Toplumsal duyarlılık bir kişinin yaşadığı dünya ve kişilerle ilgili sorumluluk alma bilincidir. Neden eğitim açısından toplumsal duyarlılık önemlidir? Eğitim denilince toplumsal duyarlılığı kimler taşımalıdır?
Eğitim açısından toplumsal duyarlılık kazanmak önem taşımaktadır. Çünkü; eğitim toplumsal kurumların kalbidir. Bilindiği üzere eğitimin politik işlevi, sosyal ve ekonomik işlevleri bulunmaktadır. Bu nedenle, eğitim kurumuna duyarlılık göstermek her yurttaşın temel sorumluluğu olmalıdır.
Eğitimde toplumsal duyarlılık denilince birçok kesim akla gelmektedir. Bunlar politikacılar, eğitim yöneticileri, öğretmenler, sivil toplum örgütleri, öğretmenler, veliler vb. Aslında eğitim açısından toplumsal duyarlılık göstermesi gerekenler saymakla bitmez. Ancak yukarıda sayılan kişiler açıkça toplumsal duyarlılık göstermesi gerekenlerdir.
En başta, politikacılar etkili eğitim politikası üretmek durumundadırlar. Ancak; Türkiye Cumhuriyetinin ilk yılları hariç ülkenin toplumsal gerçekleriyle uyumlu eğitim politikaları üretilememiştir. Âdeta, eğitim sistemimiz yapboz tahtasına dönmüştür. Özellikle, Türkiye’nin tarihinde eğitim sistemi uygun olmayan politikalarla iyice işlevsizleşmiştir. Örneğin köy enstitülerinin kaldırılması bunlardan biridir.
Yine; bu yakın geçmişte eğitimin özelleştirilmesi ve kadrolaşma eğilimleri hangi toplumsal gerçekle açıklanabilir?
Diğer taraftan, eğitim konusunda veliler toplumsal duyarlılık kazanmak durumundadır. Veliler, çocuklara/gençlere eğitim açısından uygun koşulları sağlamak durumundadır. Ancak milyonlarca yoksulla ifade edilen ülkemizde bu koşulları sağlamak mümkün mü? Buna, genellikle velilerimizin eğitim düzeyinin düşüklüğünü katarsak durumun daha içler acısı olduğu anlaşılır.
Diğer taraftan, eğitim açısından okul müdürleri toplumsal duyarlılık taşıması gerekenlerin başında gelmektedir. Ancak, genel olarak hiçbir yöneticilik eğitiminden geçmeyen ve siyasi kaygılar nedeniyle atanan okul müdürlerinin gerçek anlamda duyarlılık göstermeleri mümkün mü?
Yine, eğitim açısından öğretmenler toplumsal duyarlılık taşıması gerekmektedir. Öğretmenlerin toplumsal duyarlılık bağlamında öğretme- öğrenme sürecini etkin kılması gerekir. Ancak, sınıfların kalabalık olması, teknolojik yetersizlikler öğretmenlerimizi etkisiz kılan etkenlerdendir. Yine; iş doyumunun, moralin ve güdülenmenin düşük olması öğretmenleri olumsuz etkilemektedir.
">
Toplumsal duyarlılık bir kişinin yaşadığı dünya ve kişilerle ilgili sorumluluk alma bilincidir. Neden eğitim açısından toplumsal duyarlılık önemlidir? Eğitim denilince toplumsal duyarlılığı kimler taşımalıdır?
Eğitim açısından toplumsal duyarlılık kazanmak önem taşımaktadır. Çünkü; eğitim toplumsal kurumların kalbidir. Bilindiği üzere eğitimin politik işlevi, sosyal ve ekonomik işlevleri bulunmaktadır. Bu nedenle, eğitim kurumuna duyarlılık göstermek her yurttaşın temel sorumluluğu olmalıdır.
Eğitimde toplumsal duyarlılık denilince birçok kesim akla gelmektedir. Bunlar politikacılar, eğitim yöneticileri, öğretmenler, sivil toplum örgütleri, öğretmenler, veliler vb. Aslında eğitim açısından toplumsal duyarlılık göstermesi gerekenler saymakla bitmez. Ancak yukarıda sayılan kişiler açıkça toplumsal duyarlılık göstermesi gerekenlerdir.
En başta, politikacılar etkili eğitim politikası üretmek durumundadırlar. Ancak; Türkiye Cumhuriyetinin ilk yılları hariç ülkenin toplumsal gerçekleriyle uyumlu eğitim politikaları üretilememiştir. Âdeta, eğitim sistemimiz yapboz tahtasına dönmüştür. Özellikle, Türkiye’nin tarihinde eğitim sistemi uygun olmayan politikalarla iyice işlevsizleşmiştir. Örneğin köy enstitülerinin kaldırılması bunlardan biridir.
Yine; bu yakın geçmişte eğitimin özelleştirilmesi ve kadrolaşma eğilimleri hangi toplumsal gerçekle açıklanabilir?
Diğer taraftan, eğitim konusunda veliler toplumsal duyarlılık kazanmak durumundadır. Veliler, çocuklara/gençlere eğitim açısından uygun koşulları sağlamak durumundadır. Ancak milyonlarca yoksulla ifade edilen ülkemizde bu koşulları sağlamak mümkün mü? Buna, genellikle velilerimizin eğitim düzeyinin düşüklüğünü katarsak durumun daha içler acısı olduğu anlaşılır.
Diğer taraftan, eğitim açısından okul müdürleri toplumsal duyarlılık taşıması gerekenlerin başında gelmektedir. Ancak, genel olarak hiçbir yöneticilik eğitiminden geçmeyen ve siyasi kaygılar nedeniyle atanan okul müdürlerinin gerçek anlamda duyarlılık göstermeleri mümkün mü?
Yine, eğitim açısından öğretmenler toplumsal duyarlılık taşıması gerekmektedir. Öğretmenlerin toplumsal duyarlılık bağlamında öğretme- öğrenme sürecini etkin kılması gerekir. Ancak, sınıfların kalabalık olması, teknolojik yetersizlikler öğretmenlerimizi etkisiz kılan etkenlerdendir. Yine; iş doyumunun, moralin ve güdülenmenin düşük olması öğretmenleri olumsuz etkilemektedir.