Sürpriz açıklama: ''iPad’in atası 'dipdik' İstanbul'dakazılarda bulundu !''

Chicago Üniversitesi’nde konuşan Yenikapı Batıkları Projesi Başkanı Prof. Dr. Kocabaş, kazıda “iPad’in atası” dediği “dipdik” adlı balmumuyla not alınan ahşap not defterine ulaştıklarını anlattı

Kocabaş, Türkiye’nin Chicago Başkonsolosluğu ev sahipliğinde Chicago Üniversitesi Oriental Enstitüsünde düzenlenen “Yenikapı Bizans Batıkları” konferansında İstanbul’un tarihi mirasını yaklaşık 8 bin 500 yıl öncesine götüren ve dünyanın en önemli arkeolojik keşiflerinden sayılan Yenikapı kazılarıyla ilgili detaylı bilgiler paylaştı.

Yoğun ilgi gören konferansın ardından soruları yanıtlayan Kocabaş, yaklaşık 8 yıl süren Yenikapı kazılarında “dünyanın en büyük batık gemi koleksiyonuna” ulaştıklarını kaydetti.

İstanbul Arkeoloji Müzeleri ile ortak yürütülen projede Bizans dönemine ait 37 geminin gün ışığına çıkarıldığını hatırlatan Kocabaş, “Türk bilim insanları olarak bu gemiler üzerinde çalışma fırsatımız oldu. Bunlardan 6'sı Bizans donanmasında kullanılan ve bugüne kadar ilk kez ortaya çıkan 'galeya' adlı kadırgalardı. Daha önce hiçbir kadırga kalıntısının ortaya çıkmamış olması çalışmanın önemini bir kat daha artırdı.” şeklinde konuştu.

"iPad’in atası Yenikapı kazılarında bulundu"

Kazılarda galeyaların dışında açık denizlerde kullanılan yük gemilerinin de ortaya çıkarıldığını kaydeden Kocabaş, “Bunlardan 4'ü taşıdıkları yükle bulundu. Bu da dönemin ticaretinin daha iyi anlaşılabilmesi açısından büyük önem taşıyor. Kazı alanında çok iyi korunmuş on binlerce organik esere rastladık. Bunların içinde en nadir olanı, 'dipdik' diye de bilinen ahşap not defteri.” dedi.

Balmumu ile not alınabilen ahşap not defterinin kapak bölümünde çok hassas bir terazi yer aldığını dile getiren Kocabaş, “iPad’in atası” olarak nitelediği dipdiklerin kazılarda ortaya çıkarılan en önemli parçalar arasında yer aldığını söyledi.

Taşıdığı amforalarla battığı belirlenen ve rekonstrüksiyonu yapılarak yüzdürülen ticaret gemisinin arka tarafında hem ısınmak hem de yemek pişirmek için kullanılan bir ocak bulunduğunu anlatan Kocabaş, şöyle devam etti:

“Bunlara baktığımızda zamanın donmuş bir kesitini görebiliyoruz. Bu tür kalıntılarla kara kazılarında karşılaşma şansımız yok ama Yenikapı’da bir mucize eseri bunlar çok iyi korunmuş vaziyette günümüze ulaştı. Bizler de İÜ’nin uzmanları olarak bunları inceleme fırsatı bulduk. Bizans dönemi denizciliğine ait daha fazla bilgi aldık. Şu an bu tekne İstanbul Arkeoloji Müzelerinin bahçesinde sergileniyor. İsteyenler bir Bizans dönemi teknesine dokunarak, çok daha yakından bakarak inceleme şansına sahip oluyorlar.”

Konferansa Chicago Başkonsolosu Umut Acar‘ın yanı sıra çok sayıda Amerikalı akademisyen, öğrenci ve ABD’de yaşayan Türkler katıldı.

Acar, konferansın gördüğü ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Ülkenizin tarihi ve kültürel miraslarını tanıtmak üzere organize ettiğimiz konferanslar dizisinin ikincisini gerçekleştirdik. Bu konferanslardan ilki Göbeklitepe kazılarıyla ilgiliydi ve ekim ayında İÜ Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Prehistorya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özdoğan tarafından düzenlenmişti. Bugün de İÜ’den Prof. Dr. Ufuk Kocabaş Yenikapı kazılarıyla ilgili Amerikalılara ve ABD’de yaşayan Türklere bilgi verdi.” dedi.

Türkiye’nin Chicago Başkonsolosluğunun konferanslar dizisinin devam edeceğini vurgulayan Acar, “Nisan ayında Truva kazılarının başkanlığını yapan Prof. Dr. Rüstem Aslan konuğumuz olacak. Mayıs ayında da Ankara Üniversitesinden Prof. Dr. Kutalmış Görkay, Zeugma kazıları hakkında bilgi verecek.” ifadelerini kullandı.

Sonraki Haber