''Hem G.Saray hem F.Bahçe'den teklif aldım''

Kasımpaşa forveti Eren Derdiyok 11 maçta 5 gol ve 1 asistlik performansıyla ligin en çok konuşulan isimlerinden biri oldu.

Eren Derdiyok... Geçen sezonun başında geldiği Kasımpaşa’da çok talihsiz bir sakatlık yaşadı. Yeniden kendisini ispatlama hedefiyle geldiği Süper Lig’de çapraz bağlarının kopması nedeniyle uzun süre takımını uzaktan izlemek zorunda kaldı. Döndüğünde lig bitmişti, bu sezona ise muhteşem başladı. 11 maçta 5 gol attı, 1 asist yaptı. Beşiktaş maçına da iki golle damga vuran başarılı forvetin inişli-çıkışlı bir hikayesi, geçmişten bugüne taşıdığı kırgınlıkları, büyük hedefleri, bunları gerçekleştirmek için zamanı da var.
 
İşte 27 yaşındaki Eren’in öyküsü:
 
‘3.5 yaşında başladım’

 
“Futbolla çok küçük yaşta tanıştım. Abimle oynardım. Ben kaleci olurdum. Ama kalede pek iyi değildim. 3-4 yaşlarımda Old Boys kulübünde başladım futbola. O kulüpte 14 senem geçti, uzun süre orada kaldım. Başlangıç noktam böyleydi. Gençliğimi o kulüpte geçirdim. Old Boys’tayken bir kupa maçında Basel’den takibe başladılar. O zamanlar ben de iyiydim. Alt yapıya çağırdılar. 6 ay denendikten sonra bana kontrat verdiler. Gollerimi atmaya devam ettim o ara. O zaman ki duygularım anlatılmaz. Televizyonda seyrettiğim oyunculardı hepsi. Birden yanlarında oynamaya başladım. Müthiş bir duyguydu.”
 
Leverkusen macerası
 
“Sonra Leverkusen beni istedi. Orada ilk senem çok güzel geçti. Çift forvet oynadık. İyi gidiyorduk. Ondan sonraki sene öbür forvet sakatlandı. Daha çok şans buldum. Tam üçüncü seneye girerken kendime çok büyük hedefler belirlemiştim. O sene yeni bir hoca geldi. Bir kere oynattı sonra uzun süre oynatmadı. Yeni bir başlangıç gerekiyordu. Çok taliplerim vardı, Hoffenheim’ı seçtim.”
 
‘Fener de istedi, Aslan da’

 
“Basel döneminde Galatasaray ile görüşmem oldu. Benim için çok erken olduğunu düşündüm. Buraya gelmeden bir sene önce de Fenerbahçe ile bir görüşmem oldu. Ancak şartlar oluşmadı. Ama kısmet böyle oldu, iyi ki de böyle oldu. Çok iyi bir kulüpteyim, çok mutluyum. Buraya gelirken Kasımpaşa hariç hiçbir takımla görüşmem olmadı. Tabii ki ufak tefek sorular, temaslar oldu ama ciddi bir görüşmem olmadı.”
 
‘Yürümek bile şükür sebebi!’
 
“Kasımpaşa bütün olarak çok iyi bir takım zaten. Sakatken bunu çok daha iyi anladım. O dönemde kulübüm benim için elinden geleni yaptı. Daha önce hiç bu kadar ağır bir sakatlık yaşamamıştım. Bu süreçte eşimin, ailemin çok ciddi desteği oldu. Amacım bu desteklerin karşılığını geri vermek. O süreçte düşünmek için çok vaktim oldu. Sahanın içinde yürüyebilmek bile o kadar değerli ki bizim için... Artık şükrederek koşuyorum.”
İlişkili Haber
 
‘Tek fark boş statlar’
 
“İsviçre’de, Bundesliga’da oynadım. Burasıyla çok fark yok. iyi oyuncular var burada. Takımlar da iyi kurulmuş. Oyun tarzı, disiplin, karakter konusunda ufak farklılıklar var. Ancak en önemli fark, Almanya’da statlar dolu. Burada statların boş olması bir eksiklik. Bu oyunculara ister istemez yansıyor. Arkanda destek olduğunda artı bir şeyler yapabiliyorsun.”
 
‘EURO 2016’yı istiyorum’

 
“İnşallah diyelim tabii. Gitme imkanım yüksek. Fakat oynamadan, performans göstermeden gidilmiyor. Grupta çok kötü başlamıştık. Sonra toparladık, önemli maçlarda puan aldık. Üçüncü turnuvam olacak benim milli takımla. 2008’de vardım, 2010’da Afrika’da Dünya Kupası’nda vardım. 2012’de yoktuk. 2014’te maalesef ben gidememiştim. Şimdi tekrar bir turnuvaya katılmak güzel bir şey. 2008’de Türkiye karşı oynadığımız maçı hatırlıyorum da çok değişikti. Bizim golün pasını vermiştim. Ama kaybetmiştik maçı. Türk taraftarlar harikaydı.”
 
‘Türkiye çok başarılı olacak’
 
Türkiye’nin Fransa’ya gitmesi çok iyi oldu. Takım gerçekten müthiş bir karakter gösterdi. Çok zor bir durumdan çıktılar. Çünkü Hollanda’yla kafa kafaya gidiyorsun. En sonunda da çok güzel oldu, birisi son dakikada atıyor, sen atıyorsun öteki kırmızı kart görüyor falan. Çok iyi oldu yani. Bakalım turnuvada karşılaşacak mıyız? Türkiye’nin bu kadroyla çok başarılı olacağına inanıyorum.”
 
‘Vitor Pereira haklı’
 
-Önemli hocalarla çalıştın, Türkiyede’de üç hocayla çalıştın, diğerlerini de gözlemliyorsun. Fark var mı sence?
 
“Her hocanın kendisine göre uyguladığı düzen var. Geçen gün Fenerbahçe’nin hocası güzel bir şey söyledi. Bir gazeteci, ‘Hep sakatlıklar oluyor, bunun sebebi çalıştırma sisteminizden mi kaynaklanıyor?’ dedi. Adam diyor ki, ‘Ben iki ligde şampiyon oldum. Hep aynı şekilde idman yaptım.’ Demek ki adamın bir sistemi var. Bu güzel bir şey. Bizim hocamızın da farklı bir tarzı var. Biz öğrencileri olarak bunu uygulamak zorundayız. O yüzden eksik yok yani herkes kendi düşüncesiyle sahaya çıkıyor.”
 
‘Çözüm altyapılarda’
 
-Türk futbolunun eksikleri ne peki?

 
“İsviçre 7.5 milyon nüfuslu, bir sürü iyi oyuncu çıkarıyor. Türkiye gibi 70 milyon nüfusu olan bir ülke o kadar fazla oyuncu çıkarabilir ki... Demek ki altyapıda bir sıkıntı var. Eğitim çok önemli. İsviçre bu konuda çok ileride. Nerede ne yapacağını küçüklükten öğretiyorlar. Daha profesyoneller. Burada insanlar eğitime 13-14 yaşlarında başlıyorlar. Bu çok geç. Bu yüzden oyuncular geç parlıyor. Biz o yaştayken sistemi biliyorduk. Öğretiyorlardı yani.”
 
‘Vatan haini değiliz’
 
-İsviçre Milli Takımı’nda oynuyorsun. Türkiye’den hiç teklif almadın mı? Sence biz ülke olarak senin gibi gençleri bulma konusunda zayıf mıyız? Daha mı aktif olmalıyız?
 
“U18 milli takımında İsviçre’den beni çağıdılar. 5 maçta 9 gol attım. U21 İsviçre milli takımına çağırdılar yine orada da 6 maçta 9 gol attım. Bu benim için müthişti. Dikkatleri çekmeyi başarmıştım, kendimi ispatlıyordum yani. Ondan sonra Türkiye’den çağrı geldi, “Altyapı Seçmeleri” diye. Yaklaşık 40 oyuncunun içinden 2 ya da 3 kişi seçeceklerdi. Ben de kendi kendime dedim ki ben burada banko oynuyorum. En iyisi gitmememdi. Sonuçta değer verilmedi. Daha sonra İsviçre A Milli Takımı’ndan teklif geldi. Türkiye’den herhangi bir teklif yoktu.
 
‘Ülkeyi temsil ediyoruz’
 
Yurtdışında, gurbette çok oyuncu var, bu gurur verici bir şey bence. Bizim takımda bir çoçuk var İsviçre Milli Takımı’nda oynuyor, kardeşi de Arnavutluk’ta. Ne güzel bir şey. Bazıları diyor ki vatan haini bilmem ne. Hayır, çocuk Arnavutluğu İsviçre’de temsil ediyor. Biz de öyle sonuçta ülkeyi temsil ediyoruz. Erkan Zengin de bu örneklerden biri.”

Sonraki Haber