Bilim Kurulu üyesi Yavuz'dan kısıtlama açıklaması

Koronavirüs Bilim Kurulu üyelerinden Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz ve Prof. Dr. Yeşim Taşova, kritik açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Yavuz, ''Mevcut önlemleri gevşetmemeyi öneriyoruz, herkes aşılanmadığı müddetçe maskenizi çıkartma şansınız yok'' diye konuştu. Prof. Dr. Taşova ise aşı yaptıranlara ''rehavete kapılmayın'' uyarısında bulundu.

Koronavirüsle mücadele tüm dünyada sürerken Türkiye’de aşılama çalışmaları da hızla devam ediyor. Aşılanan kişi sayısı 2.5 milyonu geçerken, toplumsal hareketliliğin önüne geçilmesi amacıyla sokağa çıkma kısıtlamaları sürdürülüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Şubat’ta köy okullarının açılacağını açıklarken, 1 Marttan itibaren ise, 8. ve 12. sınıflar ile bazı kademelerin de ders başı yapacağı duyuruldu. Gelişmeler normalleşmeye yönelik soruları da beraberinde getirdi. Sağlık Bakanlığı Korona virüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz da mutasyon geçiren korona virüs, aşı ve önlemlere yönelik açıklamalarda bulundu.



“Mevcut önlemleri gevşetmemeyi öneriyoruz”
Pandemiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sağlık Bakanlığı Korona Virüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, “Türkiye’de 30-40 binli rakamları görmüştük Kasım ortalarında o döneme göre karşılaştırdığımızda bir kontrolden söz edebiliriz. Şu an 7-8 bin gibi bir vaka bandındayız, açıkçası 5 binlere düşmüşken buralara gelmek bizi biraz kaygılandırıyor. Kaygılanmamızın nedeni sadece rakamlara bakarak değil, biliyorsunuz bir de bu varyant meselesi var. Özellikle varyant 1 dediğimiz bulaşıcılık özelliği yüksek olan hatta hastalandırdığı kişilerde de ölüm oranının daha yüksek olduğuna dair güçlü kanıtlar çıkan varyant bizleri kaygılandırıyor. Çünkü eğer bu varyant yüzünden bu iş artıyorsa önümüzdeki süreçte mevcut önlemlerle bu varyantı kontrol altına almamız pek mümkün olamıyor. O nedenle biraz kaygılanıyoruz ve mevcut önlemleri gevşetmemeyi öneriyoruz herkese” dedi.

“Herkes aşılanmadığı müddetçe maskenizi çıkartma şansınız yok”
Türkiye’de aşılama sürecinin olumlu şekilde seyrettiğini belirten Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, “Şu ana kadar 2.5 milyon aşı yapıldı ciddi bir istenmeyen etkisinin olmadığını görmüş olduk. Tabi ki uzun dönem sonuçları takip edilecek beklenen; uzun dönem sonuçlarının da bununla benzer olacağı yönünde. Hastalığın neden olduğu şeyler o kadar kötü ki, aşı çok kabul edilebilir durumda kalıyor. Aşının neden olduğu herhangi bir ölüm yok şu ana kadar. Ama Korona virüsün dünyadaki ölüm sayısını herkes çok iyi biliyor. Aşının virüse karşı korunması için her iki dozunun yapılmış olması gerekiyor. Yapıldıktan sonra en az 15 gün geçmesi gerekiyor. Aşı özellikle sizi ağır hastalığa karşı koruyor, hastaneye yatmanızı engelliyor ama virüsü alıp boğazınızdan saçmanıza engel olamıyor. Sizin çevrenizde herkes aşılanmadığı müddetçe maskenizi çıkartma şansınız yok. Bütün toplum aşılanmamışsa kimse maskesini çıkaramaz. Çünkü diğerlerine bulaştırabilir. Şu ana kadar yapılan çalışmalarda varyant 1 dediğimiz ve dünyada en çok korkulan, ölüm ihtimali yüksek olan varyant için bu aşılar etkili görünüyor. Varyant 2 ve 3 bir miktar aşının sağladığı bağışıklığı azaltıyor, ama yüzde yüz değil. Aşının bulunması bilim dünyasının son yıllardaki en büyük başarısıdır. Aşı şu andaki en büyük ümidimiz ama önümüzdeki yılı kurtarmak için en büyük ümidimiz, bu yılı kurtarmak için değil. Bu yılı kurtarmak için elimizde olan şey mesafemiz, maskemiz ve hijyen” diye konuştu.

“Okulları açabilmek için mevcut önlemlere harfiyen uymamız çok kritik”
Köy okullarında 15 Şubat’tan itibaren eğitime başlanılmasını değerlendiren Yavuz, “Köy okullarında uzaktan eğitime ulaşamadıkları için çok ciddi bir sorun var. Covid-19 kadar büyük bir sorun olarak değerlendirmek lazım. O bölgelerde insan sayısı çok fazla olmadığı için enfeksiyonun kontrolü de çok daha rahat yapılıyor. Büyükşehirlerden önce köy okullarını açmak daha akıllıca. Süreçleri yönetirken mevcut duruma göre karar değişiklikleri tabii ki olabilir. Okulları açabilmek için de mevcut önlemlere harfiyen uymamız çok kritik, çünkü okulları açmak çok önemli. Çocuklar açısından Covid-19 hastalığının sonuçları istenmeyen etkileri çok da fazla değil. Sıkıntı, çocukların hastalanıp büyüklere bulaştırması, Dolayısıyla biz büyükleri ne kadar aşılayabilirsek okulların açılması da o kadar kolay olacak. Erişkinlerin aşılanması çok kritik şu anda” diye konuştu.

BİLİM KURULU ÜYESİ TAŞOVA: AŞI YAPTIRINCA REHAVETE KAPILMAYIN
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yeşim Taşova, aşı olunsa dahi virüsün alınıp başka insanlara taşınabileceğini vurgulayarak, aşıya bağlı rehavete kapılmamak gerektiğine dikkat çekti.



Pandemiye karşı mücadelede ilk kural olan maskeye toplumun büyük bölümü uyum sağlıyor. Ancak maskeyi doğru takmanın da önemli olduğunu belirten ÇÜ Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yeşim Taşova, "Maskeyi doğru kullanın. Burnun altında olmasın. Maskeye sık sık dokunmayın. Dokunacağınız zaman elinizi yıkayın. Toplumda maske evet daha iyi uygulanıyor ama bakıyorum, eller çok sık maskenin üzerinde. El hijyenine daha az dikkat ediliyor. 'Maskemi taktım bana nasıl bulaştı' deniyor ama el hijyenini ihmal ediyorsanız bu kez temas yoluyla, bir yerlere dokunup maskeye ya da gözünüze, yüzünüze dokunduğunuzda geçiş olacaktır. Öncelikle buna dikkat edilmesi gerekir" dedi. 

AŞI OLUNSA DAHİ MASKE, MESAFE, HİJYEN KURALLARINA DEVAM; TAŞIYICI OLUNABİLİR
Maske, mesafe ve hijyen kurallarının aşı olunduğunda dahi devam etmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Yeşim Taşova, aşı olan kişinin virüsü tekrar alarak sağlıklı kişilere taşıyabileceğini kaydetti. Taşova, aşının rehavetine kapılmamak gerektiğine işaret ederek şöyle konuştu:

"Aşı ile beraber tamamen hastalanmayı engellemiyoruz. Virüsü alabiliriz. Aşı, bizim bu virüsü semptomsuz tekrar geçirmemize ya da hafif semptomlu geçirmemize neden olabilir. Bir kısmında bunlar hiç olmayabilir. Bunun yanı sıra aşılı bile olsanız virüsü diğer insanlara taşıyabileceğimiz gerçeğini de unutmamak lazım. Aşıya bağlı rehavetin olmaması gerek. Nasıl ki hasta olan kişi başkasına bulaştırabiliyor, aynı şekilde aşı olan kişi de bu virüsü tekrar alabilir. Ama kendi bağşıklık sistemi bunu tanıdığı için savaşır. Savaşırken ya hiç bulgu vermez, ya da çok hafif bulgularla devam eder. Ama kuluçka dönemi, semptomun ilk dönemi gibi dönemlerde bulaştırıcı olacaktır. Vücudunda hiç antikor olmayan birine bunu bulaştırdığı zaman sonuç kaçınılmaz olacaktır. Ayrıca bu virüs mutasyona uğruyor. Dolayısıyla ne ile karşılaştığımızı bilmiyoruz. Özellikle hastalıktan ya da aşıdan sonra tekrar enfekte olanların mutlaka mutasyon durumlarının incelenmesi gerektiğini yönünde Dünya Sağlık Örgütü'de uyarılarda bulunuyor.

Sonraki Haber