Bir yeni bir yıla daha girmek üzereyiz.
2010 acılarıyla, sevinçleriyle, hüzünleriyle, kavgalarıyla, türlü zorluk ve güzellikleriyle geride kalmak üzere...
Geriye baktığımızda çok şey görüyoruz. Kimisi sevdiği insanları kaybetmenin acısını yaşadı. Hatıralar hep geriden takip eder insanı.
Kimisi bitmez dediği aşkları sonlandırdı 2010 yılında. Kimisi yeni umutlara kapıldı. Kimisi işsiz kaldı, kimisi iflas etti, kimisi yeni iş buldu, kimisi yeni iş kurdu. Kimisi yeni aşklara yelken açtı.
Yeni yıla girerken, insanlar hep iyi olanı bekliyor yeni yıldan: Daha çok para, daha iyi mevkiler, yeni umutlar, türlü, farklı beklentiler... İyi hayaller hep kendi ekseninde dönüyor insanoğlunun.
Bir önceki yeni yıl yazımda şöyle bir paragraf yazmışım.
"Hayat bir koşturmaca içerisinde sürüp gidiyor. Acısıyla tatlısıyla her insan yazılan kaderini yaşıyor. Sadece yaşamakla kalmıyor; dünyanın kaderini kendi elleri ile "yazıyor". İnsanları, çevreyi, başka hayatları değiştirmenin peşinde insanoğlu... Savaşları çıkaran da, barışları imzalayan insanın kendisi değil mi? Silahı icat eden insanoğlu, silahlarla öldürülüyor. Hep galibiyetin peşinde, mağlubiyet kesinlikle yasak! Güçlünün güçsüzü ezdiği ve her daim yendiği bir oyun alanıdır yaşam. Ve bencillik gizli bir silahtır."
Kısacası, insan sorgulamalı hayatı, sorgulamalı yaşantısını. Yaptığı iyilikler huzurla kaplamalı, sevinç doldurmalı içine elbette ama kötülük yaptığında rahatsız etmeli yatağı. Yastık çivi gibi batmalı! Yeni yıl her insanı "iyi bir insan" yapmalı önce!
Düşünsenize geçen yıl ne umutlarla girdiniz yeni yıla. Ama kimse "bundan sonra iyi bir insan olacağım" diyebildi mi? Hep kişisel çıkarların ve kendi hayatını daha yaşanılır kılan dileklerin gerçekleşmesini istedi tanrıdan. Oysa sokakta binlerce aç, sefil ve yoksul vr.
Türlü imkânsızlıkla boğuşup, okula gidemeyen çocuklar var. Kimsesizler var... Sokakta, soğukta yaşamak zorunda olan garibanlar var. Aç sokak kedileri, zavallı köpekler var. Hiç bir şey veremesek bile salt dua etmek bir anlam taşımaz mı?
Hep koşturmaca ile geçen bir hayatın içindeyiz. Küçük olan, zayıf olanın yenildiği bir dünya burası!. Yine de hayattan hep iyi şeyler bekleyin. Ve iyi bir insan olmayı deneyin. Kendi duygularınıza hayatınızda yer verin.
Hayatı ve İnsanı doğru kavramlar üzerine oturtalım ve yaşanabilir olsun hayat. Yeni yılda yeni umutlar, beklentiler içinde insanlığın evrensel değerlerini yeniden yaratalım.
Lafı uzatmak istemiyorum.
Kavgasız, gürültüsüz, savaşsız, şiddetten uzak, işsizliğin bittiği, açlığın, sefaletin son bulduğu bir dünya istiyorum. Ve o dünyada evrensel barışı yaşayan bir Türkiye. İnsanların birbirine çelme takmaya çalışmayıp yardım elini uzattığı arkadaşlık denen kavramın özümsenerek kıskançlığın biteceği bir hayat.
Yeni yıldan beklentim budur.
">
Bir yeni bir yıla daha girmek üzereyiz.
2010 acılarıyla, sevinçleriyle, hüzünleriyle, kavgalarıyla, türlü zorluk ve güzellikleriyle geride kalmak üzere...
Geriye baktığımızda çok şey görüyoruz. Kimisi sevdiği insanları kaybetmenin acısını yaşadı. Hatıralar hep geriden takip eder insanı.
Kimisi bitmez dediği aşkları sonlandırdı 2010 yılında. Kimisi yeni umutlara kapıldı. Kimisi işsiz kaldı, kimisi iflas etti, kimisi yeni iş buldu, kimisi yeni iş kurdu. Kimisi yeni aşklara yelken açtı.
Yeni yıla girerken, insanlar hep iyi olanı bekliyor yeni yıldan: Daha çok para, daha iyi mevkiler, yeni umutlar, türlü, farklı beklentiler... İyi hayaller hep kendi ekseninde dönüyor insanoğlunun.
Bir önceki yeni yıl yazımda şöyle bir paragraf yazmışım.
"Hayat bir koşturmaca içerisinde sürüp gidiyor. Acısıyla tatlısıyla her insan yazılan kaderini yaşıyor. Sadece yaşamakla kalmıyor; dünyanın kaderini kendi elleri ile "yazıyor". İnsanları, çevreyi, başka hayatları değiştirmenin peşinde insanoğlu... Savaşları çıkaran da, barışları imzalayan insanın kendisi değil mi? Silahı icat eden insanoğlu, silahlarla öldürülüyor. Hep galibiyetin peşinde, mağlubiyet kesinlikle yasak! Güçlünün güçsüzü ezdiği ve her daim yendiği bir oyun alanıdır yaşam. Ve bencillik gizli bir silahtır."
Kısacası, insan sorgulamalı hayatı, sorgulamalı yaşantısını. Yaptığı iyilikler huzurla kaplamalı, sevinç doldurmalı içine elbette ama kötülük yaptığında rahatsız etmeli yatağı. Yastık çivi gibi batmalı! Yeni yıl her insanı "iyi bir insan" yapmalı önce!
Düşünsenize geçen yıl ne umutlarla girdiniz yeni yıla. Ama kimse "bundan sonra iyi bir insan olacağım" diyebildi mi? Hep kişisel çıkarların ve kendi hayatını daha yaşanılır kılan dileklerin gerçekleşmesini istedi tanrıdan. Oysa sokakta binlerce aç, sefil ve yoksul vr.
Türlü imkânsızlıkla boğuşup, okula gidemeyen çocuklar var. Kimsesizler var... Sokakta, soğukta yaşamak zorunda olan garibanlar var. Aç sokak kedileri, zavallı köpekler var. Hiç bir şey veremesek bile salt dua etmek bir anlam taşımaz mı?
Hep koşturmaca ile geçen bir hayatın içindeyiz. Küçük olan, zayıf olanın yenildiği bir dünya burası!. Yine de hayattan hep iyi şeyler bekleyin. Ve iyi bir insan olmayı deneyin. Kendi duygularınıza hayatınızda yer verin.
Hayatı ve İnsanı doğru kavramlar üzerine oturtalım ve yaşanabilir olsun hayat. Yeni yılda yeni umutlar, beklentiler içinde insanlığın evrensel değerlerini yeniden yaratalım.
Lafı uzatmak istemiyorum.
Kavgasız, gürültüsüz, savaşsız, şiddetten uzak, işsizliğin bittiği, açlığın, sefaletin son bulduğu bir dünya istiyorum. Ve o dünyada evrensel barışı yaşayan bir Türkiye. İnsanların birbirine çelme takmaya çalışmayıp yardım elini uzattığı arkadaşlık denen kavramın özümsenerek kıskançlığın biteceği bir hayat.
Yeni yıldan beklentim budur.