Koronavirüse karşı aktif bağışıklığı ölçen kan testi geliştirildi
Avustralyalı bilim insanları, koronavirüse karşı aktif bağışıklığı tespit edebilen bir kan testi geliştirdi.
Avustralya’da Queensland Medikal Araştırma Enstitüsü’nden (QIMR Berghofer) bilim insanları, yeni tip corona virüse karşın aşıların kullanılmaya başlarken, bir kişinin Covid-19’a karşı sahip olduğu aktif bağışıklığı gösteren kan testi geliştirdi. Söz konusu test, enfekte olmuş hücreleri tanıyan ve yok eden beyaz kan hücreleri türü olan T hücrelerinin ürettiği iki temel kimyasal proteinin yüksek seviyelerini tespit ediyor. Interferon gama ve interlökin-2 adlı proteinlerin varlığı, virüsle enfekte olmuş hücrelerin öldürülmesi ve diğer T hücrelerinin enfekte bölgeye gelmesini teşvik edilmesini sağlıyor.
İKİ PROTEİNİN DÜŞÜK SEVİYESİ ZAYIF BAĞIŞIKLIĞA İŞARET EDİYOR
Bilim insanları, bu iki kimyasal sinyalin düşük seviyelerine sahip hastaların, Covid-19'un ölüm dahil ciddi etkilerine daha yatkın olduğunu ifade etti.
Çalışmanın yazarlarından Profesör Doktor Corey Smith, “T hücreleri virüslerle savaşırken bir dizi sinyal molekülü üretir. Bu sinyal molekülleri temelde T hücrelerinin yeni tip corona virüse yanıt verip vermediğinin ve bir saldırı başlatmak için bağışıklık ordusunu harekete geçirip geçirmediğinin göstergeleridir. Var olup olmadıklarını tespit etmenin bir yolunu bulabilirsek, o zaman bir hastanın bağışıklık sisteminin olması gerektiği gibi tepki verip vermediğini öğrenebiliriz” ifadlerini kullandı.
“Clinical and Translational Immunology” dergisinde yayımlanan çalışma kapsamında, bilim insanları yaşları 20 ile 77 arasında değişen 17’si erkek ve 27’si kadın Covid-19’dan iyileşmiş 44 donörün kanını kullandı. Araştırmanın amacının virüsün kısa amino asit zincirleri olan viral peptitlerin hangi kombinasyonunun laboratuvarda T hücrelerini uyarmak için kullanılabileceğini bulmak olduğu ifade edildi.
Profesör Smith, "Başarılı bir T hücresi bağışıklık tepkisini tespit etmek için hangi kombinasyonun kullanılabileceğini belirlemek için bir dizi yeni tip corona virüs peptidini taradık. Bağışlanan kandan T hücrelerini izole ettik, onları viral peptitlere maruz bıraktık ve bir dizi farklı sinyal molekülünün üretimini ölçtük. Daha sonra, iyileşmiş Covid-19 hastalarından ürettiği T hücresilerini, daha önce yeni tip corona virüsle hiç enfekte olmamış 20 sağlıklı donörün T hücreleri seviyesiyle karşılaştırdık” ifadelerini kullandı.
Ardından bilim insanları, Covid-19'dan iyileşenlerin T hücrelerinin iki sinyal molekün daha büyük miktarlarda ürettiğini buldu. Interferon gamma (IFNγ) ve interlökin-2 (IL-2) adlı proteinlerin Covid-19 hastalarının iyileşmesini hızlandırdığı ve T hücresi bağışıklık seviyesini yükselttiği aktarıldı.
KİMİN CİDDİ RİSK ALTINDA OLDUĞU ERKENDEN TESPİT EDİLEBİLECEK
Araştırmacılar, yaptıkları keşfin, hangi hastaların bağışıklık sistemlerinin uygun şekilde yanıt vermediğini ve bu nedenle kimin ciddi şekilde rahatsız olma riski altında olabileceğini erkenden belirlemek için kullanılabileceğini umduklarını ifade etti. Ayrıca corona virüse karşı erken bağışıklık tepkisini ölçen bir kan testinin, özellikle ikinci ve üçüncü dalgaları yaşayan diğer ülkelere yardımcı olabileceği açıklandı.
T HÜCRESİ BAĞIŞIKLIĞINI EN AZ 8 AY SÜRDÜ
Bununla birlikte, daha önce yapılan araştırmalar yeni tip corona virüse özgü T hücre yanıtlarının hastalığa karşı uzun vadeli koruma sağladığına dair çeşitli kanıtlar sunuyor. Daha önce ABD’deki La Jolla İmmünoloji Enstitüsü’nde yapılan bir çalışmada, corona virüs enfeksiyonundan sekiz ay sonra, iyileşen çoğu kişide hala virüsle savaşmak için yeterli T hücresi bağışıklığı olduğu belirtilmişti.
Uzmanlar, T hücre tepkilerini hızlı bir şekilde değerlendirme stratejilerinin bu nedenle bağışıklığı değerlendirmek için önemli olduğunu söyledi. Araştırmacılardan Doktor Katie Lineburg, "Artık T hücrelerinin yeni tip corona virüse tepki verip vermediğini saptamanın bir yolunu geliştirdiğimize göre, bu bilginin bir kan testi geliştirmek için kullanılabileceğine inanıyoruz. Bir kan testi, doktorların, T hücreleri bir bağışıklık tepkisi oluşturmaya başlamamış ve bu nedenle virüsle savaşmayan ve ciddi şekilde hasta olma riski yüksek olan hastaları belirlemelerine yardımcı olabilir. Bu hastalar, şiddetli semptomlar yaşamalarını beklemek yerine, erken tedavi almalarını sağlamak için daha yakından izlenebilir” dedi.
AŞILARA RAĞMEN VİRÜSÜN YAYILMAYA DEVAM EDECEĞİ AÇIK
Diğer taraftan Doktor Lineburg, "Dünyada aşılar uygulanmaya başlanmasına rağmen, virüsün yayılmaya devam edeceği ve insanların hastalanmaya devam edeceği ve sağlık sistemleri üzerinde daha fazla baskı oluşturacağı açıktır. Yaptığımız çalışmanın ilk sonuçları ve virüse karşı uzun vadeli bağışıklık anlayışımızı geliştirmek için gelecekte olabildiğince çok katılımcı ile takip edeceğiz” dedi.