RTÜK'ten Mesut Komiser'in tarikat liderine tokadına tepki
Kanal D'de 18 yıldır devam eden Arka Sokaklar dizisinde Mesut Komiser'in bir tarikat liderine attığı tokat sahnesi damgasını vurmuştu. Türkiye bu sahneyi konuşurken RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin kurumun "İslamofobi"yi körükleyen yayınlara izin vermediğini belirterek "Üst Kurulumuz dizilerdeki hayat ışığı, huzurlu yaşam kılavuzu dinimizden uzaklaştırıcı sahneleri görmezden gelmeyerek gerekli tedbirleri almaktadır" dedi.
Kanal D'nin 2006 yılından bu yana devam eden "Arka Sokaklar" dizisi her hafta farklı bir konuyu işlemeye devam ederken dizide bu sefer de Türkiye'nin kanayan yarası tarikatlar konusu yer aldı. Dizide tarikatçılara, "Çocuktan yaptığın o çocuğa ne oldu?", "Torununla aynı yatağı mı paylaşıyorsun?" gibi soruların sorulduğu görüldü.
Fragmanın sonunda "Torununla aynı yatağa mı paylaşıyorsun?" sorusuna "Suç mu" yanıtını alan "Mesut Komiser"in tarikat liderine dayak attığı sahne dikkati çekti.
RTÜK Başkanı Şahin'den dikkat çeken açıklama
Türkiye Arka Sokaklar'daki bu sahneyi konuşurken, 'Kızıl Goncalar', 'Kızılcık Şerbeti' ve son olarak işlediği konu nedeniyle 'Arka Sokaklar' dizisinin bir kesim tarafından hedef gösterilmesinin ardından RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin RTÜK'ün İslamofobi'yi körükleyen yayınlara izin vermediğini belirtti ve "Üst Kurulumuz dizilerdeki hayat ışığı, huzurlu yaşam kılavuzu dinimizden uzaklaştırıcı sahneleri görmezden gelmeyerek gerekli tedbirleri almaktadır" dedi.
İşte RTÜK Başkanı Şahin'in o açıklaması:
"Düzenleme ve denetleme alanımızdaki yayın kuruşlarında yer alan diziler, programlar ve spor müsabakalarıyla ilgili RTÜK ve şahsım üzerinden yapılan eleştiriler ve yapıcı yorumların tamamını dikkatle takip ediyoruz. Konuları tam idrak edemeden veyahut meselelere hâkim olunmadan ya da doğru bilgi sahibi olunmadan şahsıma ve kurumuma yapılan haksız ithamların, hatta daha ötesi iftiraların kabul edilmesi mümkün değildir. RTÜK, çağın hastalığı İslamofobiyi körükleyici yayınlara asla ve asla müsaade etmez. Üst Kurulumuz Sayın Cumhurbaşkanımızın destekleriyle ülkemizde ilk defa “Uluslararası İslamofobi ve Medya Zirvesi”ni icra eden kurumdur. Özellikle Batı’da sirayet eden İslam karşıtlığının medya zemininde tartışılmasını temin eden RTÜK, uluslararası camiada faaliyet gösteren uzmanların engin görüşleriyle konuya neşter atarak çözüm önerilerini kamuoyuna sunmaktadır. RTÜK şiddete özendiren, teşvik eden yayınları da görmezden gelmez. RTÜK yapılan her türlü yayında, spor müsabakalarında yasal olmayan reklamlara yer verilmesine asla müsaade etmez. RTÜK millî güvenliğimizi tehdit eden, terör ve terör propagandası içeren yayınlara geçit vermez ve bağımsız mahkemelerimiz tarafından verilen yayın yasaklarını uygulamayan yayıncı kuruluşları görmezden gelemez. Yayınlarda özellikle dramatik yapımlar olarak adlandırdığımız dizilerde barış dini olan İslam karşıtı sahnelere, dinimize mensup kimseleri küçük düşüren, din adamlarımızı hor gören içeriklere fırsat vermez. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, milletçe bizi biz yapan değerlerimize zarar verecek, birlik ve beraberliğimize halel getirecek söylemlere müsaade etmez ve bu minvaldeki görüntülere izin vermez. Üst Kurulumuz dizilerdeki hayat ışığı, huzurlu yaşam kılavuzu dinimizden uzaklaştırıcı sahneleri görmezden gelmeyerek gerekli tedbirleri almaktadır. Son dönemde İslam karşıtı ve muhafazakâr camiaya yönelik içeriklerin yer aldığı dizi fragmanlarının yayınlanma aşamasında bile sansür iddialarına azami dikkat ederek usulüne uygun olarak gerekli uyarı önlemlerini almıştır. Yapıcı ikazları dikkate almayan yayın kuruluşları hakkında dün olduğu gibi bugün de gerekli yasal yaptırımlar uygulanmıştır ve uygulanmaya devam edecektir. Kadına ve çocuğa yönelik başta olmak üzere toplumsal şiddeti özendirici yayınların hiçbirini tasvip etmemiz ve bu yayınlara müsaade etmemiz düşünülemez. Üst Kurulumuz son dönemde millî ve manevi değerlerimizi tahrip eden yayınlara 119 kez müeyyide uygulamıştır. Şiddet içeriklerine 18, terör propagandası içeren yayınlara ise 14 kez yaptırım uygulanmıştır. 6112 sayılı Kanun’un 8. Maddesinin a,b ve c fıkraları hükümlerini ihlalden de toplam 69 farklı müeyyide kararı alınmıştır. Bilinmelidir ki RTÜK sansür kurumu değildir. Anayasamız net bir hükümle sansürü yasaklar. RTÜK, medya hizmet sağlayıcı kuruluşları yayın sonrası denetler ve gerekli durumlarda cezai müeyyide uygular. Ayrıca, RTÜK icra ettiği her düzenleme faaliyeti hakkında gerekmedikçe bilgi paylaşımı yapmak durumunda değildir. RTÜK görevinin başındadır. İcraatlarını hayata geçirdikçe kamuoyuyla paylaşmaktadır. Duyarlı kamuoyumuzun takipleri ve yapıcı eleştirileri için teşekkür eder, RTÜK olarak halkımızın beklentileri doğrultusunda çalıştığımızı tekraren belirtir, kamuoyuna saygılarımızı arz ederiz."
Akıllara Hiranur Vakfı davası geldi
Arka Sokaklar'ın fragmanı Hiranur Vakfı'nda yaşanan 'çocuğa cinsel istismar' olayıyla benzerliği dikkat çekti. Hiranur Vakfı'nın kurucusu Y.G.’in kızı H.K.G'nin, 6 yaşından itibaren bir tarikat mensubu ve aynı zamanda komşuları olan bir yetişkin erkek tarafından cinsel istismara uğradığı; 13 yaşında bu kişiyle nişanlanıp 14 yaşında evlendirildiği; 17 yaşında anne olduğu; 18 yaşında ise resmi nikahının kıyıldığı bildirilmişti.
H.K.G'nin 2021 yılında boşandıktan sonra mahkemeye giderek cinsel istismar davası açması ve hem cinsel istismara göz yummakla suçlanan ailesinin, hem de iddia edilen suçun failinin iddiaları yalanlaması üzerine H.K.G, mahkemeye 6 ve 13 yaşlarında bu kişilerle çekilen nişan fotoğraflarını delil olarak sundu. Soykan'ın konuyla ilgili yaptığı devam niteliğindeki haberde, bu kez bu fotoğraflar yayımlandı.
Haberin ardından olayla ilgili Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma sonucunda hazırlanan ve Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, sanık K.İ.'nin "nitelikli cinsel saldırı" ve "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" suçlarından 30 yıldan az olmamak üzere, diğer sanıklar Y.G. ve F.G.'in de "çocuğun nitelikli cinsel istismara iştirak" suçundan 18 yıldan az olmamak üzere hapisle cezalandırılması istenmişti.
Tutuklu K.İ. "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" suçundan 21 yıl, "nitelikli cinsel saldırı" suçundan 15 yıl olmak üzere toplamda 36 yıl; tutuklu baba Y.G. ise "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" suçundan 18 yıl 9 ay hapisle cezalandırıldı.