Attila Gökçe'den vefa eleştirisi
Attila Gökçe, "Abdurrahim Albayrak ile Ali Dürüst'ün başına gelenler beni çok şaşırtmadı ama üzdü" dedi.
Eski TSYD Başkanı ve Milliyet spor yazarı Attila Gökçe, "Abdurrahim Albayrak ile Ali Dürüst'ün başına gelenler beni çok şaşırtmadı ama üzdü. Türkiye'nin Batı'ya açılan penceresinde böyle yanlışlıklar olmamalıydı" dedi.
Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak'ı Galatasaray Sportif AŞ'den istifaya götüren sürecin ardından, Türkiye'de spor kültüründeki eksiklikler gündeme geldi.
Türk spor basınının duayen ismi Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin (TSYD) eski başkanı ve spor yazarı Attila Gökçe ile Türkiye Futbol Adamları Derneği (TÜRFAD) Genel Başkanı Aydın Begiter, şampiyonluk kutlamalarında podyuma davet edilmeyen iki yöneticiye gereken vefanın gösterilmediğini savundu.
Türk sporuna öncülük eden büyük kulüplerde ve onları örnek aldıkları için hemen hemen bütün kulüplerde bir görgü noksanlığının söz konusu olduğunu anlatan Attila Gökçe, kutlamalarda podyuma davet edilmeyen iki yöneticiye vefasızlık yapıldığını dile getirdi.
Gökçe, "Kupa töreninde kaybedince podyuma çıkmayan ikinciler, kupayı kazanınca podyumda futbolculara ve antrenöre yer bırakmayan yöneticiler, federasyondan yedek üyeleri için de ekstra şampiyonluk madalyası isteyen yöneticiler maalesef bir gelenek oluşturamadılar. Yüz yıllık tarihin içine bu görgüyü nakşedemediler. Federasyonlarımızda da bu anlamda kupa törenleriyle ilgili geleneksel hale gelmiş bir protokol yok" diye konuştu.
"Devrim önce kendi evlatlarını yer" sözünü anımsatarak, "Biz de mutluluğu paylaşmayı bilmiyoruz. Bir zafer sarhoşluğuyla, bir güç şehvetine kapılıp en yakınımızdakileri kırıyoruz, döküyoruz. Elimize yüzümüze bulaştırıyoruz" ifadelerini kullanan Gökçe, şunları kaydetti:
"Abdurrahim Albayrak ile Ali Dürüst'ün başına gelenler beni çok şaşırtmadı ama üzdü. Türkiye'nin Batı'ya açılan penceresinde böyle yanlışlıklar olmamalıydı. Bu iki adam sadece yönetici değildi. Ben yöneticilerin podyuma çıkmaması kararını doğru buluyorum ama takımla bütünleşmiş, bir çok sorunu çözümlemiş, antrenör sorununu çözümlemiş, yerli ve yabancı futbolcular arasındaki aykırılıkları gidermiş, onları Galatasaray ruhu içinde bir potada eritmiş, sonunda sabır maratonunu zaferle noktalamış, takımın bir parçası olmuş bu iki yöneticiye podyuma çıkmasalar da bir vefa gösterisi, bir sevgi mesajı bir minnet aktarılabilirdi, bu yapılmadı. Çelişkiye bakın ki Galatasaray'ı büyüten 'Berlin Panteri' diye bildiğimiz Turgay Ağabey'i oraya çağıran zihniyet, en güncel olan emektarları unutuyor. Hadi bunda kasıt aramayalım ama görgü de yok demek ki, vefasızlık yapılmıştır."
"Paylaşmayı bilmiyoruz"
Aydın Begiter de değerlendirmesinde, başarıyı herkesin kendisine mal etmeye çalıştığını savunarak, "Paylaşmayı bilmiyoruz" dedi. Başarıya katkı sağlamış yöneticiler Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak'a vefa gösterilmesi gerektiğini, yaşanan bu ayrılıkların hoş olmadığını vurgulayan Begiter, şunları söyledi: "Türkiye'nin en büyük derdi, paylaşmayı bilmiyoruz. Hangi konuda olursa olsun, bir başarı geldiği zaman herkes kendine mal etmeye çalışıyor, bazıları hazmedemiyor. Bu nedenle de problemler çıkıyor ortaya. Herkes sakin olmalı, ağır düşünmeli. Çalışan varsa, başarıyı kazanmış bir insan varsa ona vefa gösterilmesi gerekir. Bu tür güzellikler o camiaya birlik beraberlik getirmesi gerekirken bu tip davranışlarla maalesef ayrılık getiriyor, hoş bir şey değil. Her tarafın bunu içine sindirmesi ve hazmetmesi lazım."
Dürüst ve Albayrak'ın kendi takımlarının yanı sıra Türk futboluna da emeklerinin bulunduğunu dile getiren Begiter, bu insanların biraz daha vefa ve saygı beklediğini ifade etti. Yeni yöneticilerin daha dikkatli davranmasının durumun bu noktalara gelmemesinde etkili olacağını anlatan Begiter, "En büyük dileğim bu konuyu kendi içlerinde tatlı tatlı çözmeleri. Büyük camiaların bu tip basit hadiseler yüzünden basına konu olması hoş olmuyor. Sanki ortada bir mal var, malı pay edemiyorlar gibi bir hava oluşuyor" ifadelerini kullandı.
Türk futbolundaki diğer örnekler
Türk futbolunun yakın geçmişinde de bu olaya benzer gelişmeler yaşandı. A Milli Futbol Takımı'nın başında 2002 FIFA Dünya Kupası'nda ve 2003 Konfederasyon Kupası'nda üçüncülük başarılarını elde eden, 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası'na gidilememesinin ardından sözleşmesi Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu tarafından tek taraflı feshedilen teknik direktör Şenol Güneş, Türk futbolunda örneklerine sıkça rastlanan bu durumla karşı karşıya kalmıştı.
2002'de UEFA'nın internet sitesinde düzenlenen ankette yılın en iyi teknik adamı seçilen Güneş, mayıs ayında 52. sırada olduğu açıklanan A Milli Futbol Takımı'nı, dünya klasmanında 7. sıraya yükselterek Türk futbol tarihine geçmişti.
Fenerbahçe ile 2013-2014 sezonunda elde ettiği şampiyonluğun ardından sözleşmesi 2 yıllık uzatılan teknik direktör Ersun Yanal, kulüple yaşadığı sorunlar nedeniyle istifaya giden bir süreç yaşayıp, 2014-2015 sezonu öncesi görevini bırakmıştı.