Nagehan Alçı, Rasim Ozan Kütahyalı'ya niçin aşık olduğunu yazdı
Medya dünyasının ünlü çifti Rasim Ozan Kütahyalı ve Nagehan Alçı özel hayatları konusunda fazla konuşmuyor. Ama bu kez Alçı'dan farklı bir yazı geldi.
Milliyet yazarı Nagehan Alçı, siyasetin dışında bir yazı yazdı. Konu erkekler. Alçı yine her zaman ki gibi biraz sert gitmiş. Daha yazının başında vuruyor:
''Ey erkekler! Kendinizden utanın! Konu siz olunca ‘Sarışından mı hoşlanırlar, esmerden mi? Balıketi mi severler, zayıf mı?’ boyutunda tartışılan bir meseledir ‘aşk’. Ben bir kadının fikir boyutunun ne yönde olması gerektiği üzerinden bir ‘âşık olunacak kadın’ tartışmasına hiç rastlamadım. En fazla ‘Akıllı olsun canım, aptal kadın bir yere kadar’ diyerek kendilerini feminist zanneden erkekler çıkar, etrafa da hava attıklarını zannederler. Halbuki kaç gündür ‘Kadınlar solcu erkeğe mi âşık olur, sağcı erkeğe mi? İsyankârı mı severler, düzene uyanı mı?’ diye bir tartışma var. Gerçi bu tartışma bana ‘iç güzellik’ meselesini hatırlatıyor. Erkeklerin kadının iç güzelliğini sevmesi ne kadar doğruysa, kadınların solcu sevmesi de o kadar doğrudur bence. Tartışmanın detaylarına aşağıda gireceğim ancak başlı başına bu konu bile kadınların erkeklerden aşka bakışta ne kadar daha sofistike olduklarını göstermeye yetiyor...''
Nagehan Alçı ardından sözü eşi Rasim Ozan Kütahyalı'ya getirdi:
‘Solcu Rasim’ lafı bir oksimorondur
''Dün Ertuğrul Özkök bu konu üzerine bir yazı yazmış ve ‘Nagehan, Rasim’e solcu bir serseriyken mi âşık olmuş?’ diye sormuş. Yazıda Rasim solcu, ben de muhafazakâr olmuşum! Hiçbir zaman muhafazakâr olmadım. Bilindiği gibi, kendimi liberal ve demokrat olarak tanımlarım. Ama neyse, şimdi konu ben değilim...
Hele Rasim hiçbir zaman solcu bir yazar olmadı. Tutkulu ve ikonoklast bir liberal-demokrat olarak çıkış yaptı. Hatta ilk kez Türkiye gündemine solcuların putlarını yıkarak girdi ve yazdıkları büyük yankı yarattı. Türk 68 hareketinin liderlerinin evrensel 68 ruhuyla ve enternasyonal solculukla da hiçbir ilgisinin olmadığını öyle bir ispatladı ki bu isimleri kutsal sayan tüm silahlı radikal sol örgütler Rasim’e ölüm tehditleri yağdırdılar. Öte yandan, Alevilere yönelik 80 öncesi korkunç katliamların Türk sağ hareketiyle organik bağını ortaya koyduğu için de 12 Nisan 2009’da bir yayın çıkışı faşizan bir saldırıya uğrayan ve hastanelik edilen de oydu. Bu faşist saldırıya solcuların nasıl sevindiğini iyi hatırlıyorum... Zaten ister sol, ister sağ maskeye bürünsün, totaliter ve militarist zihniyete hiç korkmadan hatta bağıra çağıra meydan okuduğu için Rasim kısa zamanda parladı.''
Peki çift nasıl aşık oldu?''
Bizimle ilgili kısma gelince: Benim de inandığım bir davası olan ve bunun uğruna savaşma cesareti gösteren erkek bence âşık olunacak erkektir. Yani karnından konuşan, uy diyenin uyuntusu olan değil, tavır koymaktan çekinmeyen ama aynı zamanda eğlenceli ve komplekssiz bir erkek. Demokratik yolla seçilmiş siyasi lideri ve siyaset kurumunu ister Kemalizm ister Gülenizm adına her türlü vesayetçiye ve darbeciye karşı kanının son damlasına kadar savunan demokrat bir duruş. Rasim’e de tüm bunlardan ötürü ve hayatta durduğu yeri tutkulu bir şekilde ifade etme yeteneği nedeniyle âşık oldum herhalde...''