Fernando: ''Galatasaray'ı seçtim çünkü...''

Cim-Bom’un Brezilyalı yıldızı, “Futbol kolektif bir oyun. Bireysel bir spor olmadığı için bütün takım içindeki karakterler çok önemli. Mütevazı olmanız çok önemli. Çünkü birkaç kendini beğenmiş oyuncu olsa, boş masalar... İçerdeki ahengi bozsalar bu başarı ortamı olmaz. Herkes mütevazı ve bir şeyler yapmak istiyor” dedi.

Galatasaray lige damga vururken şüphesiz saha içinde teknik direktör gibi takımı yöneten Fernando’nun bu görüntüde rolü bir hayli fazla...

Sambacı ligin en fazla topla buluşan ismi olduğu kadar, aldığı topları olumlu kullanmasıyla da dikkat çekiyor. İşte böyle bir yıldızla, Fenerbahçe derbisi öncesinde, MİLLİYET okuyucuları için söyleştik, kafalardaki sorulara yanıt bulmaya çalıştık.

Eskiden yaptığın bir röportajda, Fenerbahçelilerin unutamadığı Alex De Souza’nın Messi ve Ronaldo’ya göre daha bir oyuncu olduğunu söylemiştin. Fenerbahçe’de Alex’in olmaması o zaman işinize gelecek?

- Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Bizim takımımız gerçekten çok iyi... Çok iyi oyuncularımız var. Fenerbahçe maçı da mutlaka bizim için iyi geçecektir. Diğer taraftan Alex de bugüne kadar oynadığım, gördüğüm en iyi oyunculardan bir tanesi. Mutlaka Fenerbahçe’de olmaması bizim için önemli bir avantaj...

Derbi maç için ne gibi anlamlar ifade ediyor? Sana önemi anlatıldı mı?

- Kesinlikle... Bu derbiyle ilgili zaten bilgilerim vardı. Taraftarlar ve camialar için önemi anlatılıyor. Bizim için de çok önemli. Benim için ise önemi daha fazla.

Giuliano ve De Souza gibi vatandaşlarına karşı da oynayacaksın bir anlamda.

- Giuliano’yu biliyorum. Daha önce de seyrettim. Kendisi gayet iyi bir oyuncu. Karşılıklı hiç oynamadık. De Souza ile Porto’da beraber oynadık. İkisi de kaliteli ve önemli oyuncular. Önemli olan bizim ne yapacağımız. De Souza yakın arkadaşım.

‘Hocalar beni sever’

Peki ona bir mesaj göndermek ister misin?

- Saha içinde o arkadaşlık biter. Saha dışında çok yakın arkadaşım ama saha işin içine girince işler değişir.

Daha önce beraber çalıştığın Jesuldo Ferreira, Andre Villas-Boas, Vitor Pereira, Paulo Fonseca’dan seninle ilgili hep övgü dolu sözler geldi. Bu kadar çok tutulmanın nedenini neye bağlıyorsun?

- Burda önemli kelime; profesyonellik. Bir futbolcu profesyonel sözleşmeye imza attığı zaman o formayı ona yakışır şekilde taşımalı. Hocası ne diyorsa onu dinlemeli, formasını terletmelidir. Ben de bugüne kadar bütün hocalarımın her dediğine uydum. Söylediklerini yapmaya çalıştım. Hocalar da beni bu profesyonellik olduğu için seviyorlar. Başarılar şampiyonluklar da geliyor.

Başka teklifler de aldın. Bugün kararını gözden geçirdiğinde neler söyleyeceksin?

- Ben devamlı başarı kazanmayı, şampiyonluklar kazanmayı seven bir oyuncuyum. Kupalar kazanmayı seviyorum.

13’tü sanırım...

- Hayır 15... 13 kupa Porto’da kazandım. 1 Manchester City ve 1 de ilk başladığım kulüp.. Bu yüzden ben kupa kazanmayı çok seven bir oyuncuyum.

Mücadeleci, savaşan ve aldığı topları iyi kullanan bir Fernando izliyoruz. Ancak skora katkı bölgesinden biraz uzaktasın. Bu senin tercihin mi?

- En önemlisi saha içinde yaptığım taktiksel görevler. Burada stoperlerin önünde görev alıp defansif anlamda orayı toparlayan, oyun kurulumunda etkili olan biriyim. Sezonlara bakıldığında 2 gol gibi bir istatistiğim var. Bu o kadar da önemli değil. Tekrardan gol atabilir miyim? Olabilir. Ama ilk hedef, defansif anlamda orayı toparlayıp, yardımcı olup, ofansif anlamda da oyun kurulumuna yardım etmek. Gol ondan sonra gelebilir.

‘Lig daha iyi olabilir’

Çalışmayı seviyorsun. Tudor da işkolik bir teknik adam. Her halde memnunsundur?

- Çok mutluyum.

Takımı karakter olarak masaya yatırırsak nasıl bir ekip var karşımızda? İşte gol sevinçleri mesela. Çok mesafe kat edildiğini  gösteren bir detay bence..

- Futbol kolektif bir oyun. Bireysel bir spor olmadığı için bütün takım içindeki karakterler çok önemli. Mütevazı olmanız çok önemli. Çünkü birkaç kendini beğenmiş oyuncu olsa, boş masalar... İçerdeki ahengi bozsalar bu başarı ortamı olmaz. Herkes mütevazı ve herkes bir şeyler yapmak istiyor ve mücadele ediyor.

Saha dışında da sizleri beraber görüyoruz.

- Saha dışında da görüşmeye çalışıyoruz. Özellikle Muslera, Maicon, Mariano daha çok görüştüğüm oyuncular. Bence bu lig çok daha iyi yerlere gelebilir.

Rakip forma altında görmekten çekindiğin bir isim var mı?

- Tabii ki çok kaliteli bir takıma sahibiz. Antrenman maçlarında karşılıklı oynuyoruz. Gomis, Belhanda, Feghouli.. Bu sayıyı artırabilirim. Onlarla aynı takımda olduğum için şanslıyım.

Beşiktaş’ı nasıl buluyorsun?

- 2 sene üst üste şampiyon olan bir takım kaliteli oyunculara sahip. Bu demektir ki iyi bir kadro kurulmuş ve öyle devam ediyor. Mutlaka zor bir rakip olduğunu düşünüyorum.

‘Havalar pırıl pırıl’

Talisca ile ilgili görüşün?

- Çok iyi bir oyuncu.

Yemeklerle aran nasıl? Favorin hangisi mesala?

- Püre.. Pirinç pilavını çok seviyorum. Tavuk, baklava. Çayla da aram çok iyi.

Aileni getirmişsin...

- Evet.. Çocuklarım okuyor. Ailem burada inanılmaz mutlu. Bir kere havalardan da çok mutlular. İngiltere’de devamlı yağmur yağıyordu. Burda pırıl pırıl hava.

İstanbul’daki hayatını anlatabilir misin?

- İstanbul mükemmel bir şehir. İnsanları, yemekleri ve havası.. Muhteşem bir yer. Yazın adalara gitme şansım oldu. Orası da beni çok etkiledi.

‘Bana en uygun kulüp Galatasaray’dı’

Transferde şampiyon olabilecek, kupa kaldırabilecek bir takım istediğini bunda da en uygun kulübün Galatasaray olduğunu söyleyen Fernando, “Hiç düşünmeden burayı seçtim” dedi.

Galatasaray’ı tercih etmende ne etkili oldu?

- Manchester’dan sonra bana birçok teklif geldi. Benim için ilk ve en önemli kriter şampiyonluğa oynayan bir kulüp olmasıydı. Şampiyonluk yaşayabileceğim, kupalar kaldırabileceğim bir kulübe gitmek istedim. Bu da tarife en uygun kulüp Galatasaray’dı. Bu yüzden hiç düşünmeden Galatasaray’ı seçtim. Diğer başka takımlardan da teklif vardı ama orada bunları yapabileceğimi düşünmedim.

Yepyeni bir takımın bu performansı insanları da şaşırtıyor. Bu kadar kısa zamanda bu görüntü normal mi?

- Yeni bir takım. Bir çok yeni oyuncu var. Bu kadar çok yeni oyuncunun olduğu yeni bir takımda böyle iyi bir başlangıç aslında çok da fazla görülmez. Bir adaptasyon süreci vardır. Ama biz kişiliklerle, hem de takım içine katılan arkadaşlarımızla karakteriyle, tamamen hocamızı dinleyerek verdiği direktifleri sahaya yansıttık. O takım ruhuyla bunları çok çabuk aştık. Bir de en önemli özelliklerimizden bir tanesi, bütün takıma baktığımızda yerlisi, yabancısı hep mütevazı bir takımız. Bunlar bir araya gelince iyi bir başlangıç yaptık. Önümüzde uzun bir lig ve çok maç var. Daha geliştirmemiz gereken noktalar var.

‘Şampiyonlar Ligi’nde iyi iş yapabiliriz’

Bu takım uluslararası alanda iş yapar mı?

- Kesinlikle Şampiyonlar Ligi’nde iyi iş yapabiliriz. Ama şöyle olması gerekiyor: Şu ana kadar hep neyi konuştuk? Bu takımın mütevazı olduğunu ve çalışmayı seven bir teknik adam ile oyunculardan oluştuğunu... Birbirine bağlı bir takım. Takım ruhu iyi. Hedef şampiyonluk. Şampiyon olduktan sonra da yine aynı mütevazılıkla yolumuza devam etmeliyiz. Böyle edildiği zaman tabii ki başarı gelir.

‘Daha iyi olabilir’

Türkiye Ligi’ni nasıl buldun?

- Türkiye Ligi’nin kalitesini beklediğimden iyi buldum. Bence daha da iyi olabilir. Bakıldığında yapılan yatırımlar ortada. Her takımın yaptığı çok ciddi yatırımlar var. Ülke anlamında çok güzel bir ülke. İnanılmaz güzel yemekler ve güzel insanlar var. Çok güzel bir halka sahipsiniz.

8

Galatasaray’ın sezon başında 5 milyon 250 bin euro bonservis bedeli karşılığında Manchester City’den transfer ettiği Fernando, Süper Lig’deki 8 maçın tamamında ilk 11’de sahaya çıktı. Brezilyalı futbolcu bu karşılaşmaların tamamında 90’ar dakika oyunda kaldı.

Brezilyalı orta saha Fernando, Galatasaray ve İstanbul’u kısa sürede çok sevdiğini ifade etti.

Skorer