Halil, dünyanın en hızlı futbolcuları arasında

Konyaspor'un forveti Halil İbrahim Sönmez, adını dünyanın en hızlı futbolcuları listesinde 7. sıraya yazdırdı.

Akhisar maçında attığı 70 metrelik deparda 35 km hıza ulaşan Konyaspor’un forveti Halil İbrahim Sönmez, adını dünyanın en hızlı futbolcuları listesinde 7. sıraya yazdırdı. Aston Martin ile poz veren 25 yaşındaki oyuncunun hikayesi de ilginç: “7 yaşımda Trabzon’un seçmesine gittim. Koşarak yetiştim. 35 olmasa da 33 km koşmuşumdur belki... Yan komşumun bahçesinden topladığım erikleri yedikten sonra attığım deparlarla gelişti hızım, Akhisar’a karşı da ortaya çıktı!”
 
Torku Konyaspor’un 25 yaşındaki forveti Halil İbrahim Sönmez, takımının Akhisar maçında attığı bir deparla tam 35 km hıza ulaşarak rekoru zorladı, adını dünyaca ünlü isimler arasına yazdırdı. Maçın 83. dakikasında yaptığı 70 metrelik koşuyla dünyada en yüksek hıza ulaşan 7. oyuncu olan Halil İbrahim Sönmez’in hikayesi ise oldukça ilginç...
 
‘Sakat sakat koştum’
 
“O gün sakattım. Arka adalem çekiyordu. Ancak yine de oynadım. 83. dakikada oldu pozisyon. Top önüme düştü. Ben hangi tarafa vurayım diye düşünürken top rüzgarla birlikte hızlanmaya başladı. Bende de Karadeniz inadı var, çok inatçıyım. Yetişmem lazımdı o topa. Ben koştukça top sürekli bir metre önümden gitti, sürekli hızlandı. Ben de açıkçası kendimi yırttım, hızımı artırmak için. Ortaya böyle bir rekor çıktı. Çok komik bir pozisyon, defalarca gülerek izledim. Koşarken de bacağımı düşünüyordum. Genel hız değerlerim zaten hep yüksek ama o maç unutulmazdı gerçekten. Şu an o listede olmak çok önemli. Listeye giren ilk Türk’üm, bu çok güzel.”
 
‘Erik yemek için...’
 
“Çocukken yan komşumuz vardı. Yaşlı biri, ayağı topallardı. Biz ona ‘Topal Amca’ derdik. Erik ağaçları vardı bahçesinde. Çok korkardık ama erikleri toplardık, geldiğinde ise kaçmak için uzun deparlar atmak zorunda kalırdım. Belki de hızımı o günlere borçluyum.” (Gülüyor)
 
‘Seçmeye koşarak gittim’
 
“Futbolcu olmak istiyordum. 7 yaşında Trabzon’un seçmesine gittim, hem de tek başıma. Seçmelerin yapılacağı yer evimize 5-6 km uzaklıktaydı. Koşarak yetiştim seçmeye. 35 km olmasa da belki 33.5 falan koşmuşumdur kaçırmamak için. Hemen beğenildim ve futbol hayatım başladı.”
 
‘Önce okulu seçtim sonra futbolu’
 
“14-15 yaşındayken futbolla okul arasında bir seçim yaptım. Okulu tercih ettim, 2 senelik bir süreç boşuna gitti. Baktım böyle olmuyor, futbolcu olmam lazım ve geri döndüm. Trabzon İdmanocağı’nda yeniden başladım, sonra Orhangazi’de profesyonel oldum. Ardından Sandıklı’ya gittim. 3. Lig’de 16 gol, 21 asistlik bir performansım vardı. PTT 1. Lig takımları izliyordu, Konyasporlular geldi birkaç maçıma. Şansıma güzel goller attım ve aldılar beni. Bir sene Anadolu Selçuk’ta  oynadım 2. Lig’de. Yine 16 golüm vardı ve Aykut hoca beni değerlendirmeye aldı kampta...”
 
‘Trabzon’da oynamak değil, Trabzon’a gol atmak’
 
“Hedefim Konya formasını düzenli giymek ve milli takıma kadar gidebilmek. Trabzonlu oyuncuların genelde hayali Trabzon’da oynamaktır. Benim en büyük hayalim ise Trabzon’a gol atmak. Çünkü Trabzonlu oyuncular, Trabzon’da değer görmüyor. Eğer Trabzon’dan dışarı çıkmasaydım bugünlere gelemezdim. Üvey evlat muamelesi gösteriliyor. Geleceğimle ilgili planlamayı zaten beni ilk günden beri yalnız bırakmayan menacerim Erdem Gündüz yapıyor.”
 
‘Aykut hocada kaytaramazsın’
 
“Aykut hocanın sisteminde kaytaramazsınız. Çünkü her şey değerlerle ölçülüyor. Mesela bir maçta ayağım ağrıyordu. Biraz koruyordum. Yardımcı hocamız hemen 20. dakikada geldi, ‘ne oldu, neden koruyorsun, koşu değerlerin düşük’ dedi. Bütün takımın ne yaptığı ölçülüyor ve bu, performansımıza önemli yansıyor.”
 
‘Ne yapıyorsun oğlum sen!’
 
“Aykut hoca beni kampa aldığında çok korkuyordum. Hep alt liglerde oynadım. Benim bildiğim tek plan; ‘Topu alırım, kaleye kadar giderim ve golü atarım’... Kampta da bunu yapmaya çalışıyordum. Aykut hoca da, “Ne yapıyorsun oğlum sen” diye çıkıştı gülerek, sonra  ‘Burada pozisyon oyunu var, topu kaptırmamak önemli. Savunma yapmayı öğreneceksin’ diye anlatmaya başladı.”
 
‘Patronlar Konya için izin veriyor’
 
“Konya’da inanılmaz bir atmosfer var. Anadolu Selçuk’ta oynarken maç izlemeye geliyordum, ‘Burada oynamam lazım’ diyordum. Taraftarımız gerçekten müthiş. Zemin desen halı gibi. İçeride her zaman iyi oynuyoruz. İşverenler artık, maça gitmek için izin isteyen taraftarlara stat dolsun diye izin veriyorlar.”
 
‘Diego’yu kaldırmak bile yetti’
 
“Alt liglerden geldim, bu ilk sezonum. Sonuçta heyecanlanıyorsun. Diego’yu kolundan tutup kaldırmak bile yetti bana. Fenerbahçe deplasmanında sağıma dönüyorum Diego, soluma dönüyorum Mehmet Topal rüya gibi geliyor. Saracoğlu’nun atmosferi desen ayrı. Oraya çıkınca şükrettim Allah’a... Ama zamanla heyecan gidiyor.”

Fanatik

Sonraki Haber