Fabri'den Dinamo Kiev itirafı !
Beşiktaş'ın yıldız kalecisi Fabri, verdiği ropörtajda 6-0 biten Dinamo Kiev maçını da değerlendirdi.
Marca'ya özel röportaj veren İspanyol Beşiktaşlı Fabri, siyah-beyazlı takımın aile kulübü olduğunu ifade etti, “Favori oyuncularım Quaresma, Adriano ve Pepe. Bu futbolcular kupalar kazanmaya alışmışlar. Geçmişte onları televizyondan izleyerek hayranlık duyardım. Şimdi ise takım arkadaşlarım oldular” dedi.
Beşiktaş'ın başarılı kalecisi Fabri, İspanyol basınına birbirinden çarpıcı açıklamalarda bulundu. İspanya'nın önde gelen spor gazetesi Marca'ya özel bir röportaj veren 30 yaşındaki file bekçisi, siyah-beyazlı takımda çok mutlu olduğunu ifade etti. İşte Fabri'nin sözleri…
‘Maceracı ruhluyum'
-Türkiye'deki maceram oldukça iyi gidiyor. Çok mutluyum ve burada olmaktan keyif alıyorum. Yeni bir ülke yeni bir kültür. Düşünsenize geldim ve daha ilk yılımda şampiyonluk yaşayıp, Şampiyonlar Ligi'nde oynama fırsatı buldum. Burası bir aile kulübü ve bu da bana oldukça yardımcı oluyor.
-Aslında İspanya'yı terk etmeyi düşünmüyordum ama önüme böyle bir fırsat geldi. Avrupa kupalarında oynamak kariyerim adına önemli bir adım olacaktı. Eğer İspanya'da kalsam sadece Real Madrid, Barcelona, Atletico gibi kulüpler Şampiyonlar Ligi'ne gidiyorlar ki benim de ihtimalim oldukça azdı. Kupalar kazanma opsiyonu beni heyecanlandırdı. Ayrıca maceracı ruhlu biriyim ve o yüzden de Beşiktaş'a geldim.
-Beşiktaş'a kaleyi devralmak için gelmiştim. Şampiyon bir takımdı. Kalecimiz takım kaptanıydı ama ufak ufak işler benim adıma yolunda gitti. Şu anda burada olmaktan ve kupalar için mücadele etmekten keyif alıyorum.
– Geçen sezon son karşılaşmada Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkamadık. Bu sezon o kötü hatıralardan kurtulmak istiyoruz. Böyle şeyler sizi daha iyi yapar. Hatalar ve yenilgilerden ders çıkarmalısınız. Böyle deneyimler iyi bir şekilde hatırlanmalı.
‘Hedef çeyrek final'
-Beşiktaş'la sözleşmem var ve kendimi uzun yıllar burada oynarken görüyorum. Kısa vadede ilk hedef, Şampiyonlar Ligi'nde ilk 8'e girmek ve milli takıma seçilmek. Ülkenizi temsil etmekten daha iyi bir şey yok. Kariyerinizde başınıza gelebilecek en iyi şey.
-Beşiktaş'ta favori oyuncularım Quaresma, Adriano ve Pepe… Bu adamlar kariyerleri boyunca kupalar kazanmaya alışmışlar. Geçmişte onları televizyondan izleyip hayranlık duyardım. Şimdi ise takım arkadaşlarım oldular.
‘Korkunç bir maçtı çaresiz hissettim'
Şampiyonlar Ligi'nde Beşiktaş'ın geçtiğimiz sezon Dinamo Kiev'e deplasmanda 6-0 yenildiği maçtan sonra gözyaşlarını tutamayan Fabri bu karşılaşmada yaşadıklarını da paylaştı.
İspanyol file bekçisi, “Kendimi daha önce sahada hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. Her şey bizim lehimizeydi. Gruptaki ilk 5 maçta mağlubiyet görmemiştik. Korkunç bir maçtı. Her şey ters gitti. Devreye 10 kişi ve 4-0 geride gitmiştik. İkinci yarıya çıkmaktan başka yapacak bir şey yoktu. 6-0 kaybettik, utanç vericiydi” ifadelerini kullandı.
Fabri, “Şimdi ise belki de sevinçten ağlayacaksın çünkü son 16'yı garantilemek üzeresiniz” yorumuna ise “Hani derler ya şimdi olmazsa hiçbir zaman. Grupta dört harika maç çıkardık. Beklenmedik bir şey ama hak ettiğimiz pozisyondayız” karşılığını verdi.
‘Bizde Ronaldo ve Messi yok'
“Sahada kendimi adeta savaşçı gibi hissediyorum. Beşiktaş'ta kimse bir diğerinden üstün değil. Bizim takım karakterimiz bu. Bizde Ronaldo ve Messi yok. Taraftarımız da her zaman büyük destek veriyor.”
Fabri, Beşiktaş'ın büyük bir takım ruhuna sahip olduğunun altını çizdi. İspanyol eldiven şöyle devam etti:
Bu mücadeleci takımda kendimi adeta bir savaşçı gibi hissediyorum. Beşiktaş'ta kimse bir diğerinden üstün değil. Bizim karakteristiğimiz böyle. Burada Ronaldo veya Messi yok. Taraftarlar takıma çok destek oluyorlar. Her zaman yanımızdalar ve bizi destekliyorlar. En büyük artılarımızdan birisi de bu.
Taraftarımız maçların özellikle ilk dakikalarında çok etkileyici. Böyle ortamlara alışık değildim. Rakiplerin maça girmekte zorlandığını görüyorum. Bazen benim için bile arkadaşlarımla iletişim kurmak zor olabiliyor. İlk başlarda buna adapte olmakta zorlandım. Onlara bağırıyordum fakat kimse beni duymuyordu. Bizim her hafta hissettiğimizi çok az statta hissedebilirsiniz. Vodafone Park ilk maçta beni büyülemişti.
Beşiktaş'tan ilk teklif aldığımda zor bir durumdaydım ve insanlar da neler yaşanacağını bilmiyorlardı. Birçok arkadaşım ‘deli misin sen' dediler. Ama ben hiçbir zaman böyle düşünmedim. Benim bakış açıma göre İstanbul harika bir şehir ve Beşiktaş da Avrupa'da mücadele eden harika bir kulüptü. Bir değişiklik istemiştim. Şu anda yaşadıklarımı görünce onlar da çok mutlu.
‘Mücadele farkı var'
Türk ve İspanyol futbolunu kıyaslaması istenen Fabri, “İspanya'da taktiğe daha fazla önem veriliyor. İspanya'daki kulüpler daha iyi ve kaliteli. Burada da kaliteli oyuncular var ama önemli olan mücadele. Sahada her zaman mücadeleci oyuncular görürsünüz” yorumunu yaptı.
‘Milli formayı giymek isterim'
Kariyerinin ilk yıllarında alt yaş gruplarında İspanya forması giyen Fabri, milli takıma geri dönmek istediğini söyledi.
Siyah-beyazlı kaleci, “Umarım bu fırsatı yeniden yakalarım. Her gün daha iyi olmak için çalışıyorum. En iyisini yapmaya çalışıyorum çünkü işimi seviyorum. Bir gün milli formayı giymek beni çok mutlu eder” dedi. Fabri, Beşiktaş'a gelmesindeki en önemli sebeplerden birinin milli takıma seçilmek olduğunu sözlerine ekledi.