Bundan kısa bir süre önce THY’nin 305 çalışanı, “kapı önüne konuldu”…
Bu tabiri (içimi acıtsa da) bilerek kullanıyorum…
Hak arayan, seslerini duyurmaya çalışan, üstelik bunu kırmadan dökmeden yapan bu insanlar, aylardır çırpınıyor…
Bu feryadı duyması gerekenler artık duyar mı; umuyorum ama bilmiyorum?
Bir başka şeyi iyi biliyorum: THY, “Dünya Liginde oynamak istiyor”…
Fakat bu, müşteriye odaklanmak kadar çalışana yatırımla olanaklı…
Lufthansa’da mesela böylesine “bir iş bırakma” nedeniyle çalışanlar işlerinden olur muydu?
İngiltere’de, Yunanistan’da, hava yolu çalışanları çatır çatır grev haklarını kullanıyorlar; oralarda kim bu nedenden dolayı işini kaybediyor?..
THY çalışanlarının karşılaştığı bu “ölçüyü aşmış yaptırım” topumda da tepkiyle karşılanıyor.
Geçenlerde THY’nin en yetkili ağzı: “Burası benim iş yerim olsaydı bu insanları geri alırdım” deyiverdi…
Ne yapmalı, THY’yi tamamen kendilerine mi devretmeli? Ya da, grev, iş bırakma, iş yavaşlatma gibi hak arayışlarını uzay boşluğuna sallayıp, Hava-İş’i mi özelleştirmeli?
Kaldı ki, ulusal hava yolumuzun mevcut tutumu diğer özel hava taşımacılığı şirketlerine -olumsuz- örnek teşkil edebilir, o arada, sektördeki kimi yabancı yatırımcılar da, Türk çalışanlara çifte standartlı davranabilir…
Havacılık sektöründe en vasıfsız eleman bile kolay yetişmemektedir. Bir yandan üç yüz kişiyi işinden edip diğer yandan 1000 kişi alacağım demenin rasyonalitesi nerededir?
Sendikasından arındırıp, hakları açısından çırılçıplak bırakıp, yerlerine, “gel deyince gelecek git deyince gidecek” eleman istihdam edeceğim demek, ilkel taşeron mantığıdır.
Bu hiçbir iş koluna yakışmaz, havacılık gibi yüksek nitelikli bir iş sahasında olsa olsa irtifa kaybına yol açar.
THY de dahil sektördeki bütün kişilerin; teknik, yardımcı personelin, yer ve uçuş görevlilerinin, mühendis ve kaptanların bir dolu sorunu vardır.
Entegre hizmetin kesiti olan ‘sektörün, acentasından oteline, okulundan emeklisine tüm bileşenlerinin çeşitli kaygıları bulunmaktadır.
Bütün bunların “çözümü”, 305 insanın işten atılmasıyla mı olanaklı olacaktır?
Deyin ki, ‘bütçe zorladı, fakat o zaman, Barcelona gibi bir takımla ve Messi gibi bir yıldızla tesis edilen ilişkilerin uzantısında kullanılan reklam fonları nasıl açıklanacaktır?
Kimse yanlış yerden tutmasın, elbette rekabet ortamında bütün bu girişimleri bir ölçüde yapmak ve daha da önemli olarak modernizasyon çalışmaları için kaynak sağlamak elzemdir.
Fakat THY çalışanlarının her biri en az Messi kadar değerlidir.
Ve umarım bu sorun bir an önce hallolur.
Bu satırları hayatın her düzeyini görmüş her zorluğunu yaşamış, açlığı da yoksulluğu da, refahı da bolluğu da tatmış bir vatandaş olarak yazıyorum.
Dünya kimseye kalmaz, vebal ve ah almamak, gönül kazanmak, yuvaları korumak esastır.
Not: Hava-İş’ten gönderilen 7.12.2012 tarihli e-mektup / basın duyurusu:
"Değerli Basınımıza; SENDİKALARA, ODALARA VE MESLEKİ KURUMLARA, SIYASI PARTILERE, DEMOKRATIK KITLE ÖRGÜTLERİNE; AKP Milletvekillerince verilen kanun teklifi ile havacılık işlerinde demokrasi ayıbı grev yasağı getirilmesine karşı, demokratik haklarını kullanan ve yasaklara hayır diyen 305 THY A.O ve THY Teknik işçisinin iş sözleşmeleri acımasızca bildirimsiz feshedilmiştir. Bu fesihlerin baş sorumlusu THY A.O Yönetimi ve bu yasağı istedi diye kanun teklifi hazırlayan, TBMM’den tüm muhalefet partilerinin itirazına rağmen jet hızıyla geçiren AKP grubudur. Grev yasağını sizlerin desteği ile aştık şimdi sıra işe geri dönüşte. Halen 193 gündür Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Geliş bölümünde işe dönüş mücadelesi veren direnen THY işçileri, THY’nin işçileri işsiz bırakan bu politikasını kınamak, işten çıkarılan işçilerin geri dönüşünü talep etmek için; Tüm kardeş sendikalarımızın da desteği ile HER CUMARTESİ GÜNÜ SAAT 14.00-15.00 arasında THY TAKSİM BİLET SATIŞ BÜROSU önünde yapılan oturma ve protesto eylemimiz bu bölgenin yaya trafiğine kapatılması nedeniyle BU HAFTA AVCILAR MERKEZ HAVUZLU PARKTA 08 ARALIK CUMARTESİ SAAT 14.00-15.00 arası yapılacaktır. Tüm sendikalarımızı, sivil toplum kuruluşlarımızı, emek ve demokrasiden yana tüm yurttaşlarımızı bu haklı ve onurlu mücadelemizde bizlere destek olmaya çağırıyoruz. HAVA-İŞ GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU"
">
Bundan kısa bir süre önce THY’nin 305 çalışanı, “kapı önüne konuldu”…
Bu tabiri (içimi acıtsa da) bilerek kullanıyorum…
Hak arayan, seslerini duyurmaya çalışan, üstelik bunu kırmadan dökmeden yapan bu insanlar, aylardır çırpınıyor…
Bu feryadı duyması gerekenler artık duyar mı; umuyorum ama bilmiyorum?
Bir başka şeyi iyi biliyorum: THY, “Dünya Liginde oynamak istiyor”…
Fakat bu, müşteriye odaklanmak kadar çalışana yatırımla olanaklı…
Lufthansa’da mesela böylesine “bir iş bırakma” nedeniyle çalışanlar işlerinden olur muydu?
İngiltere’de, Yunanistan’da, hava yolu çalışanları çatır çatır grev haklarını kullanıyorlar; oralarda kim bu nedenden dolayı işini kaybediyor?..
THY çalışanlarının karşılaştığı bu “ölçüyü aşmış yaptırım” topumda da tepkiyle karşılanıyor.
Geçenlerde THY’nin en yetkili ağzı: “Burası benim iş yerim olsaydı bu insanları geri alırdım” deyiverdi…
Ne yapmalı, THY’yi tamamen kendilerine mi devretmeli? Ya da, grev, iş bırakma, iş yavaşlatma gibi hak arayışlarını uzay boşluğuna sallayıp, Hava-İş’i mi özelleştirmeli?
Kaldı ki, ulusal hava yolumuzun mevcut tutumu diğer özel hava taşımacılığı şirketlerine -olumsuz- örnek teşkil edebilir, o arada, sektördeki kimi yabancı yatırımcılar da, Türk çalışanlara çifte standartlı davranabilir…
Havacılık sektöründe en vasıfsız eleman bile kolay yetişmemektedir. Bir yandan üç yüz kişiyi işinden edip diğer yandan 1000 kişi alacağım demenin rasyonalitesi nerededir?
Sendikasından arındırıp, hakları açısından çırılçıplak bırakıp, yerlerine, “gel deyince gelecek git deyince gidecek” eleman istihdam edeceğim demek, ilkel taşeron mantığıdır.
Bu hiçbir iş koluna yakışmaz, havacılık gibi yüksek nitelikli bir iş sahasında olsa olsa irtifa kaybına yol açar.
THY de dahil sektördeki bütün kişilerin; teknik, yardımcı personelin, yer ve uçuş görevlilerinin, mühendis ve kaptanların bir dolu sorunu vardır.
Entegre hizmetin kesiti olan ‘sektörün, acentasından oteline, okulundan emeklisine tüm bileşenlerinin çeşitli kaygıları bulunmaktadır.
Bütün bunların “çözümü”, 305 insanın işten atılmasıyla mı olanaklı olacaktır?
Deyin ki, ‘bütçe zorladı, fakat o zaman, Barcelona gibi bir takımla ve Messi gibi bir yıldızla tesis edilen ilişkilerin uzantısında kullanılan reklam fonları nasıl açıklanacaktır?
Kimse yanlış yerden tutmasın, elbette rekabet ortamında bütün bu girişimleri bir ölçüde yapmak ve daha da önemli olarak modernizasyon çalışmaları için kaynak sağlamak elzemdir.
Fakat THY çalışanlarının her biri en az Messi kadar değerlidir.
Ve umarım bu sorun bir an önce hallolur.
Bu satırları hayatın her düzeyini görmüş her zorluğunu yaşamış, açlığı da yoksulluğu da, refahı da bolluğu da tatmış bir vatandaş olarak yazıyorum.
Dünya kimseye kalmaz, vebal ve ah almamak, gönül kazanmak, yuvaları korumak esastır.
Not: Hava-İş’ten gönderilen 7.12.2012 tarihli e-mektup / basın duyurusu:
"Değerli Basınımıza; SENDİKALARA, ODALARA VE MESLEKİ KURUMLARA, SIYASI PARTILERE, DEMOKRATIK KITLE ÖRGÜTLERİNE; AKP Milletvekillerince verilen kanun teklifi ile havacılık işlerinde demokrasi ayıbı grev yasağı getirilmesine karşı, demokratik haklarını kullanan ve yasaklara hayır diyen 305 THY A.O ve THY Teknik işçisinin iş sözleşmeleri acımasızca bildirimsiz feshedilmiştir. Bu fesihlerin baş sorumlusu THY A.O Yönetimi ve bu yasağı istedi diye kanun teklifi hazırlayan, TBMM’den tüm muhalefet partilerinin itirazına rağmen jet hızıyla geçiren AKP grubudur. Grev yasağını sizlerin desteği ile aştık şimdi sıra işe geri dönüşte. Halen 193 gündür Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Geliş bölümünde işe dönüş mücadelesi veren direnen THY işçileri, THY’nin işçileri işsiz bırakan bu politikasını kınamak, işten çıkarılan işçilerin geri dönüşünü talep etmek için; Tüm kardeş sendikalarımızın da desteği ile HER CUMARTESİ GÜNÜ SAAT 14.00-15.00 arasında THY TAKSİM BİLET SATIŞ BÜROSU önünde yapılan oturma ve protesto eylemimiz bu bölgenin yaya trafiğine kapatılması nedeniyle BU HAFTA AVCILAR MERKEZ HAVUZLU PARKTA 08 ARALIK CUMARTESİ SAAT 14.00-15.00 arası yapılacaktır. Tüm sendikalarımızı, sivil toplum kuruluşlarımızı, emek ve demokrasiden yana tüm yurttaşlarımızı bu haklı ve onurlu mücadelemizde bizlere destek olmaya çağırıyoruz. HAVA-İŞ GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU"