''Bizim hocanın dini imanı para''
Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav, İbrahim Üzülmez'in bu sezon transfer ve paraya doymadığını söyledi.
Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav, "(İbrahim Üzülmez) Geçen sene başarılı olmadı diyemem, haksızlık etmiş olurum ancak bu sene ne transfere ne paraya doyuyor" dedi.
Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Gençlerbirliği'nin 38 yıldır yöneticiliğini yapan İlhan Cavcav, teknik direktör İbrahim Üzülmez'in bu sezon transfer ve paraya doymadığını öne sürerek, "Bizim hocanın dini, imanı para." dedi.
Kırmızı-siyahlı kulübün 81 yaşındaki tecrübeli başkanı İlhan Cavcav, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kırmızı-siyahlı ekibin genç teknik direktörü İbrahim Üzülmez'in "gidişatından" memnun olmadığını söyledi.
Başkent temsilcisinin zor döneminde, 18 yöneticinin karşı çıktığı bir durumda yalnızca kendisinin İbrahim Üzülmez isminde ısrar ettiğine dikkati çeken Cavcav, "Geçen sene başarılı olmadı diyemem, haksızlık etmiş olurum ancak bu sene ne transfere doyuyor, ne paraya doyuyor. Prim şu diyorum illa bu olsun, 10 bin lira, yok 15 olsun. Kazandığım para ne? Geçen sene primler 350-400 bin liraydı, primler bu sene de böyle devam ederse yarıda kalırız. Şu anda bu arkadaşımızın gidişatından pek hoşnut değilim bunu belirtmek isterim." ifadelerini kullandı.
Üzülmez'in alınan oyunculardan haberinin olmadığı yönünde beyanatlar verdiğini dile getiren Cavcav, "Sen gidip İsa'yı, Musa'yı izliyor musun? Televizyondan izlemekle canlı izlemenin farklı olduğunu belirtmek isterim. Bu bakımdan bazı sıkıntılarımız var, tahmin ediyorum aşacağız." diye konuştu.
Genç teknik adama 1 milyon 200 bin, yardımcılarına da 500 bin lira verdiklerini açıklayan Cavcav, şunları kaydetti: "Dün yöneticilerle görüşmüş, ev isterim, araba isterim. Bu nasıl iş, senin evini, arabanı, atını, eşeğini ben verdiğim zaman nasıl olacak bu iş. İnsan bunu talep etmekten utanır. Ev kirası bin 500 lira, arabası var ama kulübün arabasına binecek, kulübün benzininden istifade edecek. Bu istek ve talepleri ona karşı güvenimi sarsıyor. Türkiye'de hoca az. Herkes haklı olarak ona buna sarılıyor. İbrahim Üzülmez'i kim tanırdı? İyi futbolcuydu tamam, Beşiktaş'ta oynadı tamam. Aldığı paranın yarısına gelecek adaylar vardı. 500 bin liraya, hem de bizim içimizden. Türkiye'ye futbolcu kazandırdığımız gibi antrenör de kazandıralım diye hedefledim. Umarım hem İbrahim hoca, hem de biz başarılı oluruz."
Cavcav, Üzülmez ile 15 Temmuz Demokrasi Kupası'nda da primler konusunda sıkıntı yaşadıklarını belirtti. Üzülmez'in bu maçta primin ne kadar olacağını sorduğunu anlatan Cavcav, "Dedim ki, bir yerden para alacak olsak, mesela bir milyon alacak olsam, 500 de ben ekler, 1,5 milyon veririm. Spor yazarlarından (TSYD) gelen para 100 bin lira, 25 bin lirasını cemiyet alıyor, kaldı 75 bin lira. Ben nasıl veririm bir milyon lira prim. Bizim hocanın dini, imanı para. Düşünüyorum da sahte para bastırılıyorsa, bastırayım, bunun önüne yığayım, al arkadaş sana para diyeyim. Böyle şey olmaz." ifadelerini kullandı.
Koltuğu oğluna bırakacak
İlhan Cavcav, başkanlık koltuğunu oğlu Murat'a bırakacağını söyledi. Cavcav, "Yaşım 81, bir iki ay sonra 82’ye gireceğim. 82 sene daha yaşayacak değilim." dedi.
Sezon öncesi Erzurum ve Hollanda'daki kamplarda oynanan hazırlık maçlarında alınan sonuçların kendisini kaygılandırdığını vurgulayan Cavcav, "Bir haftadır nefsimle mücadele ediyorum. Genel kurulu toplayıp seçime gideyim diyorum. Ben zaten kulübün onursal başkanıyım. Onursal başkan olarak kalayım, biri gelsin, benden iyi bu işi götüren biri, götürsün. Var mı bu biri, yok. Bir görebildiğim oğlum var. Murat’ı getireceğim, ben de babası ve onursal başkanı olarak yardım edeceğim." diye konuştu.
Başkent ekibinin yönetim kurulu üyelerine de sitem eden Cavcav, şöyle devam etti: "TSYD Ankara Şubesi'nin düzenlediği 15 Temmuz Demokrasi Kupası'nda hayati bir maç oynuyoruz, yöneticiler yok. Gençlerbirliği'nde samimi olarak söylüyorum artık benim devrim doldu. Bu devirden sonra da kulübe zarar vermek istemiyorum. 18 tane yönetici var, bunların arasından 2 ya da 3 kişi maça gelir, koşturur. Final maçına 3 kişi geliyor. İkinci başkansın maça gelmiyorsun. Bu insanlarla nasıl çalışayım. Benim ilk fırsatta yapacağım oğlumu getirmek. Yanına da yeniden yönetim kurulu yapmak suretiyle. Onursal başkan olarak ben yardım edeceğim. Başka türlü, içeride olan arkadaşlarımdan daha ziyade, ümit bağladığım kişilerden bir fayda gelmeyeceğine, Allah'ın bir olduğuna inandığım gibi inandım."
"Ben tarlada mı oynayacağım"
İlhan Cavcav, Ankara 19 Mayıs Stadı'nın yeniden yapılmak üzere yıkıldığında kırmızı-siyahlı ekibin maçlarını Osmanlı Stadı'nda oynaması gerektiğini belirtti. Osmanlı Stadı'nın sahası yapılırken Beşiktaş'a verildiğini hatırlatan Cavcav, şu ifadeleri kullandı "Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile saha yıkılacak diye konuştum. OSTİM Stadı'nı, 7-8 milyon harcayarak oynanır hale getireceklermiş ama Ahmet Çalık'ı verecekmişim. Sayın Başkan dedim, Melih Bey, sen Ankara'nın belediye başkanısın, sen bunu zaten yapmak mecburiyetindesin. Ben tarlada mı oynayacağım."
Ankara dışındaki kentlerde belediye başkanlarının kulüplere verdiği desteği takdir ettiğini dile getiren Cavcav, "Maalesef biz Ankara olarak böyle bir belediye başkanına sahip olamadık, bunu üzülerek söylüyorum. Ben şahsen Melih Bey, çoçuklarını sevdiğim, inandığım güvendiğim bir arkadaşım. Son olanlar benim de ona güvenimi zedelemedi diyemem." şeklinde konuştu.
"15 Temmuz'da Ankara'daydım"
Tecrübeli başkan, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Ankara'da olduğunu belirterek, "İşittiğim zaman, samimi olarak, bir Anadolu evladı olarak, çok büyük endişe duydum." diye görüş belirtti.
Türkiye'nin sıkıntılardan geçtikten sonra bugünlere kavuştuğuna dikkati çeken Cavcav, sözlerini şöyle tamamladı: "Bırakın darbeyi, bu gibi kelimelerin dahi gazetelerde çıkması ülkemiz için zaaftır. Türkiye daha önce de bu düşüncelerle hareket edenlerle karşı karşıya kaldı, ihtilaller yapıldı ama bugün düzene girdi. Ticaret adamı olarak ülkeme sesleniyorum, arkadaşlar birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. Ülkemizin başına bir sıkıntı gelirse bu sıkıntıyı hep beraber yaşarız."