Ahmet Hakan'a terör soruşturması
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin serbest kaldığı terör soruşturmasına Ahmet Hakan'ın da dahil edildiği ortaya çıktı.
Terör propagandası iddiasıyla tutuklanması istenen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, mahkeme tarafından serbest bırakıldı.
Elçi, “Savcılık ve hakimlik linç kampanyasında saf tuttu. Sözlerimin arkasındayım. İnsan hayatına yönelik her eyleme karşıyım.” dedi. Aynı soruşturmaya gazeteci Ahmet Hakan'ın da dahil edildiği ortaya çıktı.
Nöbetçi Bakırköy Sulh Ceza Hakimliği, Elçi'yi yurtdışı çıkış yasağıyla serbest bıraktı. Serbest kaldıktan sonra adliye önünde açıklama yapan Tahir Elçi, “İfade özgürlüğü hakkımı kullandım. Ne yazık ki Türkiye'de ifade özgürlüğü halen çok büyük bir baskı altında.” dedi. Gazeteci Ahmet Hakan'ın da Terörle Mücadele Kanunu'nun 7. maddesi kapsamında, aynı soruşturmaya dahil edildiği ortaya çıktı.
CNN Türk'te yayınlanan Tarafsız Bölge programında “Bazı eylemleri terör niteliğinde olsa bile PKK silahlı siyasal bir harekettir. Siyasal talepleri olan, toplumda ciddi desteği olan bir siyasal harekettir. PKK terör örgütü değildir.” dediği gerekçesiyle Diyarbakır Baro Başkanı Elçi hakkında ‘terör örgütü propagandası' iddiasıyla re'sen soruşturma başlatılmıştı. Bakırköy 2'nci Sulh Ceza Hakimliği tarafından hakkında yakalama kararı çıkartılan Elçi, Diyarbakır Barosu'nun binasında polisleri beklediğini duyurdu. Terörle Mücadele polisleri, önceki gece saat 02.20'de Diyarbakır Barosu'nun binasına gelerek Elçi'yi gözaltına aldı. Bu sırada Tahir Elçi, “Bir baro binasından bir baro başkanı ifadelerinden dolayı tutuklanıyor şu anda.” diye konuştu. Polislerin gözaltı işlemine TOMA'ların da bulunduğu 10 araçlık konvoyla gelmesi dikkat çekti.
Dün sabah uçakla İstanbul'a getirilen Elçi, daha sonra Bakırköy Adalet Sarayı'nda soruşturmayı yürüten Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili İdris Kurt'un odasına çıkarıldı. Yaklaşık 3 saat ifade veren Elçi'yi eski Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, İstanbul Barosu Avukatı Ercan Kanar ve bölge baroları adına Batman Barosu Başkanı Ahmet Sevim savundu. Soruşturmanın Ankara'daki hükümet üyeleri tarafından verilen talimat üzerine başlatıldığını belirten Elçi, özetle şunları söyledi: “Mahkeme hareketli olduğum ve adresimde sabit bulunmadığım gerekçesiyle yakalama kararı çıkarmış. Bu bilgi gerçek dışıdır. Diyarbakır şehir merkezini ve adresimi terk etmeyerek gün boyunca ifadeye davet edilmeyi bekledim. Mesai bitiminde hakkımda yakalama kararı çıkartıldığını medyadan öğrendim. Hükümete yakın bazı yayın organları bir kampanya başlatmışlardır. Belirli merkezlerden yönlendirildiği açık olan yoğun bir linç kampanyası başlatılmıştır. Baro telefonlarımız aranarak sözlü olarak tehdit edildim. Savcılık makamı ve hakimlik bu linç kampanyasında saf tuttu. Ben ifade özgürlüğümü kullandım. Tespit yaptım, örgüt propagandası değildi. İnsan hayatına yönelen her türlü eyleme karşıyım. Bu sözlerimin arkasındayım. Bu örgütün cezaevindeki hükümlü lideriyle bir diyalog ve müzakere süreci başlatılmış. Devletin bir numaralı bürokratı dahil olmak üzere kendisiyle üç yıl boyunca müzakereler yürütülmüştür. Bu süreç sonucunda hükümetin de onayladığı 10 maddelik bir çerçeve metin oluşturulmuş ve Başbakan'ın resmi ofisi olan Dolmabahçe Sarayı'nda 3 bakanın katılımıyla kamuoyuna deklare edilmiştir.”
Soruşturmayı yürüten Savcı İdris Kurt, ifadeden sonra Elçi'yi tutuklanması talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk etti. Mahkeme ise Tahir Elçi'yi adli kontrol şartıyla serbest bıraktı. Kurt'un, gazeteci Ahmet Hakan ve sorumlu yayın müdürünü de, aynı kapsamda soruşturmaya dahil ettiği öğrenildi. Elçi, serbest kaldıktan sonra adliye çıkışında “Sağlıklı çözüm bulunacaksa, birtakım tabulardan kurtulmamız gerekiyor ve özgürce tartışmamız gerekiyor. Türk-Kürt halkının birlikte yaşama iradesine sahip olduğunu düşünüyorum. Yeniden silahların devreye girdiği süreci anlamsız buluyorum.” dedi. Sedat Peker'in de hakkında suç duyurusunda bulunduğunu kaydetti.