Alex'ten tarihi itiraf ! "Trabzonspor maçında..."
Fenerbahçe'nin efsane kaptanı Alex de Souza, katıldığı canlı yayında samimi açıklamalarda bulunurken şampiyonluğun kaçtığı Trabzonspor maçıyla ilgili de bir itirafta bulundu.
Fenerbahçe’nin efsane futbolcularından Alex de Souza, “Ciddiyetten Uzak” isimli Youtube kanalında Mehmet Demirkol ile Irmak Kazuk’un sorularını yanıtladı.
Alex’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Çocukken heykelimin dikileceğini hayal etmemiştim”
– Yaklaşık bir haftadır Türkiye’deyim. Hürriyet’i (Hürriyet Gücer) görmedim mesela hala bana faul yapmadı.– Çocukken heykelimin dikileceğini hayal etmemiştim. En büyük hayalim Coritiba forması giymek ve takımın 10 numarası olmaktı. Sonrasında da Arthur Zico gibi olmaktı ama bu seviyeye gelebileceğimi sanmazdım.– Hala şaşırıyorum buna heykel dahil ve bana efsane denilmesi gibi. Kendi işimi yaptım, insanlara saygılı oldum.
“Brezilyalı insanlar heykelimi öğrendi ve artık turistik bir yer oldu”
– Ben çok kendimden bahsetmeyi sevmediğim için heykelim var demiyorum. İnternet ile artık her şey kolay olduğu için Brezilyalı insanlar öğrendi ve turistik bir yer oldu. Gittiğimiz zaman Alex’in heykeline gidelim oluyor.– Kitabın hikayesi şöyle. Doğduğum şehrin takımında oynamaya başladım. Hasret çeken Türkler oldu. Benimle irtibat haline olmak istiyorlardı. Birisi bana sormaya başladı, Türkler nasıl bu kadar ilgi gösteriyor? Lincoln, Deivid ve eski Gaziantepsporlu Julio Cesar vardı. Sizin burası ile bağlantınız devam ediyor. Bir kitap yapalım, hem Türkçe hem de Portekizce olsun dediler. Burada yazmaya başladık.
“Yüzde 50 Türk’üm”
– Kariyerimin 9 yılı burada geçtiğine göre sözüm arkasındayım, yüzde 50 Türk’üm.
Alex’in Türk olup olmadığına dair sorulara verdiği cevaplar şöyle:
1) Çalışmayan teknolojik aletlerin üzerine vurarak çalıştırdın mı? Alex’in cevabı: Evet, çok kez.
2) Annen sana terlik fırlattı mı? Alex’in cevabı: Evet, sadece terlik mi?
3) Arkadaşının yeni ayakkabısının üstüne bastın mı? Alex’in cevabı: Evet.
4) Şaka yapmak için arkadaşının üzerine araba sürdün mü? Alex’in cevabı: Yapıyorum.
5) Kaza izledin mi? Alex’in cevabı: Buradayken oldu.
6) Yeni tanıştığın birisine memleket neresi diye sordun mu? Alex’in cevabı: Evet.
7) Televizyonun uzaktan kumandasını strech film ile sardın mı? Alex’in cevabı: Geçen hafta evimde aynısını yaptım.
(Alex challenge sonucundan yüzde 70 Türk çıktı)
“Galatasaray’a ilk golümü kupa maçında frikikten atmıştım”
– İlk derbiyi çıkarıyorum. 2004 senesinde Ali Sami Yen Stadı’nda bir maç oynamıştım. Açıkçası o maçta çok hakim değildim. İşin aktörlerinden biri olunca dışarıdaki kadar yoğun hissetmiyorsunuz. Kim oynayacak? iyi oynar mı? Maça giderken ne olur? Öne geçer miyiz? Bu tip sorular olur. Ben sadece maçı yaşıyordum. Tansiyon bizi maça hazırlıyordu ama taraftar daha yoğun hisseder.– Galatasaray’a ilk golümü kupa maçında frikikten atmıştım. 2005-06 sezonunda Galatasaray kalesinde Aykut (Aykut Erçetin) vardı.
“Josef de Souza’yı beğeniyorum”
– Fenerbahçe’nin güncel kadrosunu çok fazla yakından takip edemedim ama Brezilya’dan bildiğim Josef de Souza’yı söyleyebilirim. Onu beğendiğimi söyleyebilirim, Brezilya’da da iyi performanslar göstermişti.
“4-4-2 baklava stili en sevdiğim sistem”
– 4-4-2 baklava stili en sevdiğim sistem ama çok fazla oynayan yok. Hayatım boyunca bu sistemle oynadım. Üzerimdeki t-shirt bu sistemi gösteriyor. Burada sadece oynamadım bu sistemle ama hep böyle oynadım. İlk geldiğim sezon Daum’un Pierre van Hooijdonk, Nobre ve benim üzerimde bu sistemi uygulama fikri vardı. Sonra Tuncay geldi ve biz o sistemle oynadık.– Zico döneminde de farklı oynuyorduk. Deivid başladı, sonra pozisyonunu kaybetti. Ardından Kezman oynadı. Tek forvet ile oynamayı seviyordu Zico.
“Messi bir deha”
– Messi bir deha ama bunu devam ettirmesi için çok çalışması lazım. Sadece yetenekle olmaz. Çok çalıştığı için bu seviyede.– Benden çok daha yetenekli oyuncular gördüm. Benim başarımda en büyük önem çalışmak. Hayatımın futbol olmasını istiyordum. Bunun için çalışmam gerekti. Birçok eksiğim vardı, çalıştığım noktalarla kapattım.– Adam kovalayan bir eksik oyuncu ama ileri de iş bitirecek bir fazla oyuncuyum.
“Semih ile oynamak mükemmel”
– Pierre ile Semih (Semih Şentürk) arasında karşılaştırma yaparsak Pierre ile 6 ay ama Semih ile senelerce oynadım. Semih ile oynamak mükemmel bir durum. Zico’ya takılıyorduk. Hem oyun mantalitesi, hem anlaşmamız bakımından Semih oynarsa daha verimli olur diyorduk.
“Trabzonspor maçında şampiyonluk topu önüme düştü ama…”
– Trabzonspor maçında kaçırdığım topa inanamıyorum. Son anlarda önüme düşen topa 10 kez vursam 9’u gol olurdu.– Denizli maçında takım olarak kötüydük. Şunu ben yapsaydım diyebileceğim bir şey yok. Trabzonspor maçında şampiyonluk topu önüme düştü ama atamadım.– Süper Final’de oyuna tam girecekken 70. dakikalardı, Dia kırmızı kart gördü. Oyun çok durdu, 78-79. dakika gibi girdim.
“Hürriyet Gücer’e karşı oynamak…”
– Hürriyet Gücer’e aslında ayrı bir parantez açmak istiyorum. Ben Hürriyet’e karşı oynamayı seviyordum aslında. Gayet keyifli geliyordu. Çünkü artık bir süre sonra komik olmaya başladı. Espriler dönmeye başladı. Gerek saha içinde, gerek saha dışında… Biz saha içinde gerekli mücadeleyi yapıyorduk. Vuruyorduk, kırıyorduk, dikişler atılıyordu, hepsi oluyordu ama maç sonunda birbirimize sarılıyorduk. Bunu yapmayı başarabilecek bir noktaya gelmiştik Hürriyet’le. Bu yüzden bana keyif veriyotdu bu.
“Hagi mi, Alex mi?”
– Hagi, çünkü o benim küçükken referanslarımdan biriydi. Ufakken, oynarken Hagi’nin yaptıklarına bakıyordum. Galatasaray’a geldiği dönemde de onu takip ediyordum ben. Avrupa’daki dönemi de biliyorum. Bu yüzden çocukken takip ettiğim, bir şeyler aldığım birisiyle kendimi karşılaştırdığım zaman yine aynı cevabı veririm. Dönemler farklı, o tartışılır. Ancak yine de Hagi…
– Hayatımda öğrendiğim bir şey var; biri senden daha önce geldiyse ve başarılı olduysa, sen de ondan bir şeyler öğrendiysen, o kişiye saygı duymalısın. Ancak tabii bunları söylerken kendimi de küçültmüyorum. Sadece ona duyduğum saygıyı gösteriyorum. Ben de iyi şeyler yaptım, ben de kaliteli bir ayaktım ama bunların hiçbiri örnek aldığım bir insana olan saygımı azaltmaz.
“Elinde parası olan…”
– (Neymar’ın PSG’ye transferi için) Futbolda pazar bu şekilde. Elinde parası olan ne kadar diyip gidip alıyor. Bana sorarsanız çok saçma ama futbolda piyasa bu şekilde. Hatta şimdi Real Madrid’e gideceği söyleniyor daha yüksek bir paraya.
“Sokaklarda top oynayarak büyüdüm”
– Samsunspor’a attığım gol şanstı (Gülüyor). Ben sokaktan gelmeyim. Sokaklarda top oynayarak büyüdüm. Sokaklarda benden daha iyi oynayan biri varken ondan daha iyi olmaya çalışırdım. Bu şekilde mücadele etmeyi öğrenerek büyüdük. Bazen ben antrenmanlarda bu tarz hareketler yapardım. Arkadaşlarım bana maçta yapamazsın derlerdi ama ben hep denerdim. Çünkü o anda kendimi sokakta top oynayan çocukmuş gibi hissederdim.– Samsunspor maçında da onu hissettim. Top çok havada kaldı, kafa vuruldu ve arkadaşlarıma baktım, orada benden uzaklardı. Topu kontrol etmek istedim önce ama sonrasında kendime boşver Alex dedim ve sokakta olduğu gibi bir şekilde topa vurdum. Hala da topun gittiği yeri konuşuyoruz.
“Milli takımda Talisca’nın da, Giuliano’nun da şansı var”
– Milli takımda Talisca’nın da, Giuliano’nun da şansı var. Giuliano zaten milli takıma gitti ve bir takım testlerden geçti. Talisca da Dünya Kupası öncesi şans bulacak. Teknik direktör hangisini tercih ederse bir şekilde şans bulacaklar. Karşılaşma götürmez iki oyuncu bana göre.
“Alex koşmuyor diyerek işten sıyrılırsanız bu sizin sığ olduğunuzu gösterir”
– Yorumcuya göre değişir sevip sevmediğim. Eğer yorumcuysa ve yorum yapmalı. Ancak işi kişiselleştirirse sevmem. Yorumculuk da basite indirgenmemeli. Araştırarak insanlara bir şeyler anlatılmalı. Örneğin Alex koşmuyor diyerek işten sıyrılırsanız aslında bu sizin çok sığ olduğunuzu gösterir. Ancak Alex koşmuyor ama şu kadar gol atmış, şu kadar asist yapmış ve takımını şuraya taşımış derseniz, işte o zaman bir yere bağlamış olursunuz.