KILÇDAROĞLU, MİLLET İTTİFAKI’NIN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLDU.
ZEYTİN AĞACI KOALİSYONU KURUYOR.
İTTİFAKIN KAPILARI, DESTEK VERECEK TÜM PARTİLERE AÇILIYOR.
Millet İttifakı, sıkıntılı da olsa, kırarak, dökerek de olsa zor bir süreci daha geçti. 2 Ekim 2022 de CHP’nin ev sahipliğinde başlayan 6’lı masa 6 ay sonra sancılıda olsa 13. Cumhurbaşkanı adayını oy birliği ile belirledi. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 4 gün gecikmeyle Millet İttifakı’nın adayı oldu.
Aday belirleme süreci sert geçti. Akşener, “masadan gitti, geldi”. 2 Mart da gitti 6 Mart da geldi.
“Oy Birliği” ve “Oy Çokluğu” tartışmaları yaşandı. “Noter” değilim diyerek masadan kalktı.
4 gün boyunca CHP ile İYİ Parti kurmayları arasında ara bulucu trafiği yaşandı. Sosyal Medya da kapanan kapıları açacak mesajlar paylaşıldı. İYİ Parti de Turan Çömez ve Bahadır Erdem CHP’de ise, Akif Hamzaçebi’nin çabaları sonuç verdi. Kapatılan kapılar aralandı.
Olmayacak işler oldu, gelmeyecek olanlar geri geldi.
Zaten CHP lideri Kılıçdaroğlu, Akşener krizi yaşanmaya başladığında “Kimseyi geride bırakmayacağız” diyerek gerginliği yumuşatan bir açıklama yaptı.
Bu arada, bütün kurmaylarını uyardı, süreç içinde İYİ Partiye yönelik “kırıcı” açıklama yapılmasını yasakladı . Yani, İYİ Parti ile yeniden bir araya gelme ihtimaline karşı, kapılarını kapatmadı.
Akşener’in, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarının Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevine getirilme önerisinin kabul görmesi gerginliği bitirdi.
Ve masa yeniden altılı masa oldu.
Peki, 4 günlük krizin kazananı, kaybedeni kim ?
Akşener’in ısrarla aday olmalarını istediği Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı adayı olmadılar ama seçilmesi halinde Kemal Bey tarafından uygun bir zamanda Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevine getirilecekler.
İmamoğlu ve Yavaş’ın kabinede yer alacak olması, masaya geri dönen Meral Akşener’in kazanımı.
Kemal Bey, Cumhurbaşkanı seçilse de Genel Başkanlığı Parlamenter rejime geçene kadar bırakmayacak. Parlamenter rejime geçildikten sonra Genel Başkanlıktan ve CHP’den istifa edecek.
İstifanın seçildikten sonra değil de Parlamenter rejime geçildikten sonra olması da Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanımı.
Çünkü, seçim sonrası CHP’den istifa, Kılıçdaroğlu’nun hükümetteki elini zayıflatacaktı. Ayrıca, partide Genel Başkanlık yarışının başlaması parti içi kavgayı körükleyebilecek bu da hükümet yönetimine yansıyacaktı.
Yaşanan kriz Kılıçdaroğlu’nu seçim sonrası bekleyen sorunu çözmesini sağladı.
Kemal Bey, Parlamenter rejime geçilse de Cumhurbaşkanlığı süresi bitene kadar görevine devam edecek. Yani 5 yıl hem Cumhurbaşkanı hem de TBMM devam edecek.
2 yıl sonra Parlamenter rejime geçilse de milletvekili seçiminin yenilenmemesi de masanın diğer ortaklarının kazanımı oldu.
Kaybetme konusuna gelirsek, İYİ Parti liderinin anlık kararı ile masayı terk etmesi, sonrasında basın toplantısıyla masadaki ortaklarını suçlayıcı açıklamalar yapması Akşener’e yönelik partisinde de seçmende de güven kaybına neden oldu.
Akşener’in “kazanacak aday” ısrarı seçmende Kılıçdaroğlu’na yönelik endişe yaratmasına neden oldu.
Ama, krizin sonucunda kazanan Millet Masasını destekleyen seçmen oldu.
Gelelim, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Beyin yeni planına.
CHP lideri, 3 gün önce açıkladığı Halil İbrahim Sofrası kurma planının devam edeceğinin sinyalini Cumhurbaşkanı adayı olunca da Yunus Emre’den yaptığı alıntıda verdi;
“Bölüşürsek çok oluruz, bölünürsek yok oluruz”
Belki önümüzdeki günlerde masanın yeni konukları olacak.
Nereden çıktı bu diye soracak olursanız.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Halil İbrahim Sofrası”ndan.
Önce, CHP liderinin sözlerini hatırlayalım;
“Bu yola çıkarken Halil İbrahim Sofrası kuracağız dedik. Bu sofraya ülkenin tüm renklerini davet etmemiz gerekir. Bu sofraya o oturmasın, bu oturmasın diyerek bu ülkeyi toparlayamayız. Birilerini hor görerek, göz ardı ederek Türkiye’yi değiştiremeyiz. Birilerinin kalkması yerine tüm renklerin oturmasını sağlamamızdır. Kimseyi geride bırakmayız. Sofra büyümek zorunda. Bunu da kimse durduramaz. “
İşte, Kemal Beyin, bu sözlerinin her kelimesinde ayrı bir mesaj var.
Halil İbrahim Sofrası, “Her gelenin kabul edildiği sofra” anlamına geliyor.
Kemal Beyin konuşmasındaki, “ülkeyi toparlamak için bu sofraya ülkenin tüm renklerini davet etmemiz gerekir” mesajı acaba sizce hangi partiye yada partilere ?
Kılıçdaroğlu’nun çağrısına ilk davet HDP’den geldi. HDP Eş Başkanı Mithat Sancar, “Kendisini Genel Merkezimize bizlerle görüşmeye bekliyoruz” diyerek çağrıya karşılık verdi.
Bakalım, Kılıçdaroğlu, düne kadar “Yasaklı Bölge” olan HDP ile Halil İbrahim Sofrasına oturacak mı, Millet İttifakına farklı bir renk katılacak mı ?
Kemal Kılıçdaroğlu, bu projesini uygulamaya aslında Sol Parti ve TİP Genel Başkanlarını ziyaret ederek başladı. Bu ziyaretler önümüzdeki günlerde masanın genişleyeceğinin ilk işaretleri. Bu görüşmeden sonra, Sol Parti MYK Üyesi Hayri Kozanoğlu, “Tüm ailem ve tanıdığım tüm insanlar Kılıçdaroğlu’nun adaylığı üzerinde birleşiyor’’ açıklamasıyla CHP liderinin Cumhurbaşkanlığı adaylığına destek verdi.
Kemal Beyin adaylığına Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül’de destek veren isimler arasında yer aldı. Sarıgül’ün bu desteği kendisine masada yer açar mı ? Bu sorunun cevabını önümüzdeki günler gösterecek.
Bir başka isim, Zafer Partisi ile yola çıkmaya hazırlanan Muharrem İnce’nin Memleket Partisi de Halil İbrahim Sofrasın da yer alırsa şaşırmayalım.
CHP liderinin, Halil İbrahim Sofrası bizlere 1996 İtalya seçimlerini “The Olive Tree” yani Zeytin Ağacı koalisyonunu hatırlattı.
Zeytin Ağacı Koalisyonu nedir sizlere bu koalisyonu nasıl olduğunu hatırlatayım;
Bu ittifak 6 Mart 1995 de kuruldu . İttifakın içinde yer alan partiler siyasi yelpazenin en ‘SOL’undan başlayıp ‘merkez’e kadar uzanıyor. İttifakın merkezinde Solun Demokratları Partisi ve ittifakın isim babası Romano Prodi var. İttifak, Ayçiçeği, Papatya diye üç ayrı grup ve 18 partiden oluştu. 1996 yılında girdiği seçimlerde yüzde 42.2 oy ile 630 sandalyenin 285’ini kazandı.
Türkiye’de 2023 Ocak ayı itibarıyla her renkten 119 siyasi parti var. Bu siyasi partilerin 27 tanesi seçimlere girme hakkını elde etti. 27 parti arasında Cumhur ve Millet ittifakı partileri dışında Hakan Uzan’ın Genç Partisi, Mustafa Sarıgül’ün Türkiye Değişim Partisi, Muharrem İnce’nin Memleket Partisi Vatan Partisi, Türkiye Komünist Parti, Türkiye Komünist Hareketi, Millet Partisi, DSP ve Yeniden Refah Partisi var.
Seçime girme hakkı elde edemeyen 82 parti bulunuyor. Bu partilerin bir çoğunun üyesi dahi yok, sadece isimleri var. Ama bunların aralarında eski Bakan ve milletvekillerin Genel Başkanı olduğu siyasi partiler bulunuyor. Ahmet Özal’ın TEK Partisi, Sadettin Tantan’ın Yurt Partisi, Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz’ın Yenilik Partisi, Rıfat Serdaroğlu’nun Doğru Partisi, HDP eski eş Genel Başkanı Ayhan Bilgen’in SES Partisi var.
Zeytin Ağacı Koalisyon yer almaya aday her renkten bir çok siyasi parti var.
Millet İttifakı’ndan, Zeytin Ağacı Koalisyonu doğar mı?
Önümüz de 14 Mayıs seçimlerine 68 gün var.
Bu kadar kısa sürede hangi yeni ortaklarla ne gibi işbirliği yapılır ?
Ne getirir, ne götürür ? Biz bunu bilemeyiz.
Ama bildiğim bir şey var; “Birlik, güçlendirir”.
Latin Şair Publilius Syrus’un, sözünü de hatırlayalım;
“Birlik ve beraberliğin olduğu yerde daima zafer vardır”.
">KILÇDAROĞLU, MİLLET İTTİFAKI’NIN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLDU.
ZEYTİN AĞACI KOALİSYONU KURUYOR.
İTTİFAKIN KAPILARI, DESTEK VERECEK TÜM PARTİLERE AÇILIYOR.
Millet İttifakı, sıkıntılı da olsa, kırarak, dökerek de olsa zor bir süreci daha geçti. 2 Ekim 2022 de CHP’nin ev sahipliğinde başlayan 6’lı masa 6 ay sonra sancılıda olsa 13. Cumhurbaşkanı adayını oy birliği ile belirledi. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 4 gün gecikmeyle Millet İttifakı’nın adayı oldu.
Aday belirleme süreci sert geçti. Akşener, “masadan gitti, geldi”. 2 Mart da gitti 6 Mart da geldi.
“Oy Birliği” ve “Oy Çokluğu” tartışmaları yaşandı. “Noter” değilim diyerek masadan kalktı.
4 gün boyunca CHP ile İYİ Parti kurmayları arasında ara bulucu trafiği yaşandı. Sosyal Medya da kapanan kapıları açacak mesajlar paylaşıldı. İYİ Parti de Turan Çömez ve Bahadır Erdem CHP’de ise, Akif Hamzaçebi’nin çabaları sonuç verdi. Kapatılan kapılar aralandı.
Olmayacak işler oldu, gelmeyecek olanlar geri geldi.
Zaten CHP lideri Kılıçdaroğlu, Akşener krizi yaşanmaya başladığında “Kimseyi geride bırakmayacağız” diyerek gerginliği yumuşatan bir açıklama yaptı.
Bu arada, bütün kurmaylarını uyardı, süreç içinde İYİ Partiye yönelik “kırıcı” açıklama yapılmasını yasakladı . Yani, İYİ Parti ile yeniden bir araya gelme ihtimaline karşı, kapılarını kapatmadı.
Akşener’in, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarının Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevine getirilme önerisinin kabul görmesi gerginliği bitirdi.
Ve masa yeniden altılı masa oldu.
Peki, 4 günlük krizin kazananı, kaybedeni kim ?
Akşener’in ısrarla aday olmalarını istediği Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı adayı olmadılar ama seçilmesi halinde Kemal Bey tarafından uygun bir zamanda Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevine getirilecekler.
İmamoğlu ve Yavaş’ın kabinede yer alacak olması, masaya geri dönen Meral Akşener’in kazanımı.
Kemal Bey, Cumhurbaşkanı seçilse de Genel Başkanlığı Parlamenter rejime geçene kadar bırakmayacak. Parlamenter rejime geçildikten sonra Genel Başkanlıktan ve CHP’den istifa edecek.
İstifanın seçildikten sonra değil de Parlamenter rejime geçildikten sonra olması da Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanımı.
Çünkü, seçim sonrası CHP’den istifa, Kılıçdaroğlu’nun hükümetteki elini zayıflatacaktı. Ayrıca, partide Genel Başkanlık yarışının başlaması parti içi kavgayı körükleyebilecek bu da hükümet yönetimine yansıyacaktı.
Yaşanan kriz Kılıçdaroğlu’nu seçim sonrası bekleyen sorunu çözmesini sağladı.
Kemal Bey, Parlamenter rejime geçilse de Cumhurbaşkanlığı süresi bitene kadar görevine devam edecek. Yani 5 yıl hem Cumhurbaşkanı hem de TBMM devam edecek.
2 yıl sonra Parlamenter rejime geçilse de milletvekili seçiminin yenilenmemesi de masanın diğer ortaklarının kazanımı oldu.
Kaybetme konusuna gelirsek, İYİ Parti liderinin anlık kararı ile masayı terk etmesi, sonrasında basın toplantısıyla masadaki ortaklarını suçlayıcı açıklamalar yapması Akşener’e yönelik partisinde de seçmende de güven kaybına neden oldu.
Akşener’in “kazanacak aday” ısrarı seçmende Kılıçdaroğlu’na yönelik endişe yaratmasına neden oldu.
Ama, krizin sonucunda kazanan Millet Masasını destekleyen seçmen oldu.
Gelelim, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Beyin yeni planına.
CHP lideri, 3 gün önce açıkladığı Halil İbrahim Sofrası kurma planının devam edeceğinin sinyalini Cumhurbaşkanı adayı olunca da Yunus Emre’den yaptığı alıntıda verdi;
“Bölüşürsek çok oluruz, bölünürsek yok oluruz”
Belki önümüzdeki günlerde masanın yeni konukları olacak.
Nereden çıktı bu diye soracak olursanız.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Halil İbrahim Sofrası”ndan.
Önce, CHP liderinin sözlerini hatırlayalım;
“Bu yola çıkarken Halil İbrahim Sofrası kuracağız dedik. Bu sofraya ülkenin tüm renklerini davet etmemiz gerekir. Bu sofraya o oturmasın, bu oturmasın diyerek bu ülkeyi toparlayamayız. Birilerini hor görerek, göz ardı ederek Türkiye’yi değiştiremeyiz. Birilerinin kalkması yerine tüm renklerin oturmasını sağlamamızdır. Kimseyi geride bırakmayız. Sofra büyümek zorunda. Bunu da kimse durduramaz. “
İşte, Kemal Beyin, bu sözlerinin her kelimesinde ayrı bir mesaj var.
Halil İbrahim Sofrası, “Her gelenin kabul edildiği sofra” anlamına geliyor.
Kemal Beyin konuşmasındaki, “ülkeyi toparlamak için bu sofraya ülkenin tüm renklerini davet etmemiz gerekir” mesajı acaba sizce hangi partiye yada partilere ?
Kılıçdaroğlu’nun çağrısına ilk davet HDP’den geldi. HDP Eş Başkanı Mithat Sancar, “Kendisini Genel Merkezimize bizlerle görüşmeye bekliyoruz” diyerek çağrıya karşılık verdi.
Bakalım, Kılıçdaroğlu, düne kadar “Yasaklı Bölge” olan HDP ile Halil İbrahim Sofrasına oturacak mı, Millet İttifakına farklı bir renk katılacak mı ?
Kemal Kılıçdaroğlu, bu projesini uygulamaya aslında Sol Parti ve TİP Genel Başkanlarını ziyaret ederek başladı. Bu ziyaretler önümüzdeki günlerde masanın genişleyeceğinin ilk işaretleri. Bu görüşmeden sonra, Sol Parti MYK Üyesi Hayri Kozanoğlu, “Tüm ailem ve tanıdığım tüm insanlar Kılıçdaroğlu’nun adaylığı üzerinde birleşiyor’’ açıklamasıyla CHP liderinin Cumhurbaşkanlığı adaylığına destek verdi.
Kemal Beyin adaylığına Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül’de destek veren isimler arasında yer aldı. Sarıgül’ün bu desteği kendisine masada yer açar mı ? Bu sorunun cevabını önümüzdeki günler gösterecek.
Bir başka isim, Zafer Partisi ile yola çıkmaya hazırlanan Muharrem İnce’nin Memleket Partisi de Halil İbrahim Sofrasın da yer alırsa şaşırmayalım.
CHP liderinin, Halil İbrahim Sofrası bizlere 1996 İtalya seçimlerini “The Olive Tree” yani Zeytin Ağacı koalisyonunu hatırlattı.
Zeytin Ağacı Koalisyonu nedir sizlere bu koalisyonu nasıl olduğunu hatırlatayım;
Bu ittifak 6 Mart 1995 de kuruldu . İttifakın içinde yer alan partiler siyasi yelpazenin en ‘SOL’undan başlayıp ‘merkez’e kadar uzanıyor. İttifakın merkezinde Solun Demokratları Partisi ve ittifakın isim babası Romano Prodi var. İttifak, Ayçiçeği, Papatya diye üç ayrı grup ve 18 partiden oluştu. 1996 yılında girdiği seçimlerde yüzde 42.2 oy ile 630 sandalyenin 285’ini kazandı.
Türkiye’de 2023 Ocak ayı itibarıyla her renkten 119 siyasi parti var. Bu siyasi partilerin 27 tanesi seçimlere girme hakkını elde etti. 27 parti arasında Cumhur ve Millet ittifakı partileri dışında Hakan Uzan’ın Genç Partisi, Mustafa Sarıgül’ün Türkiye Değişim Partisi, Muharrem İnce’nin Memleket Partisi Vatan Partisi, Türkiye Komünist Parti, Türkiye Komünist Hareketi, Millet Partisi, DSP ve Yeniden Refah Partisi var.
Seçime girme hakkı elde edemeyen 82 parti bulunuyor. Bu partilerin bir çoğunun üyesi dahi yok, sadece isimleri var. Ama bunların aralarında eski Bakan ve milletvekillerin Genel Başkanı olduğu siyasi partiler bulunuyor. Ahmet Özal’ın TEK Partisi, Sadettin Tantan’ın Yurt Partisi, Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz’ın Yenilik Partisi, Rıfat Serdaroğlu’nun Doğru Partisi, HDP eski eş Genel Başkanı Ayhan Bilgen’in SES Partisi var.
Zeytin Ağacı Koalisyon yer almaya aday her renkten bir çok siyasi parti var.
Millet İttifakı’ndan, Zeytin Ağacı Koalisyonu doğar mı?
Önümüz de 14 Mayıs seçimlerine 68 gün var.
Bu kadar kısa sürede hangi yeni ortaklarla ne gibi işbirliği yapılır ?
Ne getirir, ne götürür ? Biz bunu bilemeyiz.
Ama bildiğim bir şey var; “Birlik, güçlendirir”.
Latin Şair Publilius Syrus’un, sözünü de hatırlayalım;
“Birlik ve beraberliğin olduğu yerde daima zafer vardır”.