Gök bilimciler ''ölmeyen'' yıldız keşfetti
Gök bilimciler, süpernova patlamalarının ardından yok olmadan varlığını sürdürebilen yıldız keşfetti.
Gök bilimciler, süpernova patlamalarının ardından yok olmadan varlığını sürdürebilen yıldız keşfetti.
ABD'nin California eyaletindeki Las Cumbres Gözlemevinde (LCO) faaliyet gösteren bir grup araştırmacı, 50 yıldan uzun sürede birkaç kez patladığı halde yok olmayan bir yıldızın varlığını tespit etti.
Araştırmacılar, ilk kez 2014'te keşfedilen ve "iPTF14hls" koduyla anılan süpernova patlamasının ardından sönmeye başlayan yıldızın birkaç ay sonra yeniden canlandığını gözledi.
Bunun üzerine yıldızla ilgili tarihsel kayıtları inceleyen bilim adamları, süpernovanın olduğu yerde 1954'te başka bir süpernova patlaması yaşandığını, yıldızın bu patlamanın ardından da bir şekilde varlığını koruduğunu fark etti.
Daha detaylı bilgi edinmek üzere Hawaii'deki Keck Gözlemevinin ileri spektrometre enstrümanlarıyla incelemeler yapan bilim adamları, patlamanın bugüne kadar gözlenenlerden farklı olduğunu, ilk başta hidrojen ağırlıklı çekirdeğin çökmesiyle oluşan normal süpernovalar gibi göründüğünü fakat parlama ve sönmelerin olağandan beş kez yavaş gerçekleştiğini belirtti.
Araştırmanın baş yazarı Iair Arcavi, "Bu süpernova, dev yıldız patlamalarının işleyişiyle ilgili tüm bildiklerimizi boşa çıkarıyor." ifadelerini kullandı.
Araştırmacılar, bunun "Titreşimsel Eş Kararsız Süpernova" olarak adlandırılan bir süpernova tipinin örneği olabileceği görüşünde. Bu teoriye göre, özellikle evrenin erken oluşum döneminde yıldızlar o kadar büyük ve sıcaktı ki, bazılarını çekirdeklerinde "anti-madde" oluşuyordu. Bu durum, yıldızları bir yandan aşırı dengesiz hale getirerek sürekli patlamalara yol açarken diğer yandan yıldızın nihai bir patlamayla bir kara delik tarafından yutulup yok olmadan önce enerjisinin yenileyerek yaşamasını sağlıyordu.
Araştırmanın yazarlarından LCO Süpernova Gözlem Grubu lideri Andy Howel, bu tür patlamaların yalnızca evrenin erken oluşum evresinde görüldüğüne dikkati çekerek, "Bu, günümüz dünyasında bir dinozorla karşılaşmak gibi bir şey. Gözünüzle görseniz bile gerçek mi diye şüphe edeceğiniz bir durum." değerlendirmesinde bulundu.
Araştırmanın sonuçları "Nature" dergisinde yayımlandı.