Yusuf Güney'dan Şahan Gökbakar'a: "Devletimize muhalif olma"
İntihar eden üniversite öğrencisi Sibel Ünli hakkında hükümeti eleştiren Şahan Gökbakar'a şarkıcı Yusuf Güney'den tepki geldi.
İntihar eden üniversite öğrencisi Sibel Ünli hakkında "Çok üzgünüm Sibel. Seni doyuramadı, okutamadı ve yaşatamadı bu devlet. Nur içinde yat" ifadelerini kullanan komedyen Şahan Gökbakar'a şarkıcı Yusuf Güney tepki gösterdi.
Güney, "Her durumda devletimize muhalif olup, hakaret edeceğinize siz ve sizin gibiler kazandığınız milyonlardan biraz da olsa Sibel ve Sibel gibi ihtiyaç sahibi kardeşlerimize yardımda bulunsaydınız, elinizi taşın altına koysaydınız, her şeyi devletten beklemeseydiniz ne güzel olurdu" dedi
Ailesi 3 Ocak'ta Sibel Ünli için polis kayıp ihbarında bulunmuştu. 4 Ocak'ta öğle saatlerinde Samatya Sahili’nde, kayalıkların üzerinde çanta gören çevredekiler durumu polis ekiplerine bildirmişti. Olay yerine gelen polis ekipleri çantanın iki gün önce hakkında kayıp başvurusunda bulunulan 20 yaşındaki İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü 3. sınıf öğrenicisi Sibel Ünli’ye ait olduğunu tespit etmişti.
Sibel Ünli'nin annesi ve ablasının vermiş olduğu ifadelerle, genç kızın çok zor günler geçirdiği ve yakın zamanda Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde 15 gün ve ardından 10 gün yatılı olarak tedavi gördüğü öğrenildi.
Sibel Ünli son paylaşımlarında iş bulamadığından bahsetmişti. Ünli, başka bir paylaşımında ise "Bir liraya karnımı doyurabilir miyim enter. Yemekhane kartımda para kalmamış sadece bir liram var. Bir lira kırk kuruşmuş" ifadesini kullanmıştı.
"Halbuki ne güzel havalimanı vardı, inci gibi köprüleri vardı ama Sibel yaşamaya değer bulmadı"
Ünli'nin yaşamına son vermesinin ardından Gökbakar, Instagram hesabından bir paylaşımda bulunmuştu.
Paylaşımda şu ifadeler yer aldı:
1 lirası vardı yemek kartında, bir de bu sebepten yaşamaya değer bulmadığı bir hayatı. Yemek yemesi gerekmesin diye hayatından vazgeçti. Uzaklarda değil! İstanbul'da. Halbuki ne güzel bir havalimanı vardı, inci gibi köprüleri vardı, gökdelenler yapılıyordu, belki kanal bile açılacaktı ama Sibel yaşamaya değer bulmadı. 1 lirası vardı çünkü yemek kartında. Pardon 1 lira 45 kuruş. Çok üzgünüm Sibel. Seni doyuramadı, okutamadı ve yaşatamadı bu devlet. Nur içinde yat. Öğrencilerin aç, genç insanlarının bolcası işsiz ve en önemlisi birçoğunun da umutsuz olduğu bir ülke olduk. Herşeyi bırakıp bunlarla uğraşmak lazım. Bu ülkenin önce çocuklarının karnını doyurması lazım. Çünkü hepsinin yaşamaya değer hayatları var."
"Elinizi taşın altına koysaydınız, her şeyi devletten beklemeseydiniz ne güzel olurdu"
Şahan Gökbakar'ın paylaşımına ise Yusuf Güney'den tepki gösterdi. Güney, Instagram hesabından şu ifadeleri kullandı:
"Öncelikle kardeşimize rahmet diliyorum, mekanı cennet olsun. Bu utanç hepimizin. Sibel kardeşimiz gibi nicelerinin acısını yaşadık ama halk olarak komşumuz aç iken biz tok yaşar olduk. Şahan Bey size gelince... Her durumda devletimize muhalif olup, hakaret edeceğinize siz ve sizin gibiler kazandığınız milyonlardan biraz da olsa Sibel ve Sibel gibi ihtiyaç sahibi kardeşlerimize yardımda bulunsaydınız, elinizi taşın altına koysaydınız, her şeyi devletten beklemeseydiniz ne güzel olurdu.
Daha düne kadar sinema yasasının çıkması için içerde kalan milyonlarca alacağınız için el pençe divan olmuştunuz Cumhurbaşkanımız karşısında ki paylaştım fotoğraflarınızı. Çıkar ve menfaat tablosu gururla sunar! Alacağınızı aldınız, milyonlarca lirayı cebinize koydunuz. Tek bir ricanızla soruyorum; ne ara kötü devlet! Verip veriştiriyorsunuz.
Siz ve sizin gibilerden ricam şudur; sokağa inin, halka karışın. Sosyal medyadan konuşmak, muhalif olmak sizin gibi değerli sanatçılarımıza yakışmıyor. Bunu yaparken de bazı arkadaşlar gibi yapılan hayrı 50 tane sayfadan paylaştırıp şov haline getirmeyin bu da diğer bir ricamdır.
Son olarak devletin eksikleri, yetişemediği durumlar, yetersiz kaldığı olaylar olabilir. Hatta alınan yanlış kararlar bile olabilir. Destek olup, çözüm üretin, üretelim. Her defasında köstek olup muhalif olmayalım. Bu hepimizin vatandaşlık görevidir, saygılar..."