Ergenekon soruşturması başladığında bazı yazar ve siyasetçiler “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” demişti.
Gerçektende Türkiye'nin yakın geçmişine baktığımızda, boşaltılan köyler, kafaya bir gece vakti sıkılan kurşunlar, yakılan oteller, tehditler, faili meçhuller, bitmek bilmeyen terörü ve kaybedilen on binlerce bedeni görüyoruz. Birilerinin dolan cebi ve tatmin edilen egoları dışında kaybeden hep Türkiye oldu. Türkiye'nin bağırsaklarını kim kirletti bilemiyorum ama hüzün dolu bulutların yaydığı gözyaşı bu ülke halkının gözlerinden hiç eksik olmadı!
Türkiye'nin bozulan ahlakı sadece siyaset ile sınırlı kalmadı. Eğitimden, sağlığa, sosyal hayattan spora, ticaretten, medya'ya Türkiye'nin her alanında kirlilik rahatsız edici boyuta ulaştı. Şimdilerde Türkiye şike tartışmaları ile çalkalanıyor. Dokunulmaz denen isimler birer birer sorgu odasına alınıyor.
Anladık ki; her daim güçlünün kazandığı spor müsabakaları spor alanlarında değil, aslında masa başında, yüklü miktarda paralarla, karanlık odalarda ve telefonlarla kazanılıyormuş.
Ve "güçlü ağabeylerin" oynadığı bu oyunlarda özellikle futbolcular figüran olmuşlar ve skor levhasında hep takımların isimleri yer almış! Fena halde yanılmış ve kandırılmışız!
Yargıya müdahale var mı?
Bugünlerde Aziz Yıldırım’ın tutuklanmasından sonra yükselen aykırı sesler Türk futbolunun üzerindeki sis bulutlarını dağıtır mı bilmiyorum ama bu badire futbolun geleceğini temizlemelidir. Bir başka deyişle Türk futbolu şike ile imtihandadır ve bu imtihanda doğru cevaplar verilmeli ve futbolun yarını kazanılmalıdır.
Türk Futbolunda da bir kirlilik söz konusu, bu inkâr edilemez. Bu açıdan savcılığın başlatmış olduğu soruşturmaya dışarıdan müdahale edilmemeli ve oynanan maçlar ve oynanan spor alanları hak edenin kazandığı bir meşru zemin haline getirilmelidir.
Bazı yöneticiler, spor yorumcuları, klüpler birliği, yayıncı kuruluşu destekleyen kişiler ve onların bağlı olduğu platformlar, taraftar dernekleri Fenerbahçe'nin ligden düşürülmesi karşısında dekoder satışlarının azalacağını söyleyerek bir anlamda davaya müdahil olmaktadırlar.
Kimse korkmasın. Lig Tv zarar etmez! Ayrıca yayıncı kuruluşun ekonomik kaybı Türk
futbolunun aklanmasından çok daha mı önemlidir? İtalya Juventus’u düşürerek ne kadar zarar etti, birisi bana söylesin lütfen!
http://www.twitter.com/yolagiden
">
Ergenekon soruşturması başladığında bazı yazar ve siyasetçiler “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” demişti.
Gerçektende Türkiye'nin yakın geçmişine baktığımızda, boşaltılan köyler, kafaya bir gece vakti sıkılan kurşunlar, yakılan oteller, tehditler, faili meçhuller, bitmek bilmeyen terörü ve kaybedilen on binlerce bedeni görüyoruz. Birilerinin dolan cebi ve tatmin edilen egoları dışında kaybeden hep Türkiye oldu. Türkiye'nin bağırsaklarını kim kirletti bilemiyorum ama hüzün dolu bulutların yaydığı gözyaşı bu ülke halkının gözlerinden hiç eksik olmadı!
Türkiye'nin bozulan ahlakı sadece siyaset ile sınırlı kalmadı. Eğitimden, sağlığa, sosyal hayattan spora, ticaretten, medya'ya Türkiye'nin her alanında kirlilik rahatsız edici boyuta ulaştı. Şimdilerde Türkiye şike tartışmaları ile çalkalanıyor. Dokunulmaz denen isimler birer birer sorgu odasına alınıyor.
Anladık ki; her daim güçlünün kazandığı spor müsabakaları spor alanlarında değil, aslında masa başında, yüklü miktarda paralarla, karanlık odalarda ve telefonlarla kazanılıyormuş.
Ve "güçlü ağabeylerin" oynadığı bu oyunlarda özellikle futbolcular figüran olmuşlar ve skor levhasında hep takımların isimleri yer almış! Fena halde yanılmış ve kandırılmışız!
Yargıya müdahale var mı?
Bugünlerde Aziz Yıldırım’ın tutuklanmasından sonra yükselen aykırı sesler Türk futbolunun üzerindeki sis bulutlarını dağıtır mı bilmiyorum ama bu badire futbolun geleceğini temizlemelidir. Bir başka deyişle Türk futbolu şike ile imtihandadır ve bu imtihanda doğru cevaplar verilmeli ve futbolun yarını kazanılmalıdır.
Türk Futbolunda da bir kirlilik söz konusu, bu inkâr edilemez. Bu açıdan savcılığın başlatmış olduğu soruşturmaya dışarıdan müdahale edilmemeli ve oynanan maçlar ve oynanan spor alanları hak edenin kazandığı bir meşru zemin haline getirilmelidir.
Bazı yöneticiler, spor yorumcuları, klüpler birliği, yayıncı kuruluşu destekleyen kişiler ve onların bağlı olduğu platformlar, taraftar dernekleri Fenerbahçe'nin ligden düşürülmesi karşısında dekoder satışlarının azalacağını söyleyerek bir anlamda davaya müdahil olmaktadırlar.
Kimse korkmasın. Lig Tv zarar etmez! Ayrıca yayıncı kuruluşun ekonomik kaybı Türk
futbolunun aklanmasından çok daha mı önemlidir? İtalya Juventus’u düşürerek ne kadar zarar etti, birisi bana söylesin lütfen!
http://www.twitter.com/yolagiden