FETÖ'nün infazında TRT kuşkusu
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un öldürülmesine ilişkin 28 kişi hakkında açılan davanın iddianamesinde, TRT’ye ağır suçlamalar yöneltildi.
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un öldürülmesine ilişkin 28 kişi hakkında açılan davada, olayın hemen ardından görüntüleri haber bülteninde yayımlayan Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’na (TRT) yönelik ağır suçlamalar yapıldı.
Cumhuriyet gazetesinden Alican Uludağ'ın haberine göre Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan 607 sayfalık Karlov iddianamesinde, FETÖ’nün medyanın imkânlarını örgütsel manipülasyon amacıyla kullandığı ifade edilirken, görüntülerin TRT’de yayımlanması hususu üzerinde de bu kapsamda durulması gerektiği vurgulandı. Polis Mevlüt Mert Altıntaş’ın Karlov’u öldürme imkânı varken, bunu kamera önünde yaptığına dikkat çekilen iddianamede, “Olay yerine TRT’nin 3G sistemini göndermiş olması ve sonrasında yaşanan gelişmelerin gerçekleşen saldırı ile bağlantılı olduğu, bu hususun habercilik ve haber yapma kavramları ile açıklanamayacağı anlaşılmıştır” denildi. Görüntülerin yayımlanmasıyla ilgili TRT çalışanları hakkındaki dosyanın ayrılarak, başka bir soruşturmada devam ettiği vurgulandı. Ayrıca Altıntaş’ın örgüt abisi Şahit Söğüt’ün de TRT bağlantılarına dikkat çekildi.
3G sistemi gönderildi
Silahlı saldırının gerçekleştiği Çağdaş Sanatlar Merkezi’ne TRT Kurumu tarafından 3G sistemi gönderilmesi nedeniyle, TRT kurumu çalışanları hakkında başlatılan soruşturmanın tefrik edildiği (ayrıldığı) belirtilen iddianamede, ayrı soruşturmanın “2018/171988” sayılı dosya üzerinden devam ettiği belirtildi. Savcı Adem Akıncı tarafından hazırlanan “Saldırı görüntülerinin TRT’de Yayınlanması” başlıklı bölüme yer verilen iddianamede, “Karlov’un vurulma anına ilişkin olay yerinden 3G sistemi üzerinden kayıt alan Türkiye Radyo Televizyon Kurumu tarafından görüntü havuzuna atılan görüntülerin daha sonra TRT 1 Ana Haber Bülteninde yayımlanması hususu üzerinde de bu kapsamda durulması gerekmektedir” denildi.
Kameralar önünde saldırı
Terörist Altıntaş’ın Karlov’u binaya girdikten sonra göz takibine alması ve bu süreçte eylemini gerçekleştirmesine engel bir durum olmamasına rağmen eylemini gerçekleştirmeyerek, Büyükelçi’nin ses kaydı yapan kamera önünde konuşmasını beklediği ve örgütün büyükelçinin kameralar önünde hayatını kaybetmesini planladıklarına işaret edilen iddianamede, bunun nedeni olarak “FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün ülke içinde hâlâ güçlü olduğu ve halen büyük çaplı eylemler yapabileceği yönünde propaganda yapma ihtiyacını hissetmesi” olarak gösterildi.
İddianamede, TRT’nin daha önce herhangi bir büyükelçiliğin kültürel bir etkinliğini 3G sistem izlemediği, TRT Haber Dairesi’nde olay günü saat 09.45’te yapılan toplantıda etkinliğin 3G Canlı Yayın Sistemi ve muhabir görevlendirilmesi suretiyle takip edilmesi kararı alındığı anlatıldı. TRT haber sorumlusu S.Y. tarafından konunun takibi için muhabir olarak H.İ.C’nin görevlendirildiği belirtilen iddianamede, TRT’nin nöbet çizelgelerinin savcılık tarafından incelendiği, muhabir H.İ.C’nin 21 Aralık tarihinde nöbetçi olduğunun ancak bu tarihte nöbetçi olan A.B. adlı muhabir ile nöbetini değiştirerek nöbetini 19 Aralık’a aldığı vurgulandı.
Ana habere verildi
TRT Haberde Yayın Yönetmeni olarak görev yapan Kezban Bülbül’ün görüntüleri izlemesinden sonra TRT Haber Dairesi Başkanı Yaşar Taşkın Koç ile görüşme yaptığı belirtilen iddianamede, bu görüşme neticesinde söz konusu görüntülerin yayımlanmaması, ISOFT sisteminden silinmesine karar verildiği anlatıldı. Bülbül’ün görüntülerin delil teşkil etmesi nedeniyle, yedeğinin alınarak sistemden silinmesini istediği öne sürülürken, “Bu esnada saat 19:17:18 sıralarında ISOFT sistemine atılan görüntüler yaklaşık 20 saniye sonra TRT 1 Ana Haber Bülteni ekibinde görev yapan M.E.Ç. tarafından Erhan Çelik’in talimatıyla ISOFT sisteminden indirildi ve üzerine TRT logosu bindirilerek yayına hazır hale getirildi. Hazırlanan görüntü saat 19.30’daki Ana Haber Bülteni’nde yayımlandı” denildi.
‘Habercilikle açıklanamaz’
İddianamede ayrıca, “Saldırı eyleminin açık bir şekilde terör eylemi olduğunun belli olmasına rağmen TRT kurumunun bağlı olduğu yayın ilke ve esaslarına aykırı olarak sayın büyükelçinin vurulma anına ilişkin görüntülerin sansürsüz, buzlanmadan, herhangi bir kısıtlamaya dahi tutulmadan kısa süre içerisinde yayımlanmış olması hususu dikkate alındığında olay yerine 3G sisteminin gönderilmiş olması ve sonrasında yaşanan gelişmelerin gerçekleşen saldırı ile bağlantılı olduğu, bu hususun habercilik ve haber yapma kavramları ile açıklanamayacağı anlaşılmıştır” denildi.