Seçimler yaklaşıyor. Türkiye havaya girmiş, herkesin sonuçlarla ilgili tahmini var. Tahminlerin çoğunun ardında sonucu etkileyip iktidar denklemini kendi leyhin bozmaya çalışanların sayısı yüksek.
Politikaya soyunmadığım için sempatik olmak zorunda değilim. Medya patronum olmadığı için taraflı olmak zorunda değilim. Sadece kayıda geçmesi dileğiyle seçim konusunda bir analiz yapmak istiyorum.
Önce Kendi Pozisyonum :
Daha önce bu köşede defalarca yazdım. Dünyadaki değişim rüzgarını Türkiye'de yakalayan tek parti AKP'dir. Doğrusuyla, yanlışıyla demokratikleşme adına attığı adımları destekledim. Çağdaş yaşamın sağlandığı, faşizimden arınmış, bürokrasinin derin koridorlarından yönetilmeyen bir Türkiye için AKP'in panzehir olduğunu düşünen birisiyim.
Malum Sonuç :
Genel kanı AKP'in iktidarı tek başına yakalayacağı doğrultusunda. Referandumda yüzde 55 olarak çıkan evet oyları 10 puan azalsa bile yüzde 45'le AKP yine iktidar ve Erdoğan en uzun hizmet gören Başbakan olmaya aday.
Bu görüşü savunanlar AKP'in ekonomik başarısını öne sürmekteler. Burada bir parantez açacak olursak, özellikle en düşük gelir seviyesindeki yüzde 20'in son 8 yılda ciddi aşama kaydettiğini görüyoruz. Bence bu AKP'in en büyük seçim kozudur.
CHP'in Kılıçlaroğlu liderliğinde yakaladığı rüzgarın Ergenekon ve merkez sağdan gösterdiği adaylarla zayıfladığına inananlar, AKP'in alternatifsiz olduğunu düşünüyorlar.
MHP'in her hangi bir ekonomik ideolojisinin olmaması, siyaseti tamamen Türkiye'nin Kürt kökenli vatandaşlarıyla yaşanan sorunlara odaklaması, merkez sağda AKP'yi tek seçenek kılmakta.
Sonuçta kemikleşmiş oylarıda sayarsak beklenen sonuç, AKP yüzde 42, CHP yüzde 28, MHP yüzde 10 ve BDP yüzde 7. Bu rakamlara artı eksi 2 puan tolerans verirsek, sonuçlar malum. AKP için seçim çantada keklik.
Gerçekten Çantada mı ?
Bu coğrafyanın insanı duygusaldır. Kararları bazen tutkulu olabilir. Kendini ve etrafını yakabilir. Genelde kendi durumu iyiye gitse bile kaosu getirecek adımları atabilir.
Bu seçimlerde o tür bir sürpriz beklemek acaba gerçekçi olabilir mi?
Milyonlarca seçmenin aklından ve kalbinden ne tür duygular geçmekte kestirmek zor.
AKP'ye yapılan eleştirilere baktığmızda, yolsuzluk söylentileri, kayırma algılaması var. Son zamanlarda sınavlarda ortaya çıkan 'şifre' söylentisi genel bir güven sarsıntısı yarattı. Vesayet rejiminden kurtulmak gerçekten Türkiye için önemli. Asker ve yüksek yargı sultasından arınmış bir Türkiye'yi kim istemez. ? Kafalarda ki soru şu ; Asker devletinden kurtulurken polis devleti mi oluyoruz ?
CHP'ye yapılan eleştirilere baktığımızda bir yapısal birde liderlik konusunda eleştiriler öne çıkmakta. CHP bildik CHP ve devletin partisi. Son olarak Demirel'in gölgesi üzerlerine düştü. Sol ve ilericilikle hiç bir alakası yok. Ekonomik olarak bir vizyonu yok.
Liderleri Kılıçtaroğlu yırtıcı ve atik değil. Ayrıca fazla ağır ve çevresinin etkisinde.
Alevi ve Kürt kökenliği olduğu halde bunu inkar yoluna gitti. Halbuki bu özelliklerini öne çıkarıp, Türkiye'li kimliğini teşvik edebilirdi. Önümüzdeki yıllarda siyasi sorunlara tek çözüm yolu olan Türkiye'li konsepti CHP için bulunmaz bir fırsattı.
MHP'ye yapılan eleştirilerse genelde MHP'nin tamamen Kürt ve Güney Doğu konusuna odakandığı doğrultusunda. Hiç bir politik ve ekonomik vizyon ortaya koyamayan MHP, soğuk savaş yıllarının doğurduğu bir parti olarak, sanırım ömrünün sonuna yaklaşmakta. Kılıçtaroğlu'nun yararlanamadığı ''Türkiyeli' konseptine Müslüman ama laik Türkiyeli yurttaş duruşunu entegre edebilseydi, MHP bugün, merkez sağın büyük ortağı olurdu.
Sanırım Bahçeli'nin gerçek hayattan kopmuş yaşam tarzı bunu engelledi.
BDP'ye baktığımızda genelde yöneltilen eleştiriler bu partinin PKK vesayetinde olduğu doğrultusunda. BDP'nin de MHP gibi her hangi bir ekonomik ve siyasi vizyonu bulunmamakta. Tamamen Kürt milliyetçinden beslenen bir enerji içinde.
Sonuç Ne Olur ?
Bu seçim önemli bir seçim demek fazla beylik bir yorum olur ama bu seçim gerçekten önemli bir seçim. Eğer AKP beklendiği gibi seçimi tek başına kazanıp iktidar olursa ve Anayasa'yı değiştirse 21. yüzyılda yeni bir Türki'ye hazır olun. Bu zafer aynı zamanda AKP'in de son zaferi olur ve Erdoğan'ın Köşk'e çıkmasıyla AKP dağılma sürecine girer.
Bu seçimde anketlerin tesbit edemediği toplumun derin katmanlarıda fokurdayan rahatsızlıklar sandıkta kendini gösterir ve CHP iktidar ortağı olursa o zaman hayli eğlenceli ama kaotik bir Türkiye'ye hazır olalım.
Ben burada her hangi bir tahminde bulunmayacağım yapacağım tek tahmin bu seçimin AKP için çantada keklik olmadığı ve sürprizlerle dolu olduğu.
Bazı sürprizler, örneğin BDP ve HAS partide oy patlaması ilginç ama kritik olmaz ancak daha büyük sürprizler, örneğin CHP'nin iktidara ortak olması Türkiye için çok derin çalkantılara yol açabilir.
Ayrıca BDP'nin oy patlaması, HAS partinin oy patlaması, eğer MHP'de barajı geçerse, Türkiye'yi değişik koalisyon kombinezonlarına götürür.
Hep beraber göreceğiz.
">
Seçimler yaklaşıyor. Türkiye havaya girmiş, herkesin sonuçlarla ilgili tahmini var. Tahminlerin çoğunun ardında sonucu etkileyip iktidar denklemini kendi leyhin bozmaya çalışanların sayısı yüksek.
Politikaya soyunmadığım için sempatik olmak zorunda değilim. Medya patronum olmadığı için taraflı olmak zorunda değilim. Sadece kayıda geçmesi dileğiyle seçim konusunda bir analiz yapmak istiyorum.
Önce Kendi Pozisyonum :
Daha önce bu köşede defalarca yazdım. Dünyadaki değişim rüzgarını Türkiye'de yakalayan tek parti AKP'dir. Doğrusuyla, yanlışıyla demokratikleşme adına attığı adımları destekledim. Çağdaş yaşamın sağlandığı, faşizimden arınmış, bürokrasinin derin koridorlarından yönetilmeyen bir Türkiye için AKP'in panzehir olduğunu düşünen birisiyim.
Malum Sonuç :
Genel kanı AKP'in iktidarı tek başına yakalayacağı doğrultusunda. Referandumda yüzde 55 olarak çıkan evet oyları 10 puan azalsa bile yüzde 45'le AKP yine iktidar ve Erdoğan en uzun hizmet gören Başbakan olmaya aday.
Bu görüşü savunanlar AKP'in ekonomik başarısını öne sürmekteler. Burada bir parantez açacak olursak, özellikle en düşük gelir seviyesindeki yüzde 20'in son 8 yılda ciddi aşama kaydettiğini görüyoruz. Bence bu AKP'in en büyük seçim kozudur.
CHP'in Kılıçlaroğlu liderliğinde yakaladığı rüzgarın Ergenekon ve merkez sağdan gösterdiği adaylarla zayıfladığına inananlar, AKP'in alternatifsiz olduğunu düşünüyorlar.
MHP'in her hangi bir ekonomik ideolojisinin olmaması, siyaseti tamamen Türkiye'nin Kürt kökenli vatandaşlarıyla yaşanan sorunlara odaklaması, merkez sağda AKP'yi tek seçenek kılmakta.
Sonuçta kemikleşmiş oylarıda sayarsak beklenen sonuç, AKP yüzde 42, CHP yüzde 28, MHP yüzde 10 ve BDP yüzde 7. Bu rakamlara artı eksi 2 puan tolerans verirsek, sonuçlar malum. AKP için seçim çantada keklik.
Gerçekten Çantada mı ?
Bu coğrafyanın insanı duygusaldır. Kararları bazen tutkulu olabilir. Kendini ve etrafını yakabilir. Genelde kendi durumu iyiye gitse bile kaosu getirecek adımları atabilir.
Bu seçimlerde o tür bir sürpriz beklemek acaba gerçekçi olabilir mi?
Milyonlarca seçmenin aklından ve kalbinden ne tür duygular geçmekte kestirmek zor.
AKP'ye yapılan eleştirilere baktığmızda, yolsuzluk söylentileri, kayırma algılaması var. Son zamanlarda sınavlarda ortaya çıkan 'şifre' söylentisi genel bir güven sarsıntısı yarattı. Vesayet rejiminden kurtulmak gerçekten Türkiye için önemli. Asker ve yüksek yargı sultasından arınmış bir Türkiye'yi kim istemez. ? Kafalarda ki soru şu ; Asker devletinden kurtulurken polis devleti mi oluyoruz ?
CHP'ye yapılan eleştirilere baktığımızda bir yapısal birde liderlik konusunda eleştiriler öne çıkmakta. CHP bildik CHP ve devletin partisi. Son olarak Demirel'in gölgesi üzerlerine düştü. Sol ve ilericilikle hiç bir alakası yok. Ekonomik olarak bir vizyonu yok.
Liderleri Kılıçtaroğlu yırtıcı ve atik değil. Ayrıca fazla ağır ve çevresinin etkisinde.
Alevi ve Kürt kökenliği olduğu halde bunu inkar yoluna gitti. Halbuki bu özelliklerini öne çıkarıp, Türkiye'li kimliğini teşvik edebilirdi. Önümüzdeki yıllarda siyasi sorunlara tek çözüm yolu olan Türkiye'li konsepti CHP için bulunmaz bir fırsattı.
MHP'ye yapılan eleştirilerse genelde MHP'nin tamamen Kürt ve Güney Doğu konusuna odakandığı doğrultusunda. Hiç bir politik ve ekonomik vizyon ortaya koyamayan MHP, soğuk savaş yıllarının doğurduğu bir parti olarak, sanırım ömrünün sonuna yaklaşmakta. Kılıçtaroğlu'nun yararlanamadığı ''Türkiyeli' konseptine Müslüman ama laik Türkiyeli yurttaş duruşunu entegre edebilseydi, MHP bugün, merkez sağın büyük ortağı olurdu.
Sanırım Bahçeli'nin gerçek hayattan kopmuş yaşam tarzı bunu engelledi.
BDP'ye baktığımızda genelde yöneltilen eleştiriler bu partinin PKK vesayetinde olduğu doğrultusunda. BDP'nin de MHP gibi her hangi bir ekonomik ve siyasi vizyonu bulunmamakta. Tamamen Kürt milliyetçinden beslenen bir enerji içinde.
Sonuç Ne Olur ?
Bu seçim önemli bir seçim demek fazla beylik bir yorum olur ama bu seçim gerçekten önemli bir seçim. Eğer AKP beklendiği gibi seçimi tek başına kazanıp iktidar olursa ve Anayasa'yı değiştirse 21. yüzyılda yeni bir Türki'ye hazır olun. Bu zafer aynı zamanda AKP'in de son zaferi olur ve Erdoğan'ın Köşk'e çıkmasıyla AKP dağılma sürecine girer.
Bu seçimde anketlerin tesbit edemediği toplumun derin katmanlarıda fokurdayan rahatsızlıklar sandıkta kendini gösterir ve CHP iktidar ortağı olursa o zaman hayli eğlenceli ama kaotik bir Türkiye'ye hazır olalım.
Ben burada her hangi bir tahminde bulunmayacağım yapacağım tek tahmin bu seçimin AKP için çantada keklik olmadığı ve sürprizlerle dolu olduğu.
Bazı sürprizler, örneğin BDP ve HAS partide oy patlaması ilginç ama kritik olmaz ancak daha büyük sürprizler, örneğin CHP'nin iktidara ortak olması Türkiye için çok derin çalkantılara yol açabilir.
Ayrıca BDP'nin oy patlaması, HAS partinin oy patlaması, eğer MHP'de barajı geçerse, Türkiye'yi değişik koalisyon kombinezonlarına götürür.
Hep beraber göreceğiz.