Doğan Grubu'ndan ''gönül alma'' harekatı ! Hangi isimler değişecek ?
Sözcü gazetesi yazarı Oray Eğin bugün, Doğan Medya Grubu'nda beklenen yönetim değişikliğini yazdı.
Sözcü gazetesinde yazan Oray Eğin, Doğan Medya Grubu'nun en tepe isimlerinin değişeceğini iddia etti. Bugünkü yazısında bu konudan bahseden Eğin "Davutoğlu’nun kapısında bekleyenler" başlığı attı ve isim de vererek Ankara'dan kulis bilgilerini yazdı.
İşte o yazının ilgili bölümü:
TÜSİAD toplantısını gördünüz mü? Başbakan Ahmet Davutoğlu tam bir saat 20 dakika konuştu ve işadamları hiç sıkılmıyormuş gibi yapıp dinledi. Sıkılıp homurdanmaya başlayanları korumalar uyarmış! İşadamları konuşmayı dinledikten sonra bir de Davutoğlu’yla fotoğraf çektirme yarışına girdi. Hakkını vereyim, bu panayırda bir Cem Boyner yoktu. Sözde iktidar karşıtları şimdi ‘ara yolu’ Davutoğlu’na yaklaşarak bulmaya çalışıyor.
AKP’nin kalıcı olduğunu gören medya da Erdoğan’dan umudunu kesince Davutoğlu’na yanaşma peşinde. Başbakanlık ofisinde ‘Bizi affet, bizi kabul et’ diye en hevesle bekleyense Doğan Grubu.
CNN Türk’ün Ankara temsilcisi Hande Fırat hükümetle ilişkileri yürütmekle görevlendirildi; Hande Fırat’ın kötü bir gazeteci olduğu anlamına gelmiyor, ama grubun ona yüklediği misyon bu. Eskiden CNN Türk’te diplomasi muhabiri olarak çalışan Osman Sert çoktandır Davutoğlu’nun danışmanı ve Doğan Grubu’nun şimdiki muhatabı.
Ekmel Bey’in Hürriyet’e hediyesi Verda Özer’i meğer ne çok merak eden varmış. Hürriyet’ten Erdoğan’ın uçağına kabul alan iki kişiden biri olan (diğeri Akif Beki) Özer’in yazılarını okuyorsanız ‘Ankara’daki bir yetkili’ ifadesini görmüşsünüzdür. Bu adı açıklanmayan yetkilinin Feridun Sinirlioğlu olduğunu herkes konuşuyor Ankara’da. Ama Sinirlioğlu bu yazarı ancak bir stenograf gibi kullanır, ‘yaz kızım’ der ama kendisini kullandırtmaz. Bu karşılıksız bir ilişki; bir alışveriş değil.
Anlaşılıyor ki Doğan Grubu hükümet üzerinden Erdoğan’a “Geçmişe sünger çekelim, bize bulaşma, biz de sana başkanlık sürecinde destek verelim” mesajını iletti. Geçmişte de bu tarz anlaşmalar yapılmıştı. Mesela Erdoğan hükümeti Doğan Grubu’ndan Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı olmaları ricasında bulunmuştu.
Kapatma davasına da Hürriyet karşı çıkmış ve Anayasa Mahkemesi üyelerinin oyunu etkilemişti. Bu isteklere rağmen Erdoğan’ın güven problemi sürüyor. Çünkü Doğan tam anlamıyla hiç biat etmedi. Erdoğan da anlaşmaya razı değil. Dahası, son yıllarda bütün zaferlerini medyaya (yani Doğan Grubu’na) rağmen kazandı.
Epeydir kızakta olan ve Erdoğan’la tek iletişim kuran Mehmet Ali Yalçındağ’ın grubun başına geleceği dedikodusu var. Aydın Doğan böylesi bir stratejik hamle yapabilir. Yalçındağ dedikoduları Amerikalılara özgü bir diplomatlıkla ne yalanladı ne doğruladı.
CNN Türk’ten sonra Hürriyet’in tepesinde de bir değişim beklentisi var. Erdoğan kendi özel işlerini satmak zorunda kalmasından Sedat Ergin’in ısrarlı yayınlarını sorumlu tuttuğu için onu hiç sevmedi. Zaten Anglosakson ekolünden gelen Sedat Ergin’in doğası yandaş gazete yapmaya müsait değil. Dengeyi bir yere kadar sürdürebilir. Ergin’in Hürriyet’in başına atanması Yılmaz Özdil’in ayrılmasından sonra yaşanan imaj kaybını durdurmaktı. Şartlar öyle gerektirdi. Artık Hürriyet’in böyle bir imaj kaygısı yoksa… Konuşulan isim Fatih Çekirge.
Biz okur veya izleyici olarak Doğan Grubu’nun yeniden barışma hamlelerini dışarıdan takip ediyoruz. Ama bir de Ankara’nın yeni establishment’ı var ve onlar olan biteni içeriden takip ediyorlar.
İktidarın yeni gazetecileri Doğan’ın bu çabalarından son derece rahatsız. Kendileri paranın ve şaşaanın tadını aldı, pastayı paylaşmak, eski düzenin bekçilerini kapıdan sokmak istemiyor. O yüzden de Davutoğlu’nu abluka altına alıp, Doğan’ın kapıdan girmesini engellemeye çalışıyorlar.
Tetikçi, zavallı, kifayetsiz isimler ama bu dönemde bir yere geldiler, kendilerini bir şey zannetmeye başladılar. İsterler mi şimdi uçaktan atılsınlar, köşeden olsunlar, yeni tattıkları para gitsin…