Fikret Orman ve Ali Koç'tan Sporun Geleceği Aydınlık Mı? panelinde çarpıcı açıklamalar
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman ile Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi Sporun Geleceği Aydınlık Mı? panelinde önemli açıklamalarda bulundu. Fikret Orman, taraftarların 'paralar nerede?' sorusuna cevap verirken, Ali Koç ise Türk futbolunda finansal...
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman ile Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi "Sporun Geleceği Aydınlık Mı?" paneline konuşmacı olarak katıldı.
İşte Fikret Orman ve Ali Koç'un çarpıcı açıklamaları...
FİKRET ORMAN: DEVLET, BANKALAR VE KULÜPLER BİR YAPILANMAYA GİTMELİ
"Beşiktaş'a 2012 yılında başkan oldum. O gün Beşiktaş'ın cirosu 78 milyon dolar civarındaydı. Onu yönetmek için ve başarı sağlamak kolay şeyler olmuyor. Türk futbolu bu borç yükünü, bütçeleri küçülterek ve rekabeti artırarak yapabilir. Bu şekilde sürdürülebilir değil. Kulüpler aynı anda küçülmezse kamuoyu baskısı olabilir. Fenerbahçe şu futbolcuyu aldı, biz neden alamadık. Avrupa ile 3 yıllık anlaşmamız var. Futbolcu satamadan kimseyi alamıyoruz. Genç oyuncuyu almak için finansman lazım. Böyle bir kaynak yoksa oluşmuş oyuncuyu alıp maaşını yüksek tutarsınız. Bunun sürdürülebilirliği yok. Ben göreve başladığımda Beşiktaş en kötü durumdaydık. Şu an biraz daha iyi durumdayız ama taraftarlarımız memnun değil. Zor bir iştir, kulüp başkanlığı ya da yöneticiliği. Devletin, bankaların ve kulüplerin içinde olduğu yapılanma sürecinin başlaması gerekiyor.
'FİKRET ORMAN'A PARALAR NEREDE?' SORUSU
Beşiktaş zor süreçlerden geçti. Ben Beşiktaş'ı 400'ün üzerinden mahkeden aldım. Stadyumu kendi kaynaklarınızla yapıyorsunuz, UEFA ile iyi bir noktaya getiriyorsunuz ama sonunda 'Paralar nerede?' durumuna geliyorsunuz. Cumartesi günü divan kurulunda bu konuyu açıklayacağım. Beşiktaş şampiyon oldu. 3 sene üst üste şampiyon olmak için yatırım yapıyorsunuz. Kulübün giderini artırıyorsunuz ve bu kontratlar devam ediyor. Giderler artıyor ama gelirler azalıyor. Manchester United'ın, Chelsea'nın ve PSG'nin sahipleri var. Bizim büyük kulüpler halka mal olmuş kulüpler. Başakşehir'in ise sahipleri var. Bu kulüplerin sahiplerinin bizim kültürümüzde yer alma durumu da yok. Çin pazarında kalıcı olmak bir kulübün yapabileceği bir şey değil. La Liga 86 ülkede yayınlanıyor. 86 ülkeye de yayın hakkı satılmış. Ben Beşiktaş'ın Malmö maçının olduğu gün Almanya'daydım ve maçı izleyecek yer bulamadım. İzlenmeyen bir ligin marka değeri oluşmadığı sürece bu işlere sponsor bulmak kolay değil.
Öncelikle hastalığı ya da sorunu kabul etmemiz lazım. Sorunun nereden kaynaklandığını söyleyince tedavi süreci başlar. İngiltere'de 3 tane Türk futbolcu var. Manchester City'de İlkay, Everton'dan Cenk ve Arsenal'dan Mesut. Üçü de Almanya'da yetişti. Kulüpler Birliği bence hazır. Devlet ve bankalar ayağı var. Şu an bir çalışma var. İnşallah güzel bir şey olur. Kimsenin altyapı ile ilgilendiği yok. 10 tane saha yaptık ama sorular şöyle: 'Ibrahimovic gelecek mi, forvet gelecek mi?' Hep beraber zihniyet değişikliğine ihtiyaç var. Paydaşların bir masada oturup hızlı olarak bir programa başlaması lazım."
ALİ KOÇ: 5 YIL AVRUPA'YA GİTMEMEYİ BİLE GÖZE ALABİLİRİZ
"Baştan aşağıya yapının değişmesi gerekiyor. Federasyonun, antrenörlerin, futbolcuların ve medyanın baştan aşağıya değişmesi lazım. Yeniden bir yapılandırma yapmamız lazım. Finansal konularda sermaya koyabilir, tahvil çıkarabilir ve borçları yapılandırabilirsiniz. Türkiye'de büyük kulüplerde şirket sahipliği yok. Kolay kolay sermaye koymak mümkün değil. Sermaye koyabiliyorsunuz ama buna rağmen en fazla mart ayını görebiliyorsunuz. Elimizdeki mevcut araçlara baktığımız zaman, bizlerin bu işin içinden çıkması mümkün değil. Yöntemleri baştan aşağıya değiştirmemiz lazım. Belki 5 sene Avrupa'ya gitmemeyi bile göze alabiliriz. Bu noktaya gelmemizin sebebi sorumsuzca yönetiliyor olmamız. Buradan çıkmamız son derece radikal yöntemlerle olabilir. Devlet kesinlikle işin içinde olmalı.
Ayrıca finans kurumları da işin içinde olmalı. Anadolu kulüpleri için Türk futbolcular TL alıyor ama büyük kulüplerde futbolcular döviz alıyor. Aldığımız yabancı oyuncular yaşlı. Son durak mukaveleler oluyor. En yaşlı liglerden biriyiz. Yeni statlar olmasına rağmen altyapıya önem vermiyoruz. Alırken de satarken de kaybediyoruz. Buraya nasıl geldik, buradan nasıl çıkacağız? Bazı sözleşmeler çok ağır. Sözleşmeyi son dakikada yaparsak karşı tarafın dikte ettiği şartlara uymak zorunda kalıyorsunuz. Maç başını alabilmesi için takımın kazanması gerekiyor. Topyekün her şeyi gözden geçirmemiz gerekiyor.
5-10 YIL İÇİNDE AVRUPA'DAKİ 12 TAKIMLA FARK ÇOK AÇILACAK
Şampiyonlar Ligi'ne gidiyorsanız iyi para var. UEFA Ligi'ne gidince 1'e 7. Avrupa Ligi'nde sonuna kadar gidersen bugünkü tabloyu değiştirmek mümkün değil. Galatasaray bu sezon, Beşiktaş'ın yakaladığı başarıyı yakalarsa 50-60 milyon Euro kazanabilir. Avrupa'ya gitmemek çözüm değil, en radikal şeyi söylüyorum. Altyapıdan oyuncu çıkaran takımlara daha fazla para verilecek, devlet altyapılara yatırım yaptırtacak, 30 yaş üstü yabancı oyuncu gelmeyecek gibi sınırlamalar var. Biz ikimizde elimizi yüzümüze bulaştırıp bir sonraki seçimlerde ayrılsak bir sorumluluğumuz yok. Bu sorumluluk da getirilmeli. Önümüzdeki 5-10 yıl içinde Avrupa'daki 12 takım ile aradaki fark çok açılacak. Bu arayı kapatmak imkansız olacak. Çoğu futboldan başka bir spor ile ilgilenmiyorlar. Çoğunun sahipleri var, şirketleşmeyi başarılı bir şekilde yapmışlar. Çoğu sıkıntılı finansal dönemleri atlatmışlar. Alırken ve satarken kazanıyorlar. Dünyanın 4 bir yanında taraftarları var. Teknolojileri sayesinde taraftarlarını çok iyi tanıyorlar. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray lokal kulüpler ama uluslararası kapsama alanları var. Bu kulüplerin global kapsama alanları var. İnsan sermayeleri çok gelişmiş. Bugün La Liga'yı inceliyorduk. Premier Lig'de CEO değişimi oldu. Büyük dönüşümler son 10 yılda oldu. Önümüzdeki 10 yıl daha da büyük değişimler olacak.
SPORCU OLACAKSAN İYİ EĞİTİM ALAMIYORSUN
La Liga'da 2 sene arka arkaya zarar edilince soruşturma açılıyor. İlk sene 5 milyon Euro zarar edilince ertesi sene en az 5 milyon Euro kar edilmeli. Avrupa'daki kulüpler birliği toplantısına gittiğimiz zaman, İtalya'nın 3. liginin seviyesinde görüşmeler yapıyoruz. Federasyonlarımız malını iyi yönetemedi. Passolig bilet işlerini yapıyor. Ürünü biz satıyoruz ama seyircilerin bilgileri bizde değil. Kulüpler Birliği, ligin sahibi olmalı. Biz Fenerbahçe olarak kesin bir tavır içindeyiz. Bundan sonra TFF'yi yönetecek insanların, sporun ruhunu anlayan bir yapıdan oluşması gerektiğini düşünüyoruz. Türk futbolu Avrupa'da rekabetçi bir hale gelirse UEFA'nın da marka değeri artar. Monaco en iyi senesinde 15 bin forma satıyor. Biz en kötü senemizde 250 bin forma satıyoruz. UEFA da bizim sağlıklı bir halde olmamızı istiyor. Yöntemler ortada. Doğru kısımları Türkiye'ye uyarlamamız lazım. Müthiş bir potansiyelimiz var. Devletimiz inanılmaz altyapı hamleleri yaptı. Sporcu olacaksan iyi eğitim alamıyorsun. Bunları düzeltmemiz lazım.
ZİHNİYET DEĞİŞİKLİĞİNE İHTİYAÇ VAR
10 senede yabancı kuralı 8 defa değişmiş. Neden değişmiş? Bir sezonda iki kere değişmiş. Zihniyet değiştiği zaman bu da yerine oturacak. Doğrusu 8 midir, 5 midir, 14 müdür bilmiyorum. Her ülkenin kendine has yapısı var, yabancı kuralı da ona göre ayarlanmış. Önümüzdeki sene U20 ligi yok. Olmayacaksa yerine ne konacak? Yok. O yüzden zihniyet değişikliğine ihtiyaç var. Karamsar bir tablo çizdik ama tünelin sonunda ışık da var. Doğru yönetilmemiz lazım. Kalifiye altyapı hocası yok. Fenerbahçe'nin altyapısı için 1.5 sahası var. Bir tarafta A Takım diğer tarafta altyapı antrenman yapabilir. Benim hayalim bu. 4 milyon Hırvatistan'ın becerisine bakın. Futbol, basketbol, hentbol... Tekerleği yeniden icat etmeye gerek yok. Başarılı modeller ortada. Altyapıya getiren hocalar bizim takımın hocaları olsun gibi dertleriniz olursa bunlar olmuyor.
İNSANLAR ADİL REKABET ORTAMI OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYOR
Derbi maçından beri TFF'den kimseyi aramadık, konuşmadık. Hakkımızı savunmak için ertesi gün bir açıklama yaptık. Alanyaspor maçından sonra soru geldiği için bir açıklama yaptı. Hatası olan çok konuşur. Biz yaptığımız tek açıklamada tokat atan oyuncumuzu cezalandıracağımızı söyledik. Türkiye'de tesis etmeye çalıştığımız spor ortamına zarar veren sporcularımızı cezalandıracağımızı açıkladık. Savunmamız bittikten sonra cezalarımızı görebilirsiniz. Beklenti var. Şiddet, kavga alışılmış. Benim seçim kampanyam boyunca en çok muhattap olduğum soru, 'Federasyondaki haklarımızı nasıl koruyacaksın?' sorusuydu. İnsanlar adil rekabet ortamının tesis edilemediğini düşünüyor. Cevap vermekte en çok zorlandığım soru buydu."