Edebiyatçılar 2022 yılını değerlendirdi
2022’nin yazın ve yayın hayatını geride bırakırken Panzehir Dergi edebiyat dünyasından isimlere sordu. 2022’de edebiyat gündemine damgasını vuran olaylar nelerdi? Nasıl bir edebiyat dünyası hayal ediyorlar, neleri değiştirmek isterlerdi?
Gaye Boralıoğlu: “Sansür. Çocuk Kitapları’nın bile poşete sokulması, Günışığı Kitaplığı’nın hedef gösterilmesi feci bir durum ve aslına bakacak olursanız yeterli tepkinin gösterilmediğini düşünüyorum. Yarın, öbür gün bütün kitapları poşete koymaya kalkarlarsa şaşırmayalım. İyi olan ise Suat Derviş’in İthaki Yayınları’nın takdire şayan girişimleri ile edebiyatseverlerin gündemine sokulması. Paneller, Sanat Kritik’in düzenlediği Suat Derviş Sergisi (ki bence bu sergi başlı başına bir olaydı) yazarın haklarının yurt dışında önemli yayıncılara satılması ve filmcilerin bazı eserlerin haklarını almış olması… Nihayetinde toplamda Suat Derviş’in bunca yıl sonra görünür olması Türkiye’de az rastladığımız türde bir irade ve sistemli çalışmanın sonucu.”
Aylin Sökmen: “Ekonomik kriz ve döviz kuru artışı yayınevlerini artık iyice zorlamaya başladı. Kâğıt fiyatları yüzünden zar zor basılan kitapları yayınlatmak için uğraşmak özellikle yeni yazarlar için daha da eziyet haline geldi. Bu gerçekten moral bozucu ve ne yazık ki yazmaya devam etme motivasyonunu düşürüyor. Yine maddi sebeplerden ötürü kapanan dergiler oldu. Yeni kurulan atölyeler, verilen eğitimler, kitap kulüplerinin yaygınlaşması ise olumlu gelişmeler. Edebiyatın konuşulduğu, paylaşıldığı ortamlar ne kadar çok olursa o kadar iyi. İBB’nin açmaya devam ettiği yeni nesil kütüphaneler ve düzenlenen etkinlikleri de çok değerli buluyorum.
Dilek Neşe Açıker: “Sansür, fiyat baskısı, yasaklar gibi yayıncılığın ve edebiyatın temel sorunları ve bu başlıklardaki tartışmalar herkes gibi benim de gündemimdeydi. Kendine sansürün daha fazla konuşulması gerektiğini düşünüyorum. Günlük konuşmalarımızda olduğu gibi edebiyatta da söyleme zorunluluğu ya da susma haliyle karşı karşıyayız.”
Aslı Tohumcu: “Bir kere emek veren herkesin önce bunun maddi karşılığını almasını isterdim. Bazı okurların da, yazarın defterinden kitapçının rafına kadar geçen sürede verilen emeği idrak etmelerini isterdim. Sektör ekonomik krizle uğraşmasın isterdim. Öneri soruşturmalarında daha az erkeğe, daha çok kadına yer verilsin isterdim. Sektörün her aşamasının mobbing ve tacizden arınmasını, bunun için ilgili meslek kuruluşlarının gerekli sert adımları atmasını isterdim. Bir de Radikal Kitap hiç kapanmamış olsun, ben yanlış duymuş, yaşamış olayım isterdim.
Jale Sancak: “Benim hayal ettiğim edebiyat ortamının oluşması için öncelikle dünya düzeninin ve toplumsal yapının her anlamda radikal biçimde değişmesi gerekiyor ki bu da başka bir hayal tabii. Öyle bir değişim olsa bizlere gerek yok, edebiyat dünyası da yayıncılık sektörü de okur da kendiliğinden değişecektir.”
Deniz Ayfer Tüzün: “2022’de aramızdan ayrılan şair ve yazarlar, onlarsız sevimsiz olan edebiyat dünyası açısından benim için yılın kayıplarıydı. Öte yandan yayın hayatından çekilen, çekilmek zorunda kalan dergiler de 2022’nin bana göre, unutulmaması gereken olayları. İşin magazinsel boyutu da var elbette. Şaibeli olduğu söylenen yarışmalar bunların başında geliyor. Ben bu konuda çok, yıkıcı düşünmemeye çalışıyorum. Ortada, yarışmaları değerli ve önemli gören yazar ya da yazar adayları varken yarışmalar hakkında söylenenlerin de daha sakin ve yumuşak olunması gerekiyor bence. Onların motivasyonu açısından. Çok net bir olay söylemem gerekirse de, maalesef özellikle yayın ayağını zora sokan ekonomik kriz derim. Ki bu problem, aslında yakınılacak birçok şeyin de ana sebebi kanımca.”
Gül İrepoğlu: “Daha samimi, daha doğrudan bir ortam olsun isterdim. Edebiyat dünyası insanları daha rahat bir araya gelsin, eski zamanlarda olduğu gibi toplanılan belli yerler olsun, yenilsin içilsin, birlikte vakit geçirilsin, ilham alınsın, tartışılsın, gülünsün… Ve daha çok yorum, daha çok araştırma yapılsın, yayınlansın ve bu yayınlar değerini bulsun isterdim.”