Eski spikerden sert sözler !
Çok sayıda ulusal kanalın haber spikerliği yapan Rüştü Erata'dan geçmişe dair sert sözler...
HABER3.COM /
Ebru Eğinlioğlu
Özel Röportaj
O.D.T.Ü Endüstri Mühendisliği mezunu ilk özel televizyonun anchormanlarinden, 54 yaşında, dil üzerine yazılmış 2 kitabı var ve çok sayıda ulusal kanalın anahaber spikerliği yaptı ve habercilik deneyiminde, kendisini karısı tarafından aldatılmış bir erkek olarak görüyor. Merak etmeyin, karısının ismi medya. Ama çok şükür o hala bekar ve yalnız bir Don Kişot....
O, Rüştü Erata..
Bilindik ve bilinmeyenleriyle medyada işlerin nasıl olduğuna dair çok çarpıcı ifadeleriyle buyurun röportaja....
Merhaba, göründüğü gibi olan yani, ekran önünde ve arkasında aynı davranan nadir tanıdığım haber spikerlerindensin. Daha doğrusu kalite anlamında ekranda nasılsa, dışarıda da aynı kaliteyi sürdürebilen diyeyim. Medyadaki herkes anlasın. Uzun zamandır ekranda yoksun. En son Ntv deydin galiba?
Kral Tv deki ekip iktidar yandaşı idi.....
Yok Kral Tv deydim en son, ondan önce Ntv’ den kovulmuştum. Orada Ntv’ den bir arkadaşım haber koordinatörü olmuştu. Ben de hem ona yardımcı olurum, hem de mesleğe yeniden ısınırım diye gitmiştim. Ancak orada çok açık bir şekilde iktidar yalakalığı yapıldı, ben o ortamı içime sindiremedim, keyfim kaçtı. Ayrılışım ise asıl çok sevimsiz oldu. Ben ayrılmak istiyorum ama arkadaşıma da nasıl söylesem falan diye düşünürken, bir gün bir baktım gazetede Deniz Seki haberleri sunacak diye bir haber.
Nasıl yani sana bilgi verilmeden mi?
Tabii canım. Doğru mu diye kanala gittim, dekor değişmiş, orada o anda gördüm. Gittim güzel bir fırça çektim. Çok ayıp bu yaptığınız diye. Deniz Seki, Ebru Gündeş, Davut Güloğlu diye gidecekti o furya belki hatırlarsınız. Yani anahaber bültenini bu kadar ucuzlatamazsınız, haber bu kadar ucuzlatılamaz. O insanlarla olmaz, onların ayrı işleri profesyonellik alanları var. Raiting adına al onları habere getir olmaz bu çok ayıptır.
Bir de sana haber vermemeleri de çok ayıp gazeteden öğreniyorsun, bu kabul edilemez... Her halde bu söylediğin gayri ciddi yönetimin eseri olsa gerek?
Sanıyorum işi bilmeyen insanların eseri. Sonra onlarda uzaklaştırıldı oradan.
Kimlerden oluşuyordu bu ekip?
İnan isimlerini bile anmak gereksiz olur.
Peki kırıldın mı tabii ki de. Yani duygularını dile getirmeni istediğim için soruyorum.
Olmaz mı. Çaylak dönemimde, Türkiye’ nin ilk özel televizyonu Magic Box’ ta el üstünde tutuldum. O dönemin en popüler, konuşulan kişisi Cumhurbaşkanı ise ondan sonraki 10 kişiden biri bendim herhalde. O kadar olması da doğru mudur bilmem ama öyleydi....
İlk erkek Anchorman kavramı seninle başladı diyebilir miyiz?
Tabii ki planlanan o değildi ama Gülgün anahaberde olacaktı. Ben de hafta sonu haberlerini sunacaktım. Sonra birşeyler oldu, Gülgün İstanbul stüdyolarına gitti, haberi 1-2 gün sundu sonra sıkıldı. Haber benim üstüme kaldı. En verimli olduğu dönemde işsiz kaldım, acemi dönemimde el üstünde tutuldum. 9 yıldır ekranda değilim. Bakın eski TRT spikerlerinden falan kimse yok, Türkçe’ yi vurgusuyla, diksiyonuyla doğru konuşan isimler yok şimdi.
Ama 4 büyük kanalda hep deneyimli isimleri görüyoruz. Ali Kırca, Birand, benim en habere yakıştırdığım Uğur Dündar.
Doğru söylüyorsun Uğur Dündar’ ı diğer isimlerden ayırırsak. Onlar deneyimli gazetecidir ama Anchor değil, onlar ayrı. Mesela Ali Kırca’ nın pek çok vurgusu yalnıştır, Türkçe’ yi kim doğru kullanıyor diye bir yarışma yapılsa TRT spikerlerinden bir jüri oluşsa ben de içinde olsam Ali Kırca’ yı seçmem, elerim. Birand ve Reha Muhtar akla ziyan olacak şey değil. Onlar programlar yapsınlar. Uğur Dündar’ ı senin de dediğin gibi ayrı bir yerde tutuyorum bu isimlerden, duruşu, karizması, kişiliği çok saygı duyduğum bir insan. Ama o da tarz olarak anahabere uygun değil ve yıllarca çok başarılı haber programları yaptığı için önemsiz bir haberi bile çok önemli bir olay olmuş havasında sunuyor.
Yani teknik anlamda eleştiriyorsun.
Tabii ki her haberi sanki uzaylılar inmiş az sonra stüdyoya gelecekmiş edasında anlatıyor, vurguluyor. Ha belki bir kaç yıl daha sunsa anahaberi ve birileri de cesaret edip, benim söylediğim eleştirileri yapsa o zaman tarzını düzeltebilir bilemiyorum.
Şöyle bir şey var kanaatimce ve senin söylediklerinle de birleştirirsek. Sende olan ve az önce yaptığın eleştirilere göre star ışığı anahaber karizması herkeste yok. Herkes prompterdan haber okur ancak, istenilen o vurucu etkiyi yaratmıyor. Kadın spikerler için de geçerli ben Ece Üner dışında şu dönemde ki spikerler arasında anahaber karizması taşıyan isim görmüyorum mesela...
Tabii yok. Bakın anahaber ne demek bütün günün bir özeti ve günün en önemli olayları. Bunları siz kimden dinlerseniz inanırsınız? Deneyimli birinden değil mi? Ben haber sunarken, bir şeyin doğrusunu Jülide Gülizar ablama ruhu ışıklarda olsun açar sorardım. Biri Ali Püsküllüoğlu’ sorardım, Doğan Aslan’ a keza. Emin Özdemir’ e de. Ben Türkçe üzerine 2 tane iddialı kitabı olan 20 küsür yıl spikerliği olan, bir sürü deneyimi olan 54 yaşında bir adamım. İnsan ne kadar yaşlanırsa yaşlansın, kendinden daha deneyimli birinin tecrübelerine ihtiyaç duyar. Haberde dinamik genç enerji iyi ama her alanda değil. Düşünün gencecik biri şimdi 23-24 yaşında Türk siyasi hayatını bilemilir mi? 12 Mart’ ı, 12 Eylül’ ü? İstediği kadar sesini kalınlaştırsın, ciddi dursun doğmamış o yıllarda ekik kalır. İnandırıcı olabilir mi?
Özel sektöre hazırlanarak yumuşak geçişle yapmadık. Legal bir sistemle kurulmadı. O dönemki Cumhurbaşkanı’ nın oğlu sahibiydi. Yurt dışından yayın yapabiliyorduk, dolayısıyla sağlıklı şartlarla başlamadı özel televizyonculuk, biz de onun kurbanı olduk.
Doğru söylüyorsun.
Öyle şeylere tanık oldum ki, isimleri bende kalsın.
Anlat biraz biz de öğrenelim.
İnan o isimleri anarak ismini geçirmek bile gereksiz olur, değmez ama şunu söyleyeyim. Yazı dili ve konuşma dili arasındaki farkı bilmeyen insandan televizyoncu olmaz.
Peki sen Ntv’ den kovuldum ben dedin. Niye kovuldun?
NTV’ den Oğuz Haksever yüzünden kovuldum....
Niye kovulur bir insan sence? Haberde dilin sürçmüş olabilir, ya da sarhoş olmuş saçmalamış olabilirim, veya haberin yarısında kalkıp ben artık gidiyorum demiş olabilirim değil mi? Böyle sebepler olabilir. Hayır benim öyle olmadı. Ben Trt kökenli tek spikeriydim oranın.
E tamam niye o zaman Cem Aydın mı istedi, etrafta güzel kızlar varken niye erkek spiker çıkarayım diye?
Hayır Oğuz Haksever’ e bağladım ben. Öyküyü anlatayım sen karar ver, aslında ismini geçirmek istemem ama sana bırakayım, ben anlatayım yayınlayıp yayınlamayacağına sen karar ver o zaman. Neyse Ekin Olcayto var o zaman. Ben Kanada’ dan dönmüşüm Mirgün Cabas çağırdı beni, o var, Cem Aydın var, Hikmet Bila var falan oturduk iş görüşüyoruz. Cem Aydın beni iltifatlara boğuyor, işte Türkiye’ nin en iyi spikeri falan. Dedim ki şimdi bırak Cem iyiyi ikimiz de biliyoruz neyin ne olduğunu, gerçekleri konuşalım ben yeni Kanada’ dan döndüm, paralarımı yedim, şimdi çalışmak ve para kazanmak ihtiyacım var, az paraya da olmaz adam gibi oturalım rakamlar üzerine konuşalım. Dediler ki biz 1300-1400 verebiliriz. Yahu dedim daha 1,5 yıl önce ayrıldığımda o parayı veriyordunuz. Tamam bir şeyler yaparız dedi 1300 verdi.
Hangi yıl?
2000 ya da 2001 şubat galiba. Dedim ki sabaha kadar 5 te benim vücudum düşüyor, gece yaşayan insanlardan değilim, bana gece nöbeti yazma gerekirse perfore bile okumaya razıyım, çünkü para kazanmam lazım. Ekin’ le gece nöbetlerini paylaşıyoruz. 2si bana 1 ni Ekin’ e veriyorlar. Bir de hafta sonu anahaberi ben sunuyorum. Gece haber okuyan bir kız vardı, ben gelince onu da çıkarttılar. Ekin haftada 1 e bile vızıldanmaya başladı. Hastalandım, şu, bu, onun da nöbetleri bana kalmaya başladı. Ben artık perişan oldum. O arada Oğuz Haksever’ e rastladım. Gece haberleri elinden öper Rüştü dedi. Nasıl yani? Dedim. Ekin hastaymış gelemiyor dedi. Nasıl dedim 18 saat mı okuyacağım? Ben bilmem yakınmalarını dinlemek zorunda değilm. Dedi Oğuz Bey. Ben dedim sen arkadaşım olduğunu düşündüğüm için seninle konuşuyorum , yok öyle değilse başka 18 saat canlı yayında kim kalıyor Allah aşkına dedim. Neyse zorla o gün birini buldular. Pazartesi günü Cem çağırdı, lütfen git Oğuz’ dan özür dile dedi. Cem dedim niye özür dileyim yalnış bir şey yapmadım ki, beni ırgat gibi çalıştırıyor, ben onunla dertleşiyorum, Kanal 6 dan arkadaşım olduğu için, gelip bunları sana niye anlatıyor, o zaman arkadaşım değil. Ama işte benim hatırım için falan dedi Cem onun üzerine. Peki senin için konuşacağım ve gittim. Cem’ in ricası üzerine geliyorum dedim, niye gidip müzevirledin madem arkadaşımdın, yok haber koordinatörüysen niye 18 saat beni çalıştırmaya bakıyorsun, hangisi diye sordum. Yanıtı şu oldu; Ben Ferit Şahenk’ in odasında toplantıda olsam bana iş verince, bir daha bunu yaparsam falanca olayım diyerek kalkıp gidebilir miyim diye sordu.
İkisi aynı şeymi? Nasıl değerlendirme bu..
Sen kafayı yemişsin Oğuz dedim. Arkadaş olarak da çok kırıldım ama böyle saçmalık olmaz dedim. 2 gün sonra yeni nöbet çizelgesi çıktı ben yokum. Sonra da Hikmet ağabey ( Hikmet Bila) çağırdı. İşte orta yolu bulmaya çalışıyor falan, baktım olmayacak tamam o zaman dedim. Tamamen Oğuz Haksever’ in kaprisi yüzünden çıkartıldım anlayacağınız....
Sen o zaman dik durduğun için oradaki yönetim bunu taşıyamadı. Demek medyada var olabilmek için sadece iyi olmak yetmiyor, biraz da alttan alabilme kapasitenin olması gerekiyor?
Yok biraz değil bayağı.
Başka bir konuya geçiyorum. Şunu da hep merak ederim. Ekran önünde çok ağır ciddi duruşlu insanların, kamera ışığı söndükten sonra bambaşka bir kimlikleri ortaya çıkar, sen daha iyi bilirsin....
Tabii bakın işte anchorlarımızdan birinin stajyer kızla seks kaseti ortaya çıktı. Orada kalabilir misiniz normal şartlarda.
Ama bak sen ben 18 saat sağlık sebepleriyle çalışamam bu kadar gece yayınını bünyem kaldırmaz diyorsun seni işten çıkartıyorlar, az önce dediğin şahsiyet de yıllardır ekranda izleniyor. Ben niye çıkartıyorları sorgulamıyorum, aradaki tezata dikkat çekmek istiyorum.
Bu olayda toplumu da suçluyorum ben.
Peki medyada daha çok kadın spikerler tercih ediliyordu bir dönem, şimdi öyle değil. Sen üstünde olmalarından rahatsız olur muydun?
Hayır tam tersi kadın çok güzel bir yaratık. Neden rahatsız olayım, bana sadece uygun saatlerde, verimli olduğum saatlerde haber sundursunlar. Mesela anahaberin çok karışanı olur, çok tempoludur. Ben o açıdan daha sakin haberleri tercih ederim. Öyle komplekslerim yoktur.
Kanal D’ den neden ayrıldın?
Kanal D’ den yönetmen yayın anında bağırdı diye ayrıldım....
Şöyle oldu; Anahaberi sunuyorum. 1000- 1500 dolara bir adam ismini vermeyim Sarayburnu açıklarında batan gemi haberinin görüntülerini anahaberlere pazarlamaya çalışıyor, bizim yönetmen de o arada raiting düşmesin diye onun derdine düşmüş, başka kanallar kaparsa derdinde, ilk haber mi girsin, yoksa başka haber mi girsin karar veremiyor. Dolayısıyla ben de hangi haberi sunacağımı bilemiyorum, rejiden komut bekliyorum. Son anda söylendi bana hangisinin gireceği, sürekli tedirginin son 5 saniye de söyleniyor.
Sen çok sakin görünürdün ama hep yayınlarda
Elimi falan sıkıyordum biraz da stres lazım zaten sunarken. Neyse böyle bir panik yaşıyoruz. Çocuklar hadi söyleyin artık sırada hangi haber var diye sorarken, yönetmen; Bir sus be beni dinle diye bağırdı. Bir dakika dedim, ne sen, ne başkası, hatta Aydın Doğan bile bana böyle bir durumda bağıramaz. Şu anda elime aldığım haberi okuyorum ve sonra da istifa ediyorum bültenin sonunda ayrılacağımı seyirciyle paylaşacağım dedim.
Bu konuşmalar haber arasında, yayında oluyor yani? Tüylerim diken diken oldu, hem canlı yayın heyecanı, bir de yönetmenle tartış istifa et, gerçekten çok zor durummuş.
Peki dedi. Haber bitti, kanal D anahaberde son kez birlikteydik dedim ve kapattım.
Sen bu işi hala seviyormusun, bu başka türlü bir iştir, aşktır çünkü, ben hala severim yapmıyorum ama yine de severim.
Hayır benim için bu iş bitti, kendimi karısı tarafından aldatılmış bir adam olarak görüyorum.
Ben ilk 87 de Trt de başladım çocuk programıyla. Sonra Magic Box, Kanal6, Ntv, Kanald diye gitti.
Senin şanssızlığı bence yeni kurulan kanallarda, yani ilk zamanlarında başlaman.
Tabii şimdi mesela beni hiç bir kanalda istemezler artık. Yaş, deneyim, hangi ekiple çalışacağım artık.
Doğru diyorsun, geçen yıl beni de TGRT anahaber için Mehmet Soysal aradı düşünürmüsün diye. İlk cevabım kadro kimlerden oluşuyor oldu. Haklısın artık bu saatten sonra, çoluk çocukla çalışmakta olmaz. Bir sürü saçma hata yapacaklar, insanın gücü ve hevesi kalmıyor, onlarla uğraşmaya...
Özetle Ebru’ cuğum şunu söyleyeyim haberde İstanbul Türkçe’ si konuşulmalıdır. Şiveler v.s programlarda konuşulabilir ancak siz her gece anahaberde doğru Türkçe’ yi vermezseniz dili yıpratırsınız. Dolayısıyla toplumun kültürünü de yozlaştırırsınız. Bir ülkede günde 5 saat televizyon izleniyorsa o zaman burada verdiğiniz her şey çok önemlidir.
Kitaplarında bu tecrübelerini anlattın mı?
Tabii her şeyi anlattım, özellikle doğru Türkçe adına tüm bilgileri verdim ve bol resimli, grafikler kullandım, herkesin anlayacğı şekilde yalın bir anlatım kullandım. Türkçe Konuşmanın Püf Noktaları ve Sacmahalama Türkçe’ de Neymiş. Her ikisini de merak edenler kitapçılarda bulabilirler.
Peki bundan sonra ne yapacaksın?
Şimdi benim doğrularıma göre yeni açılacak bir kanalda çalışabilir, ya da açlık sınırına gelirsem kötü bir kanalda asık suratla haber okuyabilirim hala bir umudum var. Günün birinde doğru düzgün bir kanal olacağına inanıyorum.
Bence sen küçük bir kanala da gitsen, bu ilkeli duruşunla oradan da atılırsın, doğru söyleyeni kimse sevmez çünkü, çok teşekkürler Rüştü Erata yaşam yolun açık olsun....