Dikkat Edilmesi Gereken Hastalıkların Başında Gelen Derin Ven Trambozu

Derin ven trombozu, damar duvarı yaralanmaları, kan akımında yaşanan değişiklikler ve koagülasyon bozukluklarından dolayı ortaya çıkan ve tedavi edildiği takdirde önlenebilen bir hastalıktır.

Fakat tedavi edilmediği zaman hayati tehlikeye de sahiptir. Özellikle ciddi sorun oluşturacak şekilde pıhtılaşma sistemlerini bozan derin ven trombozu, dikkat edilmesi gereken bir hastalıktır.

Sektördeki öncü isimlerden biri olan Macit Bitargil, uzman kadrosu ile birlikte derin ven trombozu için İstanbul ve çevre illerdeki hastaların umudu olmaktadır. Sıklıkla karşılaşılan bir diğer rahatsızlık karotis arter’dir. Karotis arter hastalığı İstanbul başta olmak üzere ülkemizde çok sık görülen hastalıkların başında gelmektedir. Tüm bu hastalıklara profesyonelce ve hızlı bir çözüm arayışı içerisindeyseniz Macit Bitargil ile iletişime geçebilirsiniz.

Derin Ven Trombozu Nedir?

Derin ven trombozu, bacaklardaki derin toplardamarın pıhtıdan dolayı tıkanması ile ortaya çıkan bir hastalık olsa da çeşitli nedenlere bağlı olarak da görülebilmektedir. Dışarıdan belli olmayan bu hastalıkta, toplardamardaki pıhtı kan akımını kısmen ya da tamamen engeller. Buna bağlı olarak bacaklardaki toplardamarlarda kan birikmesi meydana gelir. Kimi zaman bu pıhtı dışarıdan da görülebilmektedir. Buna ise yüzeyel ven trombozu ya da flebit adı verilir.

Hastalığın en riskli yanı pıhtının bulunduğu yerden aniden koparak, biriken kan akımıyla akciğer damarlarını tıkayarak ölüme neden olmasıdır. Akciğer embolisi olarak da isimlendirilen bu acil ve riskli durum, hemen tedavi edilmediği takdirde hastayı ölüme kadar götürebilir. Aynı zamanda damarda oluşan pıhtıdan dolayı, damardaki kan akışı engellenir, damarın içinde biriken kan basıncı ve ağrıyı ciddi derecede arttırır. Kan birikmesinden dolayı oluşan basınç, dokulara da zarar verebilir. Zamanla toplardamar yetmezliğinden dolayı bacakta şişme, renk değişikliği ve yaralar gözlemlenir. Hatta nadir de olsa kangren bile gelişebilir.

Derin Ven Trombozunun Belirtileri

Derin ven trombozu, ciddi sorunlara sebebiyet vermeden tedavi edilmesi gereken ciddi hastalıkların başında yer almaktadır. Hastalığın en yaygın görülen belirtileri arasında bacakta ağrı, şişlik, hassasiyet ve özellikle ayaktayken bacak renginin mor ya da mavimsi olması sayılabilmektedir. Hastalıklı olan bacak diğer bacağa göre daha sıcak olmakla birlikte, hastalıklı olan bacağa bakıldığında toplardamar daha belirgin bir şekilde görülmektedir. Hastalığın ilerlediği ve pıhtının akciğere kadar ulaştığı durumlarda ise nefes darlığı, öksürük, göğüs ağrısı ve kanlı balgam gibi belirtiler de gözlemlenebilmektedir. Hastalığın son raddesinde şiddetli bir şekilde solunum yetmezliği gözlemlenmektedir. Bu durum acil tedavi gerektirmektedir. Aksi durumda hastalık, solunum yetmezliğine bağlı olarak ölüme yol açabilir.

Derin Ven Trombozu Tedavi Süreci

Derin ven trombozu tedavi edilmediği durumlarda akciğer embolisine hatta tekrardan derin ven trombozu oluşumuna sebebiyet verir. Bunların engellenmesi amacıyla hastanın tedavi görmesi gerekmektedir. Tedavi sayesinde, hastanın bacağındaki şikâyetin azalması ve ileride karşılaşılacak tüm sorunların engellenmesi amaçlanmaktadır. Hastalığın tedavisi için antikoagulan, pıhtının eritilmesi, filtre yerleştirilmesi ve varis çorabı uygulaması olmak üzere dört farklı seçenek mevcuttur.

  • Antikoagulan tedavisi: İlaç tedavisi olarak da bilinen bu uygulamada, pıhtının ilerlemesi ve yeni pıhtının oluşumu engellenmeye çalışılır. Bu ilaçlar, kanın pıhtılaşmasını önlediklerinden dolayı yüksek dozda kanamalara sebebiyet verebilmektedir. Kanama öncelikle idrarda daha sonra ise mide kanamasıyla devam etmektedir. Dolayısıyla dikkat edilmesi gereken riskli bir tedavi sürecidir.
  • Pıhtının eritilmesi: Kan inceltici ilaçlar klasik tedavi çeşitleri arasında olsa ve akciğer embolisinden korusa da pıhtı tam olarak çözülmediği takdirde bacağın normale dönmesi söz konusu değildir. Tıkanıklığın açılması için pıhtı eritici ilaçların damarlara verilerek, pıhtının eritilmesi gereklidir. Pıhtı eritildiğinde açılan damarın yeniden tıkanmasını engellemek adına bazı durumlarda anjioplati gerekliliği oluşabilmektedir. Hastalığı önemli ölçüde azaltan bu yöntem hastanın durumuna göre uygulanmakta, her hasta için geçerli olmamaktadır.
  • Varis çorabı: Derin ven trombozu tedavisinde önemli bir yer tutan varis çorabı uygulaması, 30-40 mmHg basınçta ve diz altı düzeyine ulaşacak uzunlukta çoraplar ile yapılmaktadır. Varis çorabı, ilk günler sürekli daha sonra ise yalnızca gündüzleri giyilmektedir. Giyildiği zaman yataktan kalkmamayı gerektiren çoraplar, yatarken çıkarılmalıdır. Tedavinin olumlu sonuçlanabilmesi için çorabın hasta tarafından en az 2 yıl boyunca kullanılması gerekmektedir. Çorapların
  • Filtre yerleştirilmesi: Uygulanan yöntemlerde akciğer embolisinin engellenemediği durumlar da görülebilmektedir. Eğer tedavi yarıda kesilmiş ya da başarısız olmuş ise akciğer embolisi riskinin azaltılması adına toplardamar içine, pıhtıların engellenmesi için bir filtre yerleştirilir.
Sonraki Haber