Ukrayna 2023: Rusya ne yapacak?

Haber3.com yazarı Haluk Özdalga yazdı: Ukrayna 2023: Rusya ne yapacak?

Haluk Özdalga haluk.ozdalga@haber3.com

Batı medyası yetkili çevrelerin açıklamalarına dayanarak, Rusya’nın savaşı kaybetmek üzere olduğunu yazıyor.

Aynı medya son haftalarda başta Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski ve yine Batılı yetkililerin demeçlerine dayanarak, Rusya’nın en az bir milyon asker hazırladığını, kış dönemindeki yavaşlamanın ardından Kiev’e dönük büyük bir saldırı beklendiğini bildiriyor.

Bu çelişkili haberler Rusya’nın ne yapacağından çok, Batı’da medyanın nasıl bazı derin devletlerin ve istihbarat örgütlerinin propagandasına alet olduğunu gösteriyor.

Rusya’nın savaşı kaybedeceği söylenemez, çünkü savaşın nasıl biteceği henüz belli değil.

Rusya ordusunun Kiev üzerine yürümesi gerçekçi görünmüyor, çünkü seferberlik ilan ederek gücünü tazelese bile böyle bir gücü yok. Ayrıca stratejik açıdan yanlış.

Şimdi Rusya’nın hedefi daha büyük olasılıkla, doğuda Lugansk’tan sonra Donetsk vilayetinin geri kalan toprakları olabilir. Önümüzdeki aylarda bu hedefe kısmen veya tamamen ulaşabilirse, amaç gerçekleşti diyerek tek taraflı ateşkes ilan edebilir.

O durumda Amerika ve Ukrayna’nın nasıl tepki vereceği, yaşanacak diğer gelişmelere bağlı olarak karmaşık olasılıklar içeriyor.

Moskova’nın ünlü strateji uzmanı Sergey Karaganov, Dış ve Savunma Konseyi Başkanı. Düşünce planında Kremlin’de etkili olduğu biliniyor. Haziran ayında henüz Ukrayna hücum inisiyatifini ele geçirmeden önce, bir İtalyan dergisinin bu savaşta Rusya için zafer nasıl tanımlanabilir sorusuna yanıtı şöyleydi: “Rusya, doğu ve güney Ukrayna’nın çoğunu alırsa ateşkese geçebilir; bu bir zafer olacaktır.”

Rusya fiilen NATO güçleriyle savaşıyor. Amerika Soğuk Savaş’ta Sovyetler Birliği’ne karşı çevreleme stratejisi uyguladı. Şimdi daha agresif, Rusya’yı diz çökertmek istiyor.

Rusya’nın NATO karşısında klasik bir savaşı kazanma şansı pek yok. Zaten Rusya lideri Putin, savaştan önce bu tespiti birkaç kez vurgulamıştı. Son aylarda NATO’nun adım adım yükselen savaşa katılımı karşısında Rusya strateji değiştirdi ve yıpratma savaşına yöneldi (war of attrition). Rusya da şimdi uzun süreli savaşa göre kendini hazırlıyor.

Klasik savaşta rakibini muharebe alanında mağlup eden kazanır. Yıpratma savaşında, asker ve askeri malzeme yitirmesine yol açan hamlelerle rakibini daha önce çökerten taraf kazanır. Doğası gereği yıpratma savaşı daha uzun sürer.

Batılı istihbarat kaynaklarına göre Ukrayna ve Rusya yaklaşık aynı sayıda asker zaiyatı veriyor. Rusya’nın nüfusu 144, Ukrayna’nın 41 milyon. Askere alma tabanı açısından Rusya 3,5 kat üstünlüğe sahip.

Ukrayna ilk günden itibaren askerlik yaşındaki erkeklere yurt dışı yasağı getirdi. Rusya kendine güveniyordu, o yola gitmedi. Şimdi yıpratma savaşı ve işin uzayacağının belli olmasıyla, Moskova benzer önlemler alabilir.

Askeri malzeme temini ülkelerin askeri-endüstriyel gücüne dayanır. Amerika liderliğinde Batılı ülkelerin büyük desteği nedeniyle, Ukrayna malzeme üstünlüğüne sahip.

Kritik bir husus, Rusya’nın kendi üretimi ve sınırlı ölçüde dışardan sağlayacağı askeri malzemeyle savaşı ne kadar sürdürebileceği. Kimi Batılı çevreler savaş başladıktan iki ay sonra Rus füzelerinin tükenmek üzere olduğunu ileri sürdü, ama öyle olmadı. Gerçek o ki, bu konuda güvenilir açık enformasyona sahip değiliz.

Saldıran tarafın asker ve malzeme zaiyatı daha yüksektir. Malzeme ihtiyacı daha kritik Rusya, bir süre sonra tamamen savunma pozisyonuna geçebilir. Ukrayna kaybettiği toprakları geri almak için savaşa devam ederse, daha yüksek asker ve malzeme zaiyatını göze almak zorunda kalacaktır.

Yıpratma savaşının uzun süreli olması dirençlilik gerektirir.

Ukrayna ve Rusya durumu varoluşsal tehdit olarak görüyor. Asker veya malzeme kaynakları tükenene kadar, güçlerinin son damlasına kadar dirençli kalabilirler.

Amerika liderliğindeki Batı için, Ukrayna savaşı varoluşsal tehdit değil, stratejik üstünlük kazanma ve dayanışma meselesi – kimi çevreler propaganda amacıyla tersini ileri sürse de. O nedenle savaş uzadıkça dirençliliği erken çözülebilecek taraf Batı olabilir.

Rusya’nın son aylarda şehirlerin altyapısını, özellikle elektrik sistemlerini bombalaması yıpratma savaşının parçası. Amaç halkın dirençliliğini kırmak, aynı zamanda şehirlerdeki ticari/ekonomik faaliyetlere darbe vurmak. Ukrayna Genelkurmay Başkanı General Zalhujni “Askerlerin (şehirde kalan) eşleri ve çocukları donmaya başlayınca savaşçılarımız nasıl bir moral içinde olur?… Su, elektrik, ısıtma olmadan yedek güçlerimizi hazırlamaktan nasıl söz edebiliriz?” diyor.

Amerika eşi görülmemiş ekonomik yaptırımlar uyguluyor. Rusya, Amerikan dolarının egemen olduğu uluslararası finans siteminin dışına atıldı. Döviz rezervlerinin yarısına el koyuldu. AB binlerce kalem mal ve hizmeti kapsayan dokuz yaptırım paketi açıkladı.

Amerika savaştan önce ‘muazzam yaptırımlar’ tehdidiyle Rusya’yı caydırmak istemişti. Savaş başladıktan sonra cezalandırmak, savaşamaz duruma düşürmek istiyor.

Yaptırımların caydırıcı veya cezalandırıcı işlevi olmayacağını, Rusya’nın savaşa başlamasını veya sürdürmesini etkilemeyeceğini, sorunun Ukrayna krizinin kendi doğası içinde ele alınarak çözülmesi gerektiğini defalarca yazdım.

Nitekim muazzam ekonomik yaptırımlar Rusya’nın siyasetini pek etkilemedi. Zaten üretim, istihdam, işsizlik, döviz gibi başlıca göstergeler açısından Rusya, AB ülkelerinden çok daha kötü durumda değil.

Batı’nın beklentisinin tersine, Rusya ekonomisi çökmedi ve çökecek görünmüyor.

En önemli neden, dünya çoğunluğunu oluşturan Asya, Afrika, Latin Amerika, İslam Dünyası ülkeleri Batı’nın yaptırımlarını uygulamıyor. Tersine, fiyatlarda indirim yapan Rusya’nın satışları arttı. Çin 30 yıllık doğalgaz alım sözleşmesi imzaladı.

Amerika, Türkiye dahil Rusya’yla ticaret yapan ülkelere müthiş baskı yapıyor.

ABD’nin BM Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield yaz aylarına değişik Afrika ülkelerini turladı. Herhalde Afrika-Amerikalı olduğu için o göreve çıkarılan Büyükelçi, ziyaret ettiği Afrika başkentlerinde “Buğday ve gübre dışında Rusya’dan ürün alan ülkelere yaptırım uygulanacak” tehditleri savurdu!

Ama Washington sonuç alamıyor. Batılı şirketler dahi yaptırımlara tam uymuyor. Rusya’da iş yapan yaklaşık 1400 Batılı şirketin 400’ü Rusya’daki faaliyetini sonlandırmadı.

Putin’in düşmesini, Moskova’da rejim değişikliğini ve Rusya’nın dağılmasını hayal eden Washington’daki karar vericilerin beklentileri gerçekleşmedi.

Moskova’nın güvenilen araştırma şirketi Levada Center bulgularına göre, Putin’e destek savaştan önce %60’lar düzeyindeydi, şimdi %80’in üzerinde. Putin’in yükselen desteğini artık Batı medyası da kabul ediyor. Batı’nın Rusya’yı ve Rus devletini hedef alan tutumu, kolay anlaşılır şekilde, halkı Putin’in arkasında topladı.

Şu veya bu nedenle Putin giderse, gelen büyük olasılıkla daha sert birisi olacak (Bkz: Putin düşer mi, düşerse ne olur?). Batılı karar vericilerin Rusya’yı okumakta yetersiz kaldığı açık.

Ukrayna savaşını Putin üzerinden okuyan ve çözümü Putin üzerinden arayanlar, isimlerinin önünde hangi sıfat olursa olsun, Rusya’yı yeterince doğru algılayamıyor. Ama en kötüsü, geçerli bir Rusya politikasına sahip değiller.

Sovyetler Birliği’nin dağılması dıştan askeri dayatmayla değil, özenle izlenen çevreleme stratejisi sonunda ve kendi iç dinamikleriyle gerçekleşti. İkisi arasında fark büyük ve belirleyici.

Savaşının sonucu henüz belli değil ama, nereye varacağı bilinmez nükleer felaket hariç nasıl biterse bitsin, savaş sonrasında ortaya çıkacak bazı şekillenmeler öngörülebilir.

Rusya’da otoriter ve muhalefeti ezen bir rejim vardı; daha otoriter ve daha sert bir rejim gelecek. Demokrasiye evrimi yavaşlayacak ve demokrasi mücadelesi veren Rusların işi zorlaşacak.

Rus milliyetçiliği yükselişe geçecek.

Rusya’da Avrupa ve Batı karşıtlığı, Batı’da Rus düşmanlığı zirve yapacak.

Rusya askeri harcamalarını önemli ölçüde artıracak, daha büyük askeri güç olacak. Benzer şekilde, Batı ama özellikle Avrupa askeri harcamalarını artıracak.

Tek başına Batı’yla rekabet etmesi zor Rusya, kaçınılmaz şekilde Çin’in stratejik ortağı ve daha yakın dostu olacak.

Savaş bittikten sonra kısa süre içinde yaptırımların tamamen kalkması gerçekçi görünmüyor. Rusya büyük Avrupa pazarından, Avrupa Rusya’nın ucuz enerji ve ham madde kaynaklarından mahrum kalacak.

Bunların çoğu herhalde Washington’daki karar vericilerin arzuladığı hedefler değil. Hele Avrupalılar için hiç değil.

Ukrayna’da 2023 görünümü çerçevesinde son yazıda, Türkiye ne yapmalı sorusunu ele alacağız.

 Kaynak: https://halukozdalga.com/2023/01/22/ukrayna-2023-rusya-ne-yapacak/

">

Batı medyası yetkili çevrelerin açıklamalarına dayanarak, Rusya’nın savaşı kaybetmek üzere olduğunu yazıyor.

Aynı medya son haftalarda başta Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski ve yine Batılı yetkililerin demeçlerine dayanarak, Rusya’nın en az bir milyon asker hazırladığını, kış dönemindeki yavaşlamanın ardından Kiev’e dönük büyük bir saldırı beklendiğini bildiriyor.

Bu çelişkili haberler Rusya’nın ne yapacağından çok, Batı’da medyanın nasıl bazı derin devletlerin ve istihbarat örgütlerinin propagandasına alet olduğunu gösteriyor.

Rusya’nın savaşı kaybedeceği söylenemez, çünkü savaşın nasıl biteceği henüz belli değil.

Rusya ordusunun Kiev üzerine yürümesi gerçekçi görünmüyor, çünkü seferberlik ilan ederek gücünü tazelese bile böyle bir gücü yok. Ayrıca stratejik açıdan yanlış.

Şimdi Rusya’nın hedefi daha büyük olasılıkla, doğuda Lugansk’tan sonra Donetsk vilayetinin geri kalan toprakları olabilir. Önümüzdeki aylarda bu hedefe kısmen veya tamamen ulaşabilirse, amaç gerçekleşti diyerek tek taraflı ateşkes ilan edebilir.

O durumda Amerika ve Ukrayna’nın nasıl tepki vereceği, yaşanacak diğer gelişmelere bağlı olarak karmaşık olasılıklar içeriyor.

Moskova’nın ünlü strateji uzmanı Sergey Karaganov, Dış ve Savunma Konseyi Başkanı. Düşünce planında Kremlin’de etkili olduğu biliniyor. Haziran ayında henüz Ukrayna hücum inisiyatifini ele geçirmeden önce, bir İtalyan dergisinin bu savaşta Rusya için zafer nasıl tanımlanabilir sorusuna yanıtı şöyleydi: “Rusya, doğu ve güney Ukrayna’nın çoğunu alırsa ateşkese geçebilir; bu bir zafer olacaktır.”

Rusya fiilen NATO güçleriyle savaşıyor. Amerika Soğuk Savaş’ta Sovyetler Birliği’ne karşı çevreleme stratejisi uyguladı. Şimdi daha agresif, Rusya’yı diz çökertmek istiyor.

Rusya’nın NATO karşısında klasik bir savaşı kazanma şansı pek yok. Zaten Rusya lideri Putin, savaştan önce bu tespiti birkaç kez vurgulamıştı. Son aylarda NATO’nun adım adım yükselen savaşa katılımı karşısında Rusya strateji değiştirdi ve yıpratma savaşına yöneldi (war of attrition). Rusya da şimdi uzun süreli savaşa göre kendini hazırlıyor.

Klasik savaşta rakibini muharebe alanında mağlup eden kazanır. Yıpratma savaşında, asker ve askeri malzeme yitirmesine yol açan hamlelerle rakibini daha önce çökerten taraf kazanır. Doğası gereği yıpratma savaşı daha uzun sürer.

Batılı istihbarat kaynaklarına göre Ukrayna ve Rusya yaklaşık aynı sayıda asker zaiyatı veriyor. Rusya’nın nüfusu 144, Ukrayna’nın 41 milyon. Askere alma tabanı açısından Rusya 3,5 kat üstünlüğe sahip.

Ukrayna ilk günden itibaren askerlik yaşındaki erkeklere yurt dışı yasağı getirdi. Rusya kendine güveniyordu, o yola gitmedi. Şimdi yıpratma savaşı ve işin uzayacağının belli olmasıyla, Moskova benzer önlemler alabilir.

Askeri malzeme temini ülkelerin askeri-endüstriyel gücüne dayanır. Amerika liderliğinde Batılı ülkelerin büyük desteği nedeniyle, Ukrayna malzeme üstünlüğüne sahip.

Kritik bir husus, Rusya’nın kendi üretimi ve sınırlı ölçüde dışardan sağlayacağı askeri malzemeyle savaşı ne kadar sürdürebileceği. Kimi Batılı çevreler savaş başladıktan iki ay sonra Rus füzelerinin tükenmek üzere olduğunu ileri sürdü, ama öyle olmadı. Gerçek o ki, bu konuda güvenilir açık enformasyona sahip değiliz.

Saldıran tarafın asker ve malzeme zaiyatı daha yüksektir. Malzeme ihtiyacı daha kritik Rusya, bir süre sonra tamamen savunma pozisyonuna geçebilir. Ukrayna kaybettiği toprakları geri almak için savaşa devam ederse, daha yüksek asker ve malzeme zaiyatını göze almak zorunda kalacaktır.

Yıpratma savaşının uzun süreli olması dirençlilik gerektirir.

Ukrayna ve Rusya durumu varoluşsal tehdit olarak görüyor. Asker veya malzeme kaynakları tükenene kadar, güçlerinin son damlasına kadar dirençli kalabilirler.

Amerika liderliğindeki Batı için, Ukrayna savaşı varoluşsal tehdit değil, stratejik üstünlük kazanma ve dayanışma meselesi – kimi çevreler propaganda amacıyla tersini ileri sürse de. O nedenle savaş uzadıkça dirençliliği erken çözülebilecek taraf Batı olabilir.

Rusya’nın son aylarda şehirlerin altyapısını, özellikle elektrik sistemlerini bombalaması yıpratma savaşının parçası. Amaç halkın dirençliliğini kırmak, aynı zamanda şehirlerdeki ticari/ekonomik faaliyetlere darbe vurmak. Ukrayna Genelkurmay Başkanı General Zalhujni “Askerlerin (şehirde kalan) eşleri ve çocukları donmaya başlayınca savaşçılarımız nasıl bir moral içinde olur?… Su, elektrik, ısıtma olmadan yedek güçlerimizi hazırlamaktan nasıl söz edebiliriz?” diyor.

Amerika eşi görülmemiş ekonomik yaptırımlar uyguluyor. Rusya, Amerikan dolarının egemen olduğu uluslararası finans siteminin dışına atıldı. Döviz rezervlerinin yarısına el koyuldu. AB binlerce kalem mal ve hizmeti kapsayan dokuz yaptırım paketi açıkladı.

Amerika savaştan önce ‘muazzam yaptırımlar’ tehdidiyle Rusya’yı caydırmak istemişti. Savaş başladıktan sonra cezalandırmak, savaşamaz duruma düşürmek istiyor.

Yaptırımların caydırıcı veya cezalandırıcı işlevi olmayacağını, Rusya’nın savaşa başlamasını veya sürdürmesini etkilemeyeceğini, sorunun Ukrayna krizinin kendi doğası içinde ele alınarak çözülmesi gerektiğini defalarca yazdım.

Nitekim muazzam ekonomik yaptırımlar Rusya’nın siyasetini pek etkilemedi. Zaten üretim, istihdam, işsizlik, döviz gibi başlıca göstergeler açısından Rusya, AB ülkelerinden çok daha kötü durumda değil.

Batı’nın beklentisinin tersine, Rusya ekonomisi çökmedi ve çökecek görünmüyor.

En önemli neden, dünya çoğunluğunu oluşturan Asya, Afrika, Latin Amerika, İslam Dünyası ülkeleri Batı’nın yaptırımlarını uygulamıyor. Tersine, fiyatlarda indirim yapan Rusya’nın satışları arttı. Çin 30 yıllık doğalgaz alım sözleşmesi imzaladı.

Amerika, Türkiye dahil Rusya’yla ticaret yapan ülkelere müthiş baskı yapıyor.

ABD’nin BM Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield yaz aylarına değişik Afrika ülkelerini turladı. Herhalde Afrika-Amerikalı olduğu için o göreve çıkarılan Büyükelçi, ziyaret ettiği Afrika başkentlerinde “Buğday ve gübre dışında Rusya’dan ürün alan ülkelere yaptırım uygulanacak” tehditleri savurdu!

Ama Washington sonuç alamıyor. Batılı şirketler dahi yaptırımlara tam uymuyor. Rusya’da iş yapan yaklaşık 1400 Batılı şirketin 400’ü Rusya’daki faaliyetini sonlandırmadı.

Putin’in düşmesini, Moskova’da rejim değişikliğini ve Rusya’nın dağılmasını hayal eden Washington’daki karar vericilerin beklentileri gerçekleşmedi.

Moskova’nın güvenilen araştırma şirketi Levada Center bulgularına göre, Putin’e destek savaştan önce %60’lar düzeyindeydi, şimdi %80’in üzerinde. Putin’in yükselen desteğini artık Batı medyası da kabul ediyor. Batı’nın Rusya’yı ve Rus devletini hedef alan tutumu, kolay anlaşılır şekilde, halkı Putin’in arkasında topladı.

Şu veya bu nedenle Putin giderse, gelen büyük olasılıkla daha sert birisi olacak (Bkz: Putin düşer mi, düşerse ne olur?). Batılı karar vericilerin Rusya’yı okumakta yetersiz kaldığı açık.

Ukrayna savaşını Putin üzerinden okuyan ve çözümü Putin üzerinden arayanlar, isimlerinin önünde hangi sıfat olursa olsun, Rusya’yı yeterince doğru algılayamıyor. Ama en kötüsü, geçerli bir Rusya politikasına sahip değiller.

Sovyetler Birliği’nin dağılması dıştan askeri dayatmayla değil, özenle izlenen çevreleme stratejisi sonunda ve kendi iç dinamikleriyle gerçekleşti. İkisi arasında fark büyük ve belirleyici.

Savaşının sonucu henüz belli değil ama, nereye varacağı bilinmez nükleer felaket hariç nasıl biterse bitsin, savaş sonrasında ortaya çıkacak bazı şekillenmeler öngörülebilir.

Rusya’da otoriter ve muhalefeti ezen bir rejim vardı; daha otoriter ve daha sert bir rejim gelecek. Demokrasiye evrimi yavaşlayacak ve demokrasi mücadelesi veren Rusların işi zorlaşacak.

Rus milliyetçiliği yükselişe geçecek.

Rusya’da Avrupa ve Batı karşıtlığı, Batı’da Rus düşmanlığı zirve yapacak.

Rusya askeri harcamalarını önemli ölçüde artıracak, daha büyük askeri güç olacak. Benzer şekilde, Batı ama özellikle Avrupa askeri harcamalarını artıracak.

Tek başına Batı’yla rekabet etmesi zor Rusya, kaçınılmaz şekilde Çin’in stratejik ortağı ve daha yakın dostu olacak.

Savaş bittikten sonra kısa süre içinde yaptırımların tamamen kalkması gerçekçi görünmüyor. Rusya büyük Avrupa pazarından, Avrupa Rusya’nın ucuz enerji ve ham madde kaynaklarından mahrum kalacak.

Bunların çoğu herhalde Washington’daki karar vericilerin arzuladığı hedefler değil. Hele Avrupalılar için hiç değil.

Ukrayna’da 2023 görünümü çerçevesinde son yazıda, Türkiye ne yapmalı sorusunu ele alacağız.

 Kaynak: https://halukozdalga.com/2023/01/22/ukrayna-2023-rusya-ne-yapacak/

Tüm yazılarını göster