Arabeski sevmiyorum, eskiden söylenen hakiki arabesk müzikleri yani Müslüm Baba ve diğerlerini hiç . İlk Orhan Gencebay şarkılarını 6-7 yıl önce dinledim. Ama çocukluğumdan beri klasik müzik, jazz, rock ve pop müzik , şimdilerde r&b ve Türk sanat müziğini de çok seviyor ve dinliyorum. Bunun nedeni tabii ki, genel kültürümüz, yaşam standartımız ve köklerimizle ilgili. Asla bir övünç kaynağı olarak söylemiyorum. Ben 3 yaşındayken, babaannem bana hediye olarak, konaktan çıkma, çok güzel bir duvar piyanosu alıp getiriyor. Evimizde, hiç türkü çalınmıyor, dinlenmiyor, arabesk müzik türünü ise genç kız olana kadar hiç duymuyorum bile. Böyle anlayışa sahip bir aile ve evde yetiştim.
Tam tersi bir ailenin çocuğu da olabilirdim. Urfa’ nın bir köyünde de doğmuş olabilirdim. Ya da Fazıl Say’ ın ailesi gibi bir aileye sahip olup, her hangi bir enstrümanda virtiöz de olabilirdim. Tamamen doğumunuzla ilgili bir konu bence. Ailenizi, seçemiyorsunuz ki. Çok zengin kültürlü bir ailenin çocuğu olarak da doğabilirsiniz, çok yoksul ve eğitimsiz bir ailenin çocuğu olarak da doğup yetişebilirsiniz. Tamamen tesadüf ve şans….
Bu bakış açısıyla baktığım için ben Fazıl Say’ ın deyimiyle yavşakça düşünüyor olabilirim.
Ancak bir taraftan da kızıyorum, durup dururken böyle bir hakarete ne gerek var?
Bu çok yanlış bir laf olmuş.
Diğer yönden haklı bile olsa, böyle yanlış konuştuğu için saçma bir polemik konusu yaratmış. Belki de şimdi Fazıl Say’ ı dinlemeyen insanlar bile konserlerine gidecek, albümlerini alacak. Yani belki de biraz daha reddettiği popüler kültürün içine girmiş olacak.
Tüm bunlar konunun bana göre yanlış kısımları.
Altını çizdiği ve tartışmaya açtığı bir konu var ki; o da hakikaten bizim ülkedeki popüler kültürün kalitesizliği….
Klasik müzik eğitimi almış, genel kültür seviyesi yüksek bir ailede yetiştiği, tüm yaşamını müziğe adadığı için, kendince basit gördüğü müzikleri ve tarzları beğenmeme hakkına da sahip bence, herkes kadar tabii….
Dünyada bu tarz müzikler ancak 3. Dünya ülkeleri denen Ortadoğu ülkelerinde çalınan müzikler.
Bence de Ricky Martin Marc Anthony, İl Divo dinleyen biri aynı anda isim vermeyim ama bizdeki her hangi bir arabesk sanatçısını dinleyip, ne olacak canım onu da dinleriz, bunu da diyemez….Birini dinleyen, diğerini beğenemez, dinleyemez….
Yok hayır hepsi dinlenir diyorsanız, zevklerinizi ve samimiyetinizi bir daha gözden geçirin derim.
Yurt dışında mesela Viyana’ da yılbaşı konserini dinlemeye gittiğinizde insanların tuvaletlerle uzun eldivenlerle izlediği resitalleri görünce, arabeskin de bir müzik ve kültür olduğundan bahsedileceğini sanmıyorum.
Maalesef ülkemizde bu gün en popüler olan sanatçıların tamamı arabesk kültürden geliyor.
Bizim de Fazıl Say gibi içinde bulunduğumuz daha dünya müzikleri ve klasik müzikler dinleyen ve o kültürle yetişen insanlar çok fazla değil.
Dolayısıyla Say temelde doğru bir şeyi yanlış ifade ediyor.
Bir konuda çok birikimli, donanımlı olabilirsiniz ama kendinizi yanlış ifade ettiğiniz de, haklıyken, haksız duruma düşersiniz….
">
Arabeski sevmiyorum, eskiden söylenen hakiki arabesk müzikleri yani Müslüm Baba ve diğerlerini hiç . İlk Orhan Gencebay şarkılarını 6-7 yıl önce dinledim. Ama çocukluğumdan beri klasik müzik, jazz, rock ve pop müzik , şimdilerde r&b ve Türk sanat müziğini de çok seviyor ve dinliyorum. Bunun nedeni tabii ki, genel kültürümüz, yaşam standartımız ve köklerimizle ilgili. Asla bir övünç kaynağı olarak söylemiyorum. Ben 3 yaşındayken, babaannem bana hediye olarak, konaktan çıkma, çok güzel bir duvar piyanosu alıp getiriyor. Evimizde, hiç türkü çalınmıyor, dinlenmiyor, arabesk müzik türünü ise genç kız olana kadar hiç duymuyorum bile. Böyle anlayışa sahip bir aile ve evde yetiştim.
Tam tersi bir ailenin çocuğu da olabilirdim. Urfa’ nın bir köyünde de doğmuş olabilirdim. Ya da Fazıl Say’ ın ailesi gibi bir aileye sahip olup, her hangi bir enstrümanda virtiöz de olabilirdim. Tamamen doğumunuzla ilgili bir konu bence. Ailenizi, seçemiyorsunuz ki. Çok zengin kültürlü bir ailenin çocuğu olarak da doğabilirsiniz, çok yoksul ve eğitimsiz bir ailenin çocuğu olarak da doğup yetişebilirsiniz. Tamamen tesadüf ve şans….
Bu bakış açısıyla baktığım için ben Fazıl Say’ ın deyimiyle yavşakça düşünüyor olabilirim.
Ancak bir taraftan da kızıyorum, durup dururken böyle bir hakarete ne gerek var?
Bu çok yanlış bir laf olmuş.
Diğer yönden haklı bile olsa, böyle yanlış konuştuğu için saçma bir polemik konusu yaratmış. Belki de şimdi Fazıl Say’ ı dinlemeyen insanlar bile konserlerine gidecek, albümlerini alacak. Yani belki de biraz daha reddettiği popüler kültürün içine girmiş olacak.
Tüm bunlar konunun bana göre yanlış kısımları.
Altını çizdiği ve tartışmaya açtığı bir konu var ki; o da hakikaten bizim ülkedeki popüler kültürün kalitesizliği….
Klasik müzik eğitimi almış, genel kültür seviyesi yüksek bir ailede yetiştiği, tüm yaşamını müziğe adadığı için, kendince basit gördüğü müzikleri ve tarzları beğenmeme hakkına da sahip bence, herkes kadar tabii….
Dünyada bu tarz müzikler ancak 3. Dünya ülkeleri denen Ortadoğu ülkelerinde çalınan müzikler.
Bence de Ricky Martin Marc Anthony, İl Divo dinleyen biri aynı anda isim vermeyim ama bizdeki her hangi bir arabesk sanatçısını dinleyip, ne olacak canım onu da dinleriz, bunu da diyemez….Birini dinleyen, diğerini beğenemez, dinleyemez….
Yok hayır hepsi dinlenir diyorsanız, zevklerinizi ve samimiyetinizi bir daha gözden geçirin derim.
Yurt dışında mesela Viyana’ da yılbaşı konserini dinlemeye gittiğinizde insanların tuvaletlerle uzun eldivenlerle izlediği resitalleri görünce, arabeskin de bir müzik ve kültür olduğundan bahsedileceğini sanmıyorum.
Maalesef ülkemizde bu gün en popüler olan sanatçıların tamamı arabesk kültürden geliyor.
Bizim de Fazıl Say gibi içinde bulunduğumuz daha dünya müzikleri ve klasik müzikler dinleyen ve o kültürle yetişen insanlar çok fazla değil.
Dolayısıyla Say temelde doğru bir şeyi yanlış ifade ediyor.
Bir konuda çok birikimli, donanımlı olabilirsiniz ama kendinizi yanlış ifade ettiğiniz de, haklıyken, haksız duruma düşersiniz….