Türk futbolu bu düzen içinde gitmemelidir
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç: Bu düzen sürdürülebilir değildir, sürdüğü takdirde futbola faydasından çok zararı olacaktır - Bu yapılanları, masum hakem hataları veya tesadüfi yanlışlar zinciri olarak izah etmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu düşünüyorum -...
İSTANBUL (AA) - Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, "Türk futbolu bu düzen içinde gitmemelidir." dedi.
Ülker Stadı'nda düzenlenen basın toplantısına başkan Ali Koç'un yanı sıra Fenerbahçe Kulübü Yüksek Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük ve yönetim kurulu üyeleri de katıldı.
Ali Koç, Süper Lig'de son haftalarda tepki çeken hakem kararları sebebiyle bu toplantıyı organize etmenin kendileri adına bir mecburiyet olduğunu ifade etti.
Toplantı, Fenerbahçe'nin Süper Lig'de oynadığı karşılaşmalarda verilen hakem kararlarıyla ilgili gösterilen bir video ile başladı.
Fenerbahçe'nin aleyhine verilen hakem kararlarını sorguladıklarında garip düşüncelere kapıldıklarını belirten Ali Koç, "Burada amacın bu düzenin parçası olmayacak, bu çarpık düzene dikkati çekecek, değiştirmeye çalışacak Fenerbahçe'yi ve yönetimini yaralamak, güçsüz kılmak, itibarsızlaştırmak suretiyle taraftarlarımızla aramızda olan kuvvetli bağları yıpratmak olduğunu düşünüyoruz. Çok iyi biliyorlar ki Fenerbahçe futbolda şu anda bulunduğu durumdan kafasını yukarıya kaldırdığında engellenemeyen bir yükseliş ve maratona başlayacaktır. Belki de bu yüzden bizimle dertleri var. Ne yaparlarsa yapsınlar biz doğru bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz. Türk futbolu bu düzen içinde gitmemelidir. Bu düzen sürdürülebilir değildir, sürdüğü takdirde futbola faydasından çok zararı olacaktır." diye konuştu.
Süper Lig'de İstikbal Mobilya Kayserispor ile oynanan karşılaşmada verilen hakem kararlarına dikkati çeken Ali Koç, hakemin vücut dilinin doğru olmadığını belirtti.
Söz konusu karşılaşmada ilk yarı ile ikinci devrenin istatistiklerine vurgu yapan Ali Koç, "Birçok takım onlarca maçta hakem hataları yaşadı, sadece biz yaşamıyoruz. Bizim anlatacaklarımız çok daha derindir. Bunu yapmaya mecbur kalmaktan dolayı son derece üzgünüm. Özellikle ligin ilk yarısında aldığımız sonuçlarla içerisinde bulunduğumuz duruma bir kılıf arama durumunda değiliz. Gündem değiştirmek için de burada değiliz. Burada olmamızın sebebi 1-2 hakem hatası değil. Taraftarlarımız tatmin olsun, dostlar alışverişte görsün mealinde hiç değil. Biz günü kurtarmak için konuşan insanlar değiliz." ifadelerini kullandı.
Fenerbahçe'ye karşı son dönemde sistematik bir yaklaşım gösterildiğini savunan Ali Koç, şöyle devam etti:
"Bu yapılanları, masum hakem hataları veya tesadüfi yanlışlar zinciri olarak izah etmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu düşünüyorum. Söz konusu maçlardaki hakemler eş zamanlı bir şekilde muhakeme yetilerini yitiremeyeceklerine göre tüm bunlar ister istemez Fenerbahçe'mize karşı kasıtlı ve sistematik bir yaklaşımın olduğunu bizlere düşündürmektedir ve ilerleyen haftalar için son derece kaygılandırmaktadır. Durup dururken ortalığı yangın yerine vermediğimizi ifade etmek istiyoruz."
Türk futbolunun adaletten ve her takıma eşit mesafede olma anlayışından uzak şekilde yönetildiği algısının oluştuğunu belirten Ali Koç, "Türk futbolu 1990'lı yılların sonundan itibaren maalesef lobilerle yönetilen bir alan olmuştur. Bu lobiler, futbolu her zaman kendi etkisi altında tutmaya çalışmışlardır. Aradan geçen 29 yıllık sürede de etkileri nispeten eskisi kadar güçlü olmasa da uzantılarının hala çok ciddi boyutta işin içerisinde olduğunu açıkça ifade edebilirim." diye konuştu.
Türkiye Futbol Federasyonunun (TFF) oluşma şekli ve işleyişiyle Türk futboluna katma değer sağlamasının mümkün olmadığını öne süren Ali Koç, şunları kaydetti:
"Ülke futbolunu yöneten insanların her takıma eşit mesafede yaklaşmalarını, renk bağlılıklarını, kulüp kimliklerini bir kenara bırakıp bu görevi Türk futboluna katma değer katmak için kullanmaları gerektiğini defalarca dile getirdik. Kulüp referanslarıyla seçilmemeleri gerektiğine dikkati çektik. Yönetim kurulu ve kurullarına üye alma uygulaması, gelinen noktada bazı temsilcilerin ilkeli yaklaşımına karşın bazılarının ise kendi kulüp çıkarları için sonuna kadar çalışma yapmaları neticesinde tam anlamıyla bize göre işlevini yitirmiştir. Bu sistem bazı suistimaller oluşturmuştur. Federasyonda tuttuğu takımın formasını çıkarmayan bazı kişilerin günden güne tüm kararları, hakem atamalarının, hakemlere uygulanan terfi ve ceza sistemi içerisinde rol almayı görev edinmelerinin günlük işleyiş ve operasyonun bir parçası olarak işlevlerini sürdürmelerinin faydadan çok zarar getirdiğini görüyoruz."
Fenerbahçe Kulübü Başkanı, TFF Başkan Vekili Ali Dürüst'ün, federasyondan istifa ettikten 24 saat sonra görevine dönmesinin düşündürücü olduğunu dile getirdi. Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Futbolda adil rekabeti ve hakkaniyeti sağlamakta en önemli görevi görecek olan, ana görevi olan TFF, bu görevini yerine getirme anlamında yanlış yapılandırılmıştır, yapılandırılmaktadır. Merkez Hakem Kurulunun (MHK) oluşumuna ilişkin talimata göre MHK, TFF başkanının aday gösterdiği ve yönetim kurulunun onayladığı bir kurul olarak teşkil ediliyor. Oysa bu kurulun bizzat futbol ailesinin fertleri olan kulüplerce oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz, öneriyoruz. Bu önerimizin birçok spekülasyona son verebileceğine yürekten inanıyoruz. Kimseye minnet duygusu beslemelerine gerek olmadan kulüplere karşı eşit sorumluluk duygusunun söz konusu olması mümkün olacaktır. Bağımsız karar alması gereken bu kurulun baskı altında olmaması için fiziki konum olarak da federasyon tesislerinde bulunmaması gerektiğini öneriyor ve düşünüyoruz."
Hakemlere atama ve terfiler üzerinden uygulanan ödül ve ceza sistemlerine dikkati çeken Ali Koç, şöyle devam etti:
"Hakemlerimiz dışarıdan anlaşılamayacak, çok ince mesajları olan bir sistemle ödül ve ceza sistemi üzerinden yönlendirmeye açıktır. İstikbal Mobilya Kayserispor-Fenerbahçe maçının VAR hakemi Barış Şimşek'in VAR Koordinatörü olarak atanması buna örnektir. Kendisi pazartesi günü bile beklenmeden cumartesi günü atandı. Bu, Fenerbahçe'ye karşı bir meydan okuma mıdır ya da bizi cezalandırmanın ödüllendirilmesinin bir örneği midir, bunu, bu değerlendirmeyi sizlere bırakıyorum. Hangi takımların lehine, kimin aleyhine ne yönde karar vermeleri gerektiğini mevcut sistemde hakemlere çok net mesaj olarak vermek mümkündür. Bu ödül ve ceza sisteminin, hakemleri dinlendirmenin veya atamaların, terfi etmelerin, VAR koordinatörü olarak ilan etmenin bir algoritması, sistemi yok. En azından bizim bildiğimiz kadarıyla yok."
Güven müessesini mümkün olduğunca tesis edebilecek, şüpheye mahal bırakmayacak yöntemlerin mevcut olduğunu vurgulayan Ali Koç, şunları ifade etti:
"Ben yaptım oldu zihniyeti yerine, liyakat bazlı, performans kriterlerine dayalı, mantıklı bir puanlama ve istatistikler üzerinden atamalar yapılabilse, bu bilgiler en şeffaf, herkese açık bir şekilde paylaşılsa güven müessesesi çok daha kuvvetli olur. Sporda adalet, eşitlik ve güven duygusunun sağlanmasının, fair play ve saygı ortamının tesis edilmesinin marka değeri açısından önemine defalarca işaret ettik. Kazansak da kaybetsek de bu konuya hep özen gösterdik. Kazanırken güzel, kaybederken çirkin yüzümüz olmadı. Her zaman tek yüzümüz oldu.
Hiçbir zaman gizli bir ajandamız olmadı. İmtiyaz istemedik. Hatalar yüzünden hakemlere düdük astırma gayretimiz olmadı. Federasyon ve kurullarını baskı altına almaya tenezzül dahi etmedik, baskı yapmadık. Tüm kulüplere sevgi ve saygıda kusur etmedik. Büyüyeceksek, gelişeceksek, düzeleceksek, adalet herkes için diyorsak, bunu Türk futbol ailesi olarak yapabileceğimize inandığımız için bu duruşu sergiledik. Türk futbolu ve kulüplerin her geçen gün marka değerinin azaldığını belirttik. Dolayısıyla futbolun tüm paydaşlarının, ortak aklın hemfikir olduğu adil bir ortam sağlanmadan Türk futboluna sağlıklı bir gelecek inşa etmek mümkün olmayacak. Türkiye, mevcut tabloyu hak etmiyor."
Ali Koç, gelinen noktada futbol üzerinden toplumda huzursuzluk, kutuplaşma, gerilim, güvensizlik ve mutsuzluk ortamı yaşandığını da belirterek, "2006 ve 2011'de bize yaşatılanlar benzer zihniyetlerin ürünüydü. Burada 2011'de yaşadığımız, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) yaptığını kastetmiyorum. O yapıldıktan sonra bundan istifade etmeye çalışan futbolun içindeki zihniyetten bahsetmeye çalışıyorum. Burada hatırlamak zorunda oldukları Fenerbahçe tarihinin mücadelelerle dolu olduğudur. Kurulduğu günden itibaren her türlü saldırıya göğüs germeyi başaran, eski tarihte işgal güçlerine yeni tarihte FETÖ'ye boyun eğmeyen, fırsat vermeyen Fenerbahçe, koşullar ne olursa olsun her daim hakkını koruyacak kuvvet ve kudrete sahiptir." değerlendirmesinde bulundu.
Fenerbahçe'nin gücü ve kuvvetinin sahip olduğu camiadan geldiğini dile getiren Ali Koç, şunları kaydetti:
"Bu işler çocuk oyuncağı değil. Burada kocaman camiaların emeği, alın teri söz konusu. Ligleri takip eden milyonlarca taraftar, bu işe emek veren sporcular, teknik heyetler, yönetimler ve kocaman bir endüstri söz konusu. Futbol böyle 3-5 kişinin eline, lobisine oyuncak gibi bırakılacak, bu şekilde ucuz operasyon ve hesaplarla renklerin çıkarları gözetilerek yönetilecek bir alan değildir. Türk futbolu, keyfi işleyişine sahip, lobilerin etkisinde olan yapıdan derhal arındırılarak belirli bir sistemi, işleyişi ve şeffaflığı olan bir yapıya geçirilmelidir.
Yoksa MHK başkanı istifa etmiş, başkası gelmiş bunlar önemli meseleler değildir. Adil bir düzeni hep birlikte inşa etmezsek, giden MHK Başkanı gibi geleni de aynı odaklar belirleyecek ve yöneteceklerdir. Şu an içinde bulunduğumuz noktada çözüm, yapısal reformları gerçekleştirerek, taze bir kan ile çağın şartlarına uygun işleyen bir sistemi inşa etmektir. Bu sistem aksi takdirde sürdürülebilir değildir. Türk futbolu adaletsiz bir kuvvetin kontrolüyle yönetilmektedir. Bu anlamda önümüzdeki dönemde yapılacak federasyon seçimleri çok büyük bir önem arz etmektedir. Bu seçimler güven ortamının yok olduğu, vasatlığa itilmiş Türk futbolunun artık tepeden tırnağa yeniden yapılandırılması, kendini tekrar oluşturması ve geleceği için büyük fırsat teşkil etmektedir."
Kulüpler Birliği Vakfının bildirisine attıkları imzanın sonuna kadar arkasında olduklarını ifade eden Ali Koç, vakfın açıklamasının hakem hatalarıyla ilgili olmadığını dile getirdi.
Fenerbahçe Kulübü Başkanı, imzanın son derece bilinçli şekilde çarptırıldığını ve bu konuda "kurnazlık" yapıldığını aktardı.
Federasyon seçimlerini gelecekle ilgili bir fırsat olarak gördüklerini belirten Ali Koç, "Bu aşamada sistemin bir parçası olup olmayacağımızı kararlaştırmamız lazım. Tek aday mı çıkacak birden fazla aday mı bakacağız. Belki de hiç oy bile vermeyebiliriz." diye konuştu.
Ali Koç, Galatasaray Kulübü Başkanı Mustafa Cengiz'in Serdar Aziz ve Tolga Ciğerci transferlerinden dolayı Fenerbahçe Kulübüne teşekkür etmesiyle ilgili soruya, "Serdar ve Tolga konusunda başkana asıl biz teşekkür borçluyuz. Zira Serdar gibi 28 yaşında, milli ve çok karakterli, kendisinin istenmediğini öğrendikten sonra dik duruş sergileyen, tekliflere rağmen Fenerbahçe'yi isteyen bir oyuncunun gelmesine vesile olduğu için biz teşekkür ederiz. Bu şekilde başka oyuncular varsa, onlarla da seve seve ilgileniriz." cevabını verdi.