İpek'in heyecanı !
Büyük turnuvada en büyük desteği İpek Şenoğlu verecek.
İstanbul Sinan Erdem Spor Salonu'nda 25-30 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek dünyanın en önemli tenis turnuvalarından biri olan TEB BNP Paribas WTA Championships'te mücadele edecek dünya sıralamasının ilk 8'inde yer alan kadın sporculara en büyük desteği Türk tenisinin önemli ismi İpek Şenoğlu verecek.
Teniste önemli uluslararası turnuvalara katılarak Türk tenisinde büyük başarılara imza atan Şenoğlu, İstanbul'daki organizasyonda ise Türkiye adına farklı bir görevle hizmet verecek.
TEB BNP Paribas WTA Championships'te oyuncu ilişkilerinden sorumlu olarak görev yapacak İpek Şenoğlu, turnuvayı ayrı bir heyecanla beklediğini söyledi.
Dünya sıralamasında ilk 8 sırada yer alan tenisçilerle kurduğu iletişimde sporcuların İstanbul'a gelme konusunda büyük heyecan ve istek yaşadıklarını belirten Türk tenisçi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Sporcular İstanbul'u çok merak ediyor. Turnuvanın güzel geçeceğine ve tenisçilerin de ülkelerine mutlu döneceklerine inanıyorum'' dedi.
Organizasyonda mücadele edecek sporcuların büyük bölümünün daha önce İstanbul'a gelmediğine dikkati çeken İpek Şenoğlu, ''Antalya'ya, Bodrum'a tatile gitmişler, ama İstanbul'a gelmemişler. Dolasıyla İstanbul'u çok merak ediyorlar. Sonuçta hepsi profesyonel sporcu. Menajerleri, iletişim uzmanları ve yardımcıları var. Ama takıldıkları veya çözmek istedikleri konular olduğunda ben yardımcı olacağım. Tanıdık bir yüzün olması ve yıl boyunca soyunma odasında görmeye alışkın oldukları birini yanlarında görmeleri onları rahatlatacaktır. En azından dedikodu yapmaya ihtiyaç duyarlarsa tanıdıkları bir isim olması gerekiyor'' şeklinde esprili bir açıklamada bulundu.
Turnuvada oyuncu ilişkilerinden sorumlu olarak görev yapacağını hatırlatan başarılı sporcu, şöyle konuştu:
''Otelde ve Sinan Erdem Spor Salonu'nda olmak üzere her türlü ihtiyaçlarını gidermek için yanlarında olacağım. Oyuncuların gelmesinden itibaren nerede yemek isteyecekleri, antrenman topları, İstanbul'un keyfini daha rahat nasıl sürebilecekleri gibi dostane bilgiler vereceğiz. Profesyonel olarak da iletişim işlerini halletmeye çalışacağız. Sporcuların bir nevi küçük ailesi olacağız. Zaten çok yabancı olduğum bir konu değil. Onlar gibi birçok turnuvada yer aldığım için nelere ihtiyaç duyacaklarını tahmin edebiliyorum. Şimdiden hazırlıklarımızı yaptık.''
''İstanbul'da nelere ihtiyaç duyacaklar?''
İpek Şenoğlu, yıldız tenisçilerin İstanbul'da nelere ihtiyaç duyacağı yönündeki soruyu ise şöyle yanıtladı:
''Antrenman ve beslenme ihtiyaçları dışında bu sporcular birer kadın ve insan sonuçta. Sosyal hayata da ihtiyaçları var. Tenisçiler olarak zor bir yaşamımız var. 30 hafta boyunca turnuva oynuyoruz. Aslında yaşadığımız hayat parlak gözükse dahi, zor bir hayat. Sürekli antrenmandasınız. Yemekten sonra dinlenmeniz gerekiyor. Tekrar idman yapıyorsunuz. Bu arada 2 saatlik bir zamanınız varsa 'Nereye giderim, nerenin yemeği iyidir?' gibi konular oluyor. İstanbul'da yaşadığım için sporcuların ne isteyebileceğini ve bu isteklerin nasıl karşılanabileceğini biliyorum. Bu şekilde onlara yardımcı olacağım.''
Görevi gereği ilk 8 içinde yer alan sporcuların hepsiyle iyi anlaşacağını kaydeden Türk tenisçi, ''Eşit derecede servis vermek zorundayız. Her sporcunun bendeki yeri ayrı. Wozniacki ile futbol oynadık. Azarenka ile Wimbledon'da yemek yapmaya çalıştık. Radwanska ile tırnak bakımı yaptık. Radwanska'ya daha yakın olduğumu söyleyebilirim. Şıkır şıkır, çok renkli biri. Sıralamada 10'da da olsa, 50'nin içinde de olsa hep aynı. Tenisçi olarak belki en beğendiğim değil, ama insan olarak en beğendiğim kişi diyebilirim'' dedi.
Sporcularla ilgili bilgi veren İpek Şenoğlu, şöyle konuştu:
''Tenis zor bir spor. Takım sporları gibi yedeğiniz yok. Kötü olma şansınız da olmuyor. Uzun saatler psikolojik baskı altında oynuyorsunuz. Bazen 4-5 saat maç yapmak durumunda kalıyorsunuz. Sporcular kortta birbirine rakip, ama maç sonrası herkes bir arada. Günlük hayatlarını konuşurlar. Ben Azarenka'yı ilginç buluyorum. Tek tarzı olan biri değil. Bir gün punk haliyle görürsünüz, başka gün feminen bir şekilde ortaya çıkar. Kendisini çok renkli buluyorum. Hoşuma gidiyor. Sharapova ikon haline gelmiş biri. Başarılı bir kadın. Kendisi büyük bir marka.''
Wozniacki mi, Radwanska mı, Sharapova mı, Şenoğlu olmak mı zor?
İpek Şenoğlu, ''Wozniacki olmak mı zor, Radwanska mı, Sharapova olmak mı zor, İpek Şenoğlu mu?'' sorusunu ise şu şekilde yanıtladı:
''Onların da eminim anlatabilecekleri hikayeleri ve zorlukları vardır. Mesela Sharapova'nın 4-5 yaşlarında tenisçi olma adına annesinden ayrılarak babasıyla ABD'ye gittiğini biliyorum. Wozniacki çoğu zaman antrenör babasıyla, baba-koç ikilemini yaşadığını biliyorum. 'Hangisi şu an babam, hangisi antrenörüm' sıkıntısını biliyorum. Radwanska'nın bir kız kardeşi var. Hep arkasından geliyor. Karşısında oynamak ve yenmek zorunda. Yendikten sonra gidip sarılması gerekiyor. Sporcuların zorluklarını kıyaslamak zor. 'En zor benimki' desem onlarınkine saygısızlık etmiş olmak istemem. Herkesin ayrı zorlukları var. Demek ki bu zorlukları bir şekilde yenmişiz ve kendi adımıza ülkelerimizin başarılı isimleri olmuşuz. Bunun kolay elde edildiğini düşünmüyorum.''
Sporcuların hayatlarının da kolay olmadığını vurgulayan Şenoğlu, ''Bunu yakın gözlerle görüyorum. Onlar kadar ünlü değilim, ama kendi ülkemde ne yaparsam yapayım mutsuz olan insanlar var. Onlar bunun daha fazlasını yaşıyorlar'' dedi.
''Aynı durumda olmayan kadınlar için ümit ışığı olabilir''
İpek Şenoğlu, turnuvada kadın sporcuların yer almasının önemli olduğuna dikkati çekerek, ''Kadınların başarılı olduğunu görmek, belki aynı durumda olmayan kadınlar için ümit ışığı olabilir'' diye konuştu.
Teniste başarının takım işi olduğunu anlatan Şenoğlu, ''Bu sporcuların herkesten farkı şampiyon karakteri taşımaları ve içlerindeki yürek. Herkes topa aynı şekilde vuruyor. Ancak bunlar hayatın günlük dertlerini unutup sahaya çıkarak en iyisini yapmaya çalışıyorlar'' dedi.
''Böyle bir organizasyonu almak Türkiye için onur''
İpek Şenoğlu, TEB BNP Paribas WTA Championships gibi bir organizasyonu almanın da Türkiye adına büyük bir onur olduğunu dile getirdi.
Bu tarz organizasyonları almak için bir bedelin ödenmesi gerektiğini anlatan Şenoğlu, ''O bedeli ödemek isteyen birçok ülke yarıştı ve biz aldık. Sadece tenis oynayan için değil, insanların televizyondan izlediği sporcuları İstanbul'da izleme fırsatının verilmesi bir ülkenin halkına verebileceği en güzel hediye'' dedi.
''Turnuvanın tenisçiler için önemi büyük''
Türk sporcu, turnuvanın dünya sıralamasının ilk 8 sırasında yer alan tenisçiler için de büyük öneme sahip olduğunu söyledi.
Sezonun son turnuvasında yıldız isimlerin karşı karşıya geleceklerine dikkati çeken Şenoğlu, ''Dünya sıralamasını etkileyecek maçlara çıkacaklar. Yükselmelerine veya düşmelerine neden olabilecek son turnuva. Dolayısıyla oyuncular, bütün sezonun yorgunluğu olsa dahi turnuva ödülünün fazla olması ve kendi sıralamalarına göre sponsorlarından alacakları bonustan dolayı bu turnuvadaki maçlar kıran kırana geçecek'' diye konuştu.
Kadın tenisinde en iyinin Serena Williams olduğunu savunan İpek Şenoğlu, ''Onun da burada olmasını isterdim. İyi gününde karşısında kim olursa olsun yeneceğini düşünüyorum. Çok fazla atletik özellikleri var. Onu her gördüğüm de hayranlıkla izliyorum. Tabii ki turnuvayı hak eden bütün isimler geliyor. 30 hafta bu sporcularla beraberim. Ama onların İstanbul'da olması bana ayrı bir heyecan veriyor'' dedi.
''Messi ayrıcalığı kadar teniste fark yaratmış biri yok''
Organizasyonda favorisinin kim olacağı sorusunu politik bir dille yanıtlayan İpek Şenoğlu, şöyle konuştu:
''Burada biraz politik davranmam gerekiyor. Favorimi söylememem gerekiyor. Sonuçta oyuncuların hepsini dışardan izleyen biri değil, yanlarında biri olarak görev yapıyorum. 'Favorim şu' diyemem. Ancak turnuvanın ilk dört gününü izlemek daha önemli. Bütün oyuncuları izleme fırsatını bu günlerde bulacağız. İlk dört günde gruptan çıkamayacaklar hafta sonunda yer alamayacaklar. Mesela Maria Sharapova elendiği takdirde son gün bu sporcuyu izlemekten mahrum kalabiliriz. İnsanların hafta içi maçları kaçırmaması gerekiyor. Turnuvadaki favori ismi söylemek zor. Ben Kim Clijsters'i çok seven bir sporcuyum. Oynayan sporcular arasında en beğendiğim tenisçi. Ama gelemiyor. Favorim yok. Birini favori göstermek de zor. Sharapova büyük çıkışta. Wozniacki dünyanın bir numarası. Na Li turnuva kazandı. Gelenlerin hepsi birbirinden değerli sporcular. Dünyanın en büyük futbolcusu olarak Messi'yi ben de söylerim. Ancak futboldaki Messi ayrıcalığı kadar teniste fark yaratmış biri yok.''
İpek Şenoğlu, Türk sporcunun turnuvada olmamasının burukluk yaratıp yaratmadığı yönündeki soru üzerine de şunları kaydetti:
''Hiç yaratmıyor. Belki bu burukluğu yaşamayacak en önde gelen insanlardan biriyim. 15 yıl öncesinde benim tenis çantamın gitar zannedilmesi döneminden buraya geldik. Kendi puanlarıyla 2004'te ilk defa Wimbledon'da oynayan Türk tenisçiyim. O dönemde seyircilerin girdiği kapıdan girmeye çalışırken 45 dakika bekledim. Sıra bana geldiğinde beni almadılar. Sonradan turnuvaya katılan biri olduğum fark edilince sporcuların kapısının farklı yerde olduğu söylendi. Bu olay çok uzak bir dönem değil. 2004 yılında tarih yazdım belki, ama kapıda sıra bekleyerek bunu yaptım. Nasıl geldiğimi sordular, metroyla geldiğimi söyledim. Sporcuların özel araçları varmış. Bunların hepsi bir tecrübe. Büyük aşama kaydediyoruz. Bu nedenle gelen ilk sekiz sporcu arasında Türk oyuncunun olmaması benim için burukluk yaratmıyor.''
Başarı için sistemli çalışmanın gerektiğine dikkati çeken Şenoğlu, ''İlk 8'e Türk tenisçinin girmesi için iki yıl kısa bir süre. Çiftlerde de dünyanın en iyi takımları geliyor. Buraya sokmak da kolay değil. Bu, kültür ve sistem işi. Eskiden sadece İpek Şenoğlu akla geliyordu. Şimdi Marsel İlhan, Çağla Büyükakçay ve Pemra Özgen isimleri de akla geliyor. Türk tenisi işleri doğru yapıyor. Tabii ki yapılacak işler var. Sosyal, kültürel ve fiziksel olarak altyapının daha iyi olması gerekiyor. Zaman içinde bunlar oluyor'' dedi.
Milli tenisçi İpek Şenoğlu, ''Hangi turnuvada, kiminle final oynamak isterdin?'' sorusunu ise ''Steffi Graf ile oynamak isterdim. Final veya hangi turnuva olması fark etmez. İdol kadın tenisçimdi. Onun korttaki hanımefendi kişiliğine hayran kaldım. Çok saygı duyuyorum'' diye yanıtladı. (Habertürk)