Olay iddia: Özbek, Yarsuvat'a yalvardı !
Gazeteci Fatih Altaylı, Galatasay Başkanı Dursun Özbek ile ilgili çarpıcı bir iddia ortaya attı.
Fatih Altaylı, deneyimli teknik adamın Galatasaray'ın başına 4. kez geçmesini bu şekilde yorumladı: "Fatih Terim oraya ne Özbek’i kurtarmak için geldi, ne de Galatasaray’ı. Terim’in bu görevi kabul etmesinin nedeni kendini kurtarmaktır. Özbek’in kendini kurtarmak için Terim’e, Terim’in kendini kurtarmak için Galatasaray’a ihtiyacı vardı."
– Fatih Terim önümüzdeki günlerde, aylarda, yıllarda Özbek'i kurtarabilir mi?
Terim oraya ne Özbek'i kurtarmak için geldi, ne de Galatasaray'ı. Terim'in bu görevi kabul etmesinin nedeni kendini kurtarmaktır. Özbek'in kendini kurtarmak için Terim'e, Terim'in kendini kurtarmak için Galatasaray'a ihtiyacı vardı. Şimdi Galatasaray yeniden büyük paralar harcayacak. Yanı sıra sportif başarı da gelmezse kimse kimseyi kurtaramaz. Sonrasında Galatasaray'ı kurtarmak için birilerini hep birlikte aramaya başlarız.
GALATASARAY MALİ SIKINTIYA DA HAZIR OLMALI
– Terim 4. kez geldi. Bu biraz fazla değil mi? Galatasaray'ın kaderi hep Terim ile mi kesişecek?
Fazla değil çok fazla. Üç kez geldi. Biri başarılı, biri başarısız, sonuncusu başarılı… Bu kez ne olacak göreceğiz. Ama değişmeyen bir şey var. Terim geldiği zaman Galatasaray, mali sıkıntıya da hazır olmalı. 2000'de önce Terim, ardından yönetim gitti. Ciddi bir borç vardı. Bugüne kıyasla komik ama o günler için önemli bir miktar. Sonra biz gelip bu borcu ödedik. Ardından Canaydın'la yeniden geldi Terim. O gün toplam 11 milyon dolar olan borç, Terim gittiğinde yeniden 100 milyonu bulmuştu. Sonra Aysal'la bir daha geldi. Ve Aysal'dan da büyük bir borç yükü kaldı. Şimdi artık durum daha da zor. Özbek, Aysal döneminden kalan borcu iki katına çıkardı. Bakalım şimdi ne olacak? Ben Terim'in artık Galatasaray'a yönetici olarak geleceğini düşünürdüm hep. Ama Milli Takım hüsranı Terim'i teknik adam olarak gelmeye itti. Ben merak ediyorum, ileride Terim elden ayaktan kesilince ne yapacak Galatasaray!
BU ANLAYIŞLA 3,5 YIL DAHA YÖNETEMEZ
– Mayıs ayı seçimi, daha önce köprüden önce son çıkış olarak değerlendiriliyordu. Artık mayısta seçim olmayacağına göre ne olacak?
Mayısta seçim olmayacak olması Galatasaray'ın ve bu yönetimin ayıbıdır. Tüzük açık. ‘Mayısta seçim olur' diyor. Mayısta seçim olmaması, “Saray darbesi” anlamına gelir. Her halükarda tüzük çiğnenmiş olacak. Tüzük ‘Mayısta seçim olur' diyor. Mayısta seçim yapmazsanız bu sefer yönetim 2021 Mayıs'ına kadar görevde kalacak. Bu da tüzüğün yönetimler 3 yıllıktır maddesini ihlal edecek. Öyle veya böyle Dursun Özbek bu yönetim anlayışı ile 3,5 yıl daha bu kulübü yönetemez. Bir noktada ya bırakır kaçar ya da bıraktırırlar görevi.
ÖZBEK, DUYGUN ABİ'YE YALVARDI
– Sizin Duygun Yarsuvat öneriniz bir ara gerçeğe çok yaklaştı ama son anda olmadı… Nedeni neydi?
Duygun Abi'nin çevresinde böyle bir toplanma ihtimali vardı. Güçlü bir yönetimle mayısta seçime kadar işi düzene sokma ihtimali vardı. Duygun Yarvusat ile çeşitli görüşmeler oldu. Duygun Abi sonunda kabul etti. Ancak iyi bir yönetim kuracak vakit kalmamıştı. Ali Dürüst'ün çekimser tavrı da bu formülü biraz engelledi diyebilirim. Ama adı bile Özbek taraftarlarını panikletti. Dursun Özbek'i destekleyenlerden birkaçı -ki aralarında profesyonel olarak kulüpte çalışan arkadaşlarımız da var- Duygun Yarsuvat'a gidip ‘aday olma' diye rica ettiler. Sonrasında Özbek de gidip yalvardı Duygun Abi'ye ama asıl etken zamanın iyi bir yönetim kurmaya yetmemesi oldu.
ŞAMPİYONLUK KAÇINCA BAŞKANLIK ŞANSI OLMAYACAKTI
– Galatasaray baskın seçim ile sarsıldı. Muhalefet de hazırlıksız yakalandı. Özbek'in yeni listesine baktığınız zaman değişen hiçbir şey yok. Bu duruma kimse anlam veremedi. Mustafa Cengiz aday ancak daha güçlü bir aday çıkmamasını sizce Terim'in gelmesi mi etkiledi?
Bu seçimin anlamını kimse çözemedi zaten. Zira Dursun Özbek seçim kararını açıklamadan 4 gün önce “Yönetimimiz güçlü, birlik beraberlik içinde Galatasaray'ın sorunlarını çözüyoruz” diyordu Divan Toplantısı'nda. Sonra birden seçim kararı aldı. Dursun Özbek, mayısta seçilememe riskini gördüğü için, ‘erken bir seçim yapayım' dedi. Çünkü mayısta şampiyonluk da kaçmış olursa hiç şansı kalmayacaktı. Bu yüzden de böyle bir baskın daha doğrusu “kaptı kaçtı” seçimi tercih etti. Üstelik de rakipleri ürkütmek için ocak ayında 100 milyon ödeme var, orda şu var, burada bu var gibi korku senaryoları piyasaya sürdü. Koltuğu korumak için her şeyi yapabileceğini gösterdi. Açıkçası bu bile bir şans olabilirdi. İyi, güçlü bir yönetim kurup, Galatasaray'a faydalı olacak bir şey yapabilirdi. Ama yapmadı ya da yapamadı. Yine çok zayıf, Galatasaray'ın sorunlarını çözemeyecek bir kurul oluşturdu. İçlerinde çok sevdiğim arkadaşlarım, dostlarım var ama onlar da Özbek kadar tecrübesiz, bu işten uzak insanlar.
ÖZBEK'İN YİNE HİSSE SATACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM
– Parasal sorunlarla korkuttu diyorsunuz Özbek için. Peki, o nasıl çözecek bu sorunları?
Başkası gelse nasıl çözecekse öyle çözecek ama daha kötü yöntemlerle… Ben Dursun Özbek'in yine Galatasaray hissesi satacağını düşünüyorum. Biraz borçlanır, biraz da hisse satar.
İLKELERİ BIRAKTI ÇİRKİN SİYASETE DALDI
– Peki ya Terim etkisi?
Terim olayı aslında Galatasaray'ın başkanlık makamındaki zatın ilkesel bir duruşu olmadığını göstermesi açısından çok önemli. Özbek, Tudor'un üzerine bir üst akıl ararken de Terim işsizdi. O gün Terim'e değil Lucescu'ya gitti. Çünkü Terim'in Galatasaray'a dönmesini istemiyordu. Sonrasında da Terim'i düşünmüyordu. Seçim kararı aldığında bile aklında Terim yoktu. Ancak seçimin zora girdiğini, baskın seçime rağmen kazanamayacağını gördüğü anda birden Terim'e sarıldı. En azından taraftarın önemli bir bölümünü kazanayım dedi. İlkeleri bıraktı, çirkin siyasete daldı. Terim'in kongrede çok olumlu bir etkisi olmaz. Fakat yine de önemli bir hamle oldu. Mesela Ali Dürüst; Terim, Galatasaray'a dönünce geri adım attı. Yani işin özü Terim kongreyi çok etkilemez ama tribünlerin tepkisini azaltır. Rahmetli Özhan Abi'nin taktikleri bunlar. Şimdi Terim başarılı olursa başkan “Terim'i getirme cesaretini gösteren benim, başardım” diyecek. Terim başarısız olursa “Terim'i istediniz getirdim daha ne yapayım. Suç bende mi?” diye savunacak kendini. Ben Özbek'in farklı bir ajandası olduğuna inanmaya başladım.
MUSTAFA CENGİZ'İN LİSTESİ ÇOK DAHA İYİ
– Sizin ‘Özbek'in karşısına kimse çıkmazsa ben çıkarım' diye bir lafınız vardı. Bazı taraftarlar sosyal medyadan bunu hatırlatıyorlar size. Burak Elmas'ın da adı çok geçti mesela ama o da soyunmadı.
Benim lafım açık. ‘Kimse çıkmazsa ben çıkarım' demiştim ve mayısta demiştim. Mayısa kalmadı ama birisi çıktı. Mustafa Cengiz aday. Ve çok açık söyleyeyim kurduğu yönetim, Dursun Özbek'in kurduğu yönetimden çok daha iyi. Seçime gidecek olsam Mustafa Cengiz'in yönetimine oy veririm. Burak Elmas çıkabilirdi. Son ana kadar da niyeti vardı. Ama şu an için fiziki olarak mümkün değildi. Burak, İngiltere'de çok büyük şirketin CEO'su. Yarın bırakıp gelemez. Ayrılmayı düşünse bile bir süreç. Sorumlulukları var. Burak Elmas'ın gelecekte Galatasaray için yapacağı çok şey var ama bugün fiziken mümkün değildi. Ama mayısta bir seçim olsa, Burak gelecektir, emin olun.
OZAN TUFAN TİPİK KAYIP OYUNCU
– Ozan Tufan hakkındaki görüşleriniz nedir? Çocuk bir anda suçlu oldu. Suçunun ne olduğu da belli değil. Ali Yıldırım ile Aykut Hoca'nın istemediği söyleniyor. Neler söylersiniz?
Tipik bir kayıp oyuncu… Oynadığı zaman çok iyi ama kafası karışık ya da dağınık. İyi hocalar, iyi kulüpler bu çocukları kazanabiliyor. Kötü hocalar ise bu çocukların yok olmasına neden oluyor. Ali Yıldırım ile Aykut Kocaman uyumlu bir ikililer. Onlar daha iyi bilir bu işleri. Ama Türk futbolu için kayıp.
DAHA FAZLASINI İSTEYİP CENK'İ SATAMAMAK DA VAR
– Cenk Tosun, Everton'a gidiyor. Beşiktaş rekor bir para kazanıyor. Bu transferi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben olsam hemen satarım demiştim. Beşiktaş daha yüksek para almak istiyor anladığım kadarıyla. Haklılar ama bunun da bir optimum noktası var. 20 veriyorlarsa satacaksın. 25 diye diretip hiç satamamak da var. Ama tabii bu bir kişilik meselesi… Ben kafamdaki rakamı bulunca satarım, kimisi de dibine kadar zorlar. Bazen o kazanır, bazen benim gibi düşünenler. Bildiğim bir şey, futbolcuyu para ederken satmak kulüplerin lehinedir. Örnek mi? Monaco mesela.
LOVE KRAL OLUR, NASRİ EN KÖTÜSÜ
– Sizce ligin en değerli oyuncuları ile bidonları kimlerdir?
Ben bir sporcuya bidon demeyi tercih etmem. Aldığı paraya oranla iyi performans gösteren veya gösteremeyen oyuncular var derim. Mesela Vagner Love. Bu açıdan ligin kralı olur. Az paraya büyük işler. En kötüsü ise Samir Nasri'dir herhalde. Dünya para aldı ve ligde var mı, yok mu belli değil!
GALATASARAY VE FENERBAHÇE BATIK DEĞİL Mİ!
– Gaziantepspor battı. Bu örneği nasıl açıklıyorsunuz?
Aslında herkes batık da farkında değiller. Galatasaray ve Fenerbahçe batık değil mi? Beşiktaş çok mu rahat? Büyük kulüpleri marka değerleri ayakta tutmasa onlar da batık. Bu kafayla hepsinin sonu Gaziantep olur.