kadınlar yarımdır" diyenlere, laikliği ortadan kaldırmak isteyenlere, kadınlara "yeriniz evinizdir" gibi tabi kılma politikalarıyla seslenenlere inat, şiddete inat, ölüme inat yaşamın peşindeyiz; yaşamın destekçisiyiz.
Kadınlar dayanışmayı büyütmeye uğraşıyor, İstanbul Sözleşmesi’nin önemini hala anlatmaya çalışıyor. Mahkemeler erkek adaletiyle doluyken kadınlar gerçek adalet için mücadele yürütüyor. Yaşadığımız bu büyük çürüme, bu yok oluş, muhalif ve kararlı bir karşı koyuşun olmadığı yerde daha da derinleşecek.
Charles Fourier; Kadın, Aile ve Özgürlük adlı eserinde şöyle diyor: “Toplumsal ilerleme ve tarihsel değişimler, kadınların özgürlüğe yönelik ilerleyişi sonucunda ve toplumsal düzenin çöküşü ise kadınların özgürlüğündeki gerileme sonucunda ortaya çıkar.”
Bu yüzden biz sorumluluğumuzu hem bilmek hem de yerine getirmek zorundayız.
Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, kadınların eşitlik ve eşit ücret için, özgürlük için, oy hakkı için, siyasete katılım için verdikleri mücadelelerin kazanımları sonucunda kutladıkları gündür.
Ve ben, bugün büyük bir mutlulukla diyorum ki, Bodrum Belediyesi olarak bizler; kadınların verdiği mücadelenin ve politikaların hayata geçtiği tarafta yer almaya devam edeceğiz.
“Kadınların katledildiği, şiddet gördüğü, ötekileştirildiği bir düzene alışmayacağız.”
Her türlü eşitsizliği önlemek ve her bir bireyin kente katılımını sağlamak Yerel Yönetimlerin, en azından Bodrum Belediyesi’nin hayata geçirdiğini ilan edeceğimiz gündür bu 8 Mart!”