Lucescu: ''Dava açacağım''
Arnavutluk mağlubiyetinin ardından basın mensuplarına konuşan Lucescu, Erol Erdal Alkan ile ilgili ortaya atılan iddialara sert çıktı.
A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Mircea Lucescu, Arnavutluk’a 3-2 kaybedilen özel maç sonrası yaptığı açıklamada, 1,5 yıl sonraAvrupa Futbol Şampiyonası'na gideceklerini söyleyerek, "Bunda problem yok. Benim bir şeyler yapmam lazım. Bu işte hokus pokus yok. Hepimizin üzerine düşeni var" dedi.
Mircea Lucescu, hazırlık maçı ile tecrübelioyuncuların arkasından gelen yeni oyuncuları görmek istediklerini söyledi. Fizik olarak çok iyi bir ekibe karşı oynadıklarını belirten Lucescu, "İlk yarıya bakarsanız oyunun neredeyse hakimiydik. Çok gol pozisyonu ürettik. Ama rakip bizim iki hatamızı değerlendirdi. Sonuçta 3 kere kalemize geldiler" dedi.
Ofansif yönden iyi bir oyun ortaya koyduklarını ifade eden Lucescu, "Birçok oyuncum da şevkle ofansif oyuna katıldı. Özellikle ilk yarıda biraz daha sakin olup, gol paslarını daha dikkatli verebilseydik daha iyi sonuç alabilirdik. İkinci yarıda sağ ve sol bekleri değiştirmeyi düşünüyordum. İsmail, Ozan ve Barış baktığınız zaman ikisi daha önce milli olmuş, diğerleri yeni oldukları için aradaki farkı görmek istiyordum. Barış'ın defansif olarak zamana ihtiyacı var. Atila da iyi oynadı. Bir hata yaptı. İlk golde tecrübe hatası vardı. Pozisyon iki metre önünde oldu. İtiş kakışta yere düşseydi faul olacaktı. Ama tecrübe zamanla elde edilen bir şey. Ama ondan umutluyum. Serdar, ilk yarı sonuna doğru aşil tendonunda bir ağrı hissetti. O da değişmek istedi. Bu değişiklikler benim değiştirmeyi düşündüğüm arkadaşlar listesinde yoktu. Deniz'i de oyuna sokmak istiyorduk. O da oynamak durumundaydı ama olmadı" diye konuştu.
İkinci yarıya iyi başladıklarını ve akabinde golü bulduklarını sözlerine ekleyen Lucescu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Attığımız golden sonra, anlaşılamazlıktan kaynaklanan hatadan dolayı üçüncü golü attılar. Ama biz hemen reaksiyon gösterdik ve ikinci golümüzü attık. Sonrasında rakip iyice geri çekildi. Bizim oyuncularımız tabi hemen gol atmak için sabırsızlanmaya başladılar. Bunun neticesinde rakip ceza sahası içerisinde basit toplar kaybettik. Sonuçta bakarsanız maçı kaybettik. Ama bu maçın amacını siz de biliyorsunuz. Maksimum genç ve yeni oyuncuları oynatabilmekti. Son 2 maça bakarsanız 4-5 yeni arkadaşımız oyuna girdi. Onların artık Türkiye ligleri ve sonrasında Milli Takım'daki oyunlarına bakacağız. Oyun ritmi yüksek bir maç oynadık. Hücum futbolu oynadık. Söylediğim gibi sadece son vuruşlarda biraz daha dikkatli olmalıydık."
Hollanda'nın FC Dortrecht takımından Milli Takım'a çağrılan Erol Erdal Alkan'ı izleyip izlemediği şeklindeki bir soruya Lucescu şu yanıtı verdi:
"Almanya liglerinde oynayan oyuncuları izledim. Erol'u da bir lig maçında gördüm. Oynadığı mevki hoşuma gitmedi. Defansın göbeğinde oynamış olsa daha iyi olurdu. Onu da çağırdım. Kenan da genç bir oyuncu biliyorsunuz. Onu da görmek istiyordum. Görmek istememde bir sakınca yok herhalde. Milli Takım antrenörü gelecek vaat eden oyuncuları çağırabilir. Eğer bunu yapmazsak oyuncuları nasıl seçeceğiz? Geleceğine inandığım oyuncuları çağırmaya hakkım yok mu? Birçok yerde söyledim. Genç oyuncu bulacağım diye. Her genç ve iyi oyuncunun Milli Takım'a seçilme hakkı var. Bizim çağırdığımız oyuncularımız şimdi kendi kulüplerine geri dönecekler. Oradan da daha iyi geri dönecekler. Liglerimizde çok fazla genç oyuncumuz yok. U21'in Belçika maçları bittikten sonra onlardan da oyuncu alacağım. Orada da takıma girecek oyuncular var. Erol Erdal Alkan'ı izlemediğim ve menajerler vasıtası ile Milli Takım'a aldığım yönünde yazılar yazıldı. Ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Bence doğru değil bu. Ben bu konunun peşini de bırakmayacağım. Bu konuda dava açıp izahat isteyeceğim. Yazılanlarla ilgili dava açacağım. Çünkü hiçbir menajeri tanımıyorum ben."
Lucescu, Türk futbolunun büyük bir değişime uğradığını da vurguladı. Bir gazetecinin, TFF'nin kendisi ile yolları ayırmak istemesi halinde tepkisinin ne olacağı yönündeki bir soruya Lucescu, "Böyle bir şeye cevap vermemin anlamı yok. Ne istediğimizi biliyoruz. Yeni ve genç bir takım kuruyoruz. Bu da zaman isteyen bir şey. Ben de bunu yapmak için buradayım" dedi.
Kendisini başarılı bulup bulmadığı ve Avrupa Futbol Şampiyonası için bir vaadinin olup olmadığı yönündeki bir soruyu ise Lucescu şöyle yanıtladı:
"Bir kere kulüp antrenörlüğü ile Milli Takım seçiciliği çok farklı şeyler. Yeni ve kaliteli bir ekip kurduktan sonra, oyun felsefesinin kabul edildiği ve uygulandığı bir döneme giriyoruz. Şimdilik Romanya, Finlandiya, Hırvatistan, İzlanda maçlarında oyunu kontrol ettik. Ama bu ilk yapılan bir şey. Daha sonra oyun korkusunu yeneceğiz. Buna zaman lazım. Her gün antrenman var. Her gün çalışma var. Oyun prensiplerine bağlı kalacağız. Her oyuncu kendi kulübünde öğrendiği ile geliyor. Bunların hepsini bir arada oynatmak kolay değil. Sonra tekrar kendi kulüplerine dönüyorlar ve farklı sistem oynamaya başlıyorlar. 20 yaşındaki oyuncuları, kişilik sahibi, tecrübeli oyuncu pozisyonuna sabrınız yoksa iki günde koyamazsınız. Ben oyuncularımın oyunundan memnunum. Çok pozisyona girdiler. Sonuçta sahada savaştılar. Bununla ilgili konuşalım. Zamanla gidip antrenörleri ile konuşacağım ve onların gelişimlerini takip edeceğim. Hepsinin iyi bir teknik seviyeleri var. Ama hepsinin de 10 numara özelliği var. Forvetin arkasında oynayan Yusuf, Oğuzhan, Hakan bunların hepsi 10 numara oyuncular. Bunları sahada becerisini ve yeteneğini nasıl aynı anda kontrol edebilirim. Bunlar bulduğum en iyileri. Eğer aklınızda başka birileri varsa, hemen getirin oynatalım. Bu oyuncuların hepsini sıkıntı çekmeden oynatabileceğiniz bir sistem var mı? Bunların hepsini aşacağım. Avrupa Futbol Şampiyonası'na daha 1,5 senemiz var. Evet çalışıyoruz. Defansın göbeğinde oynayan Ertuğrul hariç, diğer tüm oyuncular 30 yaşın üstünde. Çağlar'ı oraya koyduk. Hatalar yapıyor ama her maçta üzerine koyuyor. Yusuf, Cengiz gibi birçok oyuncu da üzerine koyacak. 20 yaşında 5 oyuncum var. Türk futbolunun bir geleceği var. Yetenekli çok yetenekli oyuncular var. Bunların hepsini birlikte beraber oynatmak lazım. Çok büyük tecrübem var. Ben ne yaptığını, ne yapacağınıı bilen birisiyim. Avrupa Futbol Şampiyonası'na tabii ki gideceğiz. Bunda problem yok. Benim bir şeyler yapmam lazım. Bu işte hokus pokus yok. Hepimizin üzerine düşeni var."