Fenerbahçe’den 3 Temmuz cevabı
Fenerbahçe, 3 Temmuz'da başlayan şike süreci ile ilgili açıklamada bulundu.
Fenerbahçe Kulübü, futbolda şike iddialarıyla 3 Temmuz 2011’de başlayan sürecin 5. yıl dönümünde sert bir açıklama yaptı. Sarı-lacivertli kulübün resmi internet sitesinde yer alan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Dün, 3 Temmuz kumpasının, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün canına kast edilişinin 5. yıl dönümünde bazı kulüp yönetimleri ile takım fanatizmini ifa ettikleri kamu görevlerinin önünde gören bazı kişilerin sosyal medyada yaptıkları açıklamalar üzerine aşağıdaki değerlendirmenin ve açıklamanın yapılması zarureti hasıl olmuştur. 3 Temmuz 2011’de Fenerbahçe Spor Kulübü’nün canına kast edilmiş olup, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün canına kast eden failler bellidir. İllegal devlet yapılanması, bu yapılanmayı kendi çıkarları için kullananlar ve bu yapıya sadece takım fanatizmi ile alkış tutanlar… Bu noktada memnuniyetle ifade etmek isteriz ki, bugün devlet erkinin kendisi de Fenerbahçe Spor Kulübü’nün canına kast edenlerin illegal devlet yapılanması olduğu hususunda hem fikirdir. Devlet içinde etkin görev yapan ve fakat takım fanatizmi uğruna bu konuda yalpa yapanlar, illegal devlet yapılanmasının meşrulaşması için bu yapıya destek verdiklerini, Türkiye Cumhuriyeti Mahkemeleri tarafından silahlı terör örgütü şeklinde tasnif edilen bu yapıya yardım ve yataklık yaptıklarını artık anlamalıdır. Bu kişilere bu düşünce içinde olmaları halinde devletin önemli makamlarının emanet edilmeyeceği, bilinçsizce yapmakta olduklarının, illegal yapının değirmenine su taşımak olduğu kendilerine hatırlatılmalıdır. Batan gemilerini kurtarmak gayreti ile illegal yapıya karşı sürdürülen devlet mücadelesinden yana tavır takınmış gibi görünen ve en üst düzey devlet yetkilileri önünde bu şekilde beyanlarda bulunan bazı spor kulüpleri yönetimleri, buldukları ilk fırsatta illegal yapıyı meşrulaştırma gayretine girmekte ve bu şekilde gerçek düşüncelerini ortaya koymaktadır. Bilinmelidir ki illegal yapıya karşı yürütülen mücadeleyi ilk fırsatta satan ve devleti arkadan vuran da bu iki yüzlü kulüp yönetimleri olacaklardır. Fenerbahçe Spor Kulübü, camiası ve taraftarları 3 Temmuz sabahından beri bu illegal güçle, bu gücü kullananlarla ve bunları alkışlayanlar ile samimi ve kararlı bir ölüm kalım mücadelesi içindedir. Bu mücadele, aynı zamanda devletin bekası içindir. İllegal yapı mensupları, bunları halen kullananlar ve alkış tutanlar bilmelidir ki bizler bu uğurda sonunda ölmeye bile hazır bir kararlılıktayız. Sizi bu gün doğru yola çağıran biri çıkmasa, bu mücadelede başlangıçta olduğumuz gibi tek başına kalsak ve bu durum sizi cesaretlendirse bile bilmelisiniz ki siz de başaramayacaksınız. Bizlerin bu ölüm kalım mücadelemizde sizler gibi yapmayacağımız şey, bu süreçte yalpa yapmak, devlet katında sözde devletçi bir tavır takınıp, kişisel menfaat uğruna ilk fırsatta devlet menfaatlerini satmak olmayacaktır. 3 Temmuz davasında yargılanan tüm kulüp mensuplarımız beraat etmiş olmasına rağmen 3 Temmuz Kumpası’nı kuranlar hakkında Başkanımız ve diğer mensuplarımız suç duyurusunda bulunmuşlardır. Bu suç duyuruları, illegal yapı mensubu kamu görevlileri tarafından “sahte delil uydurulması, kumpas kurulması gibi” olgular üzerine olup, kendisini “kuzey” diye pozisyonlayan kulübün açıklamalarının tam aksine bu suç duyurusu üzerine başlatılan savcılık soruşturmasında 40’a yakın şüpheli tutuklanmış, bir bölüm şüpheli ise haklarında verilen yakalama kararı sonrasında firar etmiştir. Bu soruşturma sırasında görev alan onlarca hakim ve savcı hakkında sahte delil üretmek, örgüt üyesi olmak, hukuka aykırı yöntemler ile soruşturma yapmak suçlaması ile HSYK tarafından soruşturma başlatılmış, soruşturma savcısı ile duruşma heyeti görevlerinden açığa alınmıştır. Bu illegal yapının tüm kumpas senaryoları tek tek ortaya çıkmış, mensupları deşifre edilmiş iken bu yapının yaptığı tüm soruşturmaları örgütsel faaliyet olarak görüp, 3 Temmuzu bunun dışında tutmak açıkça ahmaklıktır. Kendisini “kuzey” diye pozisyonlayan kulüp, yeniden yargılama sürecinde, mahkemenin, sahte delil ve kumpas olgusunu, söz konusu yargılama sürecinde henüz ortada maddi vakıayı ispata yarar bir yargısal karar olmadığından karara bağlamamış olduğu gerçeğini kendi kamuoyundan demagoji yapmak suretiyle saklamaktadır. Keza, bu kulübün, UEFA nezdinde yapmış olduğu başvuruların ve taleplerin UEFA yargı organları tarafından tamamen reddedilmesi üzerine CAS önünde dava açıldığı gerçeğini de kendi kamuoyu ile paylaşmalıdır. Bu vesile ile kendi şahsi menfaatleri, küçük ve ucuz çıkarları uğruna, devleti illegal yapıya satmaktan bile çekinmeyen iki yüzlü kişi ve kurumları illegal devlet yapılanması konusunda açık tavır takınmaya, bu hususa ilişkin niyet ve düşünceleri ile ilgili açıklama yapmaya davet ediyoruz. Bizi soracak olursanız bir kez daha size hatırlatalım, biz hep buradayız.”