Tuba Emlek'in yeni kitabı Yeniden İstanbul yayımlandı
Yazar Tuba Emlek’in, 31 Mart ve 23 Haziran İstanbul seçimlerini inceleyen “Yeniden İstanbul” adlı çalışması, Halk Kitabevi tarafından yayımlandı.
Yazar Emlek, kitabında, İBB Başkanlık seçimi Ekrem İmamoğlu’nun kazanmasında kadınların rolüne dikkat çekti. Emlek, seçim kazandıran kadın olgusuna değinirken, İmamoğlu’nun kadınları ayrıştıran, ötekileştiren bir dil kullanmamasının da seçimi kazandıran önemli etkenlerden biri olduğunu belirtti.
Kitabın Kadının Emeği başlıklı bölümünde, İmamoğlu’nun, adaylık sürecinde kadınlarla ilgili söylediklerinin politik amaçlarla söylediği izlenimi vermediğini bunun etkili bir yöntem olduğunu ifade etti.
Kitapta, Türk kadınının tarihsel önemine de dikkat çekilirken, seçim kazandıran kadın olgusu Kadının Emeği başlıklı bölümde şöyle anlatıldı:
“Ekrem İmamoğlu, değişimin hareket noktasının kadınlar olduğunun bilincinde bir politikacıdır. Tüm politik perspektifini bu düşünceye dayandırmaktan imtina etmeyen bir yapıya sahiptir.
Kampanya sürecindeki birçok demecinde bu düşüncesini açıkça ve cesurca ifade etmektedir. Ekrem İmamoğlu, bu tavrını şu cümleyle açıkça beyan etmektedir.”
“GÜN DEĞİŞİM GÜNÜDÜR”
“‘Gün, değişim günüdür. Zaman, değişim ve yeni bir başlangıç zamanıdır. Bu süreci değiştirmeyi tek bir çaba başarabilir. Öncü olursa, kadının emeği başarabilir. Bu süreci değiştirecek olan kadının emeğidir.’
Bu sözün içeriği, devrime açık davetiyedir. Nitekim seçim sürecinde, mazbatanın verilmesinin engellendiği günlerde ve 23 Haziran seçim kampanyasında kadınların destansı mücadelesi, onu haklı çıkarmıştır.”
“İSTANBUL YENİDEN KADINLARIN EMEĞİ SAYESİNDE KAZANILMIŞTIR”
“İstanbul yeniden kadınların emeği sayesinde kazanılmıştır. Kadını ötekileştirmenin, ötelemenin ne tür vahim sonuçlar doğurduğunu acı örneklerden gören bir ülkede, politika yapan biri olarak İmamoğlu, kadınları fethettiğinde neleri kazanacağının bilincindedir. O, kadınların sadece oyuna değil, onların emeğine, desteğine, duasına da taliptir. Uzun aradan sonra ilk defa değişimin ayak seslerini duyan kadınlar, İmamoğlu’na destekte ilk sırayı almaktan çekinmediler.
31 Mart seçimlerinin kampanya sürecinde hem sahada hem sosyal medyada kadınların ‘emeği’ şaşırtıcı bir şekilde ön plana çıkmıştır. Çünkü bir aday ilk defa cinsiyetçilik yapmıyor, kadını tahkir etmiyor, onu eve hapsetmiyor, yoğunluklu olarak kadından, aileden ve çocuktan bahsediyordu.
Aday, kadınlarla ilgili söylediklerini politik amaçlarla söylediği izlenimi vermiyordu çünkü günlük yaşamının merkezine koyduğu bu dil, kitlelerin kendisine inanmasını sağlıyordu. İmamoğlu’nun seçim vaatlerinin birçoğunun hareket noktası kadın ve aile olduğu için de çekim odağı olduğu söylenebilir. Sonuçta kadınlar emekleri ve oylarıyla destek verecekleri bir aday bulmuşlardı.
Üstelik kendisine destek veren kadınlar sadece sosyal demokrat ideolojiye sahip kadınlar değil, toplumun her katmanından, her inanç ve ideolojisinden, her ırktan kadınlardan oluşuyordu. Başörtülüsü de mini eteklisi de, Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkesi de bu adayda ‘bir şeyler’ buluyordu.
Bu kadar emek sarf edilen, gayret gösterilen seçimin sonunda destekledikleri adayın, hakkının yendiğini gören kadınlar ‘anaç’ bir refleksle bu haksızlığın ortadan kaldırılması için müthiş bir dayanışma ve direniş içine girdiler. Birçok ilçedeki seçim kurulundaki torbaların bekçiliğinden tutun, oradaki görevlilere evden pasta börek getirmeler, sabahlara kadar kucaklarındaki bebeklerle nöbet tutmalar, sosyal medyada paylaşım yapmalara kadar birçok yöntemle hakkı yenilen adaylarının hakkını savunmaya giriştiler.
Bu halleriyle milli mücadele dönemindeki kadınlarımızı hatırlattılar. Olay artık sadece Millet İttifakı seçmenlerini değil, iktidara oy vermiş insanları, kadınları da irrite etmeye başladığından, İmamoğlu’na her platformdan destek mesajları gelmeye başladı. Bu siyasi tarihimizde ender görülen olaylardan biridir. Türk kadını, Türk annesi yine vicdanından hareketle ‘Ben Ak Parti’ye oy verdim ama İmamoğlu’na yapılan haksızlıktır. Seçim olursa oyum İmamoğlu’na…’ diyerek ayrı bir feraset ortaya koyuyordu.”
“TEMEL NOKTASI BU ‘VİCDAN’DA SAKLIYDI”
“Seçimlerin iptalinin ardından, özellikle sosyal medyaya ve özel internet haber kanallarına yansıyanlara göre İstanbul’daki kadınlar bir daha sahne alacak, evlatlarına sahip çıkacaklardı. Nitekim 23 Haziran seçim sonuçlarında ortaya çıkan 800 bin oyluk farkın temel noktası bu ‘vicdan’da saklıydı. Türk kadını bir daha haklının, mazlum ve mağdurun, adaletin yanında yer alarak bir destan yazıyordu. Görüldüğü gibi devrimi yine kadınlar, kadınlarımız yapmış oluyordu. Ne diyordu Ekrem İmamoğlu;
‘Cumhuriyetin kuruluş temelinde, bu güzel ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü her zaman kadına özel bir konum tayin edip, devrimleri yapıp, bu süreci zorlamasının altında da toplumun ileri bir seviyeye taşınması vardır. Açıkçası, bu konuda onun bıraktığı mirası taşıyamadık. Gün, değişim günüdür. Zaman, değişim ve yeni bir başlangıç zamanıdır. Hepimiz sorumluyuz. Bu değişime, 31 Mart’ta hepimiz imza atmalıyız. Bunu ve bu değişimi, bu süreci değiştirmeyi tek bir çaba başarabilir. Öncü olursa, kadının emeği başarabilir. Bu süreci değiştirecek olan kadının emeğidir. Sürecin en öndeki kahramanları olmanız gerekiyor. Şuradaki kadın sayısı değil Pendik’te, değil Buca’da, değil İstanbul’da… Türkiye’de devrim yapar.’”
UĞUR DÜNDAR'DAN ÇOK ÖZEL TEŞEKKÜR
Usta gazeteci Uğur Dündar, Yeniden İstanbul adlı kitabı için Tuba Emlek'i yazdığı ön yazıyla tebrik etti.
İşte Dündar'ın o satırları:
Halk Tv'ye program yaparken yakından tanıma fırsatını bulduğum değerli meslektaşım Tuba Emlek, ‘Yeniden İstanbul’ adlı bu kitabında, insanı saran, yer yer de sarsan çarpıcı üslubuyla adeta bir demokrasi zaferinin anıtını dikiyor… Emlek görüneni değil görünmeyeni, konuşulanı değil söylenmeyeni dile getirerek Cumhuriyet ve Demokrasi tarihimizin en önemli, en kritik kilometre taşlarından birinin öyküsünu ustalıkla anlatıyor. 31 Mart 2019’da yapılan ve 23 Haziran 2019 tarihinde tekrarlandığında Ekrem İmamoğlu’nun zaferiyle sonuçlanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini, tüm detaylarıyla gözler önüne seriyorp. Böylece muhteşem bir fikri takip örneği sergiliyor. Tuba Emlek kitabını, zaferin gerçek mimarları olan kadınlarımıza adıyor. Seçim kazandıran kadın olgusunu, birçok bilim dalından yararlanarak herkesin anlayabileceği örneklerle ve içten bir dille satırlara döküyor. 800 binlik oy farkıyla kazanılan İstanbul demokrasi zaferini daha çok kadınların bakış açısıyla yansıtan ‘Yeniden İstanbul’ u okurken kendinizi adeta belgesel seyrediyormuş gibi hissedecek ve kadınlarımızın başarıdaki muhteşem katkılarını alkışlayacaksınız. Teşekkürler Türk Kadını, teşekkürler Tuba Emlek…
Uğur Dündar