2 bin 500 yıllık 'Altın Elbiseli Adam' Türkiye'de
Kazakistan'da yol inşaatı çalışmaları sırasında bulunan, üzerindeki 3 binden fazla el işlemesi altın plaka nedeniyle bir hakana ya da oğlu tegine ait olduğu düşünülen Altın Elbiseli Adam zırhı, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenmeye başlandı. Eser, 12 Ekim'e kadar görülebilecek.
Kazakistan’da inşaat çalışmaları sırasında bulunan, üzerindeki 3 binden fazla el işlemesi altın plaka nedeniyle bir hakana ya da oğlu tegine ait olduğu düşünülen Altın Elbiseli Adam zırhı Türkiye’ye getirildi.
Kazakistan’ın Yedisu bölgesinde, 1969’daki bir inşaat çalışması öncesinde, arazide 6 metre boyunda, 60 metre çapında bir kurgan (Orta Asya ve Doğu Avrupa’da yığma tepe ve höyük şeklinde yapılmış mezarlar) görülmesi üzerine kazı yapılarak çıkarılan ve “Altın Elbiseli Adam” olarak anılan zırhta leopar, pars, kartal koç, geyik, dağ keçisi, at ve kuş motifleri işlenmiş 3 bini aşkın altın üçgen plaka bulunuyor. Sağdan sola doğru kapanan V yakalı kısa kaftan, dar süvari pantolonu, diz altında kalan kısa yumuşak çizmeden oluşan zırh, 65 santimlik kalpağıyla dikkati çekiyor. Ucunda dağ keçisi motifi bulunan kalpakta, dünya hakimiyetini simgeleyen 4 okla güneş tanrısını sembolize eden 2 kanatlı at motifi dikkati çekiyor.
150 FARKLI ALTIN PLAKA İLE İŞLENMİŞ
Altın iplikle dikilmiş kaftan ve kalpağın yanı sıra zırhta, silah olarak 150 farklı büyüklükte altın plaka işlenmiş kakmalı uzun demir kılıç, yarısı deri yarısı ahşap hançer, altın işlemeli kamçı bulunuyor. Altın Elbiseli Adam’ın mühür olarak da kullandığı bir yüzüğü bulunuyor.
Isık Kurganı olarak adlandırılan mezardan çıkarılan zırhın yanındaki malzemeler ise Türklerin 2 bin 500 yıl öncesinde büyük bir devlet ve medeniyet kurduğunu, kendi yazı dillerini kullandığını ortaya koyuyor.
Mezar odasından çıkarılan sapı kırılmış gümüş kepçenin üzerinde yer alan 2 satır yazı, en eski Türkçe metin olarak kabul ediliyor. Bilim insanlarının büyük çoğunluğu yazının “Hanın oğlu 23’ünde öldü Esik halkının başı sağ olsun” anlamı taşıdığı konusunda birleşiyor.
Eser, 12 Ekim’e kadar ziyaret edilebilecek.