Türkiye'de gündemin hızına yetişmek mümkün değil

Gün doğarken tartışılan bir konu öğle yemeğine giderken başka bir konuya bırakıyor...

Özden Yolagiden ozden.yolagiden@gmail.com

Gün doğarken tartışılan bir konu öğle yemeğine giderken başka bir konuya bırakıyor yerini,

Akşam haberlerinin konusu ise başka bir gündem oluyor.

Köşe yazarları daha çok okunma telaşında!

TV programları havanda su dövmekten başka bir işe yaramıyor!

Gazeteler güçlünün sesini kelimelere döküyor!

Halkın sorunu halkın yaşamında, mutfağında, çocuğun okulunda, servisçilerin insafında.

Kısacası halkın sorununu çözecek irade; sürekli başka konuşlara kafa yorduğu için halka ayıracak zamanı ve enerjisi kalmıyor.

Ne oldu deprem hazırlığı, sallantılar kesilince unutuldu gitti!

Silivri merkezli sallantılar kesilince hayat normale döndü mü sahi?

Israrla söylüyorum, sürekli yazıyorum. Türkiye'nin deprem hazırlığı kapsamında enerjisi sadece binaların güvenliği üzerinde yoğunlaşmamalı.

Türkiye'nin şiddetle bir B plana ihtiyacı vardır. O da İstanbul'un dağıtılması ve Türkiye'nin olası bir İstanbul depreminde iflas etmemesini sağlamak olmalıdır.

Düşünsenize; 5,8 ile sadece sallanınca, hiç bir bina yıkılmamasına rağmen, Türkiye tüm iletişim gücünü yitirdi.

Beklenen deprem binalara zarar verirse insanlar nasıl iletişim kuracak, yardım ağları nasıl kurulacak? İstanbul dışında yaşayan insanlar birbirleriyle konuşabilecek mi?

Makro düzeyde komplo teorileri kurabiliriz.

Uluslararası alanda iletişimsizlik 21.yy için uygun bir seçenek midir?

Bankacılık sektörünü düşünün.

İhracat, ithalat bankacılık sektörü olmadan nasıl devam edecek?

 Tüm sektörler için geçerli olsa da başta bankacılık ve iletişim alt yapısı İstanbul dışında kesintisiz çalışabilmelidir.

Türkiye'nin her gündeminin önünde olmalıdır İstanbul depremi.

Dedik ya gündem rüzgâr hızıyla değişiyor...

Son söz:

Bu durum yeni gelişen, sonradan oluşan bir şey değildir.

Günlük düşünmek, vurdumduymaz yaşamak, yarınları önemsemeden, sorunları çözmeden geçiştirmek maalesef karakter olarak yapıştı üstümüze.

Eğer ülkemizde, sorunların üstesinden gelebilme yeteneğine sahip insanlar çoğunlukta olsaydı, sorunlar sürekli tekrarlanmaz, karşımıza başka tarihlerde çıkmazdı.

Ne demiş atalarımız; bugünün işini yarına bırakma!

 www.Twtter.com/yolagiden

Tehlike var… İstanbul’u dağıtın

5,8... Korku filminin fragmanı

">

Gün doğarken tartışılan bir konu öğle yemeğine giderken başka bir konuya bırakıyor yerini,

Akşam haberlerinin konusu ise başka bir gündem oluyor.

Köşe yazarları daha çok okunma telaşında!

TV programları havanda su dövmekten başka bir işe yaramıyor!

Gazeteler güçlünün sesini kelimelere döküyor!

Halkın sorunu halkın yaşamında, mutfağında, çocuğun okulunda, servisçilerin insafında.

Kısacası halkın sorununu çözecek irade; sürekli başka konuşlara kafa yorduğu için halka ayıracak zamanı ve enerjisi kalmıyor.

Ne oldu deprem hazırlığı, sallantılar kesilince unutuldu gitti!

Silivri merkezli sallantılar kesilince hayat normale döndü mü sahi?

Israrla söylüyorum, sürekli yazıyorum. Türkiye'nin deprem hazırlığı kapsamında enerjisi sadece binaların güvenliği üzerinde yoğunlaşmamalı.

Türkiye'nin şiddetle bir B plana ihtiyacı vardır. O da İstanbul'un dağıtılması ve Türkiye'nin olası bir İstanbul depreminde iflas etmemesini sağlamak olmalıdır.

Düşünsenize; 5,8 ile sadece sallanınca, hiç bir bina yıkılmamasına rağmen, Türkiye tüm iletişim gücünü yitirdi.

Beklenen deprem binalara zarar verirse insanlar nasıl iletişim kuracak, yardım ağları nasıl kurulacak? İstanbul dışında yaşayan insanlar birbirleriyle konuşabilecek mi?

Makro düzeyde komplo teorileri kurabiliriz.

Uluslararası alanda iletişimsizlik 21.yy için uygun bir seçenek midir?

Bankacılık sektörünü düşünün.

İhracat, ithalat bankacılık sektörü olmadan nasıl devam edecek?

 Tüm sektörler için geçerli olsa da başta bankacılık ve iletişim alt yapısı İstanbul dışında kesintisiz çalışabilmelidir.

Türkiye'nin her gündeminin önünde olmalıdır İstanbul depremi.

Dedik ya gündem rüzgâr hızıyla değişiyor...

Son söz:

Bu durum yeni gelişen, sonradan oluşan bir şey değildir.

Günlük düşünmek, vurdumduymaz yaşamak, yarınları önemsemeden, sorunları çözmeden geçiştirmek maalesef karakter olarak yapıştı üstümüze.

Eğer ülkemizde, sorunların üstesinden gelebilme yeteneğine sahip insanlar çoğunlukta olsaydı, sorunlar sürekli tekrarlanmaz, karşımıza başka tarihlerde çıkmazdı.

Ne demiş atalarımız; bugünün işini yarına bırakma!

 www.Twtter.com/yolagiden

Tehlike var… İstanbul’u dağıtın

5,8... Korku filminin fragmanı

Tüm yazılarını göster